SOL AYAĞIM
Sana şunu demek
İstiyordum şanslı kadın.
Kadınlığından öte seni istiyorum demiştim çok iyi biliyorsun.
Dinle beni Bakalım.
Bir tür ayaklı mucizesin. Tenin
bir Brandy siperliği kadar parlak.
Her daim sol ayağım olmanı istiyorum Kadınlığından öte yaklaştım sana. Kadınlığın ise bir pastanın
üzerindeki krema gibi. Kremalar biter be kadın. Ama sol ayağım sonsuza dek benimle. Beni
anlayabiliyormuşsun.
Tüy kadar hafifsin emin ol, o güvercin yüreğin tüyden de hafif.
Yüzün incecik , bir musevi kumaşçının sattığı ipek kumaş misali .
Kolay olma bana lütfen. İçinin yorgunluğunu ver bana. Ben buna tenezzül ediyorum, kadınlığından öte
olanı istiyorum senden.
Seninle ilk kavgam da böyle başladı ,kavgalarımız da böyle olacak ilerde şerlerimizde.
Burnundan bahsetmiştim sana tekrar ediyorum. Bembeyaz kar gibi bir çukulata tadında. Sen ise bitter
dedin ben ise hiç bitmez dedim. Hele birde o mazlum nefesin ...İşte ben buyum demek istedim.
İşte ,ben gülümseyen bir insanım. Sürekli ...iyi de beceriyorum Gülmenin hazzını yakalıyorum
seninleyken.
Sen hep konuşurken bende hep seni çözümlüyordum. Sana ne kadar derin yaklaştığımı hissettim.
Farklı bir duygu gelişti, hiç tanımadığım bir duygu. Söylemiştim şimdi senin yarattığın o duyguyla
birlikteyiz. Tanımaya çalışıyorum, Çok mayhoş bir duygu.Birgün anlatacağım sana bu duygunun
verdiği hazzı.
Ben de onlardandım, tek tip erkek işte.
Sende ilk günlerde öyle söylemiştin. Bu günlerde daha iyi tanımaya başladın beni .Yarın ise daha iyi
tanıyacaksın. Ne olur gelecek yaşamımızı düşün.
Yarım gülüşün o ince nefesinle içinden çıkan çığlığını gördüm be kadın. Beni senin yanında tutan bu
çığlığının içindeki özlemin , sevgin be kadın.
Tıpkı bir midye gibi tekrar tekrar
bağırmalarını duydum. Sessiz çığlığında beni çağırmalarını duydum . Şimdi anlıyorsun beni ve neden
kadınlığından öte sana yaklaştığımı.
Öpüyorum yine o ince parmaklarını .
Ve üstümdeki ayaklarının inci gibi parlak yapışkanlığını.
Solucanlar gibi doğal olan mutluğunu,mmutluluğundan'da öte sarmalarını özlüyorum , istiyorum.
Kadınlığından öte sana yaklaşıyorum be kadın.
Ölmek bir sanattır.
Özellikle iyi yaparım, içinde ki duygularının tükendiğini hissettiğimde. Duyguların tükendiğinde çabuk
ölürüm be kadın. Bunu bilmeni istedim. Dediğim gibi ölüm biyolojiktir, insanlar özelikle duygularıyla
çabuk ölürler. Duyguları öldürmek katillerin en alçak eylemidir. Hiç bir dönem duygu öldüren katil
olmadım. Ve de duygu öldüren katil olmayacağım, be kadın.
Eğer ki tam zıttı olursam bir değil bin ölürüm ...ölürüm ki, cehennemden gelir gibi .olurum .
Senle benim buluşmamız bir mucize.
İşte bu güzel birlikteliğimiz beni yakacak , bunun farkındayım.
Sonuç ne olursa olsun yine de güzel...
Bunun da bilincindeyim.
Her güzelliğin bir bedeli var, olmalı da ,bedeli olmasa olmazdım yanında.
Yara izlerime bakmanın bir bedeli var. Yara izlerine bakmamın da...
Kalbimi dinlemenin de.
Hakikatin , söylemlerimin ve seni dolu dolu yaşamamın bir bedeli var be kadın.
Bir bedeli var, çok büyük bir bedeli var.
Bir sözün, veya bir dokunuşun
ya da ruhumuzun , duygularımızın sevinmesinin bir bedeli olmalı.
Bir tutam saçının veya elbisemden bir parçanın.
Ellerime dokunmanın bile bir bedeli olmalı.
Senin eserinim sende benim eserimsin be kadın.
15/mayıs/2019
Arşer Payiz