EŞREF AVŞAR’I SON YOLCULUĞUNDA BİNLER UĞURLADI...
Gençlik yıllarında öğrencilere yaptığı yardım, gençlik kanadından çıkan sorunların çözüm merkezi olan, Ardahan gençliğinin baba dediği Eşref Avşar vefat etdi. Bu Ay içinde yakalandığı kanser hastalığı nediyle hastahaneye kladırılan Eşref Avşar kurtarılamayarak hakkın rahmetine kavuştu.
Dün vefat eden Avşarın cenazesi bügün Beykoz Merkez Camiinde kılınan Öğle namazından ardından Beykoz Şahinkaya Mezarlığına defin edildi. Cenazeye bölgemizin en önemli en ciddi STK’sı Hoçvan Dernekler Federasyonu Başkanı Latif Yılmaz, yönetim kurulu üyeleri, Federasyona üye dernek başkan ve yönetimleri, Ardahan Eğitim Vakfı Başkanı İlter Avşar ve YK üyeleri, CHP İlçe Başkanı Mahir Taştan Beykoz HDP yönetim kurulu üyeleri, diğer siyasiparti temsilcileri, Kars, Ardahan dernekleri, iş dünyasınından önemli bir katılım oldu. İş-Siyaset, Sanat-STK dünyası, Beykozlular, Beykozlu hemşerilerimiz binlerce insan Avşarın cenazesinde birbiriyle buluştu, Avşar’ı son yolculuğunda birlikte uğurladılar.
AVŞAR’I ve AVŞAR AİLESİNİ TANIMAK İÇİN BİRAZ ESKİYE UZANACAĞIZ...
Eşref Avşarı ve mensup olduğu Avşar ailesini tanımak, Eşref Avşar’a neden baba dendiğinin anlaşılması için biraz geriye gidip bir iki paragrafla Ardahan tarihinden, Avşarın Ardahanda yaşadığı o yıllardan bahs edeceğiz. Bahsedeceğiz ki günümüzde bizler siyasi, sosyal, kültürel, iş alanlarında gelişirken hangi ailelerin ne kadar katkısı olduğu ortaya çıksın, anlaşılsın...
Yüzyılın başında Osmanlının yıkımıyla birlikte ülke genelinde büyük bir yıkım sürerken, bu yıkımın en ağırını Doğu ve Güneydoğu yaşıyordu. Bir taraftan Kürtler sahte suni sınırlarla birbirinden koparılımış, diğer yandan; günümüzde nasıl bir anda iş-it çeteleri, terör çetleri Ortadoğu’da mantar gibi ortaya çıkıp halkları soykırıma uğrattıysalar o günlerde, yüzyılın başında da günümüzde bu terör çetlerini, diktatörleri bölgeye salan aynı güçler o günlerde de terör ve lejyon ordularını Ermeni ve Kürt halkının soykırımı başta olmak üzere, bölgedeki Müslüman nüfusu soykırıma uğratmak ve düşürmek için çetelerini, terör ordularını sokağa salmıştılar. İnsanların göç ve ölüm yollarında çocuklarını kayb ettikleri acımasız bir zaman dilimi yaşanıyordu, yoksulluğun yokluğun tavan yaptığı zaman diliminin yaralarının sürdüğü yıllardı...
Bu yıllardan 60-70 li yıllara gelindiğinde yoksulluk cehalet her tarafta kol geziyor, tarlaların öküzlelerle sürüldüğü yıllardı. Deyim yerindeyse bölge mağara çağının yaşıyordu. Ve bu yıllarda şehirleşme ilk defa 50-60 larda rayına oturmaya Merkez köylerden insanlar okumak için Ardahana akın etmeye başlamıştı.
Bu yıllarda Hoçvan’da esnaflık yapan Rahmetli Eşref Avşarın da mensup olduğu aile esnaflık anlamında ilk ticaret erbabı ailelerden biriydi. Beberekte ilk dükan onlar tarafından açılmıştı. Ticaret ve hayvancılıkla uğraşan ailelerin başında gelmekteydiler.
Aile Ardahan Yeni Mahallede ceza evine yakın bölgede gıda üzerine, market üzerine iş yaptığı gibi, bisiklet-moto siklet gibi araçları da ilk defa Ardahana, bölgeye getiren aileydi. Ailenin bir üyesi olan ve yıllar önce Trafik kazasında vefat eden Hanşeref Avşar bu alanda motorlu araçların doktoruydu. Bölgede bu araçların yayılması ve tanınmasında ki ilk esnaftı. Bu anlamda 50’li yıllardan 70’li yıllara kadar bisiklet motosiklet dendiğinde rahmetli akla gelirdi. Her öğrenci rahmetliyi çok iyi tanıyordu. Hakkın rahmetine kavuşan Eşref Abe gözüktüğünde öğrenciler bayram ederdi. Çünkü para olmasada kiralık bisikletelere binmelerine izin veriyordu. Ardından İstanbula göç ve bisiklet üzerine aynı meslek hala da İstanbulda ailenin bazı fertleri tarafından sürdürülmektedir (Beykoz’da ki Avşar Bisiklet Rahmetlinin yaşayan eseridir). Ama ailenin en önemli özelliği Ardahanda okuyan öğrencilere kol kanaat geren özellikleriydi.
ANE HALA BİR EFSANEYDİ ve AŞİRET KIZIYDI
Özellikle Hoçvan’da o yıllarda 20-30 yıllık süreçte okuyan her öğrenci ailenin bir nevi yurt görevini gören evlerinde kalıyor, o evlerde barınırıyorlardı. Ane hala diye efsane bir kadın vardı tüm öğrencilere analık yapıyordu. O dönemlerde Ane Hala vardı. Adeta efsaneydi. Bütün öğrencilerin anasaydı. Ekmeğini yemeyen, mülklerinde barınmayan pek nadirdi. Ane Hala Ağrı Celali Aşiretinin torunuydu, erkelerin asker gördüğünde saklandıkları o diktatörlük yıllarında tek silahıyla bir manga askeri rehin alıp köyden kovan mangal yürekli bir kadındı. Her yaşlı adını duyduğunda muhakak onunla ilgili bir anısını anltırdı. Kardeşi Melle Rahim vardı Hoçvanın ilk kadrolu imamlarından dı. Aylığını öğrencilere bırakır giderdi, Emakli olduğunda ise emekli parasını bu parada bunların hakkı da vardır diyerek parasını fakir fukaraya dağıtan bir insandı... Ve Avşar ailesi İstanbul Beykoz’a gelen ilk ailelerden biriydi. Ane hala ailenin aynı misyonu yaşadığı müdetçe sürdürdü.
Eşi Asker Avşarla ilgili o dönemlerde okumuş her öğrencinin günümüzde dahi anlattığı anıları hala taptaze muhakak anlatılır. Rahmetlinin ay sonlarında öğrencilerden hesap alırken hesaptan “sıfırı atın, sıfırı ... edin” fıkrası halen her yerde anlatılmaktadır. Bir başka deyişle o yoksulluk yıllarında 500 lira yerine 50 lira, 50 lira yerine 5 lira ödeyerek okullarını bitiren sayısız öğrenci günümüzde hala bu anıları anlatır, onları rahmetle yad ediyorlar...
Daha sonraları ailenin Ardahanda aynı geleneğini rahmetli damatları İstanbul Beykoz Kavacık’ın ilk esnaflarından biri olan çoğu Beykozlunun çok iyi tanıdığı Faik Kaya (Menderes Kaya’nın babası) yıllarca sürdürmüştü.
Bir somut örenek daha vererek geçeceğim. 84-85 yılları. İst. Ünv. Kazanmışız. Kayıt yapacak, okuyacak para yok. Ardahanda olduğu gibi İstanbulda da Ane Halaya müracat etmiştik. Tam bir avuç altın vermişti. İlk yıl o parayla kaydımızı yaptırmış, o parayla okumuştuk. Arddından Rahmetli Pangisli Şarali Kalfa (soğuksu Karslılar mahallesinde ikamet ediyordu, liseden aynı evi paylaştığımız kardeşimiz rahmetli Ercan Sarıyelin dayısı) bizim gibi onlarca öğrenciye ve hemşerimize kol kanat germiş üniversiteyi bitirmemizi sağlamışalardı.
Bir başka deyişle o zamanın diktatör ceberrut devleti bir taraftan derin devletle, diğer yandan terör çetleriyle üst düzeyde okuyan öğrencileri avlayıp gençliği harcamaya, ülkeyi yıkmaya; ülke gençliği dağda-ovada harcanmaya çalışırken bu mübarek insanlar bizi okutuyor, birer av konumuna düşüp bitmemizi engelliyorlardı. Ve günümüzde bölgemizin en önemli strateji yayını olan halka-ülkeye adeta kamu hizmeti sunan Doğu Medyanın temellerini o güzel insanların attığını onların o sahiplenişi olmazsa bugünlere gelinmeyeceğini şimdi anlıyor, hepsini rahmet ve minnetle anıyor, hepsini rahmet ve minnetle yad ediyoruz...
AİLE DEVLET DE ÖNEMLİ KADEMLERDE YER ALAN BİRÇOK İNSAN YETİŞTİRDİ...
Ailenin yapısı sadece yardım sever, ticaret erbabı olmalarıyla bitmiyordu. Dün vefat eden Eşref Avşar (Kamu Bankalarında Memur) başta olmak üzere Kardeşi Emine Avşar (İstanbul Valiliğinde Sekreterlik) , Nurhayat Avşar (Maliyeden emekli) devlet kademelerinde önemli alanlarda, önemli memuriyetlerde görev yapıp emekli olan insanlardı. Bu anlamda devlet kademelerinde de hemşerilerimize en çok yararı dokunan insanlardı.
BÖLGEMİZİN BÜFECİLER KRALI LAKAPLI İŞ ADAMI ALİ RIZA AVŞAR BU AİLENİN MENSUBU...
Ailede günümüzde de devlet kademelerinde önemli görevler yürüten üyeler olduğu gibi ( örneğin boğazdan geçen gemilerin güvenliğinde çalışan, kaptanlık gibi meslekler başta olmak üzere kamuda görev alan, görev icra icra eden üyeler mevcut) aile iş dünyasında da bölgemizin en önemli ailelerinden. Ailenin en küçük oğulları Ali Rıza Avşar Çanakkaleden İstanbula, onlarca okul, hastahane, büfe, kantin, gemi-vapur büfeleri, özel tüzel onlarca mekan işleten büfeciler kralı lakaplı bölgemizin önde gelen iş adamlarından biri.
EŞREF AVŞAR’IN LAKABI BABAYDI...
Bugün hakkın rahmetine uğurladığımız, Ailenin en mert- en babayiğit elemanı Eşref Avşardı. Yukarda bahs ettiğimiz yıllarda Ardahanda öğrenci olanların harçlık aldığı, dükanlarda yiyecek içeçek ihtiyacını bedava giderdiği bir kişilikti Eşref Avşar. Fiziki olarak pek güçlü değildi belki ama mangal gibi yüreği vardı. Korku nedir bilmezdi. Muturufundan Kürdüne herkes ona baba derdi. Öğrenciler arasında, gençlik arasında sorun çıktığında ona, babaya gelirlerdi. O çözüm merkeziydi, sorunları halederdi... Tam bir gençlik lideriydi.
İstanbul Beykoz’da en çok Panig nüfusu var. Ve hepsinin istisnasız en çok sevdiği insanlardan başında Eşref Avşar geliyordu...
PANİG DERNEĞİ BEYKOZDA Kİ ARDAHANLILARIN BELEDİYESİ...
Avşar’ın ölüm haberinin duylmasıyla birlikte diğer tüm cenazelerimizde olduğu gibi Hoçvan Dernekler Üyesi Panig Derneği derhal harekete geçerek, masa sandalye, branda ne gerikyorsa alt yapı çalışmalarını döşeyerek cenazenin defininden yemek servisine kadar başkan Memet Yıldız ve yönetimi olarak on numara bir hizmet sunup takdir topladılar. Hoçvan Federasyonunun ve Hoçvan Derneklerinin birkez daha farkını ortaya koydular...
Vefat eden Eşref Avşar, Bölgemizin önde gelen aydınlarından gazeteci Rodi Baz'ın da yakın akrabasıydı. Soldan Sağa, Hoç-Fed Başkanı Latif Yılmaz, Panig Bşk Memet Yıldız, Aydın ve Esnaf Kişiliği ile sivil toplum alanına katkısı ile Bahattin Kılıç, Hoç-Fed Anadolu Yakası Temsilcisi Naim Ateş, Yıldız Epoksi İnşaatın Sahibi İş Adamı Mehmet Yıldız, Gazeteci Yazar Rodi Baz...
CENAZELER NEDENİYLE NEBİOĞLU KÖYÜ BU YILKİ PİKNİK ETKİNLİĞİNİ YAPAMADI...
Bahattin Kılıç'ın yeğeni, genç yaşta hakkın rahmetine kavuşan Öztürk Kılıç Ardahanın (Hoçvan) en acı kayıplarından biri oldu.
Bahattin Kılıç'ın Mensup olduğu Kılıç ailesi de geçen ay büyük talihsiz bir ölüm haberi ile sarsıldılar. 47 yaşında olan yegenleri Öztürk Kılıç düşme kazası sonucu Sarıyerde hayatını kaybetmişti. Cenazesine binler katılmıştı. Yine geçen aylarda Nebioğlu Köyünden Eski Hoç-Fed başkanlığını yapan Yakup Mavzerin anneleri hakın rahmetine kavuşmuştu. Peş peşe gelen ölümler nedeniyle Nebioğlu Köyü bu yıl yapacakları pikniği yapamadılar.
AVŞARIN CENAZESİNDEN KARELER-1
AVŞARIN CENAZESİNDEN KARELER-2
Doğu Medya - Özel Haber- Doğu Medya Genel yayın Yönetmeni Yusuf Yasin Sit
info@dogukultur.com