BEYKOZU TEKSASA ÇEVİRDİLER.. GENÇLERİMİZİ HUNHARCA KATLEDİYORLAR..

İbrahim Bağcı, 34-35 yaşlarında Beykoz merkezde ikamet eden, otomotiv sektöründe girişimci genç bir iş adamı. Etrafına hayat saçıyordu. İş dünyası merdivenlerini hızla yükseliyordu. Baharını yaşamadan katlettiler..
Bu haber 2021-02-21 19:43:01 eklenmiş ve 6475 kez görüntülenmiştir.

 

BEYKOZU TEKSASA ÇEVİRDİLER.. GENÇLERİMİZİ HUNHARCA KATLEDİYORLAR..

 

İbrahim Bağcı, 34-35 yaşlarında Beykoz merkezde ikamet eden, otomotiv sektöründe girişimci genç  bir iş adamı. Etrafına hayat saçıyordu. İş dünyası merdivenlerini hızla yükseliyordu. Baharını yaşamadan katlettiler..

 

Beykoz’da uyuşturucu çeteleri başta olmak üzere çeteler cirit atıyor. Her yıl uyuşturucu belasından 5-10 genç can verirken.. Binlerce genç bunların pençesine düşüğyor. Sayıları onbinleri bulan aileler perişan ediliyor.. İstanbul geneli bu rakam milyonları aşmaktadır.. Rejimden kaynaklı boşluktan fayadlanan çeteler gençliği binbir yöntemle yok ediyorlar..

 

İbrahim Bağcı, 34-35 yaşlarında Beykoz merkezde ikamet eden, otomotiv sektöründe girişimci genç  bir iş adamı. Etrafına hayat saçıyordu. İş dünyası merdivenlerini hızla yükseliyordu. Katlettiler.. Abisi Naim Bağcı ile yedi emin otopak işletmeciliği de yapan bu genç kardeşimiz İbrahim Bağcı çevresindeki onlarca işsiz gence abisi ile birlikte iş kapısı olmuş, iş dünyasında genç yaşına rağmen bütün engelleri ışık hızıyla geçmeye, yükselmeye başlamıştı..  Etrafına hayat saçıyordu.. Bu yükselmeleri haliyle sitemi derinden ele geçiren çetelerin hoşuna gitmediği için Abe Naim Bağcı adeta hayatı mahkemelerde, ablukalarla geçerken.. İbrahimi de kör kurşunlarla katl ettiler..

 

HABERİN FOTO GALERİSİ TIKLAYINIZ..

 

Beykoz’daki çetleşme, mafyalaşma, vatandaşın hayatının adeta sudan ucuz olmasını fırsat bilen gençlik ve vatandaş düşmanı karanlık eller kin ve nefreti tavan yaptırarak gençleri birbirinin katillerine çevirmektedirler.. İbrahim gencecik yaşında, hayatının baharında geçen Salı günü (16-02-2021- saat 23.00 civarı) Beykoz merkezde plakasız bir araba ile geldikleri iddia edilen birileri tarafından gencecik yaşında hayattan koparıldı..

 

Sıradan önemsiz halkı soyan yetneksiz soyguncu nammussuz hırsızların koruma orduları ile korunduğu, koruma orduları ile dolaştığı ülkemizde vatandaş ise sahipsiz, korumasız.. Akıl hastahanesinde-cezaevlerinde tutulması gereken suç makinalarını sistem yada devleti ele geçiren büyük çeteler eliyle toplumun içine salınarak vatandaş yok edilmektedir. Vatandaş kasti bir şekilde hedef yapılmaktadır.. Ülkemizi yüzyıldır derinden ele geçiren çeteler Boğazın lüks villlarında viskilerini yudumlarken, ülkemizde vatandaş yok edilmekte, yok  hükmündedir. Sistem yada sistemin bekçileri anacak vatandaş darbeyi aldıktan sonra, öldükten sonra, düştükten sonra göstermelik ortaya çıkmaktadırlar..  Gencecik bir insan katledilirken.. ölüm haberi gelene kadar kimse neler olduğunu, neler döndüğünü, İbrahim gibi gençlerimizin nasıl kumpaslarla kuşatıldığını duymamıştı bile..

 

Mevcut sistemin basını yine kilişe son dk. “Beykozda aralarında husumet bulunan iki gurup çatıştı, bir ölü-bir yaralı” gibi rutin haberleri ile olayı işlerken.. Kimse İbrahim gibi gençlerin önlerine örülen sefalet ve yoksullluk bataklıklarından ilk bahrada karları delen birer kardelen çiçeği gibi nasıl çıktıklarını hayal bile edmiyorlardı.. İbrahim gibi hergün ülkemizde binbir kumpas ve oyunlarla sarılan onlarca vatandaş, genç  yok edilyor.. Kimse perde arkasını sorgulamıyor, mevcut sistemsel, siyasal-stk yapılanmasının geriliği ajan-kripto kuşatma çemberleri nedeni ile de kimse vatandaşın başında nasıl yıkıcı oyunların döndüğünü hayal bile edemiyor.. 

 

İBRAHİMİ SON YOLCULUĞUNDA BİNLER UĞURLADI..

Bir 1 kişi görseli olabilir

Perşembe günü Beykoz Ortaçeşme Camiinde binlerce hemşerimiz pandemi koşullarına rağmen, dondurucu soğuğa rağmen kılınan cenaze törenine katıldılar. İş-STK, bölgemizin federasyon, il-ilçe-köy dernekleri, bölge basın yayını.. Binlerce hemşerimiz kendisini son yolculuğa uğurlarken herkesin isyanı –üzüntüsüsü dışa vuruyordu..

 

Cenazeye katılan herkes adeta isyan halindeydi. Beykoz neden bu kadar kötü bir durumda. Daha baharın da bir genç insan nasıl böyle hunharca katl edilebilirdi.. Genç bir insanın sebep ne olursa  bu şekilde katl edilmesi bütün hemşeri camiamızı derinden üzdüğü gibi yasa boğdu..

 

VATANDAŞ OLARAK BİZE DAYATILAN YOK EDİLME ÇEMBERLERİNİ HEM ÇÖZMELİ, HEMDE KIRMALIYIZ..

 

Yüzyıllık TC rejmi yüzyıl boyunca insanları ırk-dil-din-mezhep, sağ-sol yemleri ile avlarken.. Günümüzde bu yemler deşifre olduklarından yerini başka araçlara bırakmışlardır.. Özellikle iş, bilim yazılım, bilşim dünyası başta olmak üzere.. gelişmeye meyilli, yetenekli gençler bin binbir oyunla sarılmakta.. Biyolojik-kimyasal saldırlarılardan, gıda-genom saldırılarına; uyuşturucuya, gençler binbir yıkıcı kumpas ve oyunla sarılarak yok edilmeye çalışılmaktadır..

 

İbrahim öyle yüksek okulları, şaaşalı bir çevreden değil varoşların yoksul tepelerinde dünyaya geldi. Rejmin yoksullluk ve sefaletle bitirmeye çalıştığı milyonlardan biriydi.. Ama o yetenekleri ile önüne serilen bütün çelikten duvarları bir-bir yıkıp yükseliyordu.. Yetenekleri ile otomotiv sektöründe ortaya koyduğu başarıları ile ilerde Holdingleşmeye gidecek bir kişilik ortaya çıktı.. Bu kardeşimizin anısına en büyük saygı kendisi gibi başarılı gençlerin ortaya çıkmasının yollarını açmaktan geçer.. Gençlerimiz bu saaten sonra bu ülkenin iş-siyaset-yerel-kamu.. alanlarında yükselmeye odaklanmalı.. İçinde yaşadığımız ülkemizin kaynaklarını bizleri yok etmek için kullanan sistemin tümüne sızmış derin çetelerin, yerli-yabancı ayakları ile deşifrasyonuna, planlarını çözmeye odaklanmalıdırlar..

 

BAĞCI AİLESİ BÖLGEMİZDEN BİRÇOK AİLE GİBİ 90’LARDAN BERİ ABLUKA ALTINDA..

