ESENYURT’TA TC BELEDİYECİLİĞİ YIKILIP HALK BELEDİYECİLİĞİ DÖNEMİ BAŞLADI…
Bilindiği gibi tc rejimi kurulduğu günden bugüne hep halkı kıran, halkı dizayn eden çetelerce yönetilen İngiliz-Amerikan siyon kapital çetelerle yerli işbirlikçilerinin yönettiği bir rejim, bir diktatörlük ve bir soykırımcı sömürge. Kurulduğu günden beri halk bu soykırımcı rejimi yıkmak için hep isyandaydı. Nice -Nice Denizler, Hüseyinler, Agırlar, Hogırler-Muhsinler… Canlarını verdiler, Kurdistanda şehirler köyler, yakıldılar, Agıri, Dersim, Kocgiri, Zilan..., İstiklal mahkemeleri, Kurdler -Müslümanlar, Asuriler, malkanlar, keldaniler, rumlar, ermeniler milyonları soykırıma-sürgüne uğrattılar, 100 binleri faili malum mechule uğrattılar. Anadolu- Mezopotamyanın halklarını medeniyet nüfusunu soykırıma uğrattılar. Dünyadaki siyonist soykırmcılarla Osmanlıyı yıkan yahudilere kurdlerin soykırımından, ermenilerin tehcirinden müslümanlrın vatandaşı kırılımında alınanlarla, Osmanlı hazineleriyle yahudilere bir çiftlik olarak tc yi kurdular. 100 yıldır anadolunun madenlerinden hazinelerine coğrafyamızı soyarak küresel yerli-yabancı siyonist şatolara taşımaktadırlar. Kırdıkları soykırıma sürügüne uğrattıkları adsli nüfus yerine çakma kripto nüfus boca ederek ülkemizi atomuna kadar ele geçirdiler. Topraklrımız, şehirlerimiz, köylerimiz ellerimizden alınarak ülkemizde sersefil garibanlra cevrildik...
Ve için girdiğimiz son 20-25 yıllık süreçte artık halk tc nin defterini dürecek noktaya gelerek önümüzdeki yıllarda bu kanlı soykırmcı rejimi kurucu kadroları sermayesi siyasi partileriyle devletiyle yerli-yabancı ayakları ile yüzyıllar geriye dönük yargılama dönemine girmeye başladı...
Bu sömürge rejmin temel politikası, halkın soykırımı, soyulması, halkın ırk-ırkçılıkla, din-mezhep, sağ-sol … gibi argümanlarla birbirine karşı ötekileştirilmesi ile yolsuzluk ve yoksulluğun yaygınlaştırılmasıyla, halkın hasta, düşünemeyen dilencilere çevrilmesiyle, tarikatından siyasi partisine yerel yönetimlere akbabalar gibi halkın vergilerine çöken; kısadan köşeyi dönmek için hertür ahlaksızlık ve namussuzluğun yapıldığı, halkın düşürülmesi, halkın hasta-sakat, düşünmeyen mahluklara çevrilmesi için ne gerekirse yapan bir rejim. Özetle halkın düşürülmesi, köleleştirilmesi insanlıktan çıkarılmasından beslenen bir rejim.
Ama artık günümüzde bu durum halkın ırk-dil-din-mezhep ayırımına düşmeden işin ehli insanları seçmesiyle, halkın ülkesini yönetmede giderek kendisinin özne olmasıyla, ülkemizin an sorunun tc rejim sorunu olduğunu kavramasıyla, ırk-ırkçılık, siyasi partilerin siyasetin ötekileştirme gazlarını yemeden şehrine sahip çıkmasıyla, seçtikleriyle birlikte şehrini ve ülkesini yönetmesi ve kontrol etmesiyle birlikte tersine dönmeye başladı.
HABERİN FOTO GALERİSİ TIKLAYINIZ…
Ve ülkemizin en büyük şehri olan Esenyurt’ta halk yerel yönetimler alanında bir bilim adamı olan Prof. Dr. Ahmet Özeri seçerek ülkemize yerel yönetimler alanında yepyeni bir rol-model belediyecilik örneğini ortaya çıkardılar.
Hakeza aynı şekilde Sancaktepe Belediyesi de boy göstermeye başladı.
Yeni yerel yönetimler aynen 1918 de kurulan Kars Kafkas İslam Cumhuriyeti modeli gibi ırk-dil-din-mezhep üstü esasına bağlı etnik dini bütün yapıları kuşatan birer rol-model belediyecilik örnekleri olarak ortaya çıkmaya başladılar.
((KARS KAFKAS İSLAM CUMHURİYETİ DİP NOTA BKZ.))
Yerel yönetimlerde resmi olarak tc parti kanun vs leri varken, filli olarak halk için artık bir anlamları kalmadı. Halk gerçek temsilcileri olarak tc vali kaymakam, tc siyasi partilerini vs yi görmüyor halk için devlet artık seçtiği bld başkanı ve seçtiği insanlardır. Bu meyanda tc ve resmi ideoloji resmi devlet için hızlı bir çöküş dönemi başladı.
Sancaktepe’de bir tek meclis üyesinin Kurdi hitabı tc nin tüm faşist kodlarını yerle yeksan ederken… TC nin üzerine bina edildiği sahte türk ırkı, sahte türk ırkçılık anlayışı da, sahte suni sınırlarla bina edilen tc rejimi de çatırdamaya, giderek yerle yeksan olmaya başladı. Halk kitleleri bu ülkenin en büyük nüfusunun Kurdler olduğunu, bu toprakların tc nin faşist ırkçı söyleminin aksine bir halklar BM si olduğunu tarih boyunca impartorlukların topraklarını olduğunu tüm halkları ırk dil dinleri içinde barındırdığını görmeye anlamaya ve tc nin ırk ırkcı gazlarının ve kodlarını yememeye rejmin insanı vatandaşı düşürmede dünyanın en karanlık rejimlerinden biri olduğunu görmeye anlamaya başladılar. Kutsal tc, kutsal ırk, kutsal bayrak bir sürü tc kutsalı artık tarihin çöp sepetindeki yerlerine doğru yol almaya başladılar. TC’nin rejim olarak 100 yıldır halka verdiği zarar ziyanın sorgulama dönemine geçilmeye başlandı.
ESENYURT BELEDİYESİ BİLİNEN TÜM EZBERLERİ BOZMAYA BAŞLADI…
Esenyurt’ta halkla ilişkilerden STK alanlarına buradan çalışanlara sivil toplum halkla etkileşimde, halkla birlikte şehri yönetmede tam bir demokrasi örneği ortaya konmaya başladı… 22 yıldır işçi-çalışanla ilgili yapılmayan tüm sözleşmeler ezberleri bozan bir şekilde yapılırken…
Başkan Özer seçildiği günden bugüne birtek gün bile tatil yapmayarak halka hizmetin ne olduğuna dair ülkemiz belediyeciliğinin en önemli örneklerini ortaya koymaktadır…
Esenyurt’tan Kısa Kısa haberler…
Esenyurt Belediyesi, Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜMBEL-SEN) ile memur sosyal denge sözleşmesi imzaladı. Yeni toplu sözleşme ile emekli olan personele 100 bin lira ödeme yapılacak, kadın memurlara 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde idari izin verilecek, ayrıca kadın personele iki hafta ek doğum izni, erkek personele ise bir hafta ek babalık izni sağlanacak.
Esenyurt Belediyesi ile Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) arasında çalışanların sosyal ve mali haklar konusunda iyileştirmelerin yapıldığı toplu sözleşme imzalandı. Eski belediye bahçesinde şenlik havasında gerçekleşen imza törenine Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, CHP Esenyurt İlçe Başkanı Hüseyin Ergin, sendika temsilcileri, muhtarlar ve belediye çalışanları katıldı.
“Sizin olanı size verdik”
Toplu sözleşme töreninde bir konuşma yapan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, kentin yıllardır kötü yönetildiğini belirterek "Bir şehrin en büyük şansı da en büyük talihsizliği de onu yönetenlerdir. Yöneticiler iyiyse, bu şehre refah olarak yansır; kötüyse, şehre eza ve ceza olarak geri döner. Ne yazık ki, bu şehre yıllardır eza ve ceza çektirilmiştir. Beton kulelerle doldurulmuş, çarpık bir kentleşmeyle karşı karşıya kalınmıştır" dedi. Özer, şöyle devam etti:
"Esenyurt'u 21. yüzyıla yakışır bir şehir haline getireceğiz ve beş yıl sonra, Esenyurt'ta yaşayan herkes gururla 'Ben Esenyurtluyum' diyebilecek. Bunun mücadelesini veriyoruz. Bir kanaviçe işler gibi, şehrimizi yeniden inşa ediyoruz. Burada bir model uygulama iddiamız var; hayallerimiz var ve bu hayaller için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Sizin de çalışabilmeniz, motive olabilmeniz, çoluk çocuğunuza ekmek götürebilmeniz için hak ettiğinizi almanız gerekiyor. Biz de sizin olanı size verdik, helali hoş olsun.”
“İkramiyeler verilecek”
Sözleşmenin kapsadığı mali haklara da değinen Özer, şu bilgileri verdi:
“Sözleşme ile çalışanlar için çeşitli mali haklar kazanılacak. Aylık 12 bin lira sosyal denge ödemesi ve 2 bin lira yemek ücreti bu haklar arasında yer alıyor. Ayrıca, Dünya Emekçi Kadınlar Günü, İşçi ve Emek Bayramı, Dünya Barış Günü, yılbaşı gibi özel günlerde ikramiyeler verilecek. Engelli personel için de özel ikramiyeler sağlanacak. Okul çağındaki çocuğu olan çalışanlar, çocuk başına 300 lira ek ödeme alacak. Evlenen personel, bir ikramiye tutarında ödeme alacak, eşi çalışmayan personele ise aylık 500 lira ek ödeme yapılacak. Yarı zamanlı çalışanlar, toplu sözleşme haklarından faydalanabilecek. Fazla mesai yapan personele, her saat için 200 lira fazla mesai ücreti ödenecek. Emekli olan personele 100 bin lira ödeme yapılacak, vefat durumunda birinci derece yakınına beş toplu sözleşme bedeli ödenecek. Görevi başında vefat eden personelin birinci derece yakınına ise 20 toplu sözleşme bedeli ödeme yapılacak. Engelli ya da birinci derece yakını engelli olan personele ikramiye verilecek. Ayrıca, SGK tarafından karşılanmayan veya eksik karşılanan tıbbi cihaz ve protezler için yardım ödemesi yapılacak.”
