ARDA-DER HALKLA BULUŞMA DA HALK ÖZNE OLDU..

ARDA-DER HALKLA BULUŞMA DA HALK ÖZNE OLDU..

Arda-Der olarak Halkla buluşma toplantılarımızın ilkinde halk derneğin gerçek sahibi olduğunu bize ispatladı.Toplantılarımız giderek büyüyeceği gibi giderekte çeşitleneceği ilk toplantıyla ortaya çıkmaya başladı. 

Dernekçilik alanında uzmanlığı ile tanınan 2000’li yıllardan itibaren bölge STK yapılanmasının en büyük mimarlarından biri olan Yusuf Yasin Sit öncülüğünde Ardahanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği (Arda-Der)  halkla bulusmaya basladı. Halkla STK alanını birbiriyle buluşturarak, halkın derneğe akması hızlanmaya başladı.

Dernekte toplantı yaptığımız halkla buluşmayı gerçekleştirdiğimiz ilk gün ise Beykoz Yeni Mahalleden Mahalle Temsilcimiz Bilal Şirin’in kullandığı ve dernek merkezimize gelecek olan arabamız ise kazaya uğradı. Bunun bilinçli bir saldırımı yoksa kazamı olduğunu bilmiyoruz. Bildiğimiz bir gerçek varsa sistemin içindeki karanlık güçlerin Ardahanlıların, toplumumuzun örgütlenmesini, kısacası ülkemiz geneli toplumun örgütlenmesini, halkın kendi ülklerini yöneten insanlara dönüşmesini, ülkemizi işgal eden çetelerin istemedikleri gerçeğidir.  (kaza ayrıntılar dipnot altta x-2)

Ardahanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği (Arda-Der) Genel Başkanı Yusuf Yasin Sit , Doğu Medya olarak  90 yıllardan beri STK alanının içinde olduklarını, 2000’lerden beri ise Serhat bölgesi başta olmak üzere, STK alanının sağlam temellerde rayına oturması için sürekli koştuklarını, bu gerçeği Serhat sivil toplum iş-stk-siyaset-sanat dünyasındaki her hemşerimizin bildiğini ifade ederek,  Hoc-Fed’den, Arda-Fed’e, buradan iş dünyası derneklerine birçok STK’nın kurulumunda yer aldıklarını, öncülük yaptıklarını, onlarca derneğe üye oldukları YK kurullarında oldukları gibi, önemli tüm STK’larımıza da danışmanlık yaptıklarını, Doğu Medya imtiyaz sahibi olarak ta teneke olmayan tüm STK’ları, sosyal medya ve medya aracılığı ile yüzbinlerce hemşerimizi birbiriyle buluşturduklarını, işlerine, ceplerine, etkinliklerine katkıda bulunduklarını, iş-siyaset-stk alanında donanımlı tüm hemşerilerimizi,  ve etkinlikleri halka taşıdıklarını belirterek ülkemizin en büyük açığı olan STK alanı ve açığını tüm ülkeye örnek olacak şekilde kapatmaya başladıklarını belirttiler.. Ve bu dalganın giderek büyüdüğünü, giderek tüm ülkemizi sarmaya başladığını görmek  bizi hem mutlu ediyor, hemde gurur kaynağımız olmaktadır dediler.  

Sit, şimdi bu örgütlülüğü, örgütlü toplum olma gerçeğini Ardahan STK alanı başta olmak üzere tüm ülke sathına hızla taşımaya başladıklarını ifade ederek ülkemizdeki geri kalmışlık, vatandaşın düşürülmesi ve çürütülmesi,  yoksulluk ve yolsuzluğun bitirilmesi, ülkenin vatandaşın ülkesi olması yolunda üzerimize ne düşüyorsa fazlasıyla yapacağımız bir döneme girdik dediler.. Çünkü toplumun, toplumsal alanın bilinci her geçen gün artmaya, halk artık güdülen sürü olmaktan çıkıp yerel-kamu-devlet her alanda kendisinin özne olacağı, kutsal adam, kutsal kurtarıcı, kutsal devlet yemleri ile zehirlenmeyeceği bir döneme geçtik. Artık halk örgütlendiği il-ilçe-köy-federasyonları ile ülke yönetimine yavaş yavaş geçmeye başladı dediler. Burada sistem can çekişirken, yapabilecekleri en önemli hamle ise kripto ajan yapılanma ve oyunlarla STK alanını ele geçirme olduğunu ifade ettiler..

HEMŞERİLERİMİZ ÖNEMLİ BELİRLEMELRDE BULUNDULAR..

Toplantıda toplantıya katılan birbirinden değerli hemşerilerimiz, STK alanındaki duyarlılıkları ile öne çıkan hemşerilerimiz önemli belirlemlerde bulundular.

Hemşerilerimiz bu yönlü çalışmaların mahallelelere evlere kadar taşınmasını, bu açığın bir an önce kapatılmasını istediler..

Beykoz’da toplumumuzun önde gelen kanaat önderlerinden Panigin bir önceki dernek başkanı Memet Yıldız, Osman Özer, Senem Yılmaz, Davut demir, Hava Yıldız  gibi donanımlı hemşerilerimiz, katılımcılar, derneklere ve dernek yönetimlerine boş-beleş insanların alınmaması, vaktiyle, parasıyla, donanımıyla halkın hizmetinde olacak, halkın hizmetinde koşacak, halkı örgütleyecek insanlara ihtiyacımız var. Bu anlamda halkın örgütlenmesi 1. Önceliğimiz olurken, 2. Önceliğimiz halk için koşacak çalışacak kadrolar bu açığın kapatılması içinde, 3. İse mahallerere evlere kadar giderek halkı birebir örgütleyecek kapasitede insanlara ihtiyacımız var.  Bu çalışmalrı yapabilenler geçek yöneticidirler diye belirleme yaptılar.

Katılımcılar derneklerimizde, bölge STK’larında ortaya koyduğu duruşuyla yaşamı ile Yusuf Yasin Sit başkanımızın tüm bölge genelinde bir ekol olduğunu, butür ağır örgütlenme işlerinin üstesinden kendisinin geleceğine  canı gönülden inandığımız gibi yanında yer alarak yükünü de hafifletmeye bakacağız dediler. Ardahanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği (Arda-Der)nin kısa zamnada da mahallelere inerek halkı örgütleyeceğine halka öncülük edecek en iyi kadroları ortaya çıkaracağına inacımız tamdır. Ben demeden biz diyerek tüm zorlukların altından birlikte kalkacağız dediler.

Bizler falan filan adam vs bakmıyoruz, kim halka iniyor, kim halkı örgütlüyor, kim örgütlü toplum oluşturmak için koşuyor ona bakarız. Arda-Derin bunu başaracağına ortaya koyduğu halkla buluşma derneği halkın derneği yapma etkinliği ile çok önemli bir boşluğu doldurduğunuz gibi çok önemli de bir adım atmış oldunuz. Bu anlamda Yusuf Yasin Sitbaskanımız tebrik ediyoruz dediler.

Toplantıya katılan Beykoz İlçesi HDP Eş Başkanı Özer Demir ise halkla buluşma toplantıları yapmak, halkı örgütlemek, dernek, parti farketmez tüm STK alanının 1. Öncelliğidir.  Çünkü tanabsız halksız bir parti ve dernek olmaz diye ifade ettiler.

Demir,  Yusuf Yasin başkanı STK alanında yıllardır biliyoruz, dernekçiliği ciddi anlamda partiler üstü tutan bölgemizin, belkide ülkemizin en büyük STK aktörlerinden biri. Deyim yerindeyse hayatı halk ve hak için mücadale ile geçen bir insan.. Bizde parti olarak STK’ların halkı örgütlenmesinde üzerimize ne düşüyorsa fazlasıyla yapacağımızı belirtirken, biz dahil STK alanının hicbir partinin araka bahcesi olmaması gerektiğine de vurgu yapıyoruz. Demokrasi budur, demokrasi örgütlü toplum oluşturmadır.  İstanbul geneli ortaya çıkan başrılı STK alanına baktığmızda Yusuf Yasin başkanın bu onurlu duruşunu görüyoruz. Başkanı ve tüm duyarlı hemşerilerimizi çalışmalarından dolayı tebrik ediyoruz, bir partili olarak değil bir hemşeriniz olarak, derneğin bir üyesi olarak üstümüze ne düşüyorsa yapacağız dediler.  

Toplantıdan çıkan iki ana sonuç hem dernek merkezinde hemde mahallelerde halkı örgütleme, dernekçiliği sevdirme, halkın emrinde koşacak kadroların ve gençliğin oluşturulması etki ajanlarının, yada toplumu kullanmak, seçimden seçime pazarlamak  için derneklere çöken, çökecek anlayışlara set çekmek için çalışmaların daha da büyütülmesi olarak belirlendi.

Katılımcılar bu tür çalışmalara halkı katmak, halka inmek; toplantılara katılımların büyümesi duyarlı hemşerilerimizin üye yapılması içinde birerbir görev aldıklarını belirttiler..

TOPLANTIYA KATILAN TÜM HEMŞERİLERİMİZ ÜYELİKLERİNİ YENİLEDİKLERİ GİBİ ÜYE OLMAYANLARDA ÜYELİK FORMALRINI DOLDURARAK DUYARLIKLILARINI ORTYA KOYDULAR..

Toplantıya katılan dernek yöneticimiz sanatçı Memet Kılıç içme suyumuz vb. eksikleri hızla giderdiği gibi aynı zamanda katılımcılara güzel bir müzik ziyafeti çekerken, yöneticilerimizden Metin Yıldız ise toplantı boyunca çay ikramından hizmete arı gibi halıkın emrindeydi.

Üye olma başta olmak üzere, ARDA-DER başkanı olarak halkımızın bu duyarlılığı karşısında  deyim yerindeyse mahcup olduk. Halkımızın dernekçilik alanında bizden ne kadar ileride olduğuna birkez daha şahit olduk..

ÖNEMLİ GÖREVLERDEKİ HEMŞERİLERİMİZİ MAKAMLARINDA ZİYARET ETTİK

Beykoz dernekler Birliğinin başkanları olarak Beykoz'a yeni atanan kaymamkamımız Faik Oktay Sözeri makamında ziyaret ederken, çok donanımlı, bilge genç bir kaymakamın Beykoza atındığına şahit olurken, bu hafta dernek olarak Beykoza 1 yıldan fazladır kaymakamlık özel kalem müdürü olarak atanan müdürümüz, hemşerimiz, Nevzat Kalkanı, yine kaymakamlıkta görevli Selim Beyi, ve kaymakamlık çalışanı Şeref Ateş le adliye büfeyi işleten Erkan Yıdız hemşerilerimizde yerlerinde ziyaret ederek halkla derneğimizi birbiriyle buluşturduk. Bu buluşma toplantılarında müdürümüz Nevzat Kalkan bir yıldan fazladır Beykoza atandığını, burada hemşerilerimizin yoğunlukta olduğunu, hemşerilerimizden rahmetli Bld. başkanı Yücel çelilkbilekin beykozun nasıl büyük bir simgesi olduğunu öğrendiklerini, gurur duyduklarını belirtirken.. Tayinimiz buraya çıktığında diğer iller il dernekleir bize ziyarete geldiler. Ama ardahanlılar yoktu. Buna üzüldük. Sizi görünce sevincimiz artı. Bizde dernek olarak içine düştüğümüz eksiklikten dolayı müdürümüzden özür diledik. Kısa zaman önce öğrendiğimizi ifade ettik..

Bir sonraki toplantımızda salonlara sığmayacağımız şimdiden kendini göstermeye başladı.

HABERİN FOTO GALERİSİ TIKLAYINIZ..

NEDEN ÖRGÜTLÜ TOPLUM, NEDEN DERNEK İÇİN ANALİZLERİMİZİ DİPNOTLARDA TOPLADIK:

DİPNOTLAR..

(Dip Notx-1)

Örgütülü ve gelişmiş toplumların soygun-sömürü, ayak oyunlarına asla maruz kalmayacağını belirten Sit, bu gelişmiş toplumların yaşam tarzlarına baktığımızda bu durum net ortaya çıkmaktadır dedi.

Örneğin isveç toplumu  5 milyondur. Her birey 5 yada 7 STK’ya üyedir. Buda 5x5  =25 milyon örgütlü insan demektir. Bundan dolayı bu halk yada halklar refah içinde yaşamaktadırlar..

Gelişmiş demokrasilerde ve toplumlarda en üstteki vatandaş ile en alttaki aynı haklara sahiptir. Kanunlar her birey için eşittir. Gelişmiş toplumların en büyük kutsalı vatandaşın cebidir. Krş kaçak göçek olmaz. Halkın malına-vergisine çökene anında çökerler. Ve anında kodesi boylar. Vatandaşı geliştirmek anan esastır..

Geri kalmış toplumlarda ise durum tam tersidir. Şimdi TC gibi geri kalmış ülkelere geldiğimizde siyaset ve STK alanı halkı geliştirme yerine halkı düşürmek için hertür maymunluğun-soytarılığın kol gezdiği alanlar olmuşlardır.. Tarikatından siyasi partilere buradan siyaset –stk zübüklerine en büyük erdem halkın vergilerine, malına-canına konup kısadan köşeyi dönme üzerine kurgulanan çürümüş-çürük bir yapılanma ile karşı karşıyayız.

Gelişmiş ülkelerde STK-Siyaset alanı asla hırsızlığa-namussuzluğa gecit vermez. En üstten en alta yereli kamuyu kontrol eder, denetler, örneğin bld mesclis toplantıları STK’ların gözetiminde olur. Bld. Bşk. nından itfaiye erine STK’lar belirler, tayin eder. Buradan Beykoz özeline gelirsek halkın kontrol ettiği bir yerel yönetim olursa imar sorunu olmaz, toki-taki binbir adla halkın malına mülküne çken rant çeteleri olmaz. Ne olur:

Belediye mimar mühendisiyle geri dönüşümü başlatır. Yaptığı 4-5 katlı binanın 2-3  katını masrafı için satar, bld yeye büyük gelir gelir. Kalan katlarda vatandaşa geçtiğinden zengin müreffeh vatandaş tipi yaşadığı yerden sürülmeyen vatandaş tipi ortaya çıkar. Ama ülkemizde böyle bir plan proje yoktur. Halka çökülür malı mülkü binbir oyunla alınır, vatandaş borçlu konuma düşürülür, nefes alamayacak noktaya çekilir ki bu anlamda Beykoz 80’lardan beri çökertilmekte boşaltılmakta halk adeta imha edilen sürülere dönüşütülmektedir, ne metro, ne metrobüs, yer altına indirilen bir trafik göremediğiniz gibi, imar tam bir kansere dönüştürülerek, üniversite –hastahane vb. açılır, yurt açılmaz. Fahiş fiyatlar ve kiralarla orta sınıf halk kaçırtılarak ilçe 40 yıldır hızla boşaltılmaktadır ..

