KEMAL KILIÇDAROĞLU EN BÜYÜK DEVRİMCİ..
2003’te AKP kurmayları.. Nejdet Sezer’e türban, kurdcenin yazı edebiyatta serbestçe kullanımı gibi tüm sorunları çözecek.. Kişi hak özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılmasını istediler. Veto yediler..
Ama ne hikmetse 20 yıldır iktidar olan AKP 2003 te kalkmasını istediği yasakları kaldırıp gerekli kanunları yapamadı..
Ve AKP Mahir Ünal gibi donanımlı Ak Partilileri yemeye başladı.. Bu gelişmeler TC rejminin Akçıları yerli-küresel ayakları ile para-mara kayıtlar.. binbir oyun-koyunla AKP KAYMAK TABAKASINI rehin aldıklarını, artık akp ile chpnin yer değiştirdiğini ortaya koyarken..
Kılıçdaroğlu da giderek en büyük devrimci olarak öne çıkmaya başladı.. Özellikle Mahir Ünala sahip çıkılmaması artık kiliclioğlu merale de tekmeyi çakarak seçimi tek alabilir.. Neden merale tekme.. Çünkü ak taban meralı dünya siyonizminin kapitalin tc deki Truva atı olarak görüyor.. Ve TC savunuculuğu ve seviciliğine geçen ak partiye taban oyle bir tekme çakacak ki ak par da kendisini anap-manap gibi yuvarlanmış bulacak..
Basindan Bir Yazi..
Başörtüsü yasağına karşı ilk girişim 2003 yılında akpliler yaptı..
Başörtüsü yasağına karşı ilk girişim
Kemal Öztürk
kozturk@haberturk.com
2003 yılıydı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer o günlerin en çok tartışılan ismi, Başbakanlık Müsteşarı Prof. Dr. Ömer Dinçer’in randevu talebini kabul etmişti.
Başbakan Müsteşarı olarak henüz atanmış Dinçer, Türkiye’de devlet bürokrasisini kökten değiştirecek bir projeyi yürütüyordu: Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma Projesi.
Başbakan Yardımcısı M. Ali Şahin siyaseti temsilen, Ömer Dinçer ve Emin Kuz da projeyi yöneten bürokratlar olarak Cumhurbaşkanı Sezer ile buluşmuştu.
SEZER’İN DEĞİŞMESİNİ İSTEDİĞİ MADDE
Dinçer, 50 dakika devletin neden yeniden yapılanmaya ihtiyacı olduğunu anlattı Sezer’e. Sunum bitince Sezer şöyle dedi:
“Sayın Dinçer, konuşmanızla beni çok etkilediniz. Ben sizin bu söylediklerinizden sonra Türkiye’de kamu reformu yapılması gerektiğine ikna oldum ama sizden küçük bir ricam var. Lütfen, kanun taslağındaki ‘Kamu yönetiminin temel amaç ve görevi, ...kişilerin temel hak ve özgürlüklerini kullanmalarının önündeki engelleri kaldırmak...’ maddesini değiştirin. (*)"
Dinçer bu maddeyi neden değiştirmemek gerektiğini anlattı ama Sezer başka tepki vermedi.
Fakat muhalefette, medyada, asker ve sivil bürokraside AK Parti’nin kamu yönetiminde yapmak istediği reforma büyük bir direniş vardı.
BAŞÖRTÜSÜ SORUNU 2003’TE ÇÖZÜLEBİLİRDİ
Tepkilere rağmen TBMM’de kanunlaşan, ‘Kamu Yönetimi Temel Kanunu’, Sezer’in önüne geldiğinde veto etti. Uzunca bir veto gerekçesi yazdı.
O gün Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet başta olmak üzere, birçok gazete, “Sezer laiklik dersi verdi, türban yasası veto edildi, türbanın önünü açmaya çalışan Dinçer kanunu veto edildi” diye başlıklar attı.
Aslında kanunun o maddesi, insan temel hak ve özgürlüklerinin önündeki tüm engelleri kaldırmayı amaçlıyordu.
Ancak Sezer bunu başörtüsüne serbestlik sağlayacağı gerekçesiyle veto etmişti. Oysa ki başörtüsü yasağı da temel hak ve özgürlüklere aykırıydı. Ancak o günkü şartlarda bunu dile getiren muhalefet yoktu.
O gün kanun onaylansaydı, belki de başörtüsü yasağından Kürt dilinin yasaklanmasına kadar, temel hakların önündeki engeller adım adım kaldırılacaktı. Zira devleti, özgürlük bahşeden bir konumdan çıkartıp, özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırmakla görevlendiren bir konuma sokuyordu kanun.
Yine o gün kanun kabul edilseydi bugün kamu yönetiminde şikayet edilen, başta liyakat, ehliyet, torpil gibi bir çok sorun da belki olmayacaktı.
Kanun parça parça uygulanmaya çalışılsa da olmadı. AK Parti’nin belki de en büyük devrimlerinden biri olacak yeni bir kamu anlayışı devlete hakim olamadı. Ne acıdır ki yıllar sonra AK Parti bu kanunu çıkartırken kamu yönetiminde eleştirdiği birçok şeyi kendisi yaptı.
20 YIL SONRA YİNE BAŞÖRTÜSÜ TARTIŞILIYOR
Başörtüsü sorunu Sezer’in vetosundan sonra uzun yıllar devam etti ülkede. 2007’de YÖK Başkanı’nın rektörlere gönderdiği bir yazıyla başörtülü öğrenciler okula alındı. 2013’te kamu personeli için başörtüsü yasağı kılık kıyafet yönetmeliğinde yapılan değişiklikle kaldırıldı.
Ancak CHP hala bu yasağın geri gelebileceğini düşünmüş olsa gerek ki, 2022 yılında kanun teklifi verdi. AK Parti de eli yükseltti ve Anayasa’da değişiklik yapmaya, hatta referanduma kadar götürdü işi.
Tüm bunlar 2003 de bitmiş olacakken, bugün, yani neredeyse 20 yıl sonra hala bu konuyla uğraşıyoruz.
(*) Bilgiler, Prof. Dr. Ömer Dinçer’in yazdığı, “Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor” kitabından alınmıştır.