ARDAHAN’DA FESTİVAL TARİHLERİ BELLİ OLURKEN, FESTİVALLER ÜLKE GENELİNDE, BURADAN BÖLGEMİZE ARDAHAN’IN DA EN ÖNEMLİ ETKİNLİKLERİNE DÖNÜŞMEYE BAŞLADILAR...
1990’lı Yıllarda Ardahanlı devrimci, demokrat, aydın ve Ardahan Dernekleri öncülüğünde başlayan Festivaller zaman-zaman aksaklığa uğrasa da genel anlamda yapılmaya ve giderek büyümeye devam ediyorlar. Giderek daha da profesyonel bir merhaleye kaymaya başladılar..
2000’lerden sonra, geçen 10 -12 yılda, pandemi, devlet, örgüt, terör… Gibi ayaklarla aksaklığa uğrayan, uğratılan festivaller, halkın kararlı duruşuyla artık geleneksel hale geldiler.
Halk yılda en azından birkez sılai rahim, birbiriyle buluşma hasret giderme, birbirlerine ekonomik kültürel, maddi-manevi katkı sunma, ilin bölgenin ekonomisine katkı sunmanın en iyi yollarından birinin Festivaller olduğunda hem fikir. Bu konuda halk artık ne tc devletini nede siyasi partilerini takmadığı gibi...
Giderek biten resmi dernekçilikte artık festivallere öncülük etmekten giderek uzaklaşmaktadır.
Bu da önümüzdeki yıllarda Festivallerin yapılmasında İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi hemşerilerimizin yoğun yaşadığı büyük metropollerde STK bileşenleri, halk ve resmi derneklerin halkın kuracağı ortak komisyonlarla, bölgedeki yerel yönetimlerin ortaklaşa organize edeceği festivallerin yapılacağı bir döneme geçiyoruz. 50- 100 ehil insandan oluşacak olan bu komisyonlar STK bileşenleri, STK platformları, resmi dernekler, bakanlıklar, yerel yönetimler, kamu nezdinde tek sorumlu olacaklar, festivalin yapıldığı il-ilçe yada bölgedeki yerel yönetimle birlikte ortaklaşa hareket edecekler.
Festivallerin her alanda başarılı geçmesi, halkın bölgeye taşınması, sanatçıdan basına STK alanlarına katkının sunulması... Gibi birçok konunda daha rahat rayına oturmasını beraberinde getirecektir.
Festivallerde halk eğelenme, sılai rahim, birbiriyle buluşmanın yanı sıra ilin, bölgenin kronikleşmiş büyük sorunlarının dile getirildiği, tartışıldığı çare ve çözümlerin üretildiği ana etkinlik olmasını da istemektedirler.
Her yıl büyükşehirlerde yaşayan on binlerce gurbetçinin aktığı, birbiriyle buluştuğu festivaller Temmuz Ayından itibaren başlıyor, 26-28 Ağustos tarihlerinde yapılacak Göle kaşar festivali ile son bulacak…
Bu yıl Ardahan genelinde yapılacak festival tarihleri ise şöyle;
Köprülü Beldesi Uluslararası Canibeg Kültür ve Yayla Festivali: 2-3 Temmuz 2024
Hocvan Yayla Şenliği ve Kültür Festivali: 5-6-7 Temmuz 2024
Bağdaşen Köyü Bülbülan Yayla Festivali: 12-13-14 Temmuz 2024
Çıldır Göl Festivali, Aşık Şenlik Anma 19-20 Temmuz 2024
Posof Kültür ve Sanat Festivali: 20 Temmuz 2024
Ardahan Belediyesi Kültür ve Bal Festivali: 9-10-11 Ağustos 2024
Göle Kültür ve Kaşar Festivali: 26-27-28 Ağustos 2024
ARDAHANLILAR DAMAL GÖLGE OYUNU KOMEDİSİNİN BİTMESİ, BİTİRİLMESİNİ İSTİYOR.
HALKIN TEPKİLİ OLDUĞU DAMAL ATO GÖLGE OYUNU KALDIRILMASA, CHP ARDAHAN’DA ARTIK HİÇBİR BLEDİYEYİ BİR DAHA ASLA ALAMAYACAK. HALKTA ÖFKE GİDEREK BÜYÜYOR...
Bilindiği gibi ülkemiz hala 19 yüzyılın diktatöryel kanunları ile yönetilmekte. Halk kutsal devlet, kutsal kurtarıcılar, kutsal adamlarla dizayn edilirken, 19 mayıslar , 23 lisanlar, 30 ogustlar... genclik ve vatandaşın dizayn edildiği diktatöryel oyun ve kumpaslar ülkemizi derinden ele geçiren siyon-sebataist çete, çetelerce yerli ulusal kuresel ayakları ile ustaca sergilenirken, 5 milyon km toprak kayb edip 780 bin mettreye sıkıştırılırken.. TC yi kuran çeteler sahte zaferlerle 100 yıldır beynimize kişiliğimize kişiliğimize saldırırken.. En son darbeyi de akp din iman kuran diyerek vurup vatandaşı yerle bir ederken… TC’nin Kuzey kore ve iran yada arap rejimlerinden farkı ise halkın tc rejimine diktatöryel oyun ve kumpaslarını büyütmesine son seçimlerde de görüldüğü gibi geçit vermemesidir…TC artık rejim olarak son demlerini yaşarken... kendini gölge oyunları kutsal adamlar kurtarıcılar kutsal devlet oyunları ile var etmeye çalışırken... Halk nezdinde de giderek komediye dönüşen bir erjim ortaya çıkmaya başladı..
TC rejiminin kutsal devlet kurtarıcı vb. donelerine Ardahanda temelleri 1940’larda siyonist yahudi askerlerce atılan kutsal gölge oyunu halkın öfkesini her geçen gün daha da fazla çektiği gibi halkı gölgeleri kutsayan aptal sürüleri yerine de koyarak diktator kim ung jungu bile solda sıfır bırakıyorlar...
Halkın rağbet etmediği tamamıyla İngiliz sömürge oyunları versiyonu olan ırkçı tc rejiminin ideolojisinin empozesi olan damal ato suliet gölge oyunları her neyse Ardahan halkı cahiliye araplarında bile olmayan ki cahiliye arapları en azından helva vb yiyilecek şeylerden put yaparlardı. Kervan yolculukta acıktıklarında yerlerdi. Damal ato gölge oyunu satsan satılmaz, yesen yiyilmez ve en önemlisi 1940-50 yıllarda askeriyedeki siyonist yahudi mühendis askerlerin toprak kaya dolgu ile gerçekleştirdikleri bir gölge oyunu, tc kurulurken cela bayarın uzaktan tüp patlatarak kendini ermis evliya olarak yutturmaya çalışması gibi...
BU GÖLGE OYUNU İLE SERHADIN CİHANŞUMUL ÜSTÜN KÜLTÜRÜ YOK EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR...
Bu gölge oyunu Ardahan halkını operasyonsa açık sürülere çekerken, temel nedeni ise ırk-dil-din-mezhep üstü cihanşümul evrensel insani kültüre sahip serhat kültürünü nüfusunu ırk-ırkçılıkla kirletmek, aslından kopararak ırkçı tc rejimini kutsayan kölelere dönüştürmek… ) Ardahan halkını aptal yerine koyan butür gölge oyunlarının kendilerine festival adı altında dayatılmasını istememektedir. Ve bu gölge oyunlarına yol açan donelerin ortadan kaldırılması gerekmektedir...
CHP’liler yada ato taparlar, yada ulusalcı kafatasçılar, anıtkabirin üstüne envai cesit renkte dönen bir gölge ile yılda birkaç kez transa girip kutsal mekanlarında sınırsız tur atabilirler.. Ya da benzer bir kutsal mekan yapıp turlar festivaller yapabilirler, AMA İLİMİZİ KENDİ IRKÇI İDEOLOJİLERİNE ALET EDEMEZLER... Halk ilimizle gölge oyunları ile oynamaya bir an önce son verilmesini istemektedir... Uyduruk basın, zübüklerin doluştuğu siyasal STK alanı bu gerçeğe dokunmuyor ama halk bu konuda azmi düzeyde rahatsız.. Halk tc rejiminin addan anayasya değişmesi Filistinden Afgansitan himndistan paikistan sınırlarına kapsam alanı olan, kapsam kültürü olan ülkemizin imparatorluk aslına dönmesini istemekte, İngiliz Amerikan, terör israil siyon yahudi oyunlarının artık bitmesi bitirilmesini istemektedir. Halk ülkemizi yüz yıldır tc ve türk oyunlarıyla ırk-ırkçılıkla açıkça ülkemizi işgal eden bu siyonist çetelerin açığa çıkarılması ve yargılanmasını, İngiliz sömürge oyunlarına son veren bir anayasanın yapılmasını istemektedir..
HOC-FED MEVCUT YÖNETİMLE Mİ FESTİVALİ YAPACAK, YÖNETİM DEĞİŞECEK Mİ?... YADA DERE GEÇERKEN AT DEĞİŞECEK Mİ, DEĞİŞMEYECEK Mİ..
Bölgemizin en önemli STK’larından biri olan Hocfed’de yönetimsel sorun ve sıkıntılar olduğunu federasyona üye tüm derneklerle delegasyon dillendirmeye başladı. Daha doğrusu resmi dernekçilik istisnalar dışında giderek rayından çıkmaya başladı. Dernekler halkın özne olmadığı kontrol etmediği dar ahbap-çavuş grupları, aile ve sülale derneklerin hızla evrilirken... Kontrol edilmeleri tam anlamıyla STK misyonunu yerine getirmeleri de giderek zorlaşmaktadır. Bu sadece Hocfed’de özgü bir durum da değil giderek tüm resmi dernekleri hızla saran ve çürüten bir hastalığa dönüşmeye başladı. Derneklerin asıl sahibi halk. Birçok dernekte 3-5 ahbap çavuş bir araya gelerek dernekleri halka kapatarak baş başkan vb diye ortalığı kasıp kavurmaları resmi dernekçiliği bitirirken… Hocfed gibi ciddi yapılar butür yönetimsel zaafları kaldırabilecek yapılar değil. Derneklerin halkın kontrolu dışına giderek çıkması ülkemiz genelinde giderek büyük bir rahatsızlığa neden olmaktadır…
Hocvan dernek ve delegasyonunun olağanüstü kongre kararı istediği yoğun bir şekilde dillendirilmeye başlandığı bize ulaşırken, Hocfed olağanüstü kongreye gidip gitmeyeceği de en çok merak edilen konuların başında yer almaktadır…
Bir gurup dere geçilirken at değiştirilmez, derken, bir gurupta bu debisi yüksek olan dere bu zayıf atla (mevcut yönetimle geçilmez) derken, karar merci haliyle Hocvan dernekleri ve delegasyonu olacaktır...
İŞTE GERÇEK BİR STK BAŞKANI, EREN KÜPELİ...
GÖLE -FED BAŞAKNI EREN KÜPELİ GÖLEDEKİ AĞAÇ KATLİAMINI GÜNDEME TAŞIDI, DOĞU MEDYA OLARAK KENDİSNİ TEBRİK ve TEŞEKKÜR EDİYORUZ…
Festival haberlerini sizlere taşırken, gerçek manada sivil toplumu temsil eden bir STK başkanımızın da olduğunu teneke işlerle uğraşmadığını bütün festival boyunca her habere ekleyeceğiz.
