İSTİHBARATTA RADİKAL DEĞŞİKLİKLER-1-2

Emniyet İstihbarat'a Balyoz İnmiş..Bütün kadro tasviye edilmiş..AKP, Cemaati kılcal damarlarından temizliyor…
Bu haber 29 Mayıs 2013, Çarşamba 22:21:04 eklenmiş ve 494 kez görüntülenmiştir.

İSTİHBARATTA RADİKAL DEĞŞİKLİKLER-1

 

Emniyet İstihbarat'a Balyoz İnmiş..Bütün kadro tasviye edilmiş..AKP, Cemaati kılcal damarlarından temizliyor…

Cemaatin gazetesi Bugün’ün Ankara temsilcisi Adem Yavuz Arslan, Emniyet İstihbarat Dairesi’nde yapılan tasfiyeyle ilgili çok çarpıcı bir yazı kaleme aldı. “Ergenekon‘dan Balyoz’a, KCK’dan El Kaide‘ye kadar kritik dosyaları takip eden tüm birimler tasfiye edildi” diyen Arslan, “yerlerine ‘eski ekip’ olarak bilinen ve uzun yıllar önce istihbarattan ayrılan polisler getirildi.” diye yazdı.

İşte Adem Yavuz Arslan’ın Bugün’deki o yazısı:

“Türkiye gündemi içki yasası ve siyasi polemiklerle çalkalanırken istihbarat dünyasında radikal gelişmeler yaşanıyor. Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ömer Altıparmak‘ın görevden alınmasından sonra 2 başkan yardımcısı ve kilit roldeki 8 şube müdürü de görevlerinden alındı.

SON ON YILIN HAFIZASI GİTTİ

Ergenekon‘dan Balyoz’a, KCK’dan El Kaide‘ye kadar kritik dosyaları takip eden tüm birimler tasfiye edildi. Yerlerine 10 yıldır istihbaratta çalışmamış polisler atandı. İstihbarat dünyasını temelden değiştirecek yönetmelik değişikliği de yolda.

Emniyet İstihbarat’ta yapılan bu operasyondan sonra adeta son on yılın hafızası gitti. Ergenekon ve Balyoz yapılanmalarını deşifre eden İstihbarat Dairesi’nde başkan ve 2 yardımcısından sonra 8 kilit şube müdürü de görevden alındı. Yani son on yılın hayati operasyonlarını yürüten ekipten kimse kalmadı.

El Kaide ile mücadeleden sorumlu C şube müdürü, istihbarata karşı koyma, teknik şube, bilgi işlem, bilişim suçlarıyla mücadele, personel ve hukuk işlerinden sorumlu Ar-Ge şube müdürleri görevlerinden alındı.

Bu isimlerle birlikte bu şube müdürlüklerinden sorumlu başkan yardımcıları da ani bir kararla koltuklarını bıraktı.

İSTİHBARAT DÜNYASINDA BİR İLK

Türkiye’nin son yıllarına damga vuran ve çoğu doktoralı uzman istihbarat müdürleri ani bir kararla görevlerinden alınırken yerlerine ‘eski ekip’ olarak bilinen ve uzun yıllar önce istihbarattan ayrılan polisler getirildi.

Böylece son on yılın hafızası sayılacak personel gönderilirken yerlerine de istihbarat dünyasından uzak kalmış personel atanmış oldu. İstihbarat dünyasında böyle bir uygulama ilk kez yaşandı.

Güvenlik bürokrasisinde kelimenin tam anlamıyla şok yaşanıyor. Başkent kulislerindeki ‘tasfiyenin alt birimlere doğru devam edeceği’ söylemleri yaygın.

Bu değişim neye yol açabilir?

Başkentte konuşulanlara bakılırsa emniyet istihbaratındaki bu radikal değişim sürecek. Hatta isim listelerinin hazırlandığı da artık sır değil.

Tasfiye edilen isimlerin yerine getirilenlerin tamamına yakınının ‘devre’ olması da emniyet camiasında dikkat çeken ayrıntılardan biri.

Peki bu durum neye yol açacak? Daha önce de ifade ettiğim gibi istihbarat dünyasında bu çapta bir değişiklik ilk kez yaşanıyor. Gelen isimlerin Ergenekon ve Balyoz gibi Türkiye’nin arınma ve normalleşme sürecinde kritik öneme sahip davalara soğuk baktığı da güvenlik bürokrasisinde bilinen bir durum.

Bir başka dikkat çeken ortak özellikse iktidardan çok muhalefetteki bir başka partiye kendilerini daha yakın hissetmeleri.

PKK ile mücadelede kritik bir aşamada olduğumuz, Suriye’de yaşanan gelişmeler nedeniyle istihbaratın daha da önemli hale geldiği bir aşamada bu radikal değişikliklerin zafiyet oluşturması endişesi hayli güçlü.

Türkiye her on yılda bir darbeyle muhatap oldu. Seçilmiş hükümetler maalesef bu durumu değiştiremedi. Çünkü darbeyi planlayanlar öncesinde zemini hazırlıyor, ortalığı terörize ediyordu. Siyasetse bu durumu engelleyecek güce sahip değildi. Darbenin haberini önceden alamadığı gibi.

ÖZAL’IN KRİTİK MÜDAHALESİ

Öldü mü öldürüldü mü tartışmalarını bugünlerde sıklıkla yaptığımız merhum Özal bu durumu görmüş ve Emniyet İstihbaratı’nı teşkil etmişti. Bu yapı kısa sürede mesafe aldı. Hatta Özal darbenin ayak sesinin duyulduğu bir geceyi emniyet binasında geçirmişti.

Güçlenen istihbarat, siyasete en büyük desteği 28 Şubat’ta verdi. Darbenin kalbi Deniz Kuvvetleri’nden belgeler çıkartıldı ve BÇG deşifre edildi. Sonuçta 28 Şubat fiili bir darbeye dönüşemedi ve o günün kudretli generalleri bugün mahkeme önünde.

Emniyet İstihbaratı o gün ülkeyi darbeden kurtardı ama bedelini de ağır ödedi. Başındaki isim Bülent Orakoğlu mavi tulum giydirilerek yargılandı. Cuntayı deşifre eden polisler askeri cezaevlerinde kötü muameleye maruz kaldılar.

Güçlenen istihbarat etkisini mafyatik organizasyonların çökertilmesinde kendini açıkça gösterdi. Takip eden yıllarda Balyoz ve Ergenekon gibi davalarda da kritik roller üstlendi. Halkın büyük desteğini alan AK Parti ve Başbakan Erdoğan’a yönelik kirli planlar deşifre edildi. Danıştay’dan KCK’ya kadar onlarca kritik davada istihbaratın rolü var. Örnekleri uzatmak mümkün.

EKSEN KAYMASI

Türkiye için bu kadar kritik bir role sahip birimin başkanı ve en kritik 8 şube müdürünün aynı anda görevden alınması Ergenekon’u, KCK’yı ve PKK’nın zafer yılı diye yola çıkıp hezimet yaşamasına neden olan operasyonları yöneten ekibin tümden tasfiyesi demek.

İlginç noktalardan birisi de şu: Görevden alınan isimler uluslararası tecrübeye sahip, doktoralı ve bütün kariyeri istihbaratta geçmiş müdürlerdi. Yerine gelenlerin de benzer kariyere sahip olması durumunda ‘kan değişimi’ denebilirdi. Ancak durum pek öyle değil. Başkent kulisleri bu konuda hayli zengin bilgiye sahip. Yaşanan geriye doğru restart oldu demek abartı olmaz.

YAPIYI TÜMDEN DEĞİŞTİRECEK DEĞİŞİKLİK

İstihbarat dünyasını sarsan gelişmeler bununla da sınırlı değil. Türkiye’nin 20 yılda kazandığı birikimi tümden değiştirecek bir yönetmelik değişikliği geliyor.

Güvenlik konularında uzman olan herkesin bildiği gibi istihbarata girebilmek için 30 yaş sınırı var. Yani bu sınıfa 30 yaşından önce ayrılabiliyorsunuz. En alt birimden başlıyor ve sürekli teste tabi tutuluyorsunuz. Şimdilerde 30 yaş sınırı kaldırılıyor. Böylece ahlak büroda, asayişte ya da polis meslek yüksek okulunda idareci olan herhangi bir polis, istihbaratta yer alabilecek.

Bu rastgele alımın bir de hesaba katılmayan boyutu var. Genç yaşta bu sınıfa ayrılmış ve yıllarca aynı birimde çalışmış bir ismin yerine herhangi bir ismin atanmaya başlamasıyla istihbarat sızmaya açık hale gelecek.

Emniyet İstihbarat’ın motivasyonu çökmüş durumda. Gece gündüz demeden çalışan ve gerçek anlamda vatanseverlerden oluşan ekip, şu an kafa olarak bitmiş vaziyette.

Beni daha da endişelendiren durum ise Ergenekon ve derin yapıların durumu. Bu yapılanmaları bariyerleyen kurumun dağılıyor olması derin yapıların başlarını kaldırmaları sonucunu doğuracaktır.

İşçi Partisi-Ergenekon’un yeniden sokak olaylarını organize ettiği, DHKP-C’nin Suriye eksenli harekete geçtiği, Esed ve Hizbullah’ın Türkiye’yi hedef aldığı bu dönemde Emniyet İstihbarat’ta yapılan böylesine radikal hatta bazılarına göre akıl almaz değişikliklerin ülkeye faturası ürkütücü boyutta olabilir.”

Odatv.com

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

İSTİHBARATTA RADİKAL DEĞŞİKLİKLER-2

 

Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı’yken İçişleri Bakanı Muammer Güler tarafından Özel Denetleme Başkanlığı’na kaydırılan Ömer Altıparmak’ın görevden alınmasının ardından ikinci operasyon dairenin üst yönetimine yönelik gerçekleştirildi. Altıparmak’ın yardımcılıklarını yapan ve biri 1. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi eden üç başkan yardımcısının yanı sıra, 22 şube müdüründen 8’inin tayini Polis Akademisi Başkanlığı’na yapıldı.

Tayini yapılan şube müdürleri arasında, Teknik Şube Müdürü de yer aldı. Bu atamayla, İstihbarat Dairesi’nin kalbi olarak tanımlanan birimin başındaki isim değiştirilmiş oldu.

Emniyet teşkilatında her yıl 30 Haziran’daki genel atamalar beklenmeden yapılması dikkati çeken tayinlerde, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturmada yer aldığı iddiasıyla İstanbul’daki görevinden alınarak Ankara’ya atanan eski İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan da yer aldı. İstanbul’dan EGM İstihbarat Dairesi’ne atandıktan sonra radikal dinci terör örgütlerine yönelik operasyonları yürüten Demirhan, yeni atamayla istihbarat hizmetleri dışına çıkartıldı. (Tolga Şardan/Milliyet)

Odatv.com

 

 

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

Ergenekon ve Balyoz gibi dosyaları takip eden Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) İstihbarat Daire Başkanlığı’nda toplu tasfiyelerin yaşandığı ve yerlerine 10 yıldır istihbaratta çalışmamış polislerin atandığı ileri sürüldü.

İstihbarat dünyasındaki radikal gelişmeleri Taraf gazetesi ve Bugün Gazetesi Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan köşesinde yazdı. Buna göre, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ömer Altıparmak’ın görevden alınmasının ardından iki başkan yardımcısı ve sekiz kilit şube müdürü daha görevden alındı. Bu gelişmenin ardından şube müdürlüklerinden sorumlu başkan yardımcılarının görevlerini bıraktığı iddia edildi. Taraf gazetesi ve Adem Yavuz Arslan yaşananların gerekçesini yazmıyor. Kulislerde ise bu duruma AK Parti ile Gülen Cemaati arasındaki çekişmenin yol açtığı belirtiliyor.

“Ülkenin 10 yıllık hafızası gitti” yorumunu yapan Arslan, mevcut ekibin yerine getirilenlerin ortak özelliklerinin “muhalefetteki bir partiye kendilerini daha yakın hissetmeleri” olduğunu belirtirken, Taraf gazetesi ise açıkca yeni ekibin MHP’li olduğunu yazıyor.

Tasfiyenin alt birimlere doğru devam edileceği ileri sürülürken, alınan kararların ardında Başbakanlık Koruma Müdürü Ramazan Bal olduğu iddia ediliyor.

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Türkiye gündemi içki yasası ve siyasi polemiklerle çalkalanırken istihbarat dünyasında radikal gelişmeler yaşanıyor. Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ömer Altıparmak‘ın görevden alınmasından sonra 2 başkan yardımcısı ve kilit roldeki 8 şube müdürü de görevlerinden alındı.

Son on yılın hafızası gitti

Ergenekon‘dan Balyoz’a, KCK’dan El Kaide‘ye kadar kritik dosyaları takip eden tüm birimler tasfiye edildi. Yerlerine 10 yıldır istihbaratta çalışmamış polisler atandı. İstihbarat dünyasını temelden değiştirecek yönetmelik değişikliği de yolda.

Emniyet İstihbarat’ta yapılan bu operasyondan sonra adeta son on yılın hafızası gitti. Ergenekon ve Balyoz yapılanmalarını deşifre eden İstihbarat Dairesi’nde başkan ve 2 yardımcısından sonra 8 kilit şube müdürü de görevden alındı. Yani son on yılın hayati operasyonlarını yürüten ekipten kimse kalmadı.

El Kaide ile mücadeleden sorumlu C şube müdürü, istihbarata karşı koyma, teknik şube, bilgi işlem, bilişim suçlarıyla mücadele, personel ve hukuk işlerinden sorumlu Ar-Ge şube müdürleri görevlerinden alındı.

Bu isimlerle birlikte bu şube müdürlüklerinden sorumlu başkan yardımcıları da ani bir kararla koltuklarını bıraktı.

İstihbarat dünyasında bir ilk

Türkiye’nin son yıllarına damga vuran ve çoğu doktoralı uzman istihbarat müdürleri ani bir kararla görevlerinden alınırken yerlerine ‘eski ekip’ olarak bilinen ve uzun yıllar önce istihbarattan ayrılan polisler getirildi.

Böylece son on yılın hafızası sayılacak personel gönderilirken yerlerine de istihbarat dünyasından uzak kalmış personel atanmış oldu. İstihbarat dünyasında böyle bir uygulama ilk kez yaşandı.

Güvenlik bürokrasisinde kelimenin tam anlamıyla şok yaşanıyor. Başkent kulislerindeki ‘tasfiyenin alt birimlere doğru devam edeceği’ söylemleri yaygın.

Bu değişim neye yol açabilir?

Başkentte konuşulanlara bakılırsa emniyet istihbaratındaki bu radikal değişim sürecek. Hatta isim listelerinin hazırlandığı da artık sır değil.

Tasfiye edilen isimlerin yerine getirilenlerin tamamına yakınının ‘devre’ olması da emniyet camiasında dikkat çeken ayrıntılardan biri.

Peki bu durum neye yol açacak? Daha önce de ifade ettiğim gibi istihbarat dünyasında bu çapta bir değişiklik ilk kez yaşanıyor. Gelen isimlerin Ergenekon ve Balyoz gibi Türkiye’nin arınma ve normalleşme sürecinde kritik öneme sahip davalara soğuk baktığı da güvenlik bürokrasisinde bilinen bir durum.

Bir başka dikkat çeken ortak özellikse iktidardan çok muhalefetteki bir başka partiye kendilerini daha yakın hissetmeleri.

PKK ile mücadelede kritik bir aşamada olduğumuz, Suriye’de yaşanan gelişmeler nedeniyle istihbaratın daha da önemli hale geldiği bir aşamada bu radikal değişikliklerin zafiyet oluşturması endişesi hayli güçlü.

Türkiye her on yılda bir darbeyle muhatap oldu. Seçilmiş hükümetler maalesef bu durumu değiştiremedi. Çünkü darbeyi planlayanlar öncesinde zemini hazırlıyor, ortalığı terörize ediyordu. Siyasetse bu durumu engelleyecek güce sahip değildi. Darbenin haberini önceden alamadığı gibi.

Özal’ın kritik müdahalesi

Öldü mü öldürüldü mü tartışmalarını bugünlerde sıklıkla yaptığımız merhum Özal bu durumu görmüş ve Emniyet İstihbaratı’nı teşkil etmişti. Bu yapı kısa sürede mesafe aldı. Hatta Özal darbenin ayak sesinin duyulduğu bir geceyi emniyet binasında geçirmişti.

Güçlenen istihbarat, siyasete en büyük desteği 28 Şubat’ta verdi. Darbenin kalbi Deniz Kuvvetleri’nden belgeler çıkartıldı ve BÇG deşifre edildi. Sonuçta 28 Şubat fiili bir darbeye dönüşemedi ve o günün kudretli generalleri bugün mahkeme önünde.


Emniyet İstihbaratı o gün ülkeyi darbeden kurtardı ama bedelini de ağır ödedi. Başındaki isim Bülent Orakoğlu mavi tulum giydirilerek yargılandı. Cuntayı deşifre eden polisler askeri cezaevlerinde kötü muameleye maruz kaldılar.

Güçlenen istihbarat etkisini mafyatik organizasyonların çökertilmesinde kendini açıkça gösterdi. Takip eden yıllarda Balyoz ve Ergenekon gibi davalarda da kritik roller üstlendi. Halkın büyük desteğini alan AK Parti ve Başbakan Erdoğan’a yönelik kirli planlar deşifre edildi. Danıştay’dan KCK’ya kadar onlarca kritik davada istihbaratın rolü var. Örnekleri uzatmak mümkün.

Eksen kayması

Türkiye için bu kadar kritik bir role sahip birimin başkanı ve en kritik 8 şube müdürünün aynı anda görevden alınması Ergenekon’u, KCK’yı ve PKK’nın zafer yılı diye yola çıkıp hezimet yaşamasına neden olan operasyonları yöneten ekibin tümden tasfiyesi demek.

İlginç noktalardan birisi de şu: Görevden alınan isimler uluslararası tecrübeye sahip, doktoralı ve bütün kariyeri istihbaratta geçmiş müdürlerdi. Yerine gelenlerin de benzer kariyere sahip olması durumunda ‘kan değişimi’ denebilirdi. Ancak durum pek öyle değil. Başkent kulisleri bu konuda hayli zengin bilgiye sahip. Yaşanan geriye doğru restart oldu demek abartı olmaz.

Yapıyı tümden değiştirecek değişiklik

İstihbarat dünyasını sarsan gelişmeler bununla da sınırlı değil. Türkiye’nin 20 yılda kazandığı birikimi tümden değiştirecek bir yönetmelik değişikliği geliyor.

Güvenlik konularında uzman olan herkesin bildiği gibi
istihbarata girebilmek için 30 yaş sınırı var. Yani bu sınıfa 30 yaşından önce ayrılabiliyorsunuz. En alt birimden başlıyor ve sürekli teste tabi tutuluyorsunuz. Şimdilerde 30 yaş sınırı kaldırılıyor. Böylece ahlak büroda, asayişte ya da polis meslek yüksek okulunda idareci olan herhangi bir polis, istihbaratta yer alabilecek.

Bu rastgele alımın bir de hesaba katılmayan boyutu var. Genç yaşta bu sınıfa ayrılmış ve yıllarca aynı birimde çalışmış bir ismin yerine herhangi bir ismin atanmaya başlamasıyla istihbarat sızmaya açık hale gelecek.

Emniyet İstihbarat’ın motivasyonu çökmüş durumda. Gece gündüz demeden çalışan ve gerçek anlamda vatanseverlerden oluşan ekip, şu an kafa olarak bitmiş vaziyette.

Beni daha da endişelendiren durum ise Ergenekon ve derin yapıların durumu. Bu yapılanmaları bariyerleyen kurumun dağılıyor olması derin yapıların başlarını kaldırmaları sonucunu doğuracaktır.


İşçi Partisi-Ergenekon’un yeniden sokak olaylarını organize ettiği, DHKP-C’nin Suriye eksenli harekete geçtiği, Esed ve Hizbullah’ın Türkiye’yi hedef aldığı bu dönemde Emniyet İstihbarat’ta yapılan böylesine radikal hatta bazılarına göre akıl almaz değişikliklerin ülkeye faturası ürkütücü boyutta olabilir.

Adem yavuz arslan…

ETİKETLER :
Diğer Genel-Güncel haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA