BAKAN SOYLU, AÇLIK GEREVLERİ BİRER TİYATRO...
Türkiye’nin birçok semtinde, yurt içinde ve yurt dışında KHK’lara karşı, tutuklamalara karşı eylemler ve etkinlikler yapılmaktadır. Terör örgütü üyeliği ve teröre açık destek iddiasıyla tutuklanan bazı isimlerin açlık grevlerine başlaması nedeniyle dün İstanbul Kadıköy başta olmak üzere bir çok yerde eylem vardı.
Gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında KHK kaldırılması, ve Açlık Grevlerine destek için yapılan eylemlerle ilgili bakan Soylu yaptığı açıklamada:
AÇLIK GREVLERİ, EYLEMLER TÜRKİYE’NİN TERÖRLE MÜCADELESİNİ AKSATMAK İÇİN OYNANAN TİYATROLARDIR, HALK BU TİYATROLARI BİLİYOR... DEDİ.
Bakan Soylu 'Açlık Grevi Tiyatro' Deyip Açıkladı: Tutuklanan Gülmen ve Özakça DHKP-C'li
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın yaptığı açlık grevi için "Tiyatro " dedi; Gülmen ve Özakça'nın, DHKP-C terör örgütüyle bağlantılı olduğunu söyledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Trabzon'da Vilayetler Hizmet Birliği Genel Kurulu'nun açılışında konuştu. Konuşmasında açlık grevinde Nuriye Gülmen ve Semih Özakça hakkında açıklamalarda bulunan Soylu, iki ismin DHKP-C mensubu olduklarını belirterek " "Kusura bakmasınlar biz çocuklarımızı terörist olarak eğitilsinler diye okula göndermiyoruz" dedi.
Bakan Soylu'nun açıklamasından satır başları;
"AKADEMİSYEN VE ÖĞRETMEN VURGUSU YAPIYORLAR Kİ TİYATRO DAHA GÜZEL OYNANSIN"
"Bu kişiler daha önce 25 kez gözaltına alındı' diyen Soylu şu ifadeleri konuştu: 'Biri akademisyen biri öğretmen iki devlet memuru açlık grevi eylemine başlıyorlar. Her zamanki gibi CHP'li vekiller gidip geliyor, HDP'li vekiller gidip geliyor. Hatta bazı vekiller iki öğün arasında komik açlık grevi yapıyorlar. Biri akademisyen, biri öğretmen güya OHAL kapsamında çıkarılan KHK ile ihraç ediliyorlar. Mesleklerine geri dönmek için de açlık grevlerine başlıyorlar. Yapılan haberlerde özellikle akademisyen ve öğretmen vurgusu yapıyorlar ki olay daha kolay yönetilsin, tiyatro daha güzel oynansın.
Peki ben İçişleri Bakanı olarak sormak istiyorum; bu insanlar kasım ayından itibaren eylem yapıyorlar. Kasım ayından beri bu eyleme destek veren vekiller, basın mensupları bu insanların terör örgütü mensubu olduklarını söylediler mi? Dün TBMM'de de açıkladım; terör örgütlerinin kuklası olmamamız lazım. Siyaset terör örgütlerinin kuklaları olmamalı.
5 Mayıs'ta Sıla Atabay adında bir DHKP-C mensubu etkisiz hale getirildi. Babasının çığlıklarını hepimiz duyduk. İzledik ve seyrettik. Bir babanın evladını DHKP-C'den korumak için nasıl dövündüğünü, DHKP-C mensupları tarafından nasıl tehdit edildiğini hep bereber tanıklık ettik. Bu kişiler devletin maaş verdiği maaşlar, biri öğretmenmiş biri de akademisyen kusura bakmasınlar biz çocuklarımızı terörist olarak eğitsinler diye okula göndermiyoruz."
"DHKP-C İLE ORGANİK BAĞI SÖZ KONUSU"
(Nuriye Gülmen) "Bu kişinin DHKP-C ile doğrudan bir organik bağı söz konusudur. Birçok eylem altına imza atmışlar. Garip olan şey şu; bir kere doktora muayeneye gidiyorlar kendi istedikleri gibi rapor vermedi diye DHKP-C'nin gazetelerinden doktoru linç etmeye çalışıyorlar. Bu eylemi 2 siyasi parti bu eylemi masum gibi göstermeye çalışan bir anlayış ortaya koyuyor. Çocuklarımızın eğitimin bu kişiye neden teslim ettiğini sorgulamayacak mıyız?"
"BU KARİYER ÇOCUKLARIMIZI EĞİTEN BİR ÖĞRETMEN İÇİN NORMAL Mİ?"
"Semih Özakça; bu kişinin silahlı terör örgütüne üye olma, kemiklerin kırılmasına sebebiyet verecek derecede kasten yaralama suçlarından yürüyen ceza davaları olduğunu kimse neden yazmıyor. Açlık grevi eylemine başladığı günden itibaren toplam 14 kez gözaltına alınmış. Bu kariyer çocuklarımızı eğiten bir öğretmen için normal mi?"
"GÖSTERİ VE EYLEMLER DE CABASI"
"Elinizi vicdanınıza koyun, böyle davaları olduğunu bildiğiniz bir öğretmene evladınızı emanet eder misiniz? Bu kadar suç kariyeri yüksek bir kişiye öğretmenlik, akla, vicdana uygun bir davranış mıdır? Devletin böyle bir kişiyi memur yapmasını herhalde kimse tasvip etmez. Bu iki ikişinin eylemine destek veren DHKP-C ve aşırı sosyalist unsurlarca yurt dışında yapılan gösteri ve eylemler de cabası. Kanada, Ottowa Parlamentosu önünde eylem yapılıyor bu iki kişi için. ABD'de Beyaz Saray önünde, Fransa'da Paris'te, Belçika'da Brüksel'de. Bunların Türkiye'nin menfaatleri için bir kez Beyaz Saray önüne gittiklerine kimse şahit olmuş değil."
"AİLELERİ İLE DE GÖRÜŞTÜK"
"Terör örgütleri el birliğiyle Türkiye'nin dış dünyada yükselmesini engelleyebilmek için ellerinden gelen her şeylerini ortaya koyuyorlar. Ayrıca Yunanistan televizyonu ve BBC'de konuya ilişkin haber ve röportajlar yer alıyor. Batı cephesinde değişen bir şey yok. Yapılmak istenen algı çok açık ve nettir. Terörle mücadelemiz sulandırılmaya çalışılmaktadır. Olay nettir. DHKP-C'ye yönelik bir tutuklama söz konusudur. Hükümetimizden bunların aileleri ile de görüştük. Onlar söylediler; evlatlarımızı bu örgütlerin elinden kurtarın. Kurul oluşturuldu, orada her şey açık bir şekilde ortaya çıkarılacaktır. Teröre değil destek moral verene bile tahammülümüz yoktur."