PEZEŞKİYAN BATI-SİYONİZM KAHPELİKTE SINIR TANIMIYOR…
İran'da ilk defa siyonist-yahudi molla rejiminin halkı kandırp kullanma ve kırmasına karşın Kurd Kökenli Pezeşkiyan doğruları ve gerçekleri dile getirmeye başladı... Pezeşkiyan'ın belirlemeleri İran -Aryen ve Ortadoğulu halklarını derin siyonist işgal karşısında şok etmeye başladı... Asıl işgalin içerden olduğu-dışardan olmadığını ortaya koymaya başladı: Pezeş Kiyanın açıklamalrından net bir gerçek ortaya çıkıyor:
O da terörist israilden çok terörist siyonist bir iran gerçeğine vurgu yapıyor. iran-israil ortaklaşa müslümanları yok ediyorlar. Aynı gerçek tc içinde uyduruk birçok arap rejimi içinde geçerli...
İşte Pezeşkiyan'ın siyonist derin işgal deşifrasyonu:
Pezeşkiyan’ın ABD ve İngiliz kahpeler başta olmak üzere Avrupalı liderler Haniye suikastine İran'ın karşılık vermemesi karşısında ateşkesi uygulayacaklarını, ama aksine tarih boyunca olduğu gibi bu soykırımcı bebek katillerinin bu kahpelerin sözlerinde durmayarak savaşı daha da derinleştirdiklerini bütün dünya halklarını düşürmeye, insan soyunu sıfırlamaya çalıştıklarını ifade ederken, bunların asıl hedefinde Ari-Aryen halklar mezopotamyalı halkların olduğunu bin yıllardır sistemetik bir şekilde siyonistlerin bu nüfusu tarihten silmeye çalıştıklarını ifade ederken asıl ana tehlikenin içimizdeki siyonist yahudi damarlar olduğunu belirtirken…
Pezeşkiyan belirlemeleri korkunç bir gerçeği de ortaya koymaya başladı: Terör lejyonu İsrail, İran molla rejimi ile ortak bir şekilde hem iran halkını hemde hizbullahı yok etmektedir... Konuya dönersek, batı-siyonizm İran’ı sürekli iki ana silahla vuruyor. Bu silahlar tüm Mezopotamya’da olduğu gibi yüzyıllardır-binyıllardır süren küresel siyonist kuşatma ve İran’ı-Aryen -Kurdi halkları derinden ele geçiren siyonist yahudi damarlar ve nüfusla vuruyor. Reisinin katl edilişinden İranlı bilim adamları komutanlara ve Hizbullah üst düzeyinin katliamına kadar batı kadar İran’ı derinden işgal eden siyonist-soykırımcı yahudi nüfus başı çekmektedir. İran yüzyıllardır-bin yıllardır siyonist yahudi Abdullah bin Seben’in (Ki Tc birçok arap rejimi vs bu damar yönetiyor…) soyları tarafından işgal edilmiştir. Öncelikle bu derin işgali görmeliyiz. Aksi siyonistler bizi sürekli kıracak ve köleleştirecek ve ala nihaye tarihten silecekler dediler…
Bir başka ifade ile İran -Türkü-Ye, Uyduruk Arap rejimlerinin tümünün üst yapıları, devlet yapıları devletler hücrelerine kadar bu siyonist -soykırımcı yahudi ajanlar -firmalar ve kripto nüfus tarafından işgal edilmişlerdir.
Ortadoğu, Mezopotamyalı -Anadolu Halkları bu siyonist iç ve dış işgali görmedikçe… Bu siyonist yahudi nüfusu -firma ve işbirlikçi ayakları ile tesbit etmedikçe ne İran’ın, ne Rusya’nın ne de Türkü-ye gibi direkt ingiliz sömürgesi rejimlerin bir geleceği olmayacaktır. Arap rejimlerinin ekseriyası da aynen İran ve TC gibi siyonist yahudilerce işgal edilmiştir.
Biz halklar ve devletler olarak bu derin siyonist işgali özellikle içimizde çözmedikçe bunları bulup imha etmedikçe bunlar bizi köleleştirmeye soykırıma ve düşürmeye devam edeceklerdir…
Buradan ne İran, ne Rusya, nede Anadolu Mezopotamya halklarının tek başına çıkış şansları yoktur. Batı ve Soykırımcı siyonizme karşı devletler ve halklar olarak birlikte ya harekete geçeceğiz yada siyonizm hepimizi tarihten silecek ve silmektedir dedi..
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, ABD ve Avrupalı liderlerin, İran'ın Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye suikastına karşılık vermemesi halinde Gazze'de ateşkes ilan edeceklerine dair kendilerine söz verdiğini ancak bunu yerine getirmediklerini söyledi. Pezeşkiyan'ın sözleri ülkede tartışmalara yol açarken gece saatlerinde İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi binasının önünde toplanan bir grup, yetkililerden bu açıklamaya yanıt vermelerini istedi.
İran devlet televizyonuna göre, Pezeşkiyan, dün akşam düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısında konuştu. İsrail'in bölgedeki saldırganlığına ve Batılı destekçilerine değinen Pezeşkiyan, "Siyonist rejimin suçları kabul edilemez ve cevapsız kalmayacak" dedi.
"ABD VE AVRUPA ÜLKELERİNİN LİDERLERİNİN İDDİALARI YALANDI"
Pezeşkiyan, "Şehit Heniyye suikastına İran'ın yanıt vermemesi karşılığında ateşkes sözü veren ABD ve Avrupa ülkelerinin liderlerinin iddiaları tamamen yalandı. Bu tür suçlulara bir şans vermek, onları daha fazla suç işlemeleri için cesaretlendirmekten başka bir işe yaramayacaktır" ifadelerini kullandı.
AÇIKLAMA ÜLKEDE TARTIŞMA YARATTI
İran Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları ülkede tartışmalara yol açarken gece saatlerinde İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi binasının önünde toplanan bir grup, bu açıklamalara karşı yetkililerden yanıt verilmesini talep etti.
MİSİLLEME KARARI ALMIŞLARDI
İran, 31 Temmuz'da başkent Tahran'da Hamas lideri İsmail Heniyye'ye suikastın ardından İsrail'e misilleme kararı almıştı. Bu sırada, Tahran'ın, Gazze'de İsrail saldırılarının kalıcı olarak durdurulması karşılığında saldırı niyetinden vazgeçeceğine dair iddialar ortaya atılmıştı. Tahran yönetimi ise "saldırıyla ulusal egemenliğini tehdit eden İsrail'in cezalandırılmasına dair alınan karar ile Gazze'de ateşkes çabalarının ayrı konular olduğunu ancak ateşkes sürecine zarar vermemeyi umduklarını" açıklamıştı.
Nedim Şenerde kısmen değinmiş. TC iran uyduruk arap rejimlerinin azerbeycanın yahudi işgalinde olduğunu yahudilerce yönetildiğine dokunmadan bazı gerçkeleri belirlemiş...
MOSSAD İRAN CUMHURİYETİ(!)
Nedim Şener -Hürriyet
İran'ın büyük bir bölümü yarısna yakını gizli yahudiler doldurmuş. Harita onu gösteriyor. Bunlar tesbit edilip yok edilmese kurd turk arap acem diğer tüm halkları yok ediyorlar...
Hamas lideri Haniye suikastı ve Hasan Nasrullah’a yönelik operasyonları ile soykırımcı İsrail’in dış istihbarat örgütü Mossad’ın İran ve Lübnan’daki gücü, etkisi ve hakimiyetinin İsrail’dekinden daha büyük olduğunu söylesek yeridir.
Hamas’ın 7 Ekim saldırısını önlemedeki zafiyetine karşın, İran’da ve İran’ın etki alanı olan Lübnan’da Hizbullah lideri Nasrallah’ın öldürülmesiyle elde ettiği sonuç bu fikri teyit eder nitelikte. İsrail, Mossad aracılığıyla cirit attığı İran’daki istihbarat, casus ve operasyon ağı ile Ruhani lider Hamaney’in bile can güvenliğini tehdit edebiliyor. İsrail’in Mossad üzerinden İran içinde nasıl bir güce ulaştığını anlamak için 8 yıl öncesinden bir örnek aktarayım.
Mossad İran Cumhuriyeti
MOSSAD BAŞKANI’NDAN İTİRAF
İsrail’in Dış İstihbarat Servisi Mossad’ın eski Başkanı Yossi Cohen, 31 Ocak 2018’de 20 İranlı ajanı kullanarak Tahran’daki askeri nükleer arşivini nasıl ele geçirdiklerini şöyle anlatmıştı: “Mossad operasyonun gerçekleştirilme tarihinden iki yıldan fazla bir süre önce nükleer arşivin saklandığına ilişkin bir istihbarat aldı ve arşivin saklı tutulduğu yeri aramaya başladı. Bulunduğunda, iç yapısının öğrenilmesini mümkün kılan haritalar ele geçirildi. Bu nedenle dost ülkelerden birinde belgelerin saklı olduğu binanın aynısı inşa edildi. Burada binaya baskın düzenleme ve kasaların içindekileri sessizce boşaltma pratiği yapıldı. İsrail vatandaşı olmayan 20 seçilmiş ajan işe alındı. Ajanlar operasyon sırasında bize gördükleri ve getirecekleri şeyleri canlı yayında anlatıp Farsça olarak açıklamalarda bulunuyor ve fotoğraflar gönderiyordu. Tam olarak aradığımız şeyin bu dev kasaların içinde olduğunu fark ettik. İran askeri nükleer programını ele geçirdiğimizi anladık.”
NÜKLEER FİZİKÇİYE SUİKAST
İran’ın nükleer programı hakkında her şeyi öğrenen Mossad iki yıl sonra, 2020 yılı Kasım ayında İran’ın en önemli nükleer bilim insanı Muhsin Fahrizade’yi taşıyan araç konvoyuna yapay zekâ yardımıyla uzaktan kontrol edilen bir makinalı tüfekten açılan ateşle öldürdü. Suikasttan sonra İran’ın İstihbarat Bakanı Mahmut Alavi, kendisi de Devrim Muhafızları Teşkilatı mensubu olan Fahrizade suikastının arkasında İran’ın en seçkin askeri birimi olan İslam Devrimi Muhafızları teşkilatı mensubu bir kişinin olduğunu söyledi.
Mossad’ın İran sistemi içinde etkisini en üst düzeyde ifade eden kişi ise eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad oldu.
İSRAİL’E ÇALIŞAN İSTİHBARAT BAŞKANI
Ahmedinejad, 2021 yılında, görevi İsrail’in istihbarat operasyonlarına karşı koymak olan en üst düzeydeki devlet görevlisinin Mossad’’a çalışan bir ajan olduğunu söyle anlattı; “İsrail, İran içinde karmaşık operasyonlar düzenliyor. Çok önemli bilgileri kolayca elde edebiliyorlar. İran birimleri bu duruma halen sessiz. İran’ın İsrail’e karşı koyma biriminin sorumlusu İsrail ajanı.”
Mossad, İran’da hem sokakta hem de devlet içinde öylesine büyük bir ajan ağına sahip olmuştu ki; istediği herkese suikast düzenleyebilecek etkiye ulaşmıştı.
DEVLET GÖREVLİLERİ ENDİŞE ETMELİ
Nitekim, eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin baş danışmanı ve eski İran İstihbarat Bakanı Ali Yunusi, 2022 yılında verdiği bir mülakatta bunu açık açık söyledi: ”Mossad İran’da devletin farklı birimlerine son 10 yılda öyle bir sızdı ki; artık tüm devlet yetkililerinin canlarından endişe etmesi gerekiyor. Artık iş öyle bir noktaya vardı ki devlet yetkililerini açık açık tehdit eder hale geldiler. İstihbarat Bakanlığı’nda çalışmış biri olarak bu durum içimi acıtıyor.”
HANİYE SUİKASTINDA İRANLI AJAN
Mossad, 31 Temmuz 2024 günü İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin şüpheli ölümü sonrası yerine seçilen Mesud Pezeşkiyan’ın göreve başlama törenine katıldıktan Hamas lideri İsmail Haniye’yi İran Devrim Muhafızları’nın güvenlikli misafirhanesinde nokta atışıyla öldürdü. İngiliz Telegraph gazetesine göre Mossad, Hamas lideri Haniye suikastında Devrim Muhafızları bünyesindeki ajanlarını kullandı. Gazze’deki soykırımına devam eden İsrail Lübnan’a yönelince kara operasyonu öncesi Hizbullah’ı hedef aldı. Mossad, İran ve Hizbullah üzerindeki etkisini bireysel ve toplu suikastlarla da gösterdi.
ÇAĞRI CİHAZIYLA TOPLU SUİKAST
Kısa süre önce örgütün, haberleşmede kullandığı çağrı cihazlarını aynı anda patlatarak 3 bin yönetici ve mensubunu devre dışı bırakarak gösterdi. Operasyonun iki ayağı vardı birisi İsrail diğeri İran. Cihazların temininde İran her birini bomba haline getirilmesinde Mossad rol oynadı. Bu toplu suikast yanında Hizbullah yöneticilerini de hedef alan İsrail, 16 Haziran’da Lübnan’ın Nasır birliğinin komutanı Sami Taleb Abdullah’ı, 3 Temmuz’da Aziz birliği komutanı Muhammed Naama Nasır’ı, ardından Hizbullah’ın en üst düzey askeri komutanı Fuad Şükür’ü, 20 Eylül’de Rıdvan birliği komutanı İbrahim Akil’i, 24 Eylül’de Hizbullah’’ın üst düzey komutanlarından İbrahim Muhammed Kabisi, 26 Eylül’de hava birimi komutanı Muhammed Hüseyin Seror son olarak da Hizbullah’ın başındaki isim olan Hasan Nasrallah’ı 27 Eylül günü suikast düzenleyerek öldürdü.
‘İRAN SENİ SATTI’
Oysa birkaç gün önce 24 Eylül’de Lübnan’daki Arap İslam Konseyi Genel Sekreteri Muhammed Ali el-Hüseyni, Al Arabiya’ya yaptığı açıklamayla Nasrallah’ı İran’a karşı şu sözlerle uyarmıştı: “Nasrallah, İran’ın senin hakkında ne dediğini bilseydin, denklem tersine dönerdi. Vasiyetini yaz çünkü Kudüs’e girme hayallerin seni aldattı, ortakların da seni sattı.”
Fransız Le Parisien gazetesine konuşan Lübnanlı bir güvenlik kaynağı, “Nasrallah’ın cuma günü Beyrut’un güneyindeki Dahiye’de bulunan Hizbullah merkez karargahına gelmeyi planladığı” bilgisini İsrail’e İranlı bir ajanın verdiğini söyledi. Gazete haberine göre ajanın “İran sisteminde yerleşik olduğu” iddia edildi.
TÜRKİYE’DE DE DİKKAT ETMEK GEREKİYOR
Lübnan’daki Arap İslam Konseyi Genel Sekreteri Muhammed Ali el-Hüseyni suikast sonrası “İran, nükleer devlet olma karşılığında Nasrallah’ı sattı. Koordinatlar Tahran’dan geldi. Yemin ederim Nasrallah’ın halefi olan herkes öldürülecek. İran herkesin bilgilerini sızdırdı” açıklaması yaptı. İsrail, yıllardır ördüğü ajan ağı ile İran ve uzantılarına yönelik elde ettiği tüm istihbarat üzerinden nokta operasyonlar düzenliyor. İşin içinde, şimdiden ipuçları ortaya çıkan nasıl bir pazarlık olduğu zamanla görülecektir.
Kısaca soykırımcı İsrail ile artık onun oyuncağı olmuş İran’a odaklanmak; her iki ülkenin istihbaratının hedefindeki Türkiye’de de İsrail’e ve İran’a ajanlık yapan tüm kişi ve kurumları dikkatle takip etmek gerekiyor.