TÜRKİYE’DE MİLLİYETÇİLİK KİSVESİYLE İÇ SAVAŞ PROVALARI..
Türkiye’de Müslümanlar ve Kürtler hala hedefte, hala en çok ezilen kesimler arasında başı çekmektedirler.. Milliyetçilik- mukaddesatçılık kisvesine bürünen bir sürü çete-mafya içindeki (cia-mossad) kriptolarıyla hala ülkemizde nasıl bir iç savaş çıkarırız, çaktırmadan ak partiyi nasıl çökertiriz senaryolarını hayata geçirmek için yoğun bir çaba içine girmiş bulunmaktadırlar…
Son zamanlarda bir af tartışmasıdır aldı başını gidiyor, kim kimi nasıl afedecek bilinmiyor. Tartışmalar ve tasarı son halini aldığında hep birlikte göreceğiz. Ama kamuoyunda en büyük korku çetelerin, örgütllü suç şebekelerinin, devleti soyan hırsız namussuzların, akıl ve ruh hastası kişiliklerin cinayet-gasp vb. suç makinalarının.. geniş bir yelpazeye kadar bir af oyununun sergilendiği endişesi kamuoyunda, her yerde mevcutve toplum büyük bir endişe içerisinde..
Af konusuna geçmeden önce Türkiye’de giderek kendilerini devletin yerine koyan, Türkiye’de kendilerine milliyetçi, mukaddesatçı (kutsalcı, dinine diyanetine bağlı) kisvesi giyindiren çetelerin, mafya bozuntularının nasıl terör estirdiklerini; kendilerini nasıl devletin yerine koydukları yönünde fısıltı gazetesiyle yayılan bir gerçeğe dokunarak başlayacağız. Bu konu halk arasında yaygınlaşan konular arasdında üst sıralara oturmuş durumda.. 90’larda kendilerini devletin yerine koyan cia-mossad ajanlarının nasıl milliyetçilik kisvesi adı altında Kürtleri ve Müslümanları, bir bütün olarak vatandaşları.. nasıl faile meçhule uğrattıkları bu ülkenin en acı gerçeklerinden biriydi. Ak Parti ikltidarıyla birlikte yerle bir oldular..
İstanbulun merkezi yerlerinde, arka sokaklarında birçok kesim sırtını devlete yaslamış, milliyetçilik-mukaddesatçılık kisvesine bürünmüş çetlerden mafyadan bahsediyor. Bu çete ve mafyaların özellikle ulusal, uluslarası arenada iş yapan Kürt kökenli iş adamlarına dadanmak için fırsat kolladıkları birçok çevre tarafından fısıltı gazetesi olarak giderek yayılıyor, dile getiriliyor.
Çoğunluğu Ak Partili olan Kürt kökenli çevrelerde fısıltı gazetelerinden derlediğimiz bilgiler korkunç boyutlarda. Nasıl Fetö terörü türkçülüğü ve dini kullanarak ülkemizde Türkleri ve Dini bitirmeye, ülkemizi yıkmaya çalıştıysa, hakeza PKK terörüde Kürt sorununu kullanarak Kürtleri nasıl soykırıma uğrattığı, dinsizleştirmeye çalıştığı ve ülkemizi bölmek,yıkmak için nasıl siyonist abd-israilin tetikçisi ve bekçisi konumuna terfi ettirildiği herkesin ve kesimin malumu..
Önlem alınamazsa işte bu terör örgütlerinin bıraktığı boşluğu doldurmaya aday yeni bir terör doğuyor. Milliyetçilik, din gibi kisvelere bürünen bu mafyavari terörizmin hedefinde ise ulusal, uluslarası arenada iş yapan Kürt kökenli iş adamları. Bu yeni yapılanmanın PKK ve FETÖ kartını kullanarak Kürt kökenli iş adamlarına saldırmak, kumpas kurmak, mal ve servetlerine konmak, dadanmak için fırsat kolladıkları; bu anlamda oyun peşinde oldukları fısıltı gazetesinde konuşulan konular içinde başı çekmektedir..
Bu iddialar arasında adı geçen iş adamlarından biri de Baran Korkmaz. Atlas Jet firmasını fetöcülerden alan Fetöcülerin tuzakları sonucu Fetö terörü yüzünden milyonlarca dolar zarara uğrayan, 15 temmuz gecesi fetö işgal hareketinde yabancı sermayeyi ülkemizde tutmak için canının dişine takan, Kürt illerine eğitime en büyük katkıyı yapan.. başkan Erdoğan tarafından takdir gören Baran korkmaz gibi Kürt kökenli iş adamlarına karşı fetö-pkk kumpasları ile nasıl çökeriz hesabı yapanların olduğu..
Devlet arkamızda çıkışları yüzünden binlerce insana iş ve istihdam sağlayan birçok iş adamının çete ve mafyavari tehdit-tehlikler sebebiyle yurtdışına çıktığı, kendini güvende hisetmediği, Türkiyeye dönmede terdüt yaşadıkları..
Kürt halkının yaklaşan yerel seçimlerde Doğu ve Güneydoğuda yerel yönetimleri PKK ve türevlerinden.. İstanbul gibi büyük metropollerde ise büyük şehirleri fetö ve türevlerinden bu komedi-ihanetçi muhalefetten nasıl kurtarabiliriz hesabı yaptığı, ülkücüleri bile geçtiği.. bir zaman diliminde devlet-millet-milliyetçilik-mukadesatçılık gibi kavramları kullanarak Kürt iş dünyasına yönelme tek kelime ile bu ülkenin altına dinamit koymadır ve ihanetin daniskasıdır. Devlet bu yönlü iddiaları araştırarak hortlatılmak istenen bu kripto mafya ve çeteciliği açığa çıkarıp ekarte etmelidir. 2000’lerden önceki Türkiyede devlet yoktu devlet adına cinayet işleyen, vatandaşı gasp eden, faile meçhule uğratan ve Türkiye’yi yıkıma götüren çeteler vardı. Bu çeteler çözülmezse Ak partiyi yıkmak için devlet adına yeniden hortlar, kürtlere karşı saldırıya geçebilirler.. Ak Partinin bu konudaki zaafı kürtleri kaybetmesi partinin sonu olur, ülşkeyi yıkıma götürür. Milliyetçilik, vatanperverlik.. Gibi bayat oyunlarla ajanların oyun oynamasına bu ülkede sadece devlet değil, hiçbir vatandaş ta geçit vermemelidir...
Tarihten ders almasak tarih tekerür eder. Cia-mosad patronları, abd-israil teör devletlerinin sahibi Küresel katil firmalar Osmanlıyı yıktıklarında ajanlarıyla önce impartatorluğun bel kemiği hıristan nüfusu ermeni- rumları düşürdüler. 60-70’lerde milliyetçi türk kisvesiyle Cia-mosad ajanlarının selanikte attırk heykeline saldırmalarıyla rumların malları mülkleri İsnbulda gasbedilmişti..
Küresel katil firmaların 20 Yüzyılın başında kurdurdukları uyduruk diktatör rejimlerle hala günümüzde de canlı olarak yaşadığımız gibi Müslüman halkları ve milletleri koyun sürüsü gibi soykırıma uğratmaktadırlar. Dünyadaki Müslümanların son kalesi Türkiyedir. Ve en profesyonel ihanet şebekeleri, ihanetçiler, ajanlar da maalesef ülkemizde kümelenmişlerdir. Bundan dolayı, miliyetçilik vb. kisvelere bürünerek ırk, mezhep, din, dil olgularını kullanarak ayrımcılık yapan ihanetçilere devlet ve iktidarın çok dikkat etmesi, çözmesi gerekmektedir. Türkiye’nin Küresel Ekonomik Kumpas ve Oyulrla Çembere alındığı bu cehennemsi kuşatmada içöerde ki kripto ihanet şebekelerinin yapabileceği operasyon ve oyunlarda bir an bile unutulmadan gereken önelemler alınmalıdır..
Devletin ve iktidarın dinimizin , yüce rabbimizin insanlara verdiği dil, din, ırk vb. haklarda ecdadımız Osmanlıyı örnek alması, ingilizce şarkı ile dans eden ama komşusu kürdün dilinden türküsünden nefret eden ırkçı, saldırgan tiplerin ise yasal anlamda en büyük bölücüler ve cahiller ordusu olduğunu ve bu cahil-ırkçı topluluklarında ihanet şebekeleri, çeteler ve mafyalar tarafından kullanılan en büyük araç olduklarını da topluma taşımalıdır.. Devlet ve İktidar şunu bilmlidirki bir cihan devleti olunacaksa bu Kürtlerin desteği olmadan olmaz. Selçuklu ve Osmanlı ise bunun en büyük isbatıdır.. Bundan dolayı bölücülük-ırkçılık yapan kürtçü-türkçü ajanlara, çete ve şebekelere asla ve asla geçit verilmemelidir. Bunların ana hedefi Büyük Türkiyenin doğmaması. Bu anlamda bu topraklarda siyonizmin en büyük silahı ırkçılığı tarihe gömmek zorundayız.. (Ki toplumsal gerçeğimiz ajanları suyu kesilmiş balık gibi ortaya çıkarıyor: zaten sivas-kastamonu-karadeniz, ege, İstanbuldaki evliliklere bakın Kürtler bunlarla evlendi, bunlara kız verdi. Kız aldı. Saf turk-kurt, laz..kalmadı, Bir başka deyişle yaptıkları evliliklerle en büyük milliyetçiler, vatandaş oldu, kürtler oldular..)
AFTAN KİMLER YARARLANMALI…
Kamu vicdanı, halk kimler aftan yararlanmalı sorusuna kader kurbanları, gaspa, hırsızlığa, namussuzluğa, şiddet ve envai çeşit oyuna karşı kendini müdafa ederken istemeden suç işleyenler, kader kurbanları..
28 Şubat gibi ihanetçilerin içeri tıkadıkları yüzlerce Müslüman…
Kürt sorunu yüzünden bir taraftan devletin, diğer yandan PKK gibi terör örgütlerinin çifte kıskacında nefes alamayan binlerce insan..
Devletin, kamu otoritesi ve hizmetlerinin yetersizliğinden sokakalara düşmüş, uyuşturucu baronları, terör baronlarının kıskacına düşen onbinlerce çocuk..
TÜRKİYEDE MÜSLÜMANLAR ve KÜRTLER HALA HEDEF..
Yukarda değindiğimiz gibi Kürt iş adamlarına yönelik çete mafya oyunlarının yanı sıra ülkemizde hala en çok mağdur edilen kesimlerin başında da Müslümanlar gelmektedir.
21 Yıldır, yüzlerce Müslüman 28 Şubat Darbecilerinin yaptıkları darbe sonucu hala zindandalar. Topal örk ve avanesi, ataputçular vb. kesimler açık-açık darbe ihanet suçu gibi suçlar işlemelrine rağmen dılşarıdalar. Ama her ne hikmetse müslümanlar en ağır cezalara çarptırılarak hala zindanlarda yaşamlarını sürdürüyorlar.. STK’lar bu gerçerği yaptıkları basın açıklamalarında, "28 Şubat darbecilerinin zindana attığı yüzlerce müslüman 20 yıldan fazla bir zamandır hala zindan hücrelerinde çürütülürken darbecilerden hesap sorulduğunu nasıl düşüne biliriz?" diye formüle ederlerken..
Türkiye’de bir çok Müslüman aydın Ak partiye uyarı yaptı.
“1. Ak Parti 28 Şubatçıları darbecilikten yargıladılar, ama 28 Şubatçıların içeri attıkları Müslümanları hala içeride tutuyor!
2. Ak Parti dönemindeki FETÖ yargıçları bugün ya firarda veya içerdeler, ama onların içeri attirdıkları Müslümanları Ak Parti içeride tutmaya devam ediyor.
Ergenekon Balyoz vd. magdur diye hemen çıkarılırken, söz konusu Müslümanlar olunca, "yargının bağımsızlığı"na dikkat çekiyorlar. Yani Müslümanlara zulme devam.
Göreceksiniz, çeteleri de "kitaplarına uydurup" çıkaracaklar, ama Müslümanları en az bir süre daha "unutacaklar." Ta ki bir seçime alet etme kıvamına getirinceye kadar.
Ak Partili kardeşler, dostlar! İsminizle müsemma olacağınıza, zulme bu kadar hevesiniz neden? Onlara ragmen sizi iktidar yapanları siz böyle yüzüstü bırakıp, diğerleriyle iktidarınızı devam ettirecegınizi sanıyorsunuz. Ama yanılıyorsunuz. Eger istismar etmeyi alışkanlık haline getirirseniz, adaleti yeniden ve samimice kuşanmazsaniz, belki o güvendikleriniz size bu kez yanıldığınızı gòrmeye dahi firsat vermeden hepinizi nasıl harcadığınızı görmeden düşersiniz..