Gölede Orman Katliamı Video Tıklayınız…
Göle -Fed başkanı Eren Küpeli bir STK başkanının yapması gerekeni yaparak, Orman katliamını gündeme taşıyarak bir STK mensubunun ne yapması gerektiğini net ortaya koyarken…
Ardahan STK alanının artık bölgede ajan hukuk-banka-firma, devlet-kanun oyunlarıyla halkın hayatından ev arazisi tarlasına; hayatına çöken tc ajan yapılanmasından yerli-küresel ayaklarını gündeme taşıyabileceklerimi, bölgemize giren köy -köy tarla arazi toplayıp sonra toprakla oynayarak toprağı silaha çevirerek halkımızı yok etmeye çalışan firmaların peşine düşülecek mi... Bunları ilerleyen zaman dilimlerinde göreceğiz. Ve artık halkın Eren Küpelinin ortaya koyduğu duyarlılığı ortaya koymayan hiçbir insanı STK yönetimlerinde asla yer vermemelidir… Çünkü bölgemiz özelinden ülkemiz geneline yerel küresel işbirlikçi ihanetçi çeteler ülkemizi işgal ettikleri gibi, bizimdir diyebileceğimiz bir ülkede bırakmamaya başladılar. Sadece bölgemizde değil ülke geneli bu yönlü harekete geçmeyen tüm STK’ları halk çöpe atmalıdır. Vatandaşı ayağa kaldırıp yürütecek STK alanlarına ihtiyacımız var. Çünkü ülkemizle birlikte yok ediliyoruz… STK ların ana görevi vatandaşı korumak olduğuna göre stratejik tüm tehlikeleri de Eren Küpeli gibi STK’lar halka taşımak zorunda…
Sadece Serhat bölgesinde değil, ülke genelinde artık federasyonların derneklerin komisyonlar kurarak doğayı korumdan maden faaliyetlerine, bulundukları yaşadıkları yeri koruma ve halkın güvenliğine dizginleri ele alması lazım. Maden faaliyetleri ile Karadenizi patlatmaya çalışan, milyarlarca yıl içinde oluşan, maddi olarak beyaz cevher olup dünyada parayla asla ölçülmeyecek gelecekte biz vatandaşların hepsini zengin oğlu zengin yapacak kaynak sularımızın çıkış noktası Fırat-Dicle havzası Erzincan yerli-küresel ihanetçi firmalarla, Karadeniz patlatılarak yok edilmeye çalışılırken… (Ayrıntılar tıklayınız… )
Ardahan Gölede 100 yılda zor yetişen ve yine dünyada benzeri olmayan sarıçam ormanları yıllardır katl edilmektedir.
Halka biyolojik ve kimyasal saldırının en önemli ayaklarından olan yabancıların toprak toplanması acil durdurulmalı, varsa toplayan yerli-yabancı firma yerel küresel ayakları tesbit edilmeli dava açılmalı. Serhat bölgesi, Ardahan ve ülke genelinde köy -köy toprak toplayan yerli-küresel ihanetçi firmaların halka biyolojik ve kimyasal saldırının alt yapısı için uğraştıkları o coğrafyanın halkını yok etmek için harekete geçtiklerini halka taşınması gerek (Ayrıntılar İçin Tıklayınız..)
Halkın artık en büyük zararın bizimdir dediğimiz devletten geldiğini ve heryerde devlete dava açmadan devlet adına bizi satan Murat Kurum gibi insanlara yerli yabancı ayakları ile dava açması, STK ların halkı bilinçlendirip harekete geçirmeleri gerekmektedir.
Devlet, siyaset, STK, basın, belediye, parti, örgüt, tarigat… Adı sanı ne olursa olsun artık bunların halkı kullanmasına, soymasına, halkı ölüme yatırarak, çürüterek halkın sırtından şişmelerine, halkı ve ülkemizi düşürmelerine hep birlikte set çekmeliyiz. Dikkat edin bizim adımıza hareket edenler istisnalar dışında gerçekleri, ölümcül sorunları halka taşımıyor. Hele gazeteci kılığında bazı düzenbazlar ve gaz soy -soy hemşeri vatandaşı nasıl profesyonelleşmişler. Artık hep birlikte bunları durdurma ülkemize ve kaderimize sahip çıkma zamanı…
İŞTE GERÇEK BİR STK BAŞKANI, EREN KÜPELİ...
GÖLE -FED BAŞAKNI EREN KÜPELİ GÖLEDEKİ AĞAÇ KATLİAMINI GÜNDEME TAŞIDI, DOĞU MEDYA OLARAK KENDİSNİ TEBRİK ve TEŞEKKÜR EDİYORUZ…
Festival haberlerini sizlere taşırken, gerçek manada sivil toplumu temsil eden bir STK başkanımızın da olduğunu teneke işlerle uğraşmadığını bütün festival boyunca her habere ekleyeceğiz.
Gölede Orman Katliamı Video Tıklayınız…
Göle -Fed başkanı Eren Küpeli bir STK başkanının yapması gerekeni yaparak, Orman katliamını gündeme taşıyarak bir STK mensubunun ne yapması gerektiğini net ortaya koyarken…
Ardahan STK alanının artık bölgede ajan hukuk-banka-firma, devlet-kanun oyunlarıyla halkın hayatından ev arazisi tarlasına; hayatına çöken tc ajan yapılanmasından yerli-küresel ayaklarını gündeme taşıyabileceklerimi, bölgemize giren köy -köy tarla arazi toplayıp sonra toprakla oynayarak toprağı silaha çevirerek halkımızı yok etmeye çalışan firmaların peşine düşülecek mi... Bunları ilerleyen zaman dilimlerinde göreceğiz. Ve artık halkın Eren Küpelinin ortaya koyduğu duyarlılığı ortaya koymayan hiçbir insanı STK yönetimlerinde asla yer vermemelidir… Çünkü bölgemiz özelinden ülkemiz geneline yerel küresel işbirlikçi ihanetçi çeteler ülkemizi işgal ettikleri gibi, bizimdir diyebileceğimiz bir ülkede bırakmamaya başladılar. Sadece bölgemizde değil ülke geneli bu yönlü harekete geçmeyen tüm STK’ları halk çöpe atmalıdır. Vatandaşı ayağa kaldırıp yürütecek STK alanlarına ihtiyacımız var. Çünkü ülkemizle birlikte yok ediliyoruz… STK ların ana görevi vatandaşı korumak olduğuna göre stratejik tüm tehlikeleri de Eren Küpeli gibi STK’lar halka taşımak zorunda…
Sadece Serhat bölgesinde değil, ülke genelinde artık federasyonların derneklerin komisyonlar kurarak doğayı korumdan maden faaliyetlerine, bulundukları yaşadıkları yeri koruma ve halkın güvenliğine dizginleri ele alması lazım. Maden faaliyetleri ile Karadenizi patlatmaya çalışan, milyarlarca yıl içinde oluşan, maddi olarak beyaz cevher olup dünyada parayla asla ölçülmeyecek gelecekte biz vatandaşların hepsini zengin oğlu zengin yapacak kaynak sularımızın çıkış noktası Fırat-Dicle havzası Erzincan yerli-küresel ihanetçi firmalarla, Karadeniz patlatılarak yok edilmeye çalışılırken… (Ayrıntılar tıklayınız… )
Ardahan Gölede 100 yılda zor yetişen ve yine dünyada benzeri olmayan sarıçam ormanları yıllardır katl edilmektedir.
Halka biyolojik ve kimyasal saldırının en önemli ayaklarından olan yabancıların toprak toplanması acil durdurulmalı, varsa toplayan yerli-yabancı firma yerel küresel ayakları tesbit edilmeli dava açılmalı. Serhat bölgesi, Ardahan ve ülke genelinde köy -köy toprak toplayan yerli-küresel ihanetçi firmaların halka biyolojik ve kimyasal saldırının alt yapısı için uğraştıkları o coğrafyanın halkını yok etmek için harekete geçtiklerini halka taşınması gerek (Ayrıntılar İçin Tıklayınız..)
Halkın artık en büyük zararın bizimdir dediğimiz devletten geldiğini ve heryerde devlete dava açmadan devlet adına bizi satan Murat Kurum gibi insanlara yerli yabancı ayakları ile dava açması, STK ların halkı bilinçlendirip harekete geçirmeleri gerekmektedir.
Devlet, siyaset, STK, basın, belediye, parti, örgüt, tarigat… Adı sanı ne olursa olsun artık bunların halkı kullanmasına, soymasına, halkı ölüme yatırarak, çürüterek halkın sırtından şişmelerine, halkı ve ülkemizi düşürmelerine hep birlikte set çekmeliyiz. Dikkat edin bizim adımıza hareket edenler istisnalar dışında gerçekleri, ölümcül sorunları halka taşımıyor. Hele gazeteci kılığında bazı düzenbazlar ve gaz soy -soy hemşeri vatandaşı nasıl profesyonelleşmişler. Artık hep birlikte bunları durdurma ülkemize ve kaderimize sahip çıkma zamanı…
MAHO DAVARDÖVEN -DOĞU MEDYA -ARDAHAN