BEDENLERİMİZ ÖLÜYOR
Renklerimizi almak istiyorlar.
Onların yüzünden renksiz yaşıyoruz. Gri odalarda kırpık fısıltılarla konuşanların kendilerine baktığımda soluk benizlerini görüyorduk . Seslerimizi işitirler diye duygularımız ve bakışlarımızla dinliyorduk.
Kapkara gibiydi düşmanlarımız ve canavarlarımız . Toz toprak gibiydi soluk yüzleri hep hafızalarımızda kalacaklar . Onlardan dolayı ağaçlarımız 'daki yapraklar kirlendi. Çimenlerimizi soldurarak biçtik. Dostlarım dinleyin bunlar dev ölü sıçanlara benzeyen lüks arabalarını park ettiler sokaklarımıza ve evlerimizin önlerine . Dev ölü sıçanların içinde yaşarken bizler . Okyanuslar gibi gri dağlar gördüm rüyamda, üstlerinde hiçbir evin ışığı yanmıyordu. Tabutlar vardı sadece yürürken konuşan ve sürekli birbirini gömen gri kumları vardı . Bunlarda duygu hiç yok dolayısıyla vicdan hiç yok. Bir ağaç kesebilirler ağaca biraz çaba, testere falan gerek. Eh işte az çok da zaman gerekli. Ağaç devrilir gider . Bir kuş, vurabilirler. Bir kuşu bir el ateş ederek ya da bir iki taş fırlatarak bir avuç tüy düşer toprağa. Bir öküzün ya da bir koyunun işini daha kolay görürler ve kasap önlüğüne 'de gerek duymadan çullanırlar hayvanların üzerine hemen oracıkta. Bir çocuğun, erkek ya da kız çocuğu ne gelir 'ki ellerinden katillerimize ve düşmanlarımıza karşı çaresizce bakışdırlar .
Diyeceksiniz ki ,gözü dönmüş 'se katilin ve düşmanın ya da orda kimse 'de yoksa ortada . Bir adam koca bir adam ‘da bir kuş gibi avlaya bilir . Belki daha da kolay hatta bir ağaç, bir kuş, bir öküz, bir koyun , bir çocuk, bir adam yok oldular işte ardarda. Ama dostlarım, hepimiz örgütlü olsak birlik olsak ne yapabilirler ’ki canavarlar . Onca bilime ve insanlığa inanan insanların karşısında . İnançla özgürlüğüne söz vermiş halkların karşında ne kadar güçleri olabilir ‘ki . .
10/Eylül/2019 /Arşer Payiz)