Chp'nin örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, başkanlığını Tarkan Eladağ'ın yaptığı, İzmir'de yaşayan Karslıların kurduğu derneklerden oluşan Kars Federasyonu'nu ziyaret etti. Ziyarete partinin Konak adayları başta olmak üzere çok sayıda aday adayı ve partili katıldı. Keskin, CHP İzmir milletvekilleri Hülya Güven, Musa Çam, İzmir İl Başkanı Ali Engin'in de katıldığı toplantıda iktidara sert sözlerle yüklendi.
Türkiye insanının 200 yıldır birlik ve dirliğini aradığını belirten Keskin, Osmanlı'nın tanzimat döneminden başlayan, Cumhuriyet'i kapsayan süreçte insanımızın renk, inanç farklılığını ortadan kaldırarak, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak onurluca barış içinde yaşamanın koşullarını arıyor. Coğrafyamızı iyi bilen, emperyal güçlerin çıkarlarını tespit edebilen devlet adamlarının siyasi erki kullandığı süreçlerde, etnik ve inanç farklılıklarını ortadan kaldırarak, beraber yaşamanın mutluluğunu yakalayagelmiştir. Bu topraklarda yaşayan insanlar, kim olursa olsun, hangi ırktan ve inançtan olursa olsun devlet nezdinde en üst düzeyde itibar görme hakkına sahiptir. Tarihini bilmeyen, coğrafyasını iyi değerlendiremeyen emperyalistlerin senaryolarını göremeyen devlet adamları, Türkiye insanı için sıkıntı kaynağı olmuştur. İnsanımızı geleceğe endişe ile bakmaya mecbur bırakmışlardır. 20 yıldır Türkiye'de, cumhuriyetin temelindeki değerleri bir kenara bırakarak kendi ütopyalarını, hayat anlayışını topluma yükleyebilmek için yaptıkları her şey, yeni sıkıntılara neden olmuştur diye konuştu.
SÜNNET OLMUŞ ÇOCUK GİBİ BAĞIRIYOR
CHP Genel Başkan Yardımcısı Keskin, iktidarın iş başına gelirken yoksulluğu, yolsuzluğu, yasakları kaldırmayı vaat ettiğini hatırlatarak, İnsanımızın kutsal değerlerini kullanarak ciddi bir İslami inanca sahip olduklarını, her insanımızı rahatsız eden, vicdanlarda yaralar açan yolsuzlukları ortadan kaldıracaklarını söylediler. 'Yasakları kaldıracağız' dediler. Geriye dönüp baktığımızda 11 yıllık sürede siyasal iktidarın verdiği tarihlerin geçekleşmediğini görüyoruz. Tedirginlik, rahatsızlık olduğu için ülkenin başbakanı, sünnet olan oğlan çocukları gibi bağırarak yeni krizler ayrımlar yaratmaya çalışıyor dedi.
RAMAZAN BİLE HARAM VE İFTİRA SOFRALARINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Konuşmasında, geçen ramazan ayındaki tabloya değinen Keskin, Ramazan çok kutsal bir aydır. Ramazan iç, ruh temizliğinin yanı sıra toplumsal dayanışmayı kurumsallaştırma sevgi ve saygıyı egemen kılma hedefleri amaçları vardır. Ramazan bayramının hedefi toplumda barışı ve sevgili kurumsallaştırmaktır. Bir ay boyunca başbakanlık koltuğunda oturan zat-ı muhteremin çalışmalarına bakarsanız, Ramazan Bayramı bile iftira haram sofralarına dönüştürülmüştür. Toplumu kutuplaştırmak ötekileştirmek için din kullanılmıştır diye konuştu.
BAŞBAKAN BUKALEMUNDAN DAHA RENKLİ
Türkiye'nin dış politikada iflasın eşiğine geldiğini, komşularla sıfır sorunla yola çıkılıp, bugün küs olunmayan komşunun kalmadığını belirten Keskin şunları söyledi
Cumhuriyetin vazgeçilmez kurallarından biri olan 'Yurtta Sulh Cihanda Sulh' sözü buharlaştırıldı. Suriye ile hiçbir meselemiz yoktu. Başbakan, Suriye Devlet Başkanı ile aynı karede fotoğraf veriyordu. Eşleriyle Bodrum sahillerinde geziliyordu. Devlet Başkanı ile nasıl bir dostluk içinde olduğunu dünyaya ilan ediyordu. Bir süre sonra kankamız olan Suriye, kanlı bıçaklı düşmanımız oldu. Bir devlet adamı, okyanus ötesinden başka ülkelerin devlet adamlarından gelecek sinyallerle ülkesini yönetirse o devlet adamı başka bir ülkenin uşağı olmaktan kendini kurtaramaz. Dün övdüğü insanı bugün kötülüyor. Öyle bir başbakan var ki bukelamundan daha renkli. Obama ile görüşürken Suriye devlet başkanını referans veriyordu. Şimdi yanlış politikamız yüzünden Türkiye, Suriye'de binlerce insanın ölümünün, katili durumuna gelmiştir. Artık Türkiye dünyada saygın bir ülke olmaktan çıkmıştır. İsrail'e 'one minute' diyoruz ama kamu kaynaklarını peşkeş çekmeye geldiğinde İsrailli, Suriyeli bir Yahudiye Telekom'u peşkeş çekmekten utanmıyoruz.
POLİSİ, Çanakkale ZAFERİ'NDEN ÇIKMIŞ GİBİ KUTLADI
CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, Hükümet'in Suriye politikasını eleştirerek, Başbakan gerdan kıra kıra 'Suriye'ye demokrasi ihraç etmek için yaptık' diyor. Buna kargalar bile güler. Senin ülkende demokrasi var mı Gezi olaylarına bi baksana. Beş genç öldü, 12 genç gözünü kaybetti. 8 bin insan yaralandı. Neden Tayyip Erdoğan'ın, onun valisinin talimatlarını yerine getirmek için orantısız güç kullanan polis tarafından yaralandı. Başbakan toplumdan özür dilemedi. Ölen gençlerin acısını paylaşmadı. Gözünü kaybeden gençlerin acısını paylaşmadı. Polisi, Çanakkale Zaferi'nden sonra en büyük zaferi kazanmış gibi kutladı. Sen kendi ülkende demokrasiyi kurumsallaştırdın mı dedi.
ADALET TÜRKİYE'DE GÜNDÜZ FENERLE ARANIYOR
Keskin, Türkiye'nin cezaevine döndüğünü, insanların telefonda özgürce konuşamadıklarını öne sürerek, Eskiden insanlar karakolda ölüyordu, şimdi parklarda, sokaklarda biber gazı ve copla ölüyor. Ücretsiz eğitim isteyen gençler karakola götürülüyor, mahzende hazırlanmış iddianamelerle örgüt kurmaktan cezaevine atılıyor. Bu iktidar hukuku 'guguk' haline getirmiştir yargıyı AKP'nin arka bahçesi haline dönüştürmüştür. Adalet artık Türkiye'de gündüz fenerle aranıyor. Nasıl bir demokrasi var ki medya Tayyip Erdoğan'ın gözüne ve işaretlerine göre yayın yapıyor. Bir gazeteyi satın alan patron, genel yayın yönetmenini kimin yapacağını ülkenin sultanı olan Tayyip Erdoğan'a soruyor. Medya, bilgi ve haber alma özgürlüğüne hizmet eden kurum olmaktan çıkmıştır diye konuştu.
DEMOKRAT KAFA DEĞİL FAŞİST KAFA
Türkiye'nin demokrasi sorunu yaşadığını ifade eden Keskin, demokrasinin sandık olmadığını dile getirerek, Demokrasi denen pınarın sandık önemli kaynaklarından biridir. Yalnız sandığa indirgerseniz 'çoğunluk çıktım istediğimi yaparım' diye bir algıyla toplumu yönetirseniz hukuk, hak, adalet, temel hak ve özgürlükler boyutunu ortadan kaldırırsanız, o ülkede demokrasi olmaz. Demokrasilerde çoğunluk kadar azınlığın hakkının korunması demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından biridir. Erdoğan'ın toplumsal yaşama bakışı çarpık ve çağ dışıdır. Muhalefet partisinin Genel Başkanı'na 'Ben senin soluk alışını takip edeceğim' demek demokrat bir kafa değil faşist bir kafadır dedi.
GENÇLİK PASLI ÇİVİ GİBİ İŞ ARIYOR
Keskin, iktidara yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü Tayyip Efendi bir eli yağda bir eli balda dostlarıyla beraber olduğu için, yandaşlarına dikensiz gül bahçelerini peşkeş çektiği için Anadolu insanının derdinden haberi yok. Hayvancılık ve tarım bitti. Geçen yıl saman ithal edildi bu memlekette. Tarım öldü. En önemli sorun işsizlik. Başbakan özelleştireceğim diye her birini güzelleştirerek yandaşlara peşkeş çekti. Fabrikalar kapatıldı, AVM yapıldı. Gençler paslı çivi gibi iş arıyor. Eğer bir genç evine ekmek götüremiyorsa, senin ekonomiyle ilgili sıktığın nutuğun anlamı yoktur.
BADEM BIYIKLI BAŞKAN
CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun TOBB Genel Kurulu'na CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu davet etmediğini öne sürerek şu eleştirilerde bulundu
TOBB'un badem bıyıklı başkanı var. Başbakan'ı gerdan kırarak karşılıyor ama TOBB Genel Kurulu'na ana muhalefet partisinin genel başkanını davet etmedi. Sen nasıl bir demokratsın Senin nasıl bir burjuva kültürün var Muhalefet olmayan ülkede demokrasi olur mu Çarık kafalı adam bu adam. Öyle utanmaz ki, Gezi olaylarında yaralanan gençler Divan Oteli'ne sığındı orada tedavi gördüler. Bizim sultan çıktı televizyon ekranlarına demokrasi volkanı patlamış gibi 'teröristlere sahip çıktınız hesabını sorarız' dedi. O otelin sahibi olduğu holdingin ortağı olduğu Tüpraş'a baskın yaptılar. Vergi kaçakçısı arıyormuş. Be utanmaz adam, uzağa neden gidiyorsun. Sağına soluna, önüne arkana bak. Daha yeni çektin peşkeşi. Onun yanındakilere bakın ne kurumlar vergisinden ne gelir vergisinde birinin ismini göremezsiniz. Üyelerinin menfaatini korumakla görevli olan TOBB Başkanı da üyesine karşı yapılan bu haksızlık karşısında ağzını açmıyor. CHP Genel Başkanı gelecek diye böbrek çatlamasından geberecek şekilde sağa sola koştu.
SEN OLSAN OLSAN CEHENNEME KAPICI OLURSUN
Keskin, Gezi olaylarının ardında faiz lobisi olduğunu öne süren Başbakan'a, 11 yıldır neredeydin Bu ülkede rant lobisi var, faiz lobisi değil. Gece gündüz Tayyip Erdoğan ile camide yatıp, camiden çıkıp hırsızlık yapanların rant lobisi var. Bu ülkede senin sömürdüğün ezanın susmaması için o insanlar mücadele etti. Hangi vicdanla kalkıyorsun da laf ediyorsun. Sen dünyanın en önemli savaşlarından biri olan ulusal bağımsızlık savaşımızın kahramanlarına dil uzatıyorsun. Sen Sultan Vahdettin'in kafasındasın. Sünnilere olmadık imkanlar sağlayacaksın. Cemevlerine 'cümbüş evi' diyeceksin. Sonra çıkıp 'Ben de Aleviliyim' diyeceksin. Şapkama anlat. Cennete tapu dağıtıyorsun. Sen olsan olsan cehenneme kapıcı olursun dedi.
MERKEZ YOKLAMASI GÜNDEMİMİZDE YOK
Keskin, partililerin sorusu üzerine adayların merkez yoklamasıyla değil örgüte sorarak belirleneceğini belirterek, şöyle konuştu
Bu seçimlerde belediye başkanlarını ve meclis üyelerini parti tabanının devreye sokacağımız yöntemle belirleyeceğiz. Merkez yoklaması gündemimizde yok. Tüm üyelerin katılımı ya da kamuoyu yoklamasıyla belirleyeceğiz, merkez yoklama yok. Önseçim yapmıyoruz. 63 il başkanını Ankara'ya çağırdık, onlar ilçe örgütleriyle gerekli görüşmeleri yaptılar. Bize hangi ilçede hangi yöntemle aday adayı belirleneceği konusunda bilgiler getirdiler. Geriye 18 il kaldı. Önümüzdeki günlerde onu da yapacağız ilin milletvekilleri de katılacak. Oradan aldığımız kararlarla adaylarımızı belirleyeceğiz dedi.
BELEDİYE BAŞKANI BİR YARDIMCISINI HALKLA İLİŞKİLERE AYIRMALI
Keskin, partililerin belediye başkanlarıyla görüşemediklerini, sorunlarını aktaramadıklarını söylemeleri üzerine, Ben anlamıyorum bir belediye bakanı, bir başkan yardımcısını halkla ilişkilere ayırsa bu sorun yaşanmaz. Bu belediye başkanının vazgeçilmez görevlerinde biridir. Bunu yapmayan belediye başkanını da demokratik yöntemle halletmek sizin göreviniz. Bizim belediyelerimizin bazı hizmetleri istenilen ölçüde yerine getirememesinde iktidarın da etkisi var. Aziz Kocağlu'nun yaşadıklarına bakın. Eskişehir Belediye Başkanımız, yaptıklarıyla dünyaya örnek gösterildi ama iktidar uyduruk bir gerekçeyle dava açtırdı. Kentsel dönüşüm projeleri iki yıldır Başbakan'ın makamında imzalamıyor. Müfettişler bürokratları yıldırıyor. Çeşme'de belediye başkanımız var. Tarihi dokuyu korumak için mücadele ediyor. TOKİ karar aldı. Alaçatı tarafında beş altı katlı binalar yaptırıyor. Ufak tefek hataların belediye başkanlarından ziyade iktidarın engellemelerinden kaynaklandığını unutmayın dedi.