BEYKOZ’DA ONBİNLER EĞLENCE İÇİN DEĞİL, MISIR VE SURİYE İÇİN BİR ARAYA GELDİLER…
Her yıl Ağustos Ayında geleneksel olarak yapılan Beykoz Çayır Festivali yapılamadı. Çayır festivali yerine mitinglere bıraktı.
Ortadoğu, İslam Âlemi, Mısır'da Suriye’de Müslümanlara yönelik geliştirilen soykırım-saldırılar nedeniyle Beykoz Çayırı miting alanına dönüştü. Onbinler eğlence için değil, siyonist-kapitalist zülmü protesto etmek için buluştular...
Halktan gelen yoğun talep ve istek üzerine Beykoz dahil Türkiye genelinde yapılan festivaller Mısır ve Suriye başta olmak üzere İslam Âleminde dönen Siyonist-Kapitalist soykırımı telin mitinglerine dönüştü.
Mısır-Suriye halkları ve demokrasiye yönelik bütün dünyanın gözleri önünde gerçekleşen katliam, soykırım, kimyasal saldırılar, askeri darbeler… Türkiye devletinin ve iktidarın kişilikli-insani tutumu nedeni ile tüm dünya genelinde katil diktatör Siyonist sistemlerin gerçek yüzünü ortaya koyarken. Protestolara neden olurken, Türkiye genelinde ise il ilçelerde de benzer gösteriler aratarak devam ediyor.
Mısırda yaşanan katliama dikkat çekmek, protesto etmek amacıyla Beykoz Belediyesi öncülüğünde ve Özgür-Der işbirliğiyle Kardeş Mısır ve Suriye Halkı İle Dayanışma Gecesi düzenlendi.
Gazeteci-yazar Kenan Alpay'ın sunumunu yaptığı gecede, Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya ve İHH yöneticilerinden Av. Gülden Sönmez; İslam Âleminde (Mısır ve Suriye’de) Müslüman halklara yönelik yaşanan saldırı ve soykırım hakkında konuşmalar yaptılar.
Beykozluların Mısır halkı için tek yürek olduğu gecede Grup Yürüyüş de ezgileriyle İslam âleminde yaşanan saldırı ve soykırımı protesto ettiler.
SALDIRILAR 2 MİLYAR MÜSLÜMANIN HIZLA ÜMMET OLMASINA VESİLE OLDU…
Mısır ve Suriye halkıyla dayanışma amacı ile yapılan dayanışma gecesinde sık sık tekbir sesleri ve KAROLSUN İSRAİL-AMERİKA… Sloganları atıldı.
Yapılan konuşmalarda “Müslümanlar dünyanın neresinde olursa olsun, dini rengi ne olursa olsun, zulme ve zalime karşı durmanın, mazlumun yanında durmanın dinin bir emri olduğunu bilirler” gerçeğine vurgu yapıldı.
300 yıldır İslam alemini esir alan kapitalist-siyonist hareketin tüm dünya genelinde çözüldüğü, alanı kaybettiği için İslam ve Müslümanlara karşı açıkça saldırıya geçtiği, batı ve siyonizmin değerler üzerinden değil çıkarlar üzerinden şekillenen yapılanmalar oldukları için çökmeye mahkum oldukları için saldırganlaşmaya başladılar.
İnsanlık hızla tüm yeryüzünün Allahın Mescidi olduğu gerçeğini kavramaya başladı. İnsanlığa ölüm ve yok olma dışında seçenek sunamayan batı-siyonizm bir bütün olarak tüm dünyayı köleleştirme, yhok etme operasyonuna girişti. İnsanlığın bunların gerçek yüzünü görüp harekete geçmesi lazım.
Değerleri olmayan Siyonist batı, Kızılderili ırkı yok eti, siyahı köleleştirdi, sarı ırkın kanını sonuna kadar emdi. İnsanlığın yok olması için gereken her tür pisliği yapmaya başladı…
Batının demokrasi vb. şeylerinin yalandan ibaret olduğu, gerçek yüzlerini perdelemek için kullandıkları, darbeye darbe demeyen, çocuk yaşlı katleden bundan zevk alan akıl hastası bir yapı olarak dünyayı esir aldılar.
Suriye ve Mısır'da ki olaylar Suudi rejminin , İran derin devletinin gerçek yüzlerini ortaya çıkardı. Maskelerini düşürdü. Müslüman geçinen kan emici diktatör rejimlerin İslam ve Müslümanlıkla alakası olmadıkları, gerçek yüzlerinin Mısır ve Suriye’de meydana gelen olaylarla ortaya çıktığı belirtildi.
İslam aleminde yapılan açık saldırı yeryüzünde 2 milyar Müslüman’ın hızla ümmet bilinciyle toparlanmasını da beraberinde getirdi.
DKMHABER/BEYKOZ