Cumhuriyet kurulduğundan beri üstten dayatmalarla (siyasi, sosyal, kültürel, iktisadi... alanlarda) soykırıma , köleleşmeye açık, düşürülmüş bir toplumsal model oluşturulmaya çalışıldı...
Sahte suni sınırlar, sahte bir tarih, sahte bir ulus, sahte bir ırk, sahte bir kültürle yüzyıl boyunca Türkiye toplumu (Anadolu-Mezopotamya halkları) her alanda soykırıma uğratıdılar...
Siyonizmin planladığı-şekillendirdiği Türk Irkçılığı, Türk Ulusçuluğu, Türk İslam Sentezi (Paralel Yapılanma) toplumu adeta mahv etti. Toplumsal tüm değerleri yerle bir etti. Değerleri elinden alınan toplum 20-30 yıl sağ-sol, 20-30 yıl kürt-türk diye çatıştırıldı. Günümüzde ise bu güç artık kendini gizleme ihtiyacı duymadan (Paralel Yapılanma gibi klon şekliyle; iç ve dış ayakları ile) açıkça saldırıya geçti...
Gerçek anlamda toplumsal, tarihsel, kültürel... karşılığı olmayan işgalci yapılanmanın siyaset cenahında temsili CHP ve MHP olarak karşılığını buldu ve günümüze kadar gelebildi...
Bu yapılanma 2014 yerel seçimlerinde de açıkça ortaya çıktığı gibi Türkiye üzerinde operasyon yapmak isteyen güçlerin emrine girerek milli bir yapılanma, bölgeye, bölge halklarına ait bir yapılanma olmadığını açıkça ispat etdi.
Türkiye'de yeni yeni ortaya çıkan, yüzyıllardır saklanan bilimsel gerçekler ve Türkiye'nin tarihsel arka planı CHP ve MHP gibi yapılanmaların yaşam ve kök salma fonksiyonlarının maddi-manevi temellerinin olmadığını da ortaya koydu.
Mesleye ırk-ulus açısından da baktığımızda CHP ve MHP gibi yapılanmaların toplumsal karşılığının olmadığı rahatlıkla görülebilmektedir.
Örneğin, İç Anadolu-Hitilerin köken olarak Mezopotamyalı Aryen (Kurd) halklar olduğu, Doğu Avrupa kıyılarından Kafkaslara : Anadolu ve Mezopotamyalı halkların ortak -akraba ata-dedelerin çocukları olduğu gerçeğinin bilimsel ve tarihsel verilerle ortaya çıkmasıyla birlikte (ki siyonizm son iki yüzyıldır bu bilimsel gerçekliği ustaca gizleyerek halkların soykırımını, köleleştirilmesi için ustaca kullandı) CHP ve MHP'nin üzerinde siyaset yaptığı ve kullandığı zemin de bitmiş oldu. Bunun yanında Türkmenler yüzyıllar boyunca Kürtlerle bütünleşerek büyük oranda kürtleştiler. Buradaki değişim dönüşüm kanun zoru vb. argümanlarla olmadı. İnsanlık tarihinde olduğu gibi tamamıyla doğal kendiliğinden gelişen bir durumdu...
Büyük İskenderle başlayan bu süreçte Kafkaslardan Doğu Avrupa kıyılarına bu devasa coğrafyada ortak kana-gene sahip , ortak ata-dedelere sahip büyük bir millet ortaya çıktı. Bu milleti tarih boyunca en iyi temsil edebilen yapı tartışmasız Osmanlı olmuştur. Herkes kendini bu sistemin içinde bulabilmişti.
Günümüzde bu ortak etnisiteyi ve kültürü bir çatı altında buluşturacak yeni bir önderliğe ihtiyaç doğdu. Ak Parti bu kültür ve etnisitenin ortak bir yapılanması olarak çeyrek yüzyılını dahi doldurmadan karşılığını buldu. Erdoğanın "biz hiç kimsenin partisi değiliz, Milletin partisiyiz" ifadesi müthiş bir ifade olarak tarihe geçti. Yukarda işaret ettiğimiz bu boşluğu mükemmel bir şekilde doldurmaya başladı. Özgürlüğün ve gelişmenin kapılarının halklar lehine sonuna kadar açık olduğunu ortaya koydu...
Bölgemizde bu devasa coğrafyanın yaşadığı en büyük tarihsel talihsizlik, bölge halklarına soykırım koşullarını dayatan iki önemli büyük gelişme oldu:
İspanyadan getirilen Siyonistlerin kontrolsuz bırakılması, Osmanlı-İran savaşları bu iki olgu-olay; günümüzde yaşanan soykırım koşullarının alt yapısını hazırlayan iki ana etken oldu...
Bölge halkları içine çekildikleri soykırım girdabından çıkmak için tarihsel anlamda altlarını boşaltan bu iki önemli olguyu tersine çevirmek Kafkaslardan Doğu Avrupa kıyılarına kadar bütünleşmek zorundadırlar. Bu devasa coğrafyada bırakılan en ufak bir boşluk ki M.Ö çağlarda olduğu gibi günümüzde de tüm coğrafyanın mikrop kapmasına ve düşmesine neden olmaktadır...