STK’lar 3-5 ahbap çavuşun halkı pazarladığı kullandığı, STK olgusu yerine, dernek yada STK’ları birileri cebine koyup halkı pazarlamada, düşürmede ve çürütmede kullan-kullan yapmaktadırlar.. Bu yönlü kullanılan etki ajanlarına ise toplumu çürüttükleri-düşürdükleri oranda sistem önleri açar. Ceplerine euro-dolar koyar. Rejim-sistem etki ajanları ile kullanabileceği herşeyle dürüst-namuslu vatandaşları sararak düşürmeden imhaya her yol yöntemi devreye koymaktadır. Bu rejim kurulduğundan beri bu rejmin ana gerçeği budur. Bundan dolayı 100 yıldır vatandaşın iki yakası bir araya gelmemektedir.

Tabandaki bu çürümüşlük ve bitmişlik üstü, üst yapıyı da belirlediğinden, darbeler, yolsuzluk ve hırsızlıklar, yeteneksiz ve çulsuz –kişiliksiz insanların servetlere ulaşması, toplumun düşmesi ve çürümesi ile, dürüst namuslu vatandaşların da çökertilmesi sonuçlanmaktadır.

Bundan dolayı bir ülke düzelecekse düzeleceği ilk yer STK alanıdır. Halkın bulunduğu yerde kendi kendini yönetmesidir. Halkın örgütlülüğüdür. Halkın politik bir toplum olmasında yatmaktadır.

Gelişmiş ülke ve toplumlarda en önemli kutsal halkın vergilerinin, parasının, kuruşuna kadar korunması, halkın değerlerine sahip çıkılmasıdır. Geri kalmış ülke ve toplumlarda ise halk dernek nedir bilmez, halk kontrol nedir bilmez. Halk örgütlü değildir, halk asıl gücün kendisi olduğunu bilmez. Halk ülkenin gerçek sahibi olduğunu bilmez. Halk sürekli sahte kurtarıcılardan tutun, sahte binbir kutsala, kutsal devlet, kutsal adam, kutsal tarikat, kutsal seyh.. Yemleri ile uyutulup soyulup soğana çevrilen bitirilen, soykırıma uğratılan yaratıklara dönüştürülmektedir..

İşte bizim gibi duyarlı tüm vatandaşlar ülkemizin içine alındığı bu geri kalmışlık çemberi ile mücadele ederken.. Sistem ve sistemin kontrolünde olduğu etki ajanları ise toplumu düşürme ve yok etme üzerine her oyunu oynamaktadırlar..

Büyük Metropollerde gençlik kumara, içkiye, fuhuşa, kısadan köşe dönme gibi kumpaslarla sarılırken.. Vatandaş içine alındığı yoksulluk ve yolsuzluk ve çürütülme kumpas ve oyunları nedeniyle imha edilen sürülere dönüştürülmektedir.

Gençlerimizin çalışarak, okuyarak bir alanda uzmanlaşmaları, yerel-ulusal-küresel anlamda iş adamı, bilim adamı olacak gençlerimiz bonzainin, uyuşturucunun, uyuşturucu çetelerinin yemleri yapıldıkları gibi, Özellikle Kurd kökenli çocuklar başta olmak üzere çeteler, etki ajanları gelişme potansiyeli olan çocuk ve gençleri ağlarına düşürerek tetikçi ve torbacı olarak kullanmaktadırlar.

Bu kullanma ve düşürülme engellenemese holdinginden iş adamına 40-50 yıl içinde aile ve sülaleler bitirildiği gibi, toplumumuzda iş adamından stk-siyaset alanına halka öncülük edecek insanlarda kalmayacaktır.

Örgütsüz bir toplum olmamızdan dolayı, STK alanını doğru dürüst oturtmadığımızdan dolayı, Sitemin bizim toplumumuza bizim insanımıza nasıl çöktüğüne dair iki önemli örnek:

Faruk Fatih Özer- Kripto para borsası Thodex'in kurucusu Faruk Fatih Özer'e 11 bin 196 yıl hapis cezası verildi. Nereli-Ardahanlı.