DKP, KURD KULTURUNU İSTANBUL-İZMİT'TE TASİDİ..DİGOR KÜLTÜR PLATFORMUNDAN MÜKEMMEL BİR KÜLTÜR SANAT ŞÖLEENİ..

Digor Kültür Platformundan (DKP) mükemmel bir kültür sanat etkinliği, mükemmel bir kültür sanat şölenine şahit olurken.. Bir Kurd olarak kendi kültürümüzden özümüzden ne kadar uzaklaşıp asimile olduğumuzu da görünce insan adeta kendinden utanıyor..

Ne demek istediğimizin tam anlaşılması içinde Digor Kültür Platformu’nun düzenlediği etkinliğinin videosunu izlerken bize hak vereceksiniz. Bu anlamda hem bir STK'nın ne demek olduğunu, hemde bir STK'nın kültür sanat etkinliği ne denince akla ne gelmesi gerektiği yönünde mükemmel bir örnek olan bu etkinliğin videosunu bütün detayları ile sizlere aktardık.. Videoyu izleyince Kurdler olarak kendi özümüzden ne kadar koptuğumuzu hem anlayacak, utanacak, hemde göreceksiniz; hemde bu eşsiz kültürü ve güzelliği bizlere taşıyanlara minnet duyacaksınız..  

DİGOR KÜLTÜR PLATFORMU KÜLTÜR SANAT ŞÖLEENİ VİDEO TIKLAYINIZ..

DİGOR KÜLTÜR PLATFORMU FOTO GALERİ TIKLAYINIZ..

Dengbejler, hozanlar, yazarlar, şairler-şiirler, Klamlarla, Çirokên Kürdi’lerle .. Birbiriyle buluştuğu  harikulade bir kültür sanat şölenine şahit olurken..

Bu Kültür Sanat şölenini bize taşıyan  

ÇİROKBEJ –AYHAN ERKMEN

DENGBEJ  - SEBRİ AGIRİ

DENGBEJ – XALİDE

DENGBEJ – MIHEMEDE SERHADİ

AYHAN ERKMEN KİMDİR ve DKP ETKİNLİĞİNDEN KISA BİR ANLİZ ve İZLENİM.. Yazısını sizler için haberin altında dipnotlar kısmına aldık..

DKP öncülüğünde sahne alan bu güzel insanlara ne kadar teşekkür etsek azdır. Sözlü-sazlı meyli anlatımla bir taraftan insanlığın en üstün kültürü-medeniyeti Kurd Kültür ve Edebiyatının büyüklüğünü bizlere taşırken.. Bu üstün insanlık kültürüne şahit olurken, diğer yandan bin yılların soykırım-sömürü ve sürgün tarihinin de derinliklerinden yolculuğa çıkarak bin yılların tarihini –kültürünü iliklerinize dek his ediyorsunuz.. 

İlk defa böylesine kapsamlı içinde dengbej, hozan, yazar, şair, Çirokvan.. yer aldığı bir etkinliğe şahit olurken.. Sivil Toplum örgütünün-STK’nın ne demek olduğunu Digor Kültür Platformu yaptığı kültürele etkinlikle İstanbul’dan bölgeye ve ülke geneline, buradan da dünyaya taşıdığına şahit olduk.

Cumartesi Akşamı 16-12-2023 günü akşam saatlerinde Darıca Belediyesi Adnan Menderes Kültür merkezinde gerçekleşen etkinlik  tüm katılımcıların, davetlilerin bitmesini istemedikleri bir etkinlik olurken.. Özellikle etkinliğe katılan yaşlıların da gözyaşlarını tutamadığı bir etkinlik olarak tarihe geçti..

İçinde onlarca derneğin yer aldığı Digor Kültür Platformu (DKP) adına açıklama yapan DKP başkanı Orhan Özyakışır, Dengbéj kültürü ve Cirokbej kültürünün yaşaması ve yeni nesillere aktarılması konusunda yapılan bu etkinlikte kısa bir açılış konuşması ile başlatırken..

Ayhan Erkmen öncülüğünde başlayan bu Kültür Sanat Şöleni İstanbul’dan –İzmit’ten hızla dünyaya yayılmasının da öncülüğünü yaptılar. Cihanşümul- evrensel Kurd Kültürünün, Cihanşümul- evrensel Serhad Kültürünün de Mezopotamia’dan-Kurdistandan tüm dünyaya yayılmasını dahızla sağladılar..

DİPNOTLAR..

AYHAN ERKMEN KİMDİR ve DKP ETKİNLİĞİNDEN KISA BİR ANLİZ ve İZLENİM..

Ayhan ERKMEN Kimdir diye Küresel arama motorlarına yazdığınızda karşınıza rutin biyografi haberleri vb. çıkarken.. Mücadele  ile kültür sanatla iç içe siyonist -soykırımcı TC rejiminin ablukalarıyla sarılmış,Sıra dışı mücadeleci büyük bir insanın, hayatın da karşınıza çıktığını görüp anlıyorsunuz..

Kurdler ve Kurd tarihi açısından baktığımızda Ayhan Erkmen, yerel-ulusal-küresel anlamda Kurdleri, Kurd kültürü ve edebiyatını tarihe gömmek isteyen insanlığın ve Medeniyetlerin doğuşunun beşiği olan Mezopotamia-Kurdistandan Kurdleri söküp atmak isteyen binyılların siyonist-satanist soykırımcı işgale, günümüzde tüm Ortadoğu’yu faşist ulus devletlerle işgal etmiş olan siyonist sergerdelere ve sermayesinin tüm yok edici planlarını yok eden.. Siyon vahşi kapital satanizme inat Mezopotamya’dan, Kurdistandan, dünyanın medeniyet beşiği o zengin ve bereketli toprakların bağrından ilkbaharda karları delip açan bir kardelen çiçeği misali doğup, büyüyüp, günümüzde dev bir çınara dönüşerek kolları tüm dünyayı saran dev  bir ağaca dönüştüğünü dünyanın en üstün kültürü olan, Kurd Kültür Edebiyatını sözlü tarihle anlatımı olan Çirokên Kurdi ile Kurdistandan bütün dünyaya taşıdığını görüp anlıyorsunuz..

Erkmen, yerel, ulusal, küresel bazda dünyanın dört bir yanına sürgün-soykırım, ölümden kaçma..  gibi nedenlerle dağılmış, hayatta kalmak için kıtaları aşmış Kurd –Aile-Aşiret ‘leriyle, buralardan sürgün edilen edilen diğer Kurdi nüfus ile (Malakan, Asuri, Keldani, Ezidi, Arami-Ermeni, Rum u Rus..)   kıtalar bazında (Amerika-Avrupa-Asya-Afrika..) iletişime geçip Çirokên Kurdi’leri toplarken.. Çirokên Kurdi için tam bir hazine olan 6-7 parçaya bölünmüş olan Merkez Kurdistan Mezopotamya’da (Syria-TC-İran-Irak- Kurdistana Sor Ki günümüzde Ermenia-Azeria diye bölünmüş..)bu sözlü tarih hazinesini kitaplaştırarak bizlere taşıyor. Bu taşıma aynı zamanda yok edilmek istenen insan soyunun belleğinin yeniden doğuşunun da ortaya konması gibi büyük bir bilimsel hazineye dönüşmüş bulunmaktadır..

Mezopotamia’dan uzayda kolonileşmeye..

Sümer Efsanelerinde dünyaya inen ilk insan ırkının başka bir gezegenden nükleer savaş sonucu Mezopotamia indiğini, dini kaynaklarda ise Ademin Adene (aşağı Mezopotamia )indiğini tarih binlerce yıl önceden bize taşırken.. İnsanlığın atası bu üstün ırkın (Kurdlerin) gen teknolojisi ile 4 ayaklı hayvanları insansılaştırarak aşağı ırkların dünyaya yayılmasını sağladığını o gündür bugündür insanın geriye gittiğini efsanelerle anlatırken. Bu aşağı ırkların kontrole alınmaması ise insan soyunun yok oluşu ile sonuçlanacağını bizlere taşımaktadır..

 Bu Çirokên Kurdi’leri dinlerken, dengbej ve hozanların sesinden, sazından, meyinden dökülen nameleri dinlerken.. Dünyanın en üstün kültürü olan Kurd Kültürü ile bir taraftan insanlık tarihinin derinliklerinde yolculuğa çıkarken..

Merkez Mezopotamia’dan dünya geneline insan soyunun günümüzde neden soykırımlarlarla sıfırlanmaya alındığını, insan soyunun neden gezegenimizden silinmeye çalışıldığını, Kurdler özelinde insan soyunun binbir soykırım kumpas oyun, yalan-dolanla aşağı ırklar tarafından nasıl sarıldığını.. İnsanlığın her seferinde küllerinden doğan Anka Kuşu misali küllerinden yeniden nasıl dirildiğini, insanlık yeniden var olacaksa, uzayda kolonileşecekse bunun da ancak Merkez Mezopotamia da ki nüfusla, Kurdlerin, Kurdi nüfus öncülüğünde olacağını da.. Bütün donelerini Çirokên Kurdi’lerde ve Kurdistan merkezli tarihi destan ve efsanelerden net görüp anlıyorsunuz..

Çirokên Kurdi sadece Kurdlerin tarihine ışık tutmuyor, siyon satanist soykırımcı vahşi kapital aile ve firmalrın dünyanın merkez medeniyet nüfusu Kurdleri tarihten silmeye çalışarak.. Aslında tüm insanlığa nasıl sıfırlanma ve soykırımı dayattığının da tüm donelerini içinde taşımaktadır. Ulus devletlerle, dinli dinsiz terör lejyonlarıyla, gıda genom, hava su-yiyecek-içeceği nasıl silaha dönüştürdüğünü, Mezopotamia Merkezden çalınan bilgilerle, siyon –satan şatolarda nasıl Haarp teknolojileri ile silaha dönüştürüldüğünü ve insan soyuna nasıl bir sıfırlanmanın dayatıldığını da net görüp anlıyorsunuz..  

((Vahşi siyon Satanizm, vahşi siyon kapital, soykırımcı küresel aile ve firmalar Kimdir, Bin yıllardır ülkemizi, Kurdistanı ve Kurdleri, Kurdistanda yaşayan halkları nasıl düşürdüler, coğrafyamızı nasıl işgal ettiler..  Detay ve Ayrıntılar için Doğu Medya’yı  (www.dogukultur.com) analiz yazı haberlerimizi muhakkak inceleyiniz.. ))

Ayhan ERKMEN Kimdir..

Ayhan Erkmen, 1973 yılında Kars’ta doğdu. Elektiriğin olmadığı, köy odası kültürünün büyülü dünyasında, sözlü Kürt edebiyatının taşıyıcıları Çirokbêjlerden öyküler, Dengbêjlerden melodiler dinleyerek büyüdü.

1998 yılında Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi.

Yayınlanmış 5 kitabı var

2006 yılında Abdurrahman Alaca/Edo Dêran (biyografi)

2009 yılında “Şev û Deng” (şiir)

2020 yılında “Kars Öyküleri/ Çirokên Qersê” (öykü)

2021 yılında “Serhat Öyküleri/ Çîrokên Serhedê” (")

2022 yılında "Çîrokên Dengbêjan" (Öykü)

Yakın Tanıdıkların Anlatımıyla Erkmen..

(politik Kars)

Ayhan Erkmen, 1973 yılında Kars’ta dünyaya gözlerini açtı. Kendi deyimiyle  “Elektriğin olmadığı, köy odası kültürünün büyülü dünyasında, sözlü Kürt edebiyatının taşıyıcıları çirokbêjlerden öyküler, dengbêjlerden klamlar dinleyerek” büyüdü. 1998 yılında Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirip 2004 yılına kadar Kars’ta serbest avukatlık yaptı. 2004 yılında Digor’a bağlı Dağpınar beldesinde belediye başkanı seçildi. Bölgenin ağır siyasi atmosferine rağmen hiç kasılmadan, gerilmeden güler yüzünü ve kahkahasını hiç eksik etmeden, fırsat buldukça gitarıyla belde ahalisine minik konserler vermekten geri durmadı. Söylediği ‘Hewler/Sipan Sipane Xelate’ adlı ezgi halen kulaklarımda çınlamaya devam ediyor.

Ayhan Erkmen’le sayfalar dolusu anılarımız var. Fakat bir tanesini anlatmadan geçemeyeceğim.

Ayhan belediye başkanı olduğu dönemde, ben de gazetecilik mesleğini sürdürmeye çalışıyordum. Bir gün beni aradı, Van’a gelmek için yola çıktığını söyledi. Ben, Ayhan Erkmen ve bir arkadaşımızla beraber bütün gün Van Gölü havzasını dolaştık. Nemrut kraterlerine çıktığımızda ise artık karanlık çökmüş, gece yüzünü göstermeye başlamıştı. O gece Ahlat’ta kalmaya karar verdik. Hemen Van Gölü’nün dibinde olan Ahlat taşından yapılmış bir otelde konakladık. Gölün kıyısına oturduk, gökyüzündeki yıldızları izledik. Yıldızlar birbirlerine kur yaparcasına göldeki yakamozlara göz kırpıyorlardı. Ağır ağır gelen dalgalar kıyıya vurarak çıkarttıkları sesi cırcır böceklerinin muhteşem korosuna eşlik ediyordu. Ayhan Erkmen de yine her zamanki gibi elinde gitarıyla ‘Sipan Sipane Xelate’ eserini söylüyordu. Otelin garsonu geldi “Abi Müdür bey sizi çağırıyor, müzisyenler buraya gelsinler bize de çalsınlar” diyor. Üçümüz birbirimize bakıp güldük, Ayhan Erkmen’e takıldık, “Olur olmaz her yerde eline gitarı alırsan bizi müzisyen sanarlar tabii.”

YAZARLIK SERÜVENİ

Erkmen’in ilk kitabı, 2006 yılında Karslı şair ve avukat Abdurrahman Alaca’nın yaşamı ve şiirlerini anlatıyordu. Kitap, ‘Abdurrahman Alaca- Edo Dêran’ adı ile Peri Yayınları etiketiyle yayımlandı. 2009 yılında ‘Şev û Deng’ (Gece ve Ses) adlı şiir kitabı Jan Dêran mahlası ile Lis Yayınevi tarafından yayımlandı. Ama coğrafya kaderdi ve 2009 yılında başlayan tutuklama furyasına 2011 yılında onu da kattılar. Ayhan Erkmen, 2018 yılının sonuna kadar cezaevinde kaldı. O süre içerisinde heybesini hikayelerle doldurdu. Bol bol okudu, araştırdı, yazdı, çizdi. Hiçbir şey onun azmine ve sıcak gülüşüne gölge düşürmedi. Yine kendi deyimiyle, “İnsanlar için sıradanlaşan şeyler, benim hikâyeme ışık oluyor. Bazen bir nesne, bazen bir insanın duyguları, beni andan koparıp alıyor ve kendimi bir öykü avında buluyorum.”

Acıların katmer katmer yaşandığı bu coğrafyada hikâyelerin olmaması mümkün mü? Yazar John Berger’in dediği gibi önemli olan, "bakmak ile görmek arasındaki farkı" bulabilmektir. Erkmen’in hikâyeciliği böyledir. İnsanın göremediğini ıskalayıp gittiğini o görür, bir arkeolog gibi inceler, yok olmaya yüz tutmuş hikâyenin üstündeki tozunu dikkatlice alır, kuyumcu titizliğiyle işler ve büyük bir ustalıkla kendi maharetini de katarak dinleyenin, okuyanın beğenisine sunar.

Erkmen’in ‘Kars Öyküleri/ Çirokên Qersê’ kitabı iki dilde Kars Belediyesi tarafından yayımlandı. 2021 yılında ‘Serhat Öyküleri/ Çîrokên Serhedê’ adlı kitabı da yine iki dilde Günce Yayıncılık tarafından yayımlandı. 2022 yılında ‘Çirokên Dengbêjan’ kitabı da yine Günce Yayıncılık tarafından okuyucuya ulaştırıldı. Erkmen, öykü derleme işini halen köy köy dolaşarak devam ettirmekte ve dengbêjlerle birlikte şehir şehir dolaşarak öyküler anlatmakta.

YÜZLERCE ÇİROK (HİKÂYE) BİRİKTİRDİM

Ayhan Erkmen, kendi adına açtığı kanalında bugüne değin 125 video öykü yayınladı. Yine kendi deyimi ile elinde “izleyiciye ve okuyucuya ulaşmayı bekleyen hiç istisnasız yüzlerce öykü var.” Son günlerde yaptığımız bir sohbetinde uzun uzadıya, “Kürtçe öykü anlatan bir adres olduğundan dünyanın dört bir yanından Kürtlerin kendisine ses, resim, görüntü kayıtları göndererek” yeni öykülerin kapısını açtığından bahsetti; "öyküler sadece ülkeden değil, yine kendi deyimi ile “bazen Belçika’dan geliyor, bazen Sibirya’dan, bazen Horasan’dan…”

'DENGBÊJLERLE AYNI SAHNEDE ALMAK BİR ONUR'