“Kadın memurlara kadınlar gününde izin”
Sözleşmenin kapsadığı sosyal hakları da açıklayan Başkan Özer, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
“Şimdi sosyal haklardan bahsetmek istiyorum. Kadın memurlara 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde idari izin verilecek, ayrıca kadın personele iki hafta ek doğum izni, erkek personele ise bir hafta ek babalık izni sağlanacak. İmkânlar dâhilinde ve talep edilmesi halinde, anlaşmalı kurumlarla check-up yaptırma imkânı sunulacak. Hafta sonu ve resmi tatiller, yıllık izin süresinden sayılmayacak. Yasal süreye ek olarak bir hafta cenaze izni verilecek, görevle ilgili açılacak davalarda personele hukuki danışmanlık sağlanacak. Ayrıca belediyeye ait tesis ve otoparklardan indirimli yararlanma imkânı tanınacak. 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarına katılım için kolaylık sağlanacak, 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinlikleri için ise salon ve araç gereç tahsisi yapılacak. Özel eğitim ihtiyacı olan çocuklar, yani otizm, down sendromu ve disleksi gibi durumları olan çocuklar için, eğitimlerine götürülüp getirilmeleri konusunda izin kolaylığı sağlanacak. Tüm bu hakları size sunuyoruz. Ben Başkanınız Ahmet Özer olarak, arkadaşlarımla birlikte bir şeyi size taahhüt ediyorum: Sonuna kadar yanınızda olacağım. Sizden de bu kente sahip çıkmanızı istiyorum. Bu kent bugüne kadar haksızlığa uğramış, ruhu çalınmış. Gelin, bu ruhu geri kazandıralım. Zehirlenmiş bu kenti temizleyelim ve beş yıl içinde İstanbul’un parlayan yıldızı haline getirelim. Sizden de bu konuda destek bekliyorum ve bunu başaracağınıza inanıyorum. Bu inançla, tüm bu hakların hepinize helal olsun, hoş olsun diyorum. Hepimizin yolu açık olsun. Sözleşmemiz size, Esenyurt’umuza ve ülkemize hayırlı uğurlu olsun.”
Esenyurt’ta STK’ların Bütün Kongrelerine Katılım-Katkı-Şehri Birlikte Yönetme
Esenyurt Kent Konseyi’nin Seçimli Genel Kurulu Esenyurt Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Genel Kurulu da konuşan Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, “Bu şehri el birliğiyle güzelleştireceğiz. Sizlerin de katkısıyla Esenyurt'un kötü imajını yıkacağız ve beş yılın sonunda burada yaşayan herkes gururla ben Esenyurtluyum diyebilecek” dedi.
Kurula katılan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, kentin farklı renklerinin bir arada olduğu Kent Konseyi’ni çok önemsediğini söyledi. Özer, “Bu şehri güzelleştireceksek el birliğiyle güzelleştireceğiz. Sizlerin de katkısıyla Esenyurt'un kötü imajını el birliğiyle yıkacağız ve beş yılın sonunda burada yaşayan herkes gururla ben Esenyurtluyum diyecek. Bunun için birlikte çalışıyoruz. Kent konseyi de bu çerçeveye katkıda bulunacak önemli paydaşlarımızdan biri” dedi. Kent Konseyi yapılan seçimde yeni Başkan olarak Mali Müşavir Tuncer Dağ seçildi.
Hakeza Esenyurt’taki bütün kongrelere katılan başkan Özer, “Hep Birlikte Yaşanılabilir Bir Şehir Yaratacağız”
İstanbul Ardahanlılar Kültürevi Derneği’nin seçim kongresinde konuşan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, kongrenin hayırlı olması temennisinde bulunarak, belediye hizmetleri ve bu kongreler aracılığıyla Esenyurt’u 21. yüzyıla hazırlayacaklarını söyledi.
Esenyurt’un hak ettiği değere kavuşması için Kent Konseyi ile uyum içerisinde çalışacaklarını belirten Özer, “Bizim temel amacımız Esenyurt. Habitatın ortaya koyduğu çok ilke vardır ama sürdürülebilirlik ve yaşanabilirlik çok önemli. Sürdürülebilirlik şu demek: Bu dünya sadece bize ait bir yer değil. Bu dünya bizden sonra gelecek olan çocuklarımızın, onların çocuklarının da dünyasıdır. Onları düşünerek tüketelim. Yani sürdürülebilirlik geçmişle gelecek arasında adalet sağlamaktır. Peki, yaşanabilirlik ne? İşte Esenyurt'un asıl sorunları bu alanda. Altyapı ve üstyapı, kentleşme, ulaşım, yeşil alan, konut ve tapu mağdurları gibi sorunlar. Dolayısıyla biz bu sorunları gidererek, yaşanılabilir bir şehir yaratacağız. Biz buna mecburuz. Bunu mutlaka el birliğiyle, gönül birliğiyle yapmamız lazım. Ayrıca birlikte barış ve kardeşlik şehrini de yaratacağız. Herkes bu ilçede kardeşlik içerisinde yaşayacak” diye konuştu.
BAŞKAN ÖZER, 23. GÖLE KÜLTÜR VE KAŞAR FESTİVALİNE KATILDI
Esenyurt demek ülkemizin mini bir modeli demek. Bu anlamda başkan Özer Esenyurt nüfusunun bölgelerinde yaptıkları etkinliklere de katılım ve katkı yaprak farkını ortaya koymaktadır.
23. Ulusal Göle Kültür ve Kaşar Festivali'ne katılmak üzere Ardahan’a giden Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaştı.
Esenyurt Belediyesinin kardeş belediye olarak yer aldığı festivalde, Başkan Özer’e 'Fahri Hemşerilik Beratı' verildi.
Esenyurt’la Göle kardeş Belediyeler olarak ilan edildiler.
Başkan Özer beraberindeki heyetle birlikte Ardahan belediye başkanı Faruk Demir’i de makamında ziyaret ettiler.
Kaşarıyla meşhur Göle’nin geleneksel hale gelen ve bu sene 23’üncüsü düzenlenen Göle Kültür ve Kaşar Festivaline Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer yanı sıra, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, Vali Yardımcısı Mustafa Berat Kasımoğlu, Başkanımız Demir, , Çekmeköy Belediye Başkanı Orhan Çerkez, Göle Belediye Başkanı Gökhan Budak, Posof Belediye Başkanı Erdem Demirci, Çıldır Belediye Başkanı Yakup Azizoğlu, Damal Belediye Başkanı Kemal Çamlıyurt, Hanak Belediye Başkanı Erdal Kurukaya, CHP Ardahan Milletvekili Özgür Erdem İncesu, CHP Ardahan Eski Milletvekili Ensar Öğüt, AKP Ardahan Önceki Dönem Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay, CHP Ardahan İl Başkanı Yalçın Taştan, CHP Ardahan Merkez İlçe Başkanı Kadir Sinan Onay, Gole Federasyonu başta olmak üzere Ardahan federasyon ve STK Başkanları ile Serhat Sivil Toplum temsilcileri de katıldılar. Bu yıl yapılan festivale vatandaşlardan metropollerden, bölge illerinden de çok yoğun bir katılım oldu.
ÖZER BÜTÜN SERHAD ŞEHİRLERİNİ BOYDAN BOYA GEZERKEN, DEM GENEL BAŞKANI BAKIRHANA TAZİYE ZİYARETLERİNİN YANI SIRA BÖLGEDE BİRÇOK BLD. Ve KURUMU DA ZİYARET ETTİLER…
Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, Göle Belediyesinin daveti üzerine gittiği Doğu Anadolu Bölgesi’nde bir dizi ziyaret gerçekleştirdi. Özer, ilk olarak DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın vefat eden annesi İpek Bakırhan’ın taziyesine katılarak başsağlığı dileklerinde bulundu. Ziyaretlerine CHP Kars İl Başkanlığında devam eden Başkan Özer, Başkan Onur Uludaşdemir’in ardından DEM Parti Kars İl Eş Başkanı Seyfettin Gönel ve parti üyeleriyle de bir araya geldi. Karslı İş İnsanı İlhan Koçulu’nun kurduğu peynir müzesini gezen Prof. Özer, ardından Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, Kars Susuz Belediye Başkanı Oğuz Yentemur ve Kars Selim Belediye Başkanı İlyas Barış Koç ile görüşmeler yaptı. Kars ve Ardahan’da vatandaşlar tarafından yoğun ilgiyle karşılanan Özer, Ardahan CHP İl Başkanı Yalçın Taştan ve CHP ilçe başkanlarıyla da bir araya geldi.
Özer, Doğu Anadolu gezisinin ikinci gününde Esenyurt’tan Ardahan’a giden heyet ve Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir ile birlikte Ardahan Belediyesi Sosyal Tesisleri’nde kahvaltı programında buluştu.
Esenyurt’tan Göle’ye kardeşlik köprüsü kuruldu
Göle Yaylası’nda yapılan 23. Ulusal Göle Kültür ve Kaşar Festivali’ne katılan Başkan Özer, folklor ekibinin Kafkas gösterisini izledi. Esenyurt Belediyesinin, kardeş belediye olarak yer aldığı festivalde Göleliler Prof. Özer’e fahri hemşehrilik beratı verdi. Ardahan’ın sosyokültürel bağlarını güçlendiren, ekonomisine büyük katkı sağlayan festivale Başkan Özer’in yanı sıra önceki dönem CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, Göle Belediye Başkanı Gökhan Budak, Kars ve Ardahan’ın ilçe belediye başkanları, CHP parti meclisi üyeleri, Esenyurt İl Dernekler Birliği Başkanı Orhan Onur, Esenyurt Kent Konseyi Başkanı Tuncer Dağ, Esenyurt Muhtarlar Derneği Başkanı Ahmet Kuzğun ve çok sayıda vatandaş katıldı. Yöresel lezzetlerin yanında çeşitli gösterilerin de sergilendiği festivalde, Esenyurt Belediyesi ile Göle Belediyesi arasında kardeş belediye protokolü imzalandı.
“Bu gönül köprüsünü bir hizmet köprüsü haline getireceğiz”
Etkinlikte yoğun ilgiyle karşılanan Prof. Özer, “Bu güzel festivalde İstanbul’dan Göle’ye bir kardeşlik köprüsü kurarak bizi buraya davet eden Göle Belediye Başkanı Gökhan Budak ve heyetine teşekkür ediyorum. Festivaller, basit bir eğlence yeri değildir. Biz bir araya geldiğimizde bir duygudaşlık yaşadığımızda o zaman gerçek anlamda bir toplum oluruz. Biz bugün Gölelilerin mutluluklarını İstanbul’dan gelerek paylaşmak ve çoğaltmak istedik. Sadece Ardahan ve Kars’tan 10 meclis üyemiz var. Bu da bu bölgeye vermiş olduğumuz değerin bir göstergesidir. Bizim başımız İstanbul’da ama köklerimiz burada. Her gün burayı düşünüyor, burayı yaşıyoruz. O yüzden Belediye Başkan yardımcılarımız ve meclis üyelerimizle geldik. Aynı zamanda size İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun da selamını getirdim. İlk meclisimizde Göle’yi Esenyurt ile kardeş belediye yaptık. Hayırlı uğurlu olsun. Bu etkinliği, bu gönül köprüsünü bir hizmet köprüsü haline getireceğiz” diye konuştu.
“Doğu Anadolu’nun peyniri neden İsviçre’nin peyniriyle yarışmasın?”
Festivallerin yöresel lezzetleri tanıtma anlamında önemli olduğunu vurgulayan Başkan Özer, “Bir peynir müzesine gittim. Kars kaşarını dünyaya tanıtıyor. Çok etkilendim. Neden Kars’ın, Ardahan’ın, Göle’nin kaşarı İsviçre’nin, Fransa’nın peynirleriyle yarışmasın? Dünyanın en stratejik ürünü gıda ve gıda güvenliğidir. Bu bölgede bir mera hayvancılığı, bir et entegre tesisleri için bulunmaz bir yer ama aynı zamanda süt ve süt ürünleri için de böyle. Ormanla iç içe müthiş bir oksijen. Buralı iş insanlarından katkı isteyin. Ben bunu Esenyurt’ta başlattım. Siz de burada başlatın. Ben son olarak bu güzel etkinliğin büyüyerek devam etmesini diliyorum. Daha sonra bu festivalleri birlikte yaparak bu gönül köprüsünü realize edelim. O zaman gerçek bir model uygulayalım. Festivalimizin Göle’ye hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” diyerek katılımcıları Esenyurt’ta yaptığı hizmetlerle ilgili de bilgilendirdi.
DİPNOTLAR, KARS KAFKAS İSLAM CUMHURİYETİ :
((1918 YILINDA Kurulan Kars Kafkas İslam Cumhuriyetinde rum-rus-gurcu-kurd-tırk-ermeni, malakan.. 70 yakın bileşen tüm dini-etnik bileşenler nüfus yapılarına göre hem yerel yönetim hemde devlet katmanında yer almaktaydı, çağın en ileri demokrasi hareketi olarak doğdu. Katil kraliçe siyon-kapital yapı bu cumhuriyete saldırarak bu cumhuriyeti 1919 da yıktılar. 14 kurucu ve yöneticiyi de tutuklayıp malta adalarına sürdüler.
Katil kraliçe ingilizler siyon-soykırımcı kapital sermaye halkın kesin kurtuluş savaşı vereceğini gördüklerinden, en donanımlı ajanlarından halkın çakmayacağı bir şekilde sahte kurtarıcılar, sahte bir kurtuluş savaşı ile sahte suni sınırlardan oluşan ırkçı soykırımcı tc rejmini bir ingiliz sömürgesi olarak kurdular, Kurdleri ve Müslümanları dinamik tüm nüfusu soykırıma uğrattılar. Sahipsiz kalan ülkemizi siyon kapital aile ve firmalara çiftlik olarak tevdi ettiler. Osmanlı hazinelerinden rum-rus-ermeni altınlarına, Kurdlerin Müslümanların soykırımından servetlerle Anadolu-Mezopotamayanın tüm hazinelerine İngilizlerle yerli işbirlikçi sermaye birlikte kondular. Günümüzde de tc bunların kontrolunda olduğundan tadilat, inşaat plan proje ne hazinelerimizi varsa çıkarıp imngiltereye tonlarca altın va hazinellerimizi hala taşıyorlar, TC de suyun başında siyon kapital çete oturmakta tcyi bu çete idare etmektedir. Hangi vatandaşın hangi onarılmaz hastlıkla, hangi, kanun ekonomik kumpasla vs düşüreleceği, faili mechul terör yada trafik kazası yada cianyet nasıl yok edileceğini bu çete planlar. Artık madenlerimiz hava su toprak gıda genom tarımımızı bunlar kontrol ediyor.
Savaş boyujnca alınan altın ve hazinlerin ne akibeti ne olduğunu, bu meyanda tek bir soru soran Ardahan mebusu Deli Halit Paşayı siyon çete mecliste vurdu. Paşa 4-5 gün kan kayb edip şehit olurken, attürk dahil hiçbiri müdahale etmeyerek Kurtuluş savaşının en büyük mimarlarından, kahramanlrından deli Halit paşa siyonist yahudi oyunları ile şehit ediliyordu. Aynı akıbeti Kafkas fatihi, Nuri paşada daha da dehşet yaşattılar. İsrail-ingiliz tc rejimi ortaklaşa haliçteki Osmanlı silah fabrikasını çalışanları ile birlikte havaya uçurdular. Kemikleri bile kalmadı. TC yi direkt mossad cia ve ingilizler yönetmeye başladılar. Yani bizi öyle bir kurtardılar ki artık günümüzde bu ingiliz sömürge rejimi nedeniyle maden ova enerji gıda tarım toprak herşeyimiz yerli yabancı siyon kapital çeteye geçti, artık bizimdir diyebileceğimiz bir ülke bırakmadılar. TC devlet ve siyasetinin de ana işi tc rejminin bu gerçek sömürge soykırım yüzünü halktan gizlemek halkı kullanma üzerine inşa edilmiştir…) )