TC SİSTEMİ LAĞIM GİBİ HER TARAFTAN PATLAMAYA BAŞLADI…
TC rejiminde takip edilen 100 yıllık politikaların ekseriyası toplumu çökertme ve vatandaşı imhaya yönelik politikalardır. Yiğidi öldür ama hakkını yeme babında bazı gerçeklere vurgu yaparak sağlık sistemindeki görünmeyen ve giderek açığa çıkan tehlikelerle, tc sisteminin tehlikelerine vurgu yapacağız…
Öncelikle TC’nin son yarım yüzyıllık tüm politikalarını denimleyen bir gazeteci olarak şu gerçeği rahatlıkla ifade edebiliriz. TC tarihi boyunca en başarılı sağlık politikaları, terörle mücadele politikaları Ak Parti döneminde hayata geçti.
Eski TC ‘de 80, 90’larda vatandaş kelle koltukta devlet ve örgütlerin açık avıydı. Daha ilerisi daha vahimdi. 5-10 yılda amerikalı-ingiliz yahudi ile tc deki Yahudi elele ve işbirlikçileriyle birlikte 5-10 yılda bir darbe yapıp bir gecede tüm bankları boşaltıp, yarım trilyon dolara varan yani bir ülkeyi yıkmak için gereken bütçeyi siyonist şatolara taşıyorlardı. Bunu neden belirtiyoruz. TC muhalefeti sanki ileri bir toplum gelişmiş bir ülke vardı da akp bozdu algısı yapıyor, vatandaşın bunu yememesi için bu gerçeğe vurgu yapıyoruz.
Ülkemizde sorun sistemseldir. Sistemi değiştiremeyen, tc yi yıkamayan akp de siyonist-çete tc nin kullandığı bir araca maalesef dönüşmeye başladı. Maden-Ova-hava-su-gıda-tarım-toprak herşeyimize küresel ve yerel siyon soytarı firmalar çöktü. Artık köylerimizde neredeyse doğal suyumuz ve sütümüzü içemiyoruz. Siyonist yahudi tüm gıda alanlarını tcden aldığı güçle tekelleştirmiştir. Tekel sistemi o kadar ileri boyutlara varmışki artık ülkemizin her köşesindeler.
Ülkemizi halk yada vatandaş değil nazi-nato terör örgütü yabancı ve yerli ayakları yönetiyor. CHP-AKP tc siyaseti ülkenin hakimiymiş numarasını ustalıkla oynarlarken, bizim dem de onlara çay demliyor…
Sağlık alanında ki skandallarda sistemi gizleyip akp nin hedefe konmasının ana nedeni buradaki yerli-milli damarın tc yi yıkmaya yönelme tehlikesinden korkan siyon çetenin oyunları. Aksi tc rejim olarak tarihi boyunca en profesyonel oyun ve kumpaslarla 2000’lere kadar vatandaşı açık imha ediyordu. Son yarım yüzyılda siyon tc akp den aldığı darbelerle bu gücünü kayb ettiğinden adeta yerin altına indi daha sinsi yöntemlerle örneğin yerden ve uydulardan akıllı arabalara araçlara müdahale ederek faili mechul cinayetlerini ispatlanmayacak derecede profesyonelleştirdi.
Ama gerçek şu ki hala tc hücrelerine kadar bu çetede, hala herkesin datası bunların kasasında ve hala herkese nasıl operasyon yapılmasın gerektiğini bunlar planlıyor. Örneğin doğu medya olarak 30-40 yıla yakındır basın alanındayız. Siyonist çete bize ve sülalemize ancak ayak işleri yaparsanız meyanında bir çemberle 30-40 yıldır bize nefes aldırmıyor. Siz istediğiniz işi değil, bizim istediğimiz işi yapacaksınız… Görünmeyen planını bize dayatarak akla-hayale gelmeyen saldırılarla sürekli bizi düşürmeye çalışmaktadırlar. Yani newyork-london gökdelende oturan kavat, buradaki kavatla senin-benim datama sahip ve şunu söylüyor. Sit’lerden biri bakan olursa benim Mezopotamia’da kaybım bu olur. Bunları çaktırmadan imha düşürme, ve el ayak işleri bulaşık bekçilik çöpçülük …ne güne duruyor… Bizim alanlara siyasete basına ülkenin kaderini vatandaşın kaderini, ilgilendiren alanlarda sakın var olmasınlar çünkü bu bizim sonumuz olur … Hesabını yaparlarken bizim saftirik STK başkanı da, yada tc de bir siyasi partide ayak islerinde ufak bir unvanla koltukla yer bulmuş mutlu-mesut olan bizim ufaklıklar da bir foto kareye girmek için 25 takla atmaktadır. Ne ülkesini ne dünyayı nede dünyanın sistemsel olarak nasıl döndüğünü ruhları bile duymuyor. Bereket versin toplum ileri boyutta ve giderek herşeyi görmeye başladı. Artık tc siyasetini devletini pek takmadığı gibi, STK alanlarında da giderek liyakat ehliyet sahibi vatandaşları öne çıkarmaya başladılar…
Ülkemizde artık şu gerçeği anlamak zorundayız, bölge dernek federasyonları çıkmalı, bu federasyonlar, ülkemizdeki büyük aile aşiretlerle… MİT’ten askeriyeye, emniyete tarım-gıda enerjiye buradan sağlık eğitime kısacası halkın özne ve sahibi olduğu bir devlet inşa etmesi gerekmektedir. Aksi devleti hücrelerine kadar işgal etmiş siyonist çete yerli-küresel ayakları ile bir 100 yılımız götürdü. Biz vatandaşları soykırıma uğrattı. TC yi yıkmayı halkın sistemi bir sistem kurmayı becermesek bu çeteler bir 100 yılımızı daha götürecekler…
Para için bebek yaşlı demeden insanları doğrayan, katl eden iki ayaklı Dr. Kılığındaki hayvanlardan tutun, bunlara kar için özel hastahane adı altında hastanelerini açan katillere kadar bir dizi sarsıcı olay yaşıyoruz. Burada sürekli vurgu yaptığımız bir gereceği belirmede de fayda var. Ülkemizi derinden işgal etmiş çeteler kimin soyunun devam edip etmeyeceğine kadar ülkemizi derinden işgal etmişlerdir. Bu anlamda hedef nüfusu ve insanları da çoğu mossad ajanı olan, kripto ve gizli yahudi olan bu elemanları ile bu operasyonlarını da rahatlıkla ve ustalıkla yapabilmektedirler.
Bunlar buzdağının sadece görünen yüzü, görünmeyen yüzünde ülkemizi sahipsiz bulan ve derinden işgal eden siyonist çetelerle yerli işbirlikçileri diğer alanlarda olduğu gibi sağlık alanında birçok aile, firma ve iş adamını paket oğlu paket yapmaktadırlar.
Herkesin 7 sülaleleri ile datasına devlet adı altında ulaşan bu çeteler kişiye özel ajanlarla ya kalp, ya beyin krizi, ya kanser, olma ihtimalin çok fazla ve saf vatandaşı inlerine hastahanelerine yönlendirerek hem haytalarıyla oynamaktadırlar, hemde tere yağından kıl çeker gibi vatandaşı gasp-soyguna uğratmaktadırlar. Vatandaşın hastalığı yoksa iyi bir iş adamı ve firma olarak, yada işveren olarak gelişiyorsa ve vatandaş uyanıksa… Bu sefer sevgili, karı-kız, en iyi arkadaşı, yada vatandaşın yaptığı işte ileri derecede uzman 1-2 ajanlarını devreye koyup vatandaşı çaktırmadan faile meçhule, aile ve efradı ile oynama, iflasa ve düşürmeye, yada onarılmaz hastalıklar bulaştırarak paket etmektedirler. TC rejiminde bu yönlü günde kaç vatandaşımız imha edilmektedir. Bazen basına yansıyan zamansız ölümlerden ve derneklerin yayınladıkları taziye haberlerinden bu şüpheli ölümleri görebiliyoruz. Ama hiçbir şey yapamıyoruz.
Sanatçı Barış Akarsu’nun “Tepede bir beyaz saray, sarayda bir soytarı kral” … harika bir müzik klibi yapmıştı. Kip’in ardından bu çete yada işaret ettiği soytarı nın firmasının bir arabası kendisine çarparak kaza süsü vererek kendisini hayattan koparıyordu. Bu hayattan koparmayı takip edecek ülkemizde ne bir istihbarat ne bir emniyet, nede bir STK nede bir devlet olmadığından…Katiller için en büyük ceza olan ardiyeleri ile deşifrasyonunu bu ülkede maalesef 100 yıldır yapılamıyor. Devlete hâkim çeteler nedeniyle belki katili hiç tutuklanmadı ve ardiyesindeki soytarı kral kim diye hiç sorgulanmadı. Sorgulayan varsa o da engellendi. Şimdi Akarsu’nun bölgesinde kaç dernek federasyon var, hangisi bu konuların farkında… Ve STK alanı davar ve ajanlarla dolu halkın bunu bilince çıkarıp önce bölgesine ardından ülkesine sahip çıkan STK alanları inşa etmesi gerekmektedir. Yani bizler kaz-kuş gibi kırılırken bizi kıran cetlerden daha büyük suçu kendimizi cahil saf ve salak bırakarak kendimizi kurbanlık koyun yapıyoruz. Halkın bu ölüm uykusundan acil çıkması gerek…
Gazeteci arkadaşımız Fakir Yılmaz, bu bebek ölümlerini ve katliamı ile ilgili “İsrail çocuk öldürüyor -muş) harikulade bir makale ile kaleme almış. Bu yazıyı hem Doğu Medya Kurdistan yazarlar bölümünde, hemde bölgemizi ve ülkemizi ilgilendiren önemli haberler bizim Serhat Sivil Toplum sayfalarında, sosyal medyamızda anında yer alarak yayılmaktadırlar…
TC SAYESİNDE ÇETELER ÇOCUKLARIMIZA ONARILMAZ HASTALIKLAR BULAŞTIRIP BİZİ KÜRESEL İLAÇ FİRMALRININ SOYDUĞU MALLARA ÇEVİRİYORLAR…
Medyamıza hergün yansıyan diğer bir sağlık sorunu ise ülkemizde ölümcül kas hastalığı, kan hastalıkları, LÖSEMİ VS… Tedavileri çok zor olan hatta olmayan hastalıkların giderek büyümesi ve çoğalması.
Artık İstanbul’un en kalabalık cadde sokaklarında metro metrobüs girişlerinde: “Kampanyamız valilik onaylıdır, ece bebeki yaşatmak için ne olur bir lira da olsa atın.”
Sistem bir taraftan bizi aç-yoksul-sefil, dilenci, kişiliksiz-kimliksiz mallara çevirmeye çalışırken, diğer yandan kurduğu kumpaslarla ailelerimizin içine kadar girerek bize onarılmaz hastalıklar bulaştırarak, biyolojik kimyasal saldırılar yaparak bizi küresel yada yerli işbirlikçi siyonist-satanist ilaç firmalarının bir numaralı soygun aracı da yapmış bulunmaktadır…
Ülkemizde her geçen gün toplumsal alan bebekten gence yaşlıya sakat hasta, onarılmayan hastalıkları kapan vatandaş sayısı çığ gibi büyümektedir.
Yani siyonistler bizi Filistinliler gibi bombalarla değil daha kötü bombalarla her alanda imha ediyorlar… Bu ölümcül gerçekleri halka taşıyacak bir devlet ve siyaset de yok. Çünkü bu alanlarda bu çetelerin kontrolünde. Halkın bir an önce devlete girip bunlardan alması kendi devletini inşası şart. Aksi imha sakta hasta ülkesi dahil herşeyini kayb eden koyun sürüleri olarak hertür operasyonu yemeye devam edeceğiz…