Ayhan Erkmen, dengbêjlerle sık sık aynı sahneye çıkıyor. O öykü anlatıyor, dengbêjler de stranlar seslendiriyor. Neden dengbêjler ile sahnede aldığını sorduğumda gülerek şu cevabı veriyor: "Dengbêjler bizim sözlü edebiyatımızın sözlü taşıyıcılarıdır, tabii ki dengbêjlerle aynı sahnede yer almak benim için büyük bir zevk, büyük bir onur. Kaldı ki dengbêjlerden  öğreneceğimiz o kadar çok şey var". Dinleyiciler dengbêjlerden büyük keyif aldığını söylüyor. Ben de Erkmen'e hak veriyorum, Kürt kültürünü tanımak için kesinlikle dengbêjlere daha çok kulak vermek gerekiyor. Dengbêjlerle hasbihâl olmak, yarenlik etmek Ayhan Erkmen çîrokbêjliğine ayrı bir anlam ve önem katıyor. Erkmen, “yer yer interaktif olan programlardan sonra, her defasında heybeme birkaç öykü atarak ayrılıyorum etkinlik yerinden” diyor…

İLGİ ODAĞI

Bölge illerinin dışında, son bir yılda İstanbul’da bile Beyoğlu’nda MKM de, Esenyurt’ta Gölge Kültür Sanat’ta, Kadıköy’de Barış Manço Kültür Merkezi’nde, Ataşehir’de Cemal Süreyya Kültür Merkezi’nde sahne alan Erkmen’in dengbêjlerle birlikte sahne aldığı canlı performanslarına özellikle gençliğin ilgisi umut verici... İzlemekle kalmayan gençlerin etkinlik sonunda, Erkmen'e kitap imzalatmaları ve fotoğraf çekmeleri Kürtçeye olan ilgi konusunda umut verici. Biz de umudun daha da büyümesi için Ayhan Erkmen'den daha çok çîrok dinlememiz gerektiğine inanıyoruz. Kendisine de başarılar diliyoruz.

HABERİ YAYINA HAZIRLAYAN..

Doğu Medya- Serhat Sivil Toplum Genel Koordinatörü, Doğu Medya Genel Yayın Yönetmeni, İstanbul Ardahanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Yusuf Yasin Sit

ETKİNLİK ÖNCESİ YAPILAN ÖN HABER..

DİGOR KÜLTÜR PLATFORMUNDAN MÜKEMMEL BİR KÜLTÜR SANAT ŞÖLEENİ..

İstanbul'da STK alanın yapabileceği en güzel etkinliğe, mukemmel bir kültür sanat etkinliğine Digor Kültür Platformu (DKP) imza atıyor. 

Bu akşam (16-12-2023) saat 19.da Darıca Beleddiyesi Adnan Menderes Kültür Merkezinde.. Dengbejler, Hozanlar, Yazarlar, Şariler, şairlerin-şirlerin, çirokan kurdi.. Birbiriyle buluşacağı harikulade bir kültür sanat şöleni..

Serhat siivil toplum lobisinin en önemli bileşenlerinden biri olan bünyesinde 40 tan fazla derneğin yer aldığı DKP etkinlğinde, ilk defa böylesine kapsamlı içinde dengbej, hozan, yazar, şair, çirokvan.. yer aldığı bir etkinlik ortaya konarken.. Sivil Toplum örgütlerinin, STK'nın ne demek olduğunu, toplumsal alanın kültür sanat ihtiyacını nasıl giderdiğini Digor Kültür Platformu yaptığı etkinliklerle İstanbuldan bölgeye ve ülke geneline taşıyor. Serhat sivil STK'ları adına, Serhat sivil toplum yayını olarak kendilerni kutluyoruz..

Darıca Beleddiyesi Adnan Menderes Kültür Merkezinde Bu akşam (Cumartesi 16-12-2023) akşamı saat 19.da gerçekleşecek etkinliğe tüm Serhat STK’ları, derneklerimiz, halkımız davetlidir..

İçinde onlarca derneğin yer aldığı Digor Kültür Platformu (DKP) adına açıklama yapan DKP genel başkanı Orhan Özyakışır, Dengbéj kültürü ve Cirokbej kültürünün yaşaması ve yeni nesillere aktarılması konusunda  yapacağımız bu etkinliğe Serhat STK alanı, hemşehri camiamız davetlidir dediler..

Sosyal medya ve medyadan edindiğimiz izlenim, Serhat STK alanı bügün Dilovasına akacak..

HABERİ YAYINA HAZIRLAYAN..

Doğu Medya- Serhat Sivil Toplum Genel Koordinatörü, Doğu Medya Genel Yayın Yönetmeni, İstanbul Ardahanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Yusuf Yasin Sit