ARDAHANLILAR KÜLTÜR ve DAYANIŞMA DERNEĞİ HER YERDE..

ARDAHANLILAR KÜLTÜR ve DAYANIŞMA DERNEĞİ HER YERDE..

Gerçek ciddi bir STK’nın ne demek olduğunu bölgemiz özelinden ülkemiz geneline taşıyan en önemli STK’lardan biri Ardahanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği (Ar-der) olmaya başladı.

2000’li yıllardan itibaren Serhat bölgesinin lobi hareketini başlatan, Serhat Sivil Toplum Koordinatörü, Doğu Medya Genel Yayın yönetmeni,  Ardahanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği Genel başkanı Yusuf Yasin Sit’in  başında olduğu bu STK’amız, bölgemizi ve ülkemizi, bölgemiz ve ülkemizi ilgilendiren sivil toplum, halk, vatandaşla ilgili her eylem ve etkinliğin içinde birebir yer alarak benzersiz farkını ortaya koymaktadır. STK anlayış ve ruhunu Ardahan-Serhat özelinden tüm ülke sathına taşımaktadır..

Deyim yerindeyse 24 saat alanda olan baskan Sit, İlimizi, bölgemizi ilgilendiren her eylem ve etekinliğin hem STK olarak, hem de basın olarak 10 yıllardır içinde.Bu sürec içerisinde sayıs belirsiz STK siyaset zübüklerini etkisiz hale getirerek STK'ların gerçek tek sahibinin halk olduğu bilincini hem bölgeye hemde ülke geneline taşımaya başladı. Sit, halk ve toplum örgütlü olmadıkça, liyakat ve ehliyete önem vermedikçe STK alanı tamamıyla halkı çürüten ve zübükzadelerin halkı pazarladığı kullandığı araçlara dönüştüğü gerçeğini milyonlara kavrattı..

Bu anlamda düğün, dernek, cenaze, panel, konferans, etkinlik nerdeyse Ar-Der de Doğu Medya gibi yöneticileriyle,  halk içindeki temsilcileri ile alanda.

Alttaki linkte görselleriyle Ar-Der etkinlik olarak İstanbul genelinden bölgeye heryerde olduğuna dair ufak örnekler sunarken, Doğu Medya, STK-Dernekler sitelerimiz Doğu Kültür Medya, Serhat Sivil Toplum gibi facebook sayfa ve guruplarda da sosyal medyada bölge ve ülke stk alanlarını birbiriyle buluşturmaktayız..

AR-DER HER YERDE GÖRESLLERİYLE TIKLAYINIZ..

STK olarak artık şehirlerimizi birer rant alanına dönüştüren, vekilliklerin, belediye başkanlıklarının, meclis üyeliklerinin.. Kısacası ülkemizin kaderini belirleyen tüm alanların parayla alınıp satılması, göstermelik demokrasi oyunları ile, bir türlü değişmeyen siyasal partiler yasası ile , kanunları ülkemiz tam bir sömürge.

Ülkemizin siyasi partiler çöplüğüne dönüşmesinin engellenmesi için önemli bir çıkış ve bilinci tüm ülke sathına taşımaya başladık. Artık şehirlerimiz halkın STK’larıyla halk kendisi yönetmelidir yerelden ülke geneline bu  anlayışı tüm ülke geneline STK olarak taşımaya başladık.

 Ar-Der’in  STK alanındaki bu onurlu yürüyüş ve duruşu haliyle içimizdeki ve dışımızdaki siyaset-stk zübüklerini rahatsız etmektedir. Bundan dolayı içerden ve dışarıdan kuşatılmaktayız. Binbir ablukayla sarılıyoruz. İçimizdeki stk-siyaset zübükleri 2. Bir ardahan derneğinin kurulmasından tutun.. Sistemin siyasi partilerinin tümününde açık-gizli ambargo ablukarıyla sarılıyoruz. STK alanıda tek bir gerçek vardır o da halkın desteği. Halk onurlu ve dik duruşuyla hem doğu medyanın gerçek imtiyaz sahibi olduğu gibi, Sit'in köy derneklerinden Federasyonlara yürüyüşünün de her zaman arkasında oldu. Doğu Medya , Toplum ve toplumsal alanla oynayan birileri çıktığında Yusuf Yasin Sit'in belirlemelri ile toplum hem kendisyle oynayanları anında desifre ettiği gibi en kısa zamanda da STK'lardan uzaklastırarak bu alanla oynamanın önüne geçilmektedir.

Dernek olarak yaptığımız etkinlikleri gizlemek bir yana ziyaret ettiğimiz yerel yöneticiler kendileriyle yaptığımız görüşmeleri bir fofoğraf dahi yayınlamayarak gizlemektedirler..Bu durum medya alanında da böyledir. Doğu Medyanın belirlemelerini haberlerini gizlemek halka kamuoyuna ulaşımını engellemek için yerel-ulusal-küresel çeteler siber saldırlardan.. hertür engellemeye hertür argümanı kullanmaktadırlar..  Fakat halk kitleleri ne kadar gizlenmeye çalışılsada gerikirse temsilcelrimizi arayarak linkleri isteyerek Doğu Medyaya her alnda ulaşmakta.. Bu anlamda Doğu Medya Serhadın googlu konumunda bir yayaın olarak bütün bölgeyi birbiriyle buluşturmaktadır..

Ülkemizde siyaset-stk-yerel yönetimler, şehirlerimiz ezici bir şekilde rant çetelerinin, halkla ilgi alakası olmayan çıkar guruplarının elinde.. Ar-Der olarak ülke geneli artık STK'lar  ve halkın bulundukları köyden iilçeye bölgeye ve ülke geneli ülkesini yönetmesi için geçek demokrasi kültürünü, mücadele kültürünü, örgütlü toplum olma kültürünü de heryere taşımaya başladık.

İçinde bulunduğmuz Beykoz ilçesini halk ve STK alanı değil dar bir rant gurubu ve çeteleşme anlayışı idare etmektedir. Çoğu yöneticide ilçemizden  değil dışarıdan, ilçe  dışından getirilen biryerlerden oluşturlmuş bulunmaktadır. Bu anlamda yaptığımız ziyaretler gizlenmekte. Randevularımıza cevap verilmemekte. Öreneğin bir cnz ile ilgili masa-sandalye taleplerimize karşı dahi geri dönüş yapılmamaktadır.. 30-40 yıllık gazeteciyim, istisnalar dışında ne iktidar nede muhalefet tc siyasal alnı bize gram ilan vermediği gibi.. Doğu Medya gibi yerelden evrensele insanlığın ve özgürlüğün sesi olarak yerelden evrensele yayın yapan bir basın-yayını yok etmek içinde hertür oyunu sergilerlerken, ülkemizde halk vatandaş duvarına çarpıp yere yığılırlarken, küresel anlamda da yapılan siber saldırıları da dünyanın değişik milletlerinden en iyi mühnedisler yazılımcılar, insan hackerlar bize saldıranları yerle bir etmektedirler.. 

Bilndiği gibi İstanbulun birkaç ilçesinde bölgemizden hemşerilerimiz belediye başkanları seçildiler. Hemşericiliği sonuna kadar kullanan bu chp atları da ciddi STK ve basın alanına iktidardan daha aşağı bir seviyeye düşerek resmen kaftasçılık ve ırkçılıkta birbirleriyle yarıştılar.. Doğu Medya gibi kutsal devlet-kurtarıcı vb. yalan dolanlarını, sistemin palavralarını takmayan halkın birebir basın yayını olan bir yayını gördüklerinde, bu anlamda ciddi bir stk gördüklerinde cin görmüş, cin çarpmış gibi yollarını değiştirdmektedirler.. Açık-gizli ambargoyu sonuna kadar uyguladıkları gibi özgür irade, özgür düşüncenin en büyük düşmanı olduklarını da ustaca halktan gizleyebilmektedirler..

Ülkemizde şehirlerimizi halkın yönetmediği gerçeği sadece Beykoz için değil şehirlerimizin ezici çoğunluğu için geçerli. İktidara yada muhalefet fark etmez. Şehirlerimizi kendilerinin rant alanına çeviren halkı ve halkın STK’larını, halka yönlik yayın yapan basın yayını devre dışı bırakan, yok etmeye çalışan bir sömürge yönetim anlayışı tüm ülkemizi bırakın sarmayı derinden işgal etmiş bulunmaktadır. Ulusal bazda bu işgal daha bariz şekilde sırtmaktadır. örneğin bir yere bir hes-baraj yapılacak, yada maden sahası. Devlet-sistem yada iktidar siyasal erk ne halkı takar, nede halkın stksını. Verdim-sattım gitti sömürgecilerin temsilcileri olarak işi kanun kitabına uydurup giderek bizmdir diyebileceğimiz bir ülke kalmamaktadır.. 

Bu durum giderek bitecek, derin işgalciler, halk vatandaş düşmanları giderek üstünde suyu kesilen balıklar misali .. önümüzdeki yıllarda bu çürük siyaset ve yerel yönetim anlayışları ile kutsal devlet palavraları ile bu sömürge sistemi tarih olacaklar yargılanacaklar.. Ülkemizin siyasal sistemi sömürge tc siyasal siteminden çıkarak; halkı dil-din-ırk .. üstü kapsayacak, nazi-nato teör örgütlerinden çıkaracak  Anadolu Birleşik Devletleri gibi bir siyasal siteme de ülkemiz hızla kaymaktadır.

 Halk ve STK alanı Bld. Başkanından itifaiye erine kendisi tayin edecektir. Fakat sivil toplumun, STK alanının hala geri olması, bu alanın halktan kasten gizlenmesi, sömürge tc eğitim sistemi halkın kendi ülkesinde nasıl kuşatıldığı ve nedenli büyük kayıplar yaşadığını halkın görmesini hala engellemektedir..

Yaklaşan 2024 yerel seçimlerinde vatandaşın, sivil toplum ve halkın dikkat etmesi gereken en önemli konu-konum siyasi partilerin meclis üyelikleri, başkan yardımcılıkları,  müdürlükleri ilk sıralara STK alanın  halkın gerçek temsilcilerini yerleştirmesi gerekmektedir. Bu seçimde ülkemiz geneli STK alanın dikkat etmesi gereken en önemli konuların başında bu gerçek yatmaktadır. Sivil toplum, STK alanı gücünü kavradıkça farkına vardıkça rantçı, çeteci anlayışlar hem ülke sathından, hemde yerel yönetim alanından hızla silineceklerdir. Ülkemizin ve şehirllerimizin artı değerinden, maddi-manevi varlıklarından bütün halk kitleleri onurlu ve eşit bir şekilde yararlanacaklrdır.

Bunun tek yegane  yolu ise halkın artık kendilerini satamayacak, çürük siyasal partiler, ülkemizi derinden ele geçiren nazi-nato terör örgütlerine, derin işgalci sömürgecilere hizmet eden firmaların kullanımlık köleleri olmayan.. birilerinin kullanamyacağı, kişsel çıkarı için değil; halk ve vatandaş için, ülkesi için yürüyen insanlrın  etkin-yetkin insanlrın STK larda önlerinin açılmasıyla mümkün olacak ve kolaylaşcaktır. Halkın en çok dikkat etmesi gereken konu budur. Siyaset ve STK alanını ne olursa olsun rant çetleri ve siyaset-stk zübüklerinin alinden almalrı gerekmektedir..

STK alanının artık şehirleri-ülkemizi yönetecek yeti ve yetkinliğie kavuşması gerekmektedir. İktidar-Muhalefet fark etmez siyasi partilerin meclis üyeliklerinin ilk 10-15 sıralarını alamyan STK’lar siyasi partilere asla destek vermemeleri geremektedir. Halıkı sivil toplum, vatandaşı pazarlayanlar anıda deşifre edilerek ekatrte edilmeliler..

Belki bu seçime yetişmez ama ülke geneli STK alanın yetkinlşemesi, bu çarık çürük siyasal yapıyı ve düzeni ekarte ederek her şehir bölgede sivil toplumun halkın stk alanının artık kendi temsilcilerini ortaya çıkarması, kontrol etmesi, gelişmiş toplumlar seviyesine çıkmamız gerekmektedir.. Her vatandaşın STK olayını kavrayara 4-5 derneğe üye olması gerkmektedir.

Özetle Ar-Der olarak gerçek bir STK ruhu ve analyışını bulunduğumuz yerden ülke geneline yayarken.. Ambargo ve ablukalarda o oranda büyümektedir. Bu durum halkın gerçek STK ile sahte STK olayını kavramasında önemli bir gelişme olurken.. Halk kime niye neden destek vermesi gerektiğini de hızla kavramakta çürümüş, halkı çürüten çetleşene rantcı siyasal yapılanmada hergeçen gün üstünde suyu kesilmiş balık gibi sırtmaktadır..

Sivil toplumdan, halktan gelen gücümüzü kullanarak Şehirlerimizi artık halk ve halkın STK’ları yöneteteceği bir döneme geçiyoruz.. Artık ciddi STK’lar, halk kimlere onay veriyorsa onlar şehirlerimiz ve ülkemizi yönetecekler.. 

BİZE KARŞI NEDEN AMBARGO UYGULANIYOR KISA BİR ANALİZ..

Bilindiği gibi 2000’li yıllardan itibaren Doğu Medya, Serhat Sivil Toplum çıkışıyla STK alanı içindeyiz.

Doğu Medya’nın çıkış kaynağı insanlık tarihi kadar eski olan, insanlığın değer yargılarıdır. İnsanlığın, hakkın, hukukun, ahlaki olanın, halka hizmetin hakka hizmet olduğu anlayışının bir tezahürü ve  ortaya çıkarılması alana hâkim kılınması anlayışının bir tezahürüdür. 

Mücadele geleneği, geçmişi 70 li yıllara dek uzanan Doğu Medya özellikle 2000’li yıllardan itibaren bölgemiz özelinden, Serhat özelinden ülke ve dünya geneline mücadeleyi, sivil toplum ahlak ve anlayışını, hakkı-hakkikatı, insani olanı değerleri dünyaya taşımak için ortaya çıkan insanlığın hür sesi ve vicdanı olarak ortaya çıktı. Bize karşı baskı, oyun ve kumpaslar büyüdükçe bizde büyüdük..

Biz bu hür sesi ve vicdanı, yerelden evrensele insanlığın ve özgürlüğün sesini..  sivil toplum alanına taşıyarak.. Faşist ulus devletlerin patronları küresel soykırımcı sergerdeleri, küresel soykırımcı aile ve firmaları Turku-ye diye kurgulanan sömürge rejmin deşifrasyonu başta olmak üzere tüm faşist ulus devlet erkini hem ülkemize; hem de dünya geneline taşıyarak büyük bir mücadele başlattık.

Çıkışımız insanlık için yüreyen diğer milyonlarla birlikte gözükmeyen bir atom misalinden.. Günümüzde dünyayı saracak bir büyüklüğe doğru hızla büyümeye başladı.. Sadece bölgemizi ve ülkemizi dünyaya taşımaya başlamadık. Dünya insanlığını küresel soykırımcı siyonizme-satanizme  ve derin işgale karşı hem örgütledik, hem de birbiriyle buluşturduk. 

Artık Afrika’dan Asya’ya, Avrupa’dan Amerika’ya dünya halkları kaderlerinin bir olduğunu, 400-500 yıldır dünyamızı işgal eden siyonist satanizm,  küresel soykırımcı aile ve firmaların işgaline son verilmese bütün insan soyunun yok olacağını sürekli işlerken..

Artık kıtalar bazında insanlık yaşanan gelişmelerle bu gerçeği net görmeye başladı.  Buradan öncesi ile 300 yıllık bir sömürge ve derin işgal rejimi olan TC yi deşifre ederken 700 yıla varan hapis cezalarından, bütün ülkenin bizlere açık gizli hapishaneye çevrilmesine kadar hertür oyun ve kumpasla sarıldık.. 

Oyun ve kumpaslar büyüdükçe, bizde büyüdük. Ölüme yattık, anka kuşu misali hep küllerimizden geri dirildik.  Bize yapılan oyun ve kumpasların aslında tüm vatandaşlara, 80-90 milyondan dünyadaki milyarlaca insana yapıldığını gördük..

Ve kırmaya başladık.. Yakın bir gelecekte ülkemiz siyonist soykırımcı soytarıların, yerli-küresel işbirlikçileri ile yargılanacakları bir döneme girdiğimiz gibi..

Uyduruk sömürge TC rejimi de yıkılarak Anadolu Birleşik Devletlerine dönüşmeye başladı..

Ülkemizin derin işgal altında olması, derin işgalcilerin siyaset, STK, devlet, basın vb. halen bütün alanlarda ipleri ellerinden tutması nedeniyle bütün ülke bizim için hapishaneye çevrilmişken..

Halk ve STK alanının giderek uyanmasıyla birlikte ülkemizi yüzyıllardır işgal eden derin siyonist çeteler yerel, ulusal, küresel ayakları ile hem deşifre edilmeye hem de artık kıtalar bazında ablukaya alınmaya başlandılar. İnsanlık ırk, dil –din.. Ayırımının olmadığı, siyonist hahamların, papazların, din bezirgânlarının insan aklı ve fikri, bedeni.. ile oynayamayacakları, yiyecek-içecek, hava-su, enerji dalgalarının silaha çevrilerek canlı-cansız yaşama, doğal yaşama müdahalenin olmayacağı dünya Konfederasyonu dönemine de insanlık hızla geçiyor..

Dünyamız öylesine çirkin bir işgal ve kuşatmanın altıda ki.. Bu savaş, insan haysiyetinin yeryüzünü aştığı bir savaştır. Çünkü haysiyetin yer yüzünde ineceği bir yer kalmadı. Ülkemizden başlayarak dünya geneli insan soyu silkinip ayağa kalkmalıdır.. Ülkemizi, dünyamızı siyon satanizmin işgalinden kurtarmaktan başka sadece bizim değil milyarlarca insansın başka da bir çıkışının olmadığını.. Her insan kavramalı. Bu derin işgal ve kuşatmayı yarmalıdır..

HABERİ YAYINA HAZIRLAYAN..

Serhat Sivil Toplum Genel Koordinatörü, Doğu Medya Genel Yayın Yönetmeni, İstanbul Ardahanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Yusuf Yasin Sit