 

İbrahim Bağcı, Bağcı ailesinden ailesinden katl edilen gençlerden ilki değil.. Amcaoğlu Cengiz Bağcı 1990’lı yıllarda faili meçhul yapıldı. Deyim yerindeyse şeker gibi bir çocuktu, bir gençti bir gün kayboldu dediler.. Yıllarca hemşeri camiamızda-içimizde dert oldu. Cengizi asla unutmadık ve asla da unutmayacağız. Cengizi bir daha ne gören oldu, ne duyan oldu.. Fısıltı gazetesi bu ülkeyi derinden ele geçiren çetlerin Cengizi katl ettiğini hala da tekrarlıyorlar.. Cengiz ne bir örgütün bir elemanıydı, nede bir çete mensubuydu.. Hemşeri camiamızda herkesin örnek olarak gösterdiği hayat dolu güler yüzlü örnek bir kişilikti. Yanılmıyorsam İst. Ünv. Yada bir Ünverisitesinde işçiydi..

 

Ülkemiz kurulduğundan beri derin siyonist çetelerin işgali altında ve Cengiz netür bir pisliklerini gördüyse bu çeteler kendisini faili meçhul yaptılar.. Tabi aileden bu kıyımlar cengizle de sınırlı kalmadı.. Yine Esenyurt başta olmak üzere, İstanbulda Bağcı-yıldız, avşar, tekin... soyadlarını taşıyan onlarca aileden onlarca gencimiz ülkemizdeki bu derin işgalci çeteleri bilmediğinden.. Bizim adımıza siyasete, stk ları genelde kripto ajanlar-sergerdeler yer aldığından kolayca av oldular. Kimilerini son teknoloji haplarla kalp krizinden beyin kanamsından, mikrop bulaştırmalardan, trafik kazası süsleri ile götürlerken.. kimilerinide pusularda katl ettiler.. Binlerce gencimiz  rejmin-sistemin döşediği tuzaklarla canlarından oldular.. Hala da oluyorlar..

 

Rejim yüzyıldır bizi öylesine derinden ablukaya almışki.. Ülkemizi tepeden ele geçiren hayatlarımızla oynayan büyük çeteleri çözemeden bizleri alanihaye hep imhaya açık sürülere dönüştürmeye devam edecekler..

 

Bu sistem bir derin işgal rejmi. 80 milyon vatandaşın bilgileri bu sistemede hayatlarımızla oynayanların kasasında olduğu gibi, aynı zamanda 80-90 milyonun 7 sülalesi ile bilgileri bu rejim eliyle katil kraliçeden mosad ciaya.. Dünyayla oynayan büyük katillerin de kasasında..

 

Yani öyle yıkıcı bir kumpasla sarılmışız ki.. Bağcı ailesinden, Avşar yada diğer soyadlardan biri bakan olursa, holdingleşirse.. Sanatçı, bilim adamı yada iş adamı olursa bizi çevreleyen katil sürüleri ne kadar nasıl bir zararlarının olacağını.. Hem ülkemizde, hemde diğer ülkelerde ki gökdelenlerinde yüzyıllardır hesaplamaktadırlar.. Bizler böylesine yıkıcı çemberlerle kuşatılmışken.. Birbirine yakın akraba gurupları olarak birbirimizi sorma-fikir alışverişnde bile bulunamayacak bir hale çekmiş bulunmaktadırlar..

 

Bu diktatör cebberrut soykrımcı-ırkçı rejim yüzünden gençlerimiz doğru-dürüst bir eğitim alamadıkları gibi kendilerine kurulan kumpas ve oyunları deyim yerindeyse ruhları bile duymamaktadır..

 

Gençlerimiz hayata hep 10 sıfır geriden başladılar. Eğitim yok, ev yok, iş yok, sosyal güvence yok.. Binbir yokluk içinde her alanda insanı bitiren bir hayatın bir diktatörlüğün içinde dünyaya gözlerini açtılar.. Rejimin bütün kuşatmasına rağmen yetenekleri ile rejmin profesorlerinde, profesyonellerinide, halkların soygunu-soykırımı ve gasbı üzerine kurulan büyük sermayelerini de geçmeye başladılar..

 

Ve önümüzdeki on yıllarda bu ülkenin tepesinde İbrahim gibi  rejimin yok etmeye çalıştığı gençlerimiz ve vatandaşın kendisi geçecektir.. Gençlerimiz, vatandaşlar ülkemizi derin işgalci çetelerden soysuzlardan alacaklardır.. Sıkıntı rejimin dayattığı yolsuzluk-yoksulluk, eğitimsizlik, sefalet-cehalet bataklarında vatandaş nasıl, kimler tarafından ne zamandan beri nasıl sarıldığını bilmemektedir.. Bizim adaımıza siyaseten vb. alanlarda çıkanlar ise kripto ajanlar tarafından sarıldıklarından vatandaşa hayati önemdeki bilgiyi taşıma yerine sürekli yanlış yönlendirme yaparak efendilerine hizmet etmektedirler..

 

Geçlerimiz-vatandaş oyunlara maruz kalmamak için vurguladığımız tehlikeleri bilince çıkarıp kendi aralarında dayanışmadan derin bilgiye her alanda yetkinleşmelidirler.. Artık birbirine yakın büyük aile ve gruplar firmalaşma, eğitim, sağlık, güvenlik.. her alanda  kendi alt yapılarını kendilerinin kurma dönemine geçmelidirler..

 

Yani ülkemizi derinden ele geçiren çetelerle bu çetelere uşaklık yapanlar  kendi ülkemizde iş-siyaset-sanat-bilim, kültür.. dünyasında özne olmamamız için yüzyıldır 80-90 milyon vatandaşı hedefe koymuş bulunmaktadırlar..

 

Rejmin dayattığı yolsuzluk-yoksulluk-sefalet, terör-uyuşturucu bataklıklarından batmayan çıkan, rejmin giydirdiği bu  yok edici kefenleri yırtan gençlerimiz binbir oyunla sarılarak yok edilmeye çalışılmaktadır.. Bu tuzağı iyice bilince çıkarıp sahiplerine yedirecek bir gelişmenin içine girmedikçe bu sistem bizimle gençlerimizle hayatlarımızla hep oynamaya devam edecektir..

 

En son bölgemizden yabancı firmaların tasallutunu, tekelini kıran, eğitim, sağlık, spor.. birçok alanda bölgemize ve ülkemize en büyük katkıyı ve yardımları yapan iş adamlarımızdan sıfırdan Holding ortaya çıkaran bir işadamı kardeşimiz daha çıktı. SBK Holding Baran Korkmaz.. Namı kısa zamanda dünyayı sardı.. TC deki ırkçı-ergenkoncu-fetocü çeteler ve ABD deki çeteler milli-yerli bu ülkenin öz evladı birilerinin TR’nin holdingleşmede üst basamakları çıkmasına izin vermediler.. Hukuk kumpasları ile sarıldı.. Ve Korkmazın yurt dışına çıkmak zorunda bırakılması ile birlikte Türkiye’de yabancılardan alınan Türkiyenin en büyük ilaç firması Biofarma şirketi yeniden yabancıların eline geçti.. Yabancı ilaç firmalrı için her vatandaş bir müşteridir. Hastalık bulaştırlarak ilaca bağımlı yapılmalı ve öldürülmelidir..

 

Korkmaz,  içine çekildiği kumpas ve zor durumdan dolayı SBK Holding bünyesinde bulunan Biofarma şirketini İsviçreli bir gruba yabancılara yok fiyatına geri sattığı haberini üzülerek öğrendik.. Bilindiği gibi bu siyonist sistem sadece gelişmeye meyilli gençlerimnizi katl etmekle yetinmiyor.. Bu diktatör sistem Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney gibi değerleri de sararak, lince tabi tutarak  yurt dışına çıkamalarına neden olmuş.. Ve Fransadaki siyonist sergerde ajanlar ise her ikisine heval ve devrimci ayakları ile ikisine de kanser mikrobu bulaştırarak katl etmişlerdi.. Geçmişte binlerce insanımız benzer oyunlarla faili meçhul yapıldılar..

 

Bu yakıcı örnekleri vermemizin nedeni, içinde yaşadığımız ülkeyi-ülkemizi ve içinde yaşadığımız dünyayı iyi tanımasak, kendi aramızda yakın akrabadan başlayarak dayanışmayı büyütmesek.. Bizi yüzyıllardır saran soykırımcı sergerdeler hep bizi av yapmaya, avlamaya devam edecekler.. Bizlere acı üstüne acı yaşatmaya devam edecekler. Bunun için gençlerimize sahip çıkmak onları doğru yönlendirmek, onlara hayati önemde tüm bilgileri taşımak  hepimizin boynunun borcudur..

Vatandaşa hayati önemde bilgi taşıdığımızdan bu sistem 90 lı yıllarda bize 200-300 yılı aşan sahte cezalarla sardı.

50-60 yaşına doğru yol alırken ancak temiz kağıdı 2011 de alabildik. Doğu medyayı kurduk.

Rejim parasal anlamda iş anlamında bize 5-10 milyar dolar zarar verdi.. Bırakın iş kurmayı işe girmemiz dahi engellendi..

Halada ülkemiz, bizim gibi vatandaşlar başta olmak üzere hapishaneye çevrilmiş bulunmakta..

Gazeteci olmamıza rağmen ayırımsız iktidarı –muhalefeti ile bu ülkemizdeki bu uyduruk  siyasal yapılanma yerel yönetimi bizlere ilan vermemektedir..

Hala rejim iş dünyasında varolmamız için bizi dört koldan ablukaya almaya sarmaya  devam etmektedir..

Hala geçmişten günümüze gasp edilen haklarımızı sorgulayacak tek bir kurum yoktur..

 

 

Rejmin bizden istediği tek yaşam biçimi poşet-çantaya muhtaç düşmüş –düşürülmüş, yoksulluğu kader olarak bellemiş,  ayakları üzerinde durmayı becermeyen bitik düşürülmüş sakat-hasta vatandaş tipi.. İşte rejmin bize dayattığı bu düşkün kişiliği aşan ve sahiplerine yediren binlerce gencimiz çeşitli kumpaslarla sarılarak, onbinlercesi şu anda hapishanelere doldurularak.. Bazıları da genç kardeşimiz gibi hayattan koparılarak bitirilmeye çalışılmaktadır.. Bu anlamda içinde yaşadığımız sistemi çözüp birliktye güç olmayı başrmasak hep düşürlen bizler olacağız..

 

Ülkermizdeki siyasal yapılanma sağcısından solcusuna, dincisine kürtçü-türkçüsüne hiçbiri vatandaşı temsil etmemekte.. Son noktada hepsi vatandaşı düşürme, yem etme, bitirme  üzerine kurgulanmış yapılanmalardır..

 

Son olarak önemli bir not düşerek bitirelim: Son 15-20 yıldır ülkemizde yaşanan gelişmler vatandaşla yüzyıllık derin işgalci siyonist çetelerin, diktatör rejimle vatandaş arasında dişe-diş mücadelesiyle geçmektedir.  Eski TC sistemi bütün ayakları ve kaleleri ile vatandaş tarafından sarılmaya, yıkılmaya deşifre olmaya başladı.. Yakın bir gelecekte bu rejimde, bu rejmin bize dayttığı putlarıda birer-birer yıkılacaklardır.. Yani milyonlarca insan aynı kulvarda koşmaktayız, en büyük sıkıntı nasıl, kimler tarafından nasıl sarıldığımız bilmeme.. Güç vatandaşta olmasına rağmen, rejmin bütün stratejik klaeleri alanları vatandaş düşmanı sergerdeler, ajanlar, kriptolar.. tarafından derinden işgal edildiğinden hala ülke genelinde vatandaş büyük kayıp ve büyük zararlar yaşamaktadır.. Biz bizi derinden saran katilleri, soykırımcı sergerdeleri çözmedikçe, onları sarmadıkça onlar hep hayatarımızla oynamaya devam edecekler..

 

İçine girdiğimiz bu mubarek aylarda İbrahim kardeşimiz başta olmak üzere vefat eden tüm hemşerilerimize Allahtan Rahmet kederli ailelerine Doğu Medya ve bölge STK ları adına başsağlı ve sabır diliyoruz..

 

HABERİN FOTO GALERİSİ

TIKLAYINIZ..

 

 

 

 

ETİKETLER : BEYKOZU TEKSASA ÇEVİRDİLER.. GENÇLERİMİZİ HUNHARCA KATLEDİYORLAR.. İbrahim Bağcı 34-35 yaşlarında Beykoz merkezde ikamet eden otomotiv sektöründe girişimci genç bir iş adamı. Etrafına hayat saçıyordu. İş dünyası merdivenle
Diğer İstanbul haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA