ÜZERİNE BASTIĞIN TAŞLAR AĞLAMIYOR
ÖLÜYORLAR!
Bana sitemler etmişin
arkamdan.
Sevgimi dostluğumu senden kesmişim diye. Öncesinde ben sana eşimsin dedim. Sen ise sevgilimsin dedin bu söylemimi kabullenmedin. Ne kadar bencil bir düşüncen ve duyguların var. Bencilsin kendi söylemindi daha önceleri demiştin. Hayatın nasıl geçti biliyormuşsun. Dağılan sisli bir duman gibi. Bir kıyıdan bir kıyıya geçerken bastığın taşları bilinçli bir şekilde suya batırarak öldürdün. Ve yaşadığın hayatta o batırdığın taşlar egoistliğine karışı dayanamadılar. Hepsi sulara gömülerek öldüler. Cesetlerini bile hep yol kenarına bıraktın, senin yaşadığın aşklar bu iste.
Ve boyun eğdiriyor muşum sana diyede söylenmişin. Hatta yüzümde söyledin. Yeni taşlarınla birlikte akıp geçen günlerin içinde olacaksın artık . Kendini yeni eğlencelerine sakla ve tekrar suların derinliklerine batıracağın taşlarına sakla.
Ben veda etmezdim sana. Son sözü bu kadar keskin söylemezdim biliyorsun. Zoruna gidiyor hayatında yeni bir yaşamın sorumluluğunu alman. Gerçek güzelim bir anlam vere bilsen kendine. Çünkü ben bir gerçeğin hayal hiç değilim. Aşkların en büyüklerini yaşadım bedelleri de büyük oldu.
Günlük sıradan yaşamın için, büyüleyici bir mutluluğu teptin. Tekrar taşların üzerine basarak kolay aşkı ve aşkları bulmak için. O taşlarda ölecek diğer öldürdüğün taşlar gibi elbet.
Ama Tanrı da biliyor ya söndürdüm o yeteneklerimi artık mum ışığı bile yok sana ! Neden biliyormuşsun, ilk kavgalarımızda da bu soruyu sordun bana. Neden uzaklaşıyorsun ve ilişkilerimde tutunamıyorum sende dahilsin diye. Şimdi o sorunun cevabı açığa çıkıyor.
O yetenek ki beni dost eden sana.
Ve şair artık daha kontrolü insanlara, özellikle duygu konusunda.
Onun yolu dikenli ve zor artık. Korkuları hiç bilmezdim. Korkmamayı öğrettin bana. Güzel bir eğitim konusu oldun duygu açısından bana.
Artık bu tarz duygulardan endişe duyacağım;
Ama gecelerin karanlığı içinde
ilerliyorum. Kederden parçalandığımı
ve yorgun bir kurşun olup saplandığım gözünde ebediyen uyuyacağımı bil artık. Beni eğiten duygu ve hislerim oldun. Bende ebediyen senin düşüncende ve zihninde yaşayacağım.
Kimin yaşamına ağıt kattığını ağıtlar katarak kaçtığını geçmişinle birlikte düşün artık.
Geçip gitmiş olsa da
üstümde dolaşan karabulutlar, gibisin hâlâ.
O zehirli oku özlediğim için çok çok hoşnuttum artık çünkü deşifre oldu... Neden zoru seviyorum, zor çünkü büyütüyor benim duygularım.
Zaman kendi içinde akarak da geçsede, artık yoruldum...
Diyelim ki sitemsiz savaşan biri değildim artık. Hep savaştım seninle halada seninle savaşıyorum.
Ama bilincindeyim içimdeki güçlerim ve duyularım beni hayatım boyunca hiç yanıltmadılar ve yine haklıyım haklılarmış.
İnanmıştım birçok şeye derinden, seninle birlikte yanılmışım.
Ama şimdi mutlu yaşadığın hayata veda saatin geldi bensiz devam et...
Sakın benim için tekrar yollara düşme sakına!
Uyandırmak üzere uğursuz bir endişeyi tekrar tekrarlama.
Benim aşklarım sevgilerim yücedir, seven gerçekten yürekten severek alacak hak etiğini ...
Sevip okşuyorum gönülsüzce şimdi...
Ve son şarkımı söylüyorum
Senin için onu sana adıyorum.
Ama eşimsin sevgilimsin diyerek değil.
Daha da dolacak içimiz geçmiş acılarımızla.
Batmış çünkü karanlığa yürek
Ve hâlâ ümit yok yarında...
Fırtına esiyor bahçemde, fırtına zorluyor evimi.
Korkuyorum, devirecek diye
Babamın hatırası yaşlı meşeyi seyrediyorum.
Ve annemin diktiği o söğüdü. Senin de garip şekilde yazgımıza benzettiğin andayız.
Yaprakları sararıp solmuş söğüdün.
Gecede, yoksul annem gibi ölü...
Getirdiğim taşlar çoktan sulara gömüldü. Cesetlerin yol kenarların da. Bilmiyorum daha ne kadar taş batıracaksın sulara senin deyiminle eski sevgilim.