'4' Parmak Rabia İşaretinin Anlamını Biliyor Musunuz?


Bu makale 2024-02-16 16:16:44 eklenmiş ve 138 kez görüntülenmiştir.
Murat Akkuş

Bazı yurttaşlarımız Rabia işaretini çok mübarek ve dini içerikli bir isim sanıyorlar. Dört parmak yani "Rabia" işaretinin Anlamı bazılarımızın sandığı gibi bir kutsiyeti yoktur. Rabia Arapçada “dördüncü” demektir.

Çünkü eski Arap kültüründe kız çocukları çok önemsenmediği için, kızı olanlar isim vermez numara verirlerdi. Arapça da ‘Vahide’ dediğinde birinci, ‘Saniye’ dediğinde ikinci, ‘Selase’ üçüncü ‘Rabia’ dördüncü demek oluyor. Mübareklikle bir ilgisi yoktur. Çocuklarımıza bu isimleri vererek onlara numara verdiğimizden haberimiz de yok.

 

Mursi yandaşlarının ve Müslüman Kardeşler örgütünün sembol işareti olarak bilinir

 

Mursi’nin döneminde Rabia’nın adı Mısır’da bir meydana verildi. Mursi taraftarları, hem sürekli toplandıkları bu meydana hem de Mursi’nin Mısır’ın dördüncü cumhurbaşkanı olmasına vurgu yapmak için, ellerinin başparmaklarını içe katlayıp dört işaretiyle kendilerine simge yaptılar. Yani Rabia (Dört) İşareti Mısır’daki Mursi Taraftarlarının Simgesidir.

Bu işarete Tek Devlet, Tek millet, Tek Vatan, Tek Bayrak diyerek anlam yüklemek geçersizdir. Tutmamıştır. Günümüzde bütün dünyada Mısırlı siyasal İslamcıların yani Mursi yandaşlarının, Müslüman Kardeşler örgütünün sembol işareti olarak bilinir.

Nitekim Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan bugün Kahire’de Mısır devlet başkanı Sisi’yi ziyaret etti. Bu işareti Mısır’da yapamazsınız, Yasaktır.  

 

Rabia işaretinin Muaviye ile ilişkisi

 

Emevi hanedanının kurcusu Muaviye bin Ebu Süfyan, 657’deki Sıffın Savaşı’nda, Hazreti Ali’yi yenememiş, ancak hakemleri ikna ederek kendini Halife ilan etmişti.

Bu dönemde Müslümanlar, Muaviye taraftarları, Ali taraftarları, Tarafsızlar (Hariciler) olarak bölünmüştü. Muaviye’den yana tavır alan Hariciler daha sonra Hazreti Ali’yi öldürmüştü.

Hz. Ali’nin öldürülmesinden sonra Halifeliğini sağlama alan Muaviye, her fırsatta Hz. Ali’yi yok saymak, dışlamak için, taraftarlarına, Dördüncü Halife’nin kendisi olduğunu Dört Parmak işaretini yaparak ilan etmiş, taraftarları da, aynı işareti kullanmıştır. Bundan sonraki her savaşta da Muaviye’nin ordusundaki askerler bu işareti yapmıştır. Muaviye’nin dedesinin adı da Rabia’dır.

Nitekim Şia mezhebine mensup eski Ak Parti Iğdır milletvekili Nurettin Aras Rabia işaretinin Muaviye ile bağlantısı nedeniyle seçim çalışmalarında hiçbir zaman Rabia işareti yapmadı. Şimdiki Ak Parti Iğdır Milletekili Cantürk Alagöz ile Iğdır belediye başkan adayı Ülkü Öcal'da Şia mezhebine mensup yurttaşlar oldukları için Rabia işaretini asla yapmıyorlar. Yapmazlar da. Bu işaretin ne Türklükle ne de Kürtlükle de hiç bir alakası yoktur. Tamamen Araplara has bir işarettir.  

 

Hz. Rabia’ya gelince…

 

Hz. Rabia, sekizinci yüzyılda, Basra bölgesinde yaşamış fakir bir ailenin dördüncü çocuğuydu. Bu yüzden dördüncü anlamına gelen Rabia adını verdiler. Rabia’tül Adeviyye genç kızlığa adım atarken anne ve babası ölünce köle olarak satıldı. Bir süre kölelikten sonra özgür kalan Hz. Rabia ömrünü ilim ve ibadetle geçirdi. Şairliği de vardır ve ilk sufi şairleri arasında sayılır. Zamanının birçok şeyh ve mürşitleri onun sohbetinden yararlanmışlardır. 752 yılında Kudüs civarında vefat ettiği söylenir.

 

Araplar eşlerini avrat diye çağırır, manası apış arası demektir

 

Dünya’da kız çocuklarını, diri diri toprağa gömen kültüre sahip tek millet Araplardır. Araplar eşlerini avrat diye çağırır, manası apış arası demektir. Kürtler ise ‘Jin’ derler yani yaşam demektir. Türklerde ise Hânım diye çağırır yani evimin sahibi sultanım anlamındadır.

Müslümanlığı Araplaşmak sanan bazıları çocuklarına Arap ve Yahudi adlarını veriyorlar. Bu adları da ‘İslam adı’ diye öne sürmektedirler. Bir kere bu adlar "İslam" adı değil. İslam adı denilen adların hepsi Arap-Yahudi adlarıdır. Bu adların hepsi İslam'dan öncede Araplar ve Yahudiler tarafından kullanılmıştır. Günümüzde de kullanılmaya devam edilmektedir.

Mesela Hz. Hamza Müslüman olmadan öncede 'Hamza' ismini kullanıyordu. Tıpkı diğer Arap isimleri  gibi...

 

Bazı Arap isimlerin anlamlarına bakacak olursak…

 

Örneğin Rümeysa ''gözü çapaklı kadın'' demektir. Fatma ''sütten kesilmiş'', ''Sanem'' Arapça da put demektir, Hatice erken doğan kız çocuğu demektir. 'İrem' ise Allah'ın gazabına uğrayan sahte cennet demek, Zeynep (Tombul şişman demek) ''Necla'' şaşı demek, Osman (yılan yavrusu demek) 'Aleyna'' anlamı ''üstümüze bela, sıkıntı aksın'' demektir. Kur’an’da adı geçen ''Kezban'' isminin anlamı ‘yalancı’ demektir. İşte, maalesef kendi ulusumuzun adlarını bırakıp bu Arapça isimleri çocuklarımıza veriyoruz. Musa, İsa, Süleyman, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup, Yusuf, Harun, Davud, Bünyamin gibi Yahudi isimlerini saymıyorum bile...

Çocuklarına Arapça isim koyarak cennete gideceklerini sananlar varsa yanılıyorlar. İslam’ın “çocuklarınıza Arapça isim koyun” diye bir emri yoktur. Peygamber efendimiz çocuklarınıza verdiğiniz isimlerin anlamları güzel olsun buyurmuşlardır. Anlamları birbirinden güzel olan kendi ulusumuzun isimlerini çocuklarımıza verelim, rakamları değil... 

Diğer yazıları...
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA