BDP Grup Başkanvekili ve Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, Hakkari'de halka hitap etti. Buldan, "Arada sınırlar olabilir. İran'da, Irak'ta, Suriye'de, Türkiye'de arada sınırlar olabilir. Ama Kürtler bütün bir Kürdistan'da tek bir parçada, tek vücutla, tek sestir, tek yürektir" dedi.
ÖCALAN'IN SELAMINI GETİRDİ
BDP, İmralı'da yapılan son görüşmede Abdullah Öcalan'ın, "Benim adıma Hakkari halkına selamlarımı iletin" sözleri üzerine Hakkari'de 3 günlük program hazırladı. Bu kapsamda ilk program Çukurca'ya, ikinci program ise Şemdinli ilçesine yapıldı. İftardan sonra Hakkari'de Bulvar Caddesi üzerinde bulunan Belediye binası önünde toplanan kalabalığa hitap eden BDP'li Buldan, 21 Temmuz'da İmralı Adası'na yaptığı ziyarette, Öcalan'ın Hakkari, Yüksekova, Şemdinli ve Çukurca'daki anneler başta olmak üzere herkese özel selamlarını gönderdiğini söyledi.
"HAKKARİLİ GENÇLER BARIŞ SÜRECİNİN MOTOR GÜCÜ"
"İmralı'dan Hakkari halkına binlerce selam var" diyen Buldan, "Sayın Öcalan ile gerçekleştirdiğimiz toplantıda 'Benim yerime Hakkarililere, Yüksekovalılara, Şemdinlili, Çukurcalı kadınlara ve sevgili gençlere hepsine tek tek selam söyleyin. Barış sürecinde beni en iyi anlayan Hakkarili, Yüksekovalı, Şemdinli ve Çukurcalı kadınlar ve gençlerdir' dedi. Çünkü onlara bir vahşet yaşatıldı. Hakkari'de her evde en az iki tane şehit var dedi. İşte bu şehitlerin hatırına geliştirmiş olduğumuz bu barış sürecine destek verdikleri için tüm Hakkari halkına sevgilerimi, saygılarımı, şükranlarımı ve selamlarımı götürün dedi. Onun için buraya geldik bugün. 'Beni en iyi anlayan, barış sürecini en iyi destekleyen Hakkari halkıdır' diyen Sayın Öcalan gençlere de özel selam gönderdi. Nasıl ki, 40 yıllık çatışmalı süreçte sürecin motor gücü olan gençler, barış sürecinin de motor gücüdür diyor" ifadelerini kullandı.
"BARIŞ SÜRECİ ROJAVA'DAN BAĞIMSIZ GELİŞEMEZ"
Barış sürecinin, savaş süreçlerinden çok daha zor olduğunu belirten Buldan, "Biliyorsunuz sayın Öcalan'ın başlatmış olduğu bu süreçte yine Kürtlere karşı zulüm yapılıyor. Kürtler inkar ediliyor, Kürtler yok sayılıyor. Sadece Türkiye'de değil, sadece Kuzey Kürdistan'da değil, bugün Rojava'da da Kürtler katlediliyor, Kürtlere zulüm ediliyor. Ama AKP hükümeti şunu çok iyi bilmelidir ki, Türkiye'deki barış süreci eğer gelişecekse Rojava'daki Kürtlerin şu anda vermiş olduğu mücadeleden bağımsız gelişmeyecektir. Rojava'daki Kürtler şu ana kadar bedel ödediler, gözyaşı döktüler, acı çektiler. Tırnaklarıyla kazıdıkları bu mücadelenin sonunda bugün statülerini elde etmek için mücadelenin sonuna geldiler. Ama AKP hükümeti, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, Türkiye'deki Kürtlere nasıl davrandıysa, Türkiye'deki Kürtlere hangi gözle bakıyorsa, Rojava'daki Kürtlere de aynı gözle bakıyor. Ama geçmiş olsun diyoruz. Geçmiş olsun AKP'ye. Kürtler statüsünü elde etti artık. Suriye'de elde edilen statü çok yakında Türkiye'de de Kürt halkının mücadelesiyle elde edilecektir. Bu saatten sonra hiç kimse artık Kürtleri kandıramayacak. Artık Kürtleri yok sayamayacak, artık Kürtleri inkar edemeyecektir. Arada sınırlar olabilir. İran'da, Irak'ta, Suriye'de, Türkiye'de arada sınırlar olabilir. Ama Kürtler bütün bir Kürdistan'da tek bir parçada, tek vücutla, tek sestir, tek yürektir" dedi.
"SÜRECİN İKİNCİ AŞAMASINDAYIZ"
Üç aşamalı barış sürecinin ikinci aşamasında olduklarını söyleyen Pervin Buldan, "Birinci aşama tamamlandı, PKK'lılar sınır dışına çıktı. Sayın Öcalan'ın isteği üzerine iki komisyon kuruldu. Bu komisyonlar biri akil insanlar komisyonu, bir diğeri de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çözüm ve barış komisyonuydu. Sıra ikinci ve üçüncü aşamada. İkinci aşamada Kürt halkının beklentileri var. Kürt halkı birinci aşamanın sonunda ikinci aşamanın başlamasıyla hükümetten beklentilerini, taleplerini her alanda dile getiriyor. Bugün burada bu taleplerimizi AKP hükümetine iletmek durumundayız. Birinci şartımız sayın Öcalan'ın özgürlüğü. Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşmadan, gerçek bir barışın, onurlu bir barışın asla gerçekleşmeyeceğini bütün Türkiye, bütün dünya bilmek zorundadır, duymak zorundadır. Sayın Öcalan'ın özgürlüğü Kürt halkının özgürlüğüdür. Sayın Öcalan'ın sağlığı Kürt halkının sağlığıdır. Sayın Öcalan'ın güvenliği Kürt halkının güvenliğidir. İşte bunun için diyoruz ki, güvenlik, sağlık ve özgürlük hepimizindir ve biz sayın Öcalan'ın arkasındayız" diye konuştu.
"ANA DİLDE EĞİTİM KÜRT HALKININ KIRMIZI ÇİZGİSİDİR"
Ana dilde eğitimin Kürt halkının statüsü ve Kürt halkının en önemli kırmızı çizgisi olduğunu savunan Buldan, konuşmasını şöyle tamamladı: "AKP hükümeti eğer adım atacaksa, ikinci aşamayı başlatacaksa işte buradan başlayabilir. Milletvekillerimizi serbest bırakabilir. KCK'lı tutukluları serbest bırakabilir. Hasta tutukluları acilen tahliye edebilir. Yeni anayasa yapım sürecindeyiz. Bu süreçte Kürt halkının statüsü belirlenmek durumundadır. Anadilde eğitim ve öğretim mutlaka anayasada yerini almak durumundadır. Sadece Kürtler değil, Türkiye'de yaşayan bütün halklar, herkes anayasada kendisini görebilmelidir. Çünkü şu ana kadar yönetilen anayasa 12 Eylül anayasasıdır. İnkar ve retten oluşan bir anayasadır. 1 Eylül tarihine kadar bizim BDP olarak 20 maddeden oluşan 'demokratikleşme paketi adı' altında verdiğimiz paket hükümetin elindedir. Bu paket AKP hükümeti tarafından yasalaştırılmak zorundadır. 1 Ekim tarihe kadar bu paketin geçmesi gerekiyor ve genel kurulda yasalaşması gerekiyor. Eğer bunlar dikkate alınırsa ikinci aşama da Ekim ayı ortalarında tamamlanmış sayılacaktır. Ondan sonrası üçüncü aşamadır. Kandildeki dostlarımız, arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, yoldaşlarımız Türkiye'ye gelmelidir. Türkiye'de siyaset yapmalılar" şeklinde konuştu.