BU DÜZEN DEĞİSMELİ

"Türkiye'de iki tür siyasi parti vardır. Biri " Kurdurulan Parti" diğeri de "Kurulan Parti", bugüne kqadar halkın kurduğu bir parti yok gibidir. kurdurulan parti vardır.
Bu haber 2024-07-20 16:43:26 eklenmiş ve 322 kez görüntülenmiştir.

BU DÜZEN DEĞİSMELİ

 

Sivil Toplum Aktivisti, Aydın, yurtsever, hukukçu, yazar, milliyetçi kişiliği ile öne çıkan Av Özcan Pehlivanoğlu “Bu Düzen Değişmeli” diye harikulade bir yazı kaleme almış. Yazı soykırımcı-diktatör-sömürge tc rejimini sorgularken…

 

Bu düzen yıkılmadan, bu düzenin sahibi siyonist çetenin şatolarına ve firmalarına el koymadan, tc yi kendilerine bir çiftlik, biz halkı ise kırılacak -yok edilecek sürüler olarak gören siyonist çete yerli-yabancı ayakları ve ülke içindeki işbirlikçileri ile ekarte edilmeden ne ülkemiz bizim olacak, nede soykırım, yoksulluk, yolsuzluk, hastalık yakamızı bırakmayacak…

 

Çünkü TC rejiminde her vatandaş siyonist çete, lobi tarafından 7/24/365 esasına göre ülkemizdeki işbirlikçilerinden yerli küresel ayaklarına vatandaşı aklın almayacağı bir hapis çemberine almıştır. Vatandaşı imha etmektedir. Ülkemizde devlet erki bitmiştir.  Siyonist çetenin bütün hücrelerine kadar işgal ettiği bir ülke gerçekliğimiz var.

 

Anadolu-Mezopotamian halkları olarak bu gerçeği ne kadar hızlı kavrarsak siyonist soykırımcılıkla mücadelede o oranda büyüyecek. Ülkemizi derinden işgal eden siyonist çete artık halklar olarak bizim kıpırdayamayacağımızı, bize dilediği operasyonu dilediği gibi yapacağını, bu anlamda trafik kazlarından, ekonomik çökertme, devlet kanun hukuk oyunlarına onarılmaz hastalıklara, planlanmış cinayetlere… Her gün tere yağından kıl çeker gibi   onlarca vatandaşı imha etmektedirler.   TC yi tanımayan bilmeyen, yaşadığı ülkeyi ve dünyayı bilmeyen körü körüne gelişen es kaza iyi para kazanan yoz-yobaz-cahil insanların gelişmesi firmalaşması ortaya çıkması vs Siyon cete icin iyi birer av malzemesi olmasını berbaeride getiriken… Çete bunların çocuklarını okullarına alıp fetö gibi  çay çorba ile gerzekleştirme, aileden birilerine onarılmaz hastalık vs bulaştırma el avuçlarında ne varsa tc deki kendi şatolarına küresel bablarına akıtmaktadırlar… Onarılmaz hastalığa yakalanan, yada ölümcül bir hastalıkla vurulan ve soyulan vatandaşta siyonist çetenin bu şeytani yüzü yönünü bilmediğinden… Bir iblisin kucağına okuluna bankasına hkuk sistemi ve soygunununa bir mok cukuruna düştüğünü değil, melek gibi büyük hasta hane düştüğünü, büyük admlar, firmalr... çocuğu ise büyük okullara düştüğünü zan ederek küresel bir ibilisi ağla sarıldıklarını ruhları duymadan yem olmakta, heba edilmektedirler. Çünkü parayı değer bilmislerdir. Para varsa bir mok olmaz hastalığı hepsini bitirmistir. Halbu ki data bilgi herseydir. Ahlak herşeydir. Eşeğe semerleri altınla doldur sal çayıra ne yapabilir... 

 

Yüzyıllardır, bizlerin, ülkemizin maddi manevi kaynaklarına çöken bu ifritler-iblisleri bu düzen değişmez çünkü ortada düzenin sahibi olarak görülmeyecek derecede kamufile şeytani birgüç, bugücü göremeyen milyonlar ve siyon soytarıların has oğlanlarına dönüşene nammusuz karerektersizler... Ancak halk iyice dibe vurup yok olurken siyonist soytarıları çözdükçe harekete geçecek ve siyon çeteyi işbirlikçileri ile tc rejimi ile birlikte yıkmaktan başka sansının olmadığını çok acı tecrübelerle örenecektir...  (editör)

 

Av Özcan Pehlivanoğlu’nun bu nefis yazısını olduğu gibi aşağı alıyoruz…

 

DÜZEN KENDİNİ NASIL KORUYOR?

 

"Türkiye'de iki tür siyasi parti vardır. Biri " Kurdurulan Parti" diğeri de "Kurulan Parti"... İlki için sayısız örnek vardır ama ikincisi için nerede ise yoktur diye söylenilebilir. Hatta internet aleminde olduğu gibi parti isimleri bloke edilsin ve başkaları kullanamasın diye partiler de kurdurulmuştur."

 

Türkiye'de siyasi partilerin hukuki altyapısı; Anayasa, Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu ve Yargıtay ile Sayıştay denetimlerinden oluşur.

 

Siyasi parti kurmak her ne kadar kolay gibi gözükse de aslında büyük zorluklar içerir.

 

Günümüzde yani 2020 yılı itibariyle ülkemizde 84'ün (an itibarıyla Yargıtay sitesinde bu sayı 150'ye yükselmiş gözüküyor) üzerinde siyasi parti bulunmaktadır.

 

Dediğimiz gibi bir siyasi parti önceden izin alınmaksızın Türk vatandaşlarınca kurulabilir. Ama zorluklar çıkarılmadığı takdirde! Yani bir bakmışsınız kolay gibi gözüken (parti kurmak suretiyle) siyaset yolu dikenli ve yokuşlu bir hale ge(tiri)lebilir...

 

Ülkemizde faaliyet gösteren siyasi partilerin tüzük ve programlarına birde üstüne ek olarak söylemlerine bakınca, birbirlerinden pek bir farklarının olmadığını görürüz...

 

Halk arasındaki yaygın kanaate göre dış devletlerden ( ABD, İngiltere vesaire gibi ) veya üst akıldan izin almaksızın bir siyasi parti kurulamaz, iktidara gelinemez ya da mecliste yer alınamaz...

 

Burada kast edilen şey dışarıda ve içeride komplike bir düzenin varlığıdır. Bu düzenin varlığına rağmen siyaset yapılamaz eğer yapılacaksa da bu düzenin kontrolünde bir siyasi yapı oluşturmak gerekir denilmek istenmektedir. Ya da başka bir anlamda, iktidar ve muhalefet elbiseleri önceden kesilip biçilmiş ve partilerin üstüne giydirilmiştir diyebiliriz...

 

Hani bir zamanlar halk arasında "Türkiye'de ABD'ye gitmeden başbakan olunamaz" söylemi vardı ya, bu aslında bir düzenin halk arasında ki söyleniş ve kabulleniş ifadesidir. O zaman buradan ABD'ye gitmeyenin iktidar olmak istemediği veya iktidar yapılmayacağı sonucunu da çıkartmak mümkündür!

 

Gerçekten belgelendirilemese bile bir küresel düzen ve onunla her daim dirsek temasında olan bir iç düzen ( üst akıl, derin devlet, müesses nizam vesaire gibi ) vardır. Eğer işler iyi gitse ve bu düzen ortaklığı Türk Milleti ve insanlık alemi için güzel işler yapsa elbette eleştiriye ve arayışlara gerek kalmazdı diye düşünmek gerekir.

 

Ancak anlattığımız bu düzen(ler)in kontrolündeki siyasi partilerle Türkiye'deki sorunların her geçen gün ağırlaştığını ve çözümsüz hale geldiğini görüyoruz.

 

İktidar ve muhalefet bloklarının ucuz ve yüzeysel siyaseti bize bunu açıkça göstermektedir.

 

Bu sebeple Türkiye'nin bu iktidar ve muhalefet partilerinden bir an önce kurtulup; yerli, milli ve bağımsız (buma sivil diye de eklemede bulunmak lazım) ve de düzenin kontrolünde olmayan (kurulan kurdurulan değil) siyasi partilere kavuşma ihtiyacı bulunmaktadır.

 

Aynı zamanda şikayetçi olduğumuz düzenin içinde kendine milletvekili, belediye başkanı, bakan, başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak da yer bulmak isteyen siyasetçilere de ihtiyaç yoktur. Bunların yapacağı işler kendilerinden önce o makamlarda oturanların yaptıkları işlerden farklı olamayacaktır. Yaşanan gelişmelere bakarak Türkiye'nin bunlara tahammül gösterecek zamanı kalmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz!

 

Yine tekraren belirtmek gerekir ki; Türkiye'nin kalıplaşmış düşüncelerle ( sağcı, solcu, milliyetçi, muhafazakar, dinci, mezhepçi vesair gibi) düzenin kontrolünde hareket eden siyasetçi ve siyasi partilere de ihtiyacı yoktur.

 

Ülkemiz her şeyin önünde, cumhuriyetin kuruluş ilkelerine bağlı olmak kaydıyla milliyetsever, yurtsever ve reformist anlayışa sahip siyasetçiler ile onların oluşturacağı (kurulan kurdurulan değil) siyasi partiler tarafından yönetilmelidir.

 

Memleketimizde yapılan siyaset ve gelişmeler mercek altına alındığında temel sorunların en önemlilerinden birinin bu "düzen partileri" olduğu görülmektedir.

 

O zaman sorunlardan arınmak için yapılacak iş; yerli, milli, bağımsız, bağlantısız ve sivil siyaset yapacak siyasi partilerin kuruluşuna katkı sağlamaktır.

 

Bunu düşünmek ve yaşama geçirmek gelecek nesillere karşı bizlerce ödenmesi gereken bir borçtur. Aksiňe halde bugünümüzü heba eden düzen partilerinin geleceğimizi de çalmalarına göz yummuş oluruz...

 

"Dört yıl önce yazılmış bu yazıda ifade edilen gerçeklikten bir sapma var mı? Hala arayışımızı tamamlamadık mı? Doğru olanları yapmacakmıyız? Unutmayın vakit geçip gidiyor ve sorunlarımız günbegün ağırlaşıyor! Sorumluluk bu gün yaşamını sürdüren bizlerin üzerinde... "

Özcan PEHLİVANOĞLU

16 Temmuz 2020 / İzmir

ETİKETLER :
Diğer DKM-Analiz haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
ÇOK OKUNANLAR
SON YORUMLANANLAR
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA