ABD'NİN KÜRT POLİTİKASI DA ÇÖKTÜ...

ABD'NİN KÜRT POLİTİKASI DA ÇÖKTÜ...

Yüzyıldan fazladır  dünya  ve insanlığın başında haydut kesilen, soykırımcı büyük firmalarıyla, mafyavari yönetemlerle, İslam Düşmanlığı ile, korsan terör devleti israille, terör ordu ve örgütleriyle, kullandığı irili -ufaklı arap diktatörlükleriyle Mezopotamya-Ortadoğu'da terör estiren Haydut ABD'nin Kürt politikası da çöktü. ABD - İsrailin Kürt politikasının çökmesi bu haydut ve terör yapılanmaların kısa zamanda dünya genelinde de çöküşlerini de hızlandıracaktır...

Daeş-İş-İt, PYD gibi terör ordu-örgütlerinin eş zamanlı piyasaya sürüldüğü 2010'dan sonraki zaman diliminde iş-it, pyd vb. adlar altında piyasaya sürülen tiyatroları Kürtlerin ve Kürt halkının kanmamasına sıklıkla vurgu yaparken, Kürtler adına ortya çıkarlıan ajanvari yapılanmlardan da yoğun bir saldırıya maruz kaldık.

Kürtler başta olmak üzere bölge halklarına büyük  bir soykırımın dayatıldığı bu süreçte ABD küresel katil firmalarının halkları hala aptal yerine koyduğunu; hertür oynamayı yaptığına sıklıkla vurgu yapıyorduk. Terör ordu ve örgütlerinin birer balon olduklarını günü geldiğinde siyonist katillerin bu balonları söndüreceğini ifade ederken Ortadoğu ve Dünya genelindeki Kürtlerin amasız Türkiye ve Rusya ile birlikte hareket etmelerinin hayati önemde bir gerçek olduğuna sık-sık vurgu yaptık.

ABD emeperyalizmi ve İsrail siyonizmi Irak Kürdistanında referandumda ortaya koydukları planlarla,  Kürtlere ve bölge halklarına milli bir toparlama yapacak bir planalamaya asla yanaşmayacaklarını ortya koydular. Kerkük'ü, Irak Kürdistanını şii kisveli haşdi şabi iş-itine, Suriye kürdistanı da suni kisveli iş-it kalıntılarına terkederek, Türkiye sathında ise hendek-çukur operasyonlarıyla Kürtleri kanton-kanton, şehir-şehir dahada bölerek tarihten silme projelerini daha derinden daha sinsice planlayıp hayata geçirmeye yöneldiler. Dinli-Dinsiz terör orduları tek kelime ile Kürtleri şeytanın aklına gelmeyen yöntemlerle soykırıma tabi tuttular. Kürtler bir yandan soykırımcı siyonizmin tetikçilerine, diğer yandan yüzyıldır Kürtleri soykırıma tabi tutan siyonizmin TC verisyonu olan Kemalist putçuluğun pençesine çekilerek soykırım koşulları şeytanın aklına gelmeyecek şekilde genişletildi. Kürtlere dayatılan bu soykırım projesini deşifre eden tüm Kürt aydınları-Halkı, Kürt halkının temsilcileri adeta lince tabi tutuldular...

Bu sinsi süreçte Türkiye Fetö terörü yüzünden devlet olarak büyük stratejik hataların içinde boğulurken, 15 Temmuz Fetö darbesi ile  cia-mosadın Ortadoğudaki en büyük kolu olan bu terör bertaraf edilene kadar Türkiye sürekli yıkılmayla yüz yüze, var -olma, yok olma ikilemi arasında gitti, geldi.. Ve Türkiye halkının büyük direnişiyle bu tehlike bertaraf edildi..

Türkiye sathında Kürtler adına ortya çıkarılan legal -ilegal yapılanmalar ... Kullanbildikleri Kürtleri, Kürt gençlerini  ABD-İsrail siyonizminin yedeğine, iş-it gibi din projesi kullanan lejyonlar ise din adı altında etkileyebildikleri  Kürt gençliğini tek kelime ile soykırıma uğrattılar... Bu anlamda PKK İş-İt vb. terör yapılanmaları deşifre olup  biterken,  Kürtler vebadan kaçar gibi bu örgüt ve yapılanmlardan uzaklaşmaya başladılar.

Günümüzde bu yapılanmalara dikkat edildiğinde % 99 Müslüman olan Kürt halkının inanç, gelenek ve görenekleriyle ilgi alakları olmadığı, emperyalizmin küresel katillerin kullandıkları oyuncaklara dönüştükleri ortaya çıkarken... Suriye, IRak  ve Türkiye Kürtleri aldıkları yoğun darbeler sonucu Rusya-Türkiye eksennine kaymaya başladılar.  Bu gelişmeler Suriye Kürtlerini bir taraftan Esed rejmiyle bütünleşmeye- işbirliğine çekerken, diğer yandan Suriye Kürtleri Rusya-Türkiye eksenine kaymadıkça geleceklerinin olmadığını görmeye ve anallamaya başladılar. Barzani gibi geleceğiinin Türkiye ile birlikte ancak varolabileceğini gören Irak Kürtlerinin çizgisinme kaymaya başladılar.

İşte bu kaymayı gören ABD ve İsrail siyonizmi çeşitli adlar adı altında Suriye kürtlerine yaptıkları yardımları ve desteği bıçak keser gibi kestiler.

Sonuç olarak son yıllarda çöküşe geçen haydut abd ve israil siyonizminin dümenine Kürtleri ve Kürt halkını çekmeye çalışan ajanvari yapılanmalar, Kürtlerin düşmanları,  patronları ABD ve İsraille ile birlikte çöküşe geçerken Kürt halkı, Kürt gençliği bu cehennemsi terör-kaos ortamında doğru rotayı bularak Rusya-Türkiye eksenine kaymaya, Kürtlerin  geleceğinin bölge halklarının geleceğiyle Rusya-Türkiye ekseni ile iç-içe olduğunu görmeye anlamaya ve buna göre pozisyonlarını almaya başladılar.

PYD'nin kaydığı Rusya-Türkiye, Rejim ekseni ve yeniden yapılanma gelişmesi PKK'ya da sirayet edecektir. Oradaki Kürt gençleri de uyanıp Türkiye-Rusya eksenine kayarak Kürtlerle oynayan tüm ajan-kripto yapılanmaları ve pkk terörizmini tarihe gömeceklerdir...

Burada Rusya ve Türkiye  legal-ilegal Kürt yapılanmalarında mosad-cia kriptolarını çözüp etkisiz hale getirmeyi ne denli hızlı yaprsa Ortadoğu'da taşlar o hızda yerine oturmaya başlayacaktır. Rusya ise Kürtlerin bölge ve bölge dışı yapılanmlar tarafından kullanılmaması yönünde çok titiz ve bilimsel yöntemlerle Kürt sorununu Türkiye-İran, IRak ve Suriyeyi bütünleştiren bir çimentoya dönüştürecek  bilimsel projeleri kavrayarak Kürtlerin merkezinde olduğu yendien bir siyasal yapılanmayla  Mezopotamya-Kürdistan  ve Ortadoğu coğrafyası ile oynamayı Çin gibi güçlerinde desteğini alarak durdurmak zorunda olduğunu bir an bile unutmamalıdır.

Çünkü buradaki istikrarsızlık bir sonraki aşamada Rusya ve Çini haritadan silecek en büyük tehdit ve tehlikedir... Çin Kraliyet aile ve sülaleri, Çarlık Ailesi, Osmanlı Ailesi, İran Şahlık Ailesi... hangi akibete düçar kaldıysa bugün yapılan hatalar gelecekte dünya halklarını da aynı sona çekeceğini herkes, her millet bilimsel olarak kavramak ve bütün dünyanın, dünya halklarının tek millet olduğunu, Kürtlerin dünyanın sigortası olduğu gerçeğini bilimsel olarak kavramak zorundadırlar...

Basından...

ABD'den bomba açıklama! Karar değiştirdiler

ABD yönetiminin, Suriye'de istikrarın sağlanması için vermeyi daha önce vadettiği 230 milyon dolarlık fonu başka bölgelerde kullanma kararı aldığı bildirildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, yaptığı yazılı açıklamada Suriye'deki fonların kullanımına ilişkin değerlendirmelerde, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo tarafından Beyaz Saray ile koordinasyon halinde alınan son karar gereği, Suriye'de DEAŞ'tan kurtarılan bölgelerde yeniden istikrarın sağlanması için daha önce verilmesi vadedilen 230 milyon dolarlık fonun başka bölgelere aktarılacağını açıkladı.

Sözcü Nauert, "Bu kaynak, ABD'nin diğer dış politika önceliklerine harcanacaktır" ifadesini kullanırken, kararın Beyaz Saray, Pentagon ve Dışişleri Bakanlığı arasında ortak bir şekilde alındığına işaret etti.

Suudi Arabistan ve BAE'ye dikkat çekti

Nauert, DEAŞ karşıtı koalisyon ortaklarından nisan ayından bu yana yaklaşık 300 milyon dolarlık yeni katkı sağlandığını, bu noktada Suudi Arabistan'ın 100 milyon, Birleşik Arap Emirlikleri'nin de (BAE) 50 milyon dolarlık katkısının önemli olduğunu söyledi.

Sözcü, bununla birlikte ABD'nin Suriye'deki önceliklerinin değişmediğini, DEAŞ'ın tamamen ortadan kaldırılması amacına bağlı olduklarını kaydetti.

McGurk telekonferans ile toplantıya katıldı

Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığında yapılan ve Nauert'in yanı sıra ABD'nin DEAŞ'la Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk ile ABD Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu'dan Sorumlu Müsteşar Vekili David Satterfield'ın katıldığı bir telekonferans gerçekleştirildi.

Söz konusu toplantıda Suriye'deki süreci değerlendiren McGurk, ABD'nin DEAŞ'la mücadeleye öncülük yapmaya devam edeceğini ve bu kapsamda tüm koalisyon üyesi ülkelerle yakın iş birliği içinde olduklarını aktardı.

Talimat verilmişti

Mart ayı sonunda ABD Başkanı Donald Trump'ın, Dışişleri Bakanlığına, Suriye'de ABD öncülüğündeki DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyonun desteğiyle terör örgütü YPG/PKK'nın kontrol ettiği alanların yeniden inşası için ayrılan 200 milyon dolardan fazla yardımı dondurma talimatı verdiği bildirilmişti.

Söz konusu ek fon sözü, eski Dışişleri Bakanı Rex Tillerson tarafından şubat ayında Kuveyt'te yapılan DEAŞ karşıtı koalisyon toplantısı sırasında verilmişti.

Y-Yasin Sido- Dogu Medya