"Çocuklarımızı Türkçe Eğitim Veren Okullara Göndermeyeceğiz"

BDP Milletvekili Emine Ayna, okullarda ana dilde eğitimin anayasal güvence altına alınmaması halinde, Türkçe eğitim veren okullara çocuklarını göndermeyeceklerini söyledi.
Bu haber 2013-08-05 13:59:03 eklenmiş ve 454 kez görüntülenmiştir.

Bdp Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna, okullarda ana dilde eğitimin anayasal güvence altına alınmaması halinde, Türkçe eğitim veren okullara çocuklarını göndermeyeceklerini söyledi. Ayna, "Başbakan şu adımı atmalıdır, silahları kullanan gerillayı geri göndermek değil, onların gelip demokratik siyaset yapmanın önünü açmalıdır" dedi.

Elazığ'ın Karakoçan İlçesi'nde partisinin iftar programına katılan BDP Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna, devletin istinasız kötü olduğunu, bu durumun sadece Türkiye ile sınırlı olmadığını söyledi. Devletin, sömürü ile eşdeğer olduğunu savunan Ayna, şöyle dedi:

"Devlet; istisnasız kötüdür, istisnasız. Bu Türkiye ile alakalı bir durum değildir. Her yerde böyledir. Devlet demek; sömürü, ihtilal, birinden var olana el koymak, hırs, hırsızlık demektir. Bunun alternatifi yoktur. Bunun anlamı budur. Devlet 'Güç' demektir, kime karşı? Sözde devleti olduğu halkına karşı. Çünkü gücünü, iktidarını ordan alır. O halka hükmederek, sömürerek, ezerek iktidar olur, başka çaresi yoktur. Bu nedenle 'Devlet bize şunu yapsın, bunu yapsın' gibi sözlere ihtiyacımız yoktur. Bir doğru vardır. O da: devlet yanlıştır, haksızdır ve devlet kötüdür. Bir tek doğru budur."

"7 AYLIK SÜREÇTE KARŞILIKLI YAŞADIĞIMIZ TEK ŞEY ATEŞKES OLDU"

Suriyeli Kürtler'e yönelik saldırı ve katliamlar olduğunu anlatan Ayna, orada yaşayan Kürtler'in iftar açacak su ve yiyecek bulamadığını söyledi. KCK yöneticilerinin, "1 Eylül bizim için belirleyici bir tarihtir" sözüne atıfta bulunan BDP'li Ayna, şöyle devam etti:

"1 Eylül'e bir şey kalmadı. Bu sürecin bizler tarafından algılandığı tarih 3 Ocak. Bugün 'Barış sürecinin' üzerinden tam 7 ay geçti. Bu süreçte bir tek şeyi karşılıklı yaşadık o da Ateşkes. En belirgin, bu güne kadar olan tek şey ateşkes. Sonra Kürtler niye dağa çıktı? Hakları için. Peki şimdi hangi hakları var? Yasal güvenceye alınmış hiçbir hakları yok. Evet sokakta şarkı, türkü söyleyebiliyoruz, o da sadece Kürdistan'da. Ama Ege'de İzmir'de sırf Kürtçe şarkılar dinledi diye, az inşaat işçisi arkadaşımız linç edilmedi, katledilmedi. O mahkemelerin başkanları şunu söylediler: 'Efendim milli duyguları kabarmış.' Onları linç eden, katledenler, bir tek gün bile ceza almadı. Bunlar bize, bu duruma, diyorlar ki, 'İşte tamam', 'Neyi tamam? Kimliğim nerde?' Ben size sorayım; adınız Ahmet, Ayşe, bir nüfus cüzdanınız var, sizi kanıtlayan. Ben nüfus cüzdanımda Türk'üm. Hani Anayasa'da? Kürt değilim, belgesi yok? Ben Amedli (Diyarbakırlı), Piranlı'yım (Dicle İlçesi), babam Aaza, anam Kurmanc. Ama benim kimliğimin belgesi yok. Benim nüfus cüzdanımın uyruğu bölümünde Türk yazılması değil, mesele benim Kürt olduğum, kimliğimin Anayasa'da yer almasıdır. Çünkü Kürt halkının tanındığını ispatlayan belge anayasadır. Hala Anayasa'da buna ilişkin bir değişiklik yok."

"BAŞBAKAN, BİZE BÖYLE BİR NİYETİ OLDUĞUNU BEYAN ETMELİ"

Bir dilin, serbest ve özgür olmasının o dilin eğitim dili olması ile ölçüldüğünü ifade eden Ayna, şunları söyledi:

"Hani nerde Kürtçe eğitim? Ben burada bütün Kürdistanlılar'a çağrı yapıyorum. Diyorum ki; Başbakan Erdoğan çıkıp bize söyler, bir tek sözde bulunsun. Örneğin çıkıp, 'Evet, Kürtler'in anadilde eğitim hakkıdır. Biz de bu konuda bir düzenleme yapacağız' desin. Böyle bir taahhütte bulunmazsa Ekim ayına kadar bekleyelim, Bulunmazsa çocuklarımızı asimile kurumlarına göndermeyelim. Ana dilde eğitim özgürleşinceye kadar çocuklarımızı asimile ettikleri Türkçe eğitim veren okullara göndermeyelim. Devlete, AKP'ye şu çağrıyı yapalım. Diyelim ki; Bu eğer demokratikleşme, barış süreciyse, bizim beklentimiz anadilde eğitimdir. Biz sizleri Ekim ayına kadar bekleyeceğiz. 'İlla Ekim ayında hemen bu yasayı geçirin' demiyorum. Başbakan'dan bir söz bekliyorum, bir laf, 1 yıl mı sürer, 5 yıl mı sürer? O başka bir şeydir. Ama Başbakan bize böyle bir niyeti olduğunu beyan etmeli. Beyan etmezse biz de Ekim ayında okullar açıldığında çocuklarımızı Türkçe eğitim veren okullara göndermeyeceğiz. Kürt olan eğitimci arkadaşlarım da oturup, kurumlarında tartışsınlar. 'Ben kimya, matematik öğretmeni miyim derslerini 'Kürtçe anlatacağım' desinler. Devlet ancak değişmesini istediğimiz mekanizmanın tıkanmasıyla çözüme zorlayabiliriz. Yoksa devlet bizim durup, onun keyfini beklememize razıdır. Beklemeyeceğiz zorlayacağız."

BDP Milletvekili Emine Ayna, Abdullah Öcalan'ın 21 Mart'taki Nevruz'da "Silahlar susun, demokratik siyaset konuşsun" diye açıklama yaptığını ifade ederken, "O zaman Başbakan şu adımı atmalıdır, silahları kullanan gerillayı geri göndermek değil, onların gelip demokratik siyaset yapmasının önünü açmalıdır. Mesele gerillanın sınır dışına çıkma meselesi değildir. Silah kullananlar gelip siyaset yapabilmelidir. Öcalan gelip siyasetteki yerini almalıdır" dedi. - Karakoçanelazığ

ETİKETLER : "Çocuklarımızı Türkçe Eğitim Veren Okullara Göndermeyeceğiz"
Diğer haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA