İŞARETi BEKLERKEN...


Bu makale 2018-01-15 10:29:47 eklenmiş ve 19496 kez görüntülenmiştir.
Kurdistan Yazarlar

İŞARETi BEKLERKEN...

T.S Eliot’ın Birinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından yazdığı “Çorak Ülke,” ölülerin sesleriyle başlar. VE satırlarda kimin konuştuğu belli değildir.

Bu seslerin sahipleri ÖLÜLER.. dir.

Sarıyer İlçe Başkan Adaylarını ve açıklamalarını beklerken, umudunu yitirmiş, çaresiz insanlar gibi kurtarıcı ve işaret bekliyoruz.

Tıpkı o Çorak Ülke’de ki gibi sahipsiz, nereden geldiği belli olmayan sesler fısıldıyor kulaklara, Genel Başkan falancayı işaret etti, onu etmedi… onun şansı yok, bunun parası yok, en vahimi o çok düz, ilçe başkanlığını yapamaz, kıvrak değil.

Ve sessizlik… Tedirginliğin ve gittikçe artan egoizmin kaynağı, kendinden başka hiçbir şeyi düşünmeme sesliliğidir, kaybetme korkusunun ürkütücü sessizliğidir.

Dedikodular, tartışmalar, küçük düşürmeler, düş kırıklıkları, zamanı öldürme oyunları, hiçbir yere varmayan ve ağızda yuvarlanan sözler vardır ama hiçbir şey yapılmaz İşaret Beklenir yalnızca. Beklemek, içinde umut varsa bekleyiştir. Ama aynı zamanda bekleyiş, beklenen şey gelinceye kadar süren bir ESARETtir. Bildiklerini düşünmemektedir ve ne iyi ne de kötü hiçbir şey düşlememektedir:

Akıl ve ahlak devre dışı kalmış, Sadece GÜÇLÜ beklenir, KURTARICI beklenir. Çünkü İşler bu kadar kişileşirse, kimsenin kaybetmeye tahammülü olmaz artık. Yani, yanisi şu;…. Evde aş beklenir, iş beklenir.

Bunun nedeni Çorak Ülkenin de dünyanın da artık kolektif bir tutarlılıktan bütünüyle yoksun olması değil, mutlak bir kolektif partili, CHP tutarlılığından artık söz edemeyecek olmamızdır. Oysaki her siyasi parti, kendi içinde küçük nüanslarla ortak düşünce ve ideal etrafında toplanır. Bugün, CHP’NİN altı okunun hala yerinde durduğunu varsayanlar, ulusalcılar, kürt sorununu ağızlarında yuvarlayanlar, liberaller, muhafazakârlar, sosyal demokratlar, merkez sağ politikacısı ve kendini sadece sol olarak tanımlayanlar var. Bu kadar nüans ancak AKP’nin devamı karşısında bir arada durabilirler. Bu da bizi iktidar yapmaya yetmez. CHP İstanbul il Başkanı, zamanında nikah yüzüklerini gözünü kırpmadan veren yürekli kadınlarımızdan, partinin bayrağını direğe çıkıp asan gençlerimizden almalı gücünü, para ve koltuk gücünden değil. Yeter ki, birleştirici, adil olsun, yüreklere dokunsun, yüreğini koysun, Reşitpaşa’da ki Rahmetli Mehmet Temel gibi, Ankara’da şehit düşen Malatya gençlik kolları üyeleri gibi, koşulsuz ve pazarlıksız broşür dağıtan kadınlarımız gibi, elini yüreğine koysun.

“Susmak elimizden gelmiyor.”

“Doğru, çenemizi kapayamıyoruz.”

“Düşünmemek için bu.”

“Özrümüz var.”

“Duymamak için.”

“Nedenlerimiz var.”

“Tüm ölü sesleri.”

“Sanki kanat çırpışlarının sesi.” T.S.Eliot

Batılı bir düşünür, İncil’de İsa’nın ‘Ne yaptıklarını bilmiyorlar!’ sözüne referans vererek şöyle demişti: ‘Ne yaptıklarını biliyorlar ve yine yapıyorlar.

Oysa, Bir kapı hep aralıktır; “özgürlüğün ve özgür düşüncenin kanat çırpışlarının sesi“ duymak veya duymamak bizim elimizde, mazeret üretmediğimiz sürece.

 

Süreyya Çinik

Diğer yazıları...
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA