Hem merak etmişimdir, Kars'taki ve Iğdır’daki Azeri hemşehrileirmiz neden son yıllarda siyasette hep MHP’yi tercih ediyorlar. İnançsal anlamda Caferi mezhebine mensup olan Azeri kirvelerimizin MHP’den çok CHP ve diğer partilere yakın durmaları gerekir diyenler çoğunlukta. Nitekim Iğdır’dışında Bursa, Yalova, İzmir ve İstanbul gibi batı illerinde yaşayan Azeri kökenli yurttaşlarımızın yüzde 99’u CHP’ye oy vermektedirler. CHP’de ve diğer partilerde siyaset yapmayı tercih etmektedirler.
Her nedense Iğdır ovasına inince MHP’li oluveriyorlar. Hafızamızı yoklarsak, Iğdır merkez Camii Selimiye camiinin küçük bir maketi olarak inşa edildi. Proje aynı projedir. Camii’nin adı da o zaman Küçük Selimiye yapılmak istendi. Ancak başta dönemin Iğdır belediye başkanı Nurettin Aras olmak üzere tüm kirvelerimiz ısrarla bu isme karşı çıktılar. Tepkilere binaen isim “Iğdır Merkez Camii” yapıldı. Ayrıca İkinci boğaz köprüsüne Yavuz Sultan Selim adı verilince Iğdır Ak Parti’de üye bazı Azeri kökenli hemşehrilerimiz tepki olarak partiden istifa ettiler. Öyle de sevgili kardeşlerim oy verip, aday olmak için yarıştığınız MHP genel merkezinde Yavuz’un kocaman resimleri asılı, hem de kulağu küpeli resimler... Genel merkezde altından geçip gidiyorsunuz. Burada gösterdiğiniz tepkiyi orada neden unutuyorsunuz?
Herkesin siyasi tercihine saygım var elbet. Ancak, Şunu da çok iyi biliyorum ki MHP Iğdır’da Aras ailesiyle birlikte ön plana çıktı. Nevzat Aras il başkanı olmadan önce MHP Iğdır’da hiçbir varlık gösteremiyordu. Hep sonuncu sıralarda marjinal bir konumdaydı. Nurettein Aras ile Iğdır belediye başkanlığı kazanıldı. Ardından Abbas Bozyel vekil seçildi ve günümüze kadar gelindi. MHP’de iktidar olma şansı çok zayıf olmakla birlikte toplum olarak kendilerini ifade edebilmeleri ve üst makamlara gelme şanslarını da çok az görüyorum. Bence kendilerine en yakın parti MHP’den ziyade CHP ve diğer partilerdir.
Iğdır’da kürt toplum genellikle HDP çizgisindeki partileri tercih ediyor. Kürt yurttaşlarımız “Toplumumuzun demokratik hak ve hürriyetlerini savunuyoruz. İnkar ve imha ediliyoruz. Ana dilde eğitim istiyoruz. Eşit yurttaşlık istiyoruz. Demokrasi istiyoruz” vb. Taleplerden dolayı bu harakette politika yapmaları anlaşılırdır.
Ancak Azeri yurttaşlarımız tüm enerjilerini MHP’ye harcamak yerine daha merkezdeki partilere yoğunlaşsalar ülke çapında isimler çıkartabilirler. Her iki toplumda da Ülkede değer olabilecek yetenekler çıkıyor. Ancak bir taraf MHP’de en çok eski ülkücü olabiliyor. Diğer tarafta da en çok sürgünde Kürdistan parlementosuna üye olabiliyor...
Örneğin Abbas Bozyel, O hitabeti ve bilgi birikimiyle enerjisini MHP dışında bir partide harcasaydı genel başkanlık makamlarında hatta bakanlığa kadar uzanabilirdi. Yine İsa Yaşar Tezel, beyefendi kişiliği ile üst düzey bir bürokrat veya siyasetçi olabilirdi. Bu isimleri çoğaltmak mümkün. Ancak gelin görün ki serde varsa yoksa Türkçülük...
Serde Türkçülük olunca da Iğdır’da Kürt seçmen başta olmak üzere diğer gruplardan da oy alamıyorlar. Oysa ki MHP dışında bir partide siyaset yapsalar herkesten ve herkesimden rey isteyip oy alabilecekler. İstanbul’da CHP’li, AK Partili, ÖDP’li Vs. Partili olupta, Iğdır’da MHP’li olan Azeri Türkü kardeşlerime uç partiler uygun düşmüyor diyen görüşler var. “Kitlemiz MHP’de başka yerde siyaset yapma şansım yok ki” diyenlere şahit oluyoruz. Öyle de ama bir yerde öncünün görevi toplumu değiştirip dönüştürmek değil midir?
Özünde sanatçı ruhlu, sosyal ve hümanist bir yapıya sahip olan Azeri kirvelerimize ırksal anlayış ve yaklaşımları yakışmıyor. Olay böyle olunca da Iğdır’da bir Azeri yurttaşla konuştun mu hepsiyle konuşmuş gibi oluyor insan...
Velhasıl diyeceğim şu ki takdir hemşehrilerimizindir, ancak insan toplum ve birey olarak kendini en iyi nerede ifade edebiliyorsa orada olmalıdır. Iğdır’da tepki gösterip Ankara’da saygı göstermek anlaşılır bir durum mu?