20 ve 21. yüzyılda açıkça ortaya çıktığı gibi bu iki öğe Müslüman-Hırıstiyan, Irk-Etnisite ayırımı gözetmeksizin bölgenin tüm halklarını soykırım koşullarıyla karşı karşıya getirdi...
Yüzyıldır süren ırkçı ve diktatör yapılanmalar Kürtlerin kesintisiz mücadelesi ve Ak Partinin verdiği mücadele ile durdurulabildi. Ama tehlike geçmiş değil. İşin zor kısmı yüzyıllardır tahrip edilen, yanlış -yalan üzerine kurgulanan katil-kapitalizmin halklara aşıladığ zehirlerin (sahte tarih, ırk, kültür, bilim, sahte sunni sınırlar ... vb. ) panzehirinin üretilerek bölgede tedaviye geçilmesinin hızlandırılması gerekiyor...
Bu bilimsel gerçekler Anadolu ve mezoptamya halklarına taşınıp halklar tarafından kavranıldığınada, Siyonizmin yüzyıllardır Kafkaslaradan Avrupa kıyılarına haklara dayattığı ölümcül soykırım deşifre edildiğinde İlerde İran'dahil tüm bölge ülkelerinin tek bayrak altında, oratak değerler altında, toplanma ve toparlanması da mümkün olacaktır.
Binyıllardır işgal, talan, soykırım yaşayan bu coğrafyanın bu durumdan çıkarılması için tüm halkların kafa yorması kültür-sanat-siyaset-savunma-ekonomi... her alanda yeniden yapılanmaya gitmeleri kurmsallaşmaları ve birliklerini geliştirip olgunlaştırmaları gerekiyor. Benzer tehlikeyle karşı karşıya olan Ruslar da ister istemez Türkiye halkları ile birlikte hareket etmek zorundadırlar...
Kültürel alan başta olmak üzere kanun zoru ile dayatılan sahtekarlıklar devreden çıktığı zaman bölgenin tüm halkları kendi özlerine döneceklerdir. Özgür ve demokratik bir ortam sağlandığında, gerçek olan, baskın olan kültür, yaşayış biçimi kanun zoru, hile vb. sahte dayatmaların zehrini etkisiz kılacak, gerçek olan sahtenin yerini alacaktır.
Yukarda verdiğimiz öz kavrandığında İstanbul tüm dünyanın siyasi-iktisadi... yapısının şekillendiği dünyanın en önemli bilim, kültür, siyaset ve ekonomi şehri olacaktır. Adeta dünya İstanbul'dan yönetilecektir...
BDP-PKK gibi savaş koşullarında ortaya çıkan Kürt halkının kurumları yukarda işaret ettiğimiz büyük fotoğrafı görüp değişim-dönüşüm sağlayabilseler bu büyük yapılanma içinde en stratejik eyalet olarak Kürdistan Eyaleti belirleyici olacaktır. Aksi Türkiye'de paralel yapılanma gibi koparma, içne kapanma, sadece Kürtleri baz alan dış güçlerin bölge halkları üzerinde oyun yapmasına zemin hazırlayan dar yapılanma (Kurdi paralel yapılanma) gelişirse bir sonraki seçimde BDP çöker. HDP'nin ortaya çıkışı iyi ve umut verici bir çıkış. Ama yukarda işaret ettiğimiz tarihsel araka planı kavrama ona göre yapılanması çok zor görünüyor. Doğa boşluk kaldırmaz. BDP'de siyaset yapan Kürtler tarihsel arak planı doğru okuyamazsalar, temsil ettikleri Kürt halkının birlşetirici-bütünleştirici özelliklerini iyi çözemezlerse CHP ve MHP konumuna düşüp biterler.
Bir sonraki yerel seçimlerde ise Ak Parti tüm bölgede kesin zafere ulaşır, hakim olur. BDP'de, CHP ve MHP konumuna düşer...
Son olarak günümüzde siyasal anlamda Türkiyenin tarihsel mirasına ve misyonuna uygun olarak bütün bölgeyi kapsayan tek siyasal harekat ve aktör Ak Parti'dir. Türkiyenin en azından (din, dil, kültür, etnisite ayırımı yapmayan, tüm ülke sathına yayılabilecek) Ak Partiyi taklit eden bir muhalefet partisine ihtiyacı vardır...
Türkiye'de siyaset yapmak isteyen aktörlerin bu açığı kavrayan ve kapsayan bir yetkinlikte olmaları ve bu donanıma sahip olmaları lazım. Aksine muhalefet ihtiyacını 10-15 yıl içinde Ak Parti kendi elleriyle kendi içinde oluşturur...
CHP-MHP bölge (Anadolu, Mezopotamya) ve bölge halklarıyla doku uyuşmazlığı yaşadıkları için giderek küçülüp biteceklerdir...
Ak Partiyi bekleyen en önemli sınavlardan biri ise Kafkaslardan Doğu Avrupa kıyılarına kardeş halklara ortak bir ad bulmaktır. Bu Millet'e bir ad koymak gerekiyor...