AMERİKA DA İMAR NASIL VERİLİYOR?
Amerikada imar nasıl veriliyor, yada oturduğun ev senin maddi-manevi kaç paralık bir kişilik olduğunu ortaya koyuyor..
Oturduğun ev kaç paralık adam olduğunu, komşularınla ilişkilerini, o evin canlı-cansız yaşama, doğaya yararı, zararı ve hepsinden önemlisi gelişmiş bir birey yada toplum olup olmadığını ortaya koymaktadır.
Aşağıdaki yazıda Amerika gibi gelişmiş ülke vatandaşlrının belediyelerinin imar vererken ortaya koyduğu kriterlerile tc gibi geri kalmış ülkelerin imar izini verirken ortaya kouyduğu kriterlri net anlaycaksınız..
ABD de imar konu-komşu, bld ve halk ortak belirler. TC de ise tam tersi merkezi hükümet kanunlar belirler. . Yazıyı okuyunca insan ve hayvan arasındaki farkı, gelimiş toplumla gelişmemiş toplum arasındaki farkı net anlıyacaksınız..
TÜM BELEDİYE BAŞKANLARI BU YAZIYI OKUMALIDIR!
INDİANA ÜNİVERSİTESİ’NDEN EMEKLİ PROFESÖR
İLHAN BAŞGÖZ HOCA ANLATIYOR.
Uzun zamandır bir
Amerika şehrinde yaşıyorum.
Burası 70 bin nüfuslu küçük bir şehir.
Her tarafı yemyeşil, en işlek caddeler,
En yoksul mahalleler bile,
Evlerin çoğu iki katlı ve bahçelidir.
Şehrin dört yanı ormanla çevrili.
Nedir bu yeşilin sırrı diye hep düşünürdüm.
Sonra bir olayla karşılaştım,
Yeşili kimin ve hangi usüllerle
Koruduğunu öğrendim.
Sizinle paylaşmak istiyorum.
Yıllar önce bir ev yaptırmak istedim.
İnşaattan hiç anlamam,
Ama anlayan bir akrabam var.
Aklımı çeldi,
Şehrin değerli bir yerinde
Güzel bir arsa var, alalım dedi.
Arsa dört tane bahçeli
Ev yapacak kadar geniş.
Ancak şehir planında buraya
Bir ev yapılması uygun görülmüş.
Bize belediyeye başvurun,
Belki iki eve müsaade ederler,
Dediler. Biz de başvurduk.
Belediye bize dedi ki:
Önce bütün komşularınıza
İadeli taahhütlü bir mektup
Gönderecek ve bu arsaya
İki ev yapmak istediğinizi
Bildireceksiniz,
Sonra komşulardan
Gelen cevaplarla birlikte
Filan gün tekrar bize gelin.
Komşularımıza birer mektup gönderdik,
Şimdi gelen cevapları özetliyorum;
Bir komşu diyor ki;
Evlerimizin önünden geçen yol dardır.
Bu yoldan geyikler geçer.
İki evin en az iki arabası olacağına
Göre dar yolun trafiği artacak.
Geyikler tehlikeye düşecektir.
İkinci komşumuz şöyle diyor;
Biz çocuklarımızı
Her gün okula götürüp getiriyoruz,
Trafiğin çoğalmasını istemeyiz.
Üçüncü komşu;
Bu arsada iki büyük çam ağacı var.
Bunlar kesilmemeli, sökülüp arsanın
Başka yanına dikilmelidir.
Dördüncü komşu;
İki ev yapılırsa evler anayola
Arsa içinden bir yolla bağlanacak.
Bu yol asfalt veya beton olacak.
O vakit bu yolun iki tarafındaki
Ufak ağaçların köküne su gitmeyecek
Ve kuruyacaktır.
Başka bir komşu;
Evin planını görelim,
Bakalım bizim evlere yakışacak mı?
Bir başka komşumun derdi şu,
Önlü arkalı geniş bir bahçesi var
Ve etrafında çit yok.
Bana komşu gelirse
Bahçesini çitle ayırmasın.
Ne o bahçesini sınırlasın, ne ben.
Böylece geniş yeşilliğimiz kaybolmamış olur.
Cevaplara şaştık!
Biz Türkiyeliyiz.
Cevaplara şaşarak belediyeye gittik.
Öyle ya, biz arsa alacağız, ev yaptıracağız,
Kime ne? Benim yaptıracağım eve neden
Bu kadar insan burnunu sokuyor?
Bu nasıl demokrasi?
Oturup belediye ile konuştuk.
Bütün istekleri yerine getirmeye
Söz verdik. Ancak geyikler için
Çözüm bulamadık.
Çevredeki ormanlar
Gerçekten geyik cennetidir.
Bu güzel hayvanlar yem bulamazsa
Şehrin kenar mahallelerine inerler,
Bahçelerdeki elmaları, şeftalileri yerler.
Biz bazen bu hayvanlar için bahçeye
Meyve filan atarız. Bu ürkek hayvanlar
İlkin bizi görünce kaçıyorlardı.
Sonra alıştılar, kulaklarını dikip sürmeli
Gözleri ile bizi tartıyorlar,
Zarar gelmeyeceğine inanırlarsa kaçmıyorlar.
Komşuların mektuplarını gösterdikten
Sonra belediye bizden evin planını
Komşulara göndermemizi istedi.
Gönderdik, planı belediye de inceledi.
Planımız komşulardan olumsuz bir tepki almadı.
Belediyenin karar vereceği gün
Projeyi savunmak bana düştü.
Neler söylemedim?
Bir göçmen kuş olduğumu,
Kentin bizi çok iyi karşıladığını,
İki kızımın burada eğitildiğini,
Hiçbir kanunsuzluğa katılmadığımı,
Vergimi düzenli ödediğimi,
Bir eğitim kurumunda
Şehre hizmet verdiğimi filan anlattım.
Dinleyenler,
Çok etkili oldu,
Karar olumlu çıkacak,
Dediler. Karar bildirildi.
İlkin kentin kanun ve nizamlarına
Uyma gayretimiz için kibar
Bir şekilde teşekkür edildi.
Sonra isteğimizin reddedildiği açıklandı.
Sebep şuymuş:
Bu bölgede bizimkine
Benzer çok arsa varmış,
Bize iki ev için müsaade verilirse,
Öbür arsa sahipleri de,
İki ev için başvururlarmış.
Bize olur deyip onlara
Olmaz diyemezlermiş.
Oralarda böyle geniş arsalara da,
İkişer ev yapılırsa şehrin yeşillikler
İçindeki görüntüsü bozulur,
Güzelliği gölgelenirmiş!
Sevindirici sonuç
Ben bu karara sevindim,
Üzülmedim.
İşlerini bu kadar ciddiye aldıkları,
Şehrimizin üzerine
Böyle titredikleri için
İçim neşeyle doldu.
Bir şehrin güzelliğini korumak
Ciddi bir işmiş.
Neden güzel bir yerde yaşadığımı
O gün anladım.
Sonra belediyenin
Başka marifetlerini daha öğrendim.
Bahçede ağaç kesmek yasakmış.
Ağaç yaşlı ise yerine yenisini dikmek
Koşulu ile kesebilirmişim.
Bahçe çimenleri uzar da kestirmezsem,
Belediye birini gönderir kestirirmiş,
Parasını benden alırmış.
Alaturkalık;
Neyse akrabam olan inşaatçı
Belediyeye yeni bir ev planı sundu.
Alaturkalık bu ya,
Kendini Türkiye'de zannedip,
Çatı katına planda olmayan
Kaçak bir oda kondurmuş.
Ertesi gün belediye
Bu odayı yıkmadığı her gün için
2500 dolar ceza keseceğine dair
Bir ihbarname gönderdi.
Akrabam o gece uyumadı ve odayı yıktı.
Ben bu yazıyı niye yazdım?
Umarım ki;
Belediye başkanlarımızdan
Biri okur da belki bazı şeyler öğrenir,
Belki de örnek alır.
Acaba çok mu iyimserim, ne dersiniz?