ALTIN ÇAĞ
Şimdiki mutluluğumu her şeyimi bütün değerlerimi ruhumun derinliklerinde rafine ediyorum.
Bana ait olmayan kişiliğimi kendi içimde mahkum ediyorum. Tekrar çok uzakta yeniden kendimi doğurmaya gideceğim.
O altın çağa ve bir çok yumuşak öpücüklerle birlikte.
Adsız birkaç nesne arasından sıyrılıp yeniden var olacağım. Ve kendi gerçek özüme döneceğim.
Yaklaşın geç kalmayın umutlarımı satın alın sizlerde.
Gerçekliklerimi alın acele edin.
Bir yalan gülücük mü vereyim sizlere ne bekliyorsunuz benden artık.
Ben dört mevsimi de kendime ait olmadığından dolayı ret edenim.
Neden çınarlar uzaktadır çınarlardan?
Neden niçin sorguluyorsunuz sorgulayın geç kalmayın. Hepimiz bu dünyada niçin boğuk ve soluktayız.
Irmağın dibinde değilmi gerçek ırmak.
Dağı ve dağlarınızı terk ediniz. Ve hayallerinizle yeniden var olunuz.
İçinizdeki gerçeği kendinizi anlamak için terk ettiniz . Var olan sistemin size vermiş olduğu kişiliklerinden çıkın artık reddedin suni kişiliğinizi. Düşüncenizi ve benliğinizi özgürleştirin.
Kendinizi benimsemek için. Kendinizden istiğfar edin. Ve var ettiğiniz yalan dolanla doldurulmuş kişiliğinizi terk edin artık. Var olan sistemin bize dayattığı , benimsettiği kişilikten kaçmak istiyorum sizde kaçın artık. Tanıyorum sahte kişilikleri. Suni olan mutluluğu terk edin.
Ben ise sahte çınarlardan ve sahte mutluluklardan arınıyorum.
Kuru kurumuş olan ırmak la birlikte,
çok yumuşak olacak herşey bundan sonra .
Onların yaratmış olduğu duvarlar hep olacak, geçmişte olduğu gibi hep olacak anlamak gerek.
Düşüncenizden dilinize akana hiç özen göstermiyorsunuz:
İşte gerçek olmadığı için.
Ahududularınız yılan üretiyor farkında mısınız.
İç dünyanız kan öksürerek
parçalanıyor tepeleriniz ise
likör bardakları gibi yalnız.
Güneşiniz ve aydınlıklarınız sakat.
Ve çökmüş hayat yatakların üzerine oturmaya gidiyorsunuz .
Dilinize inançlarınıza ve onurunuza
hiç özen göstermiyorsunuz.Yaşarken ölü ruhlar gibisiniz .Bu güzelim dünyada yaşamdan hiç haberiniz yok.
Korku dolu çığlığınız karman çorman
Çılgın bir şekilde savurdu düşlerim beni uyandırdı.
Çan sesine eşlik eden kuşların şakıması gibi.
Çiçeklenmiş otların üzerini yaladı geçti, geçti artık.
Düşümdeki dehşetin orta yerinde uyandım.
Sabahın altın ışıkları sızıverdi sessizce ruhuma.
Bir gün öyle bir an gelecek ki
Şafak bile kurtaramayacak sizleri.
Düşlerin gösterdiği yalanlardan kurtulun.
Başka avuntum da kalmayacak o zaman.
O kasvetli karanlıkta kalan yaza muhtaç olmayalım hep birlikte.
Uyanmamayı tercih edelim bir daha hep birlikte.
Arşer/ Payiz)
24 / Haziran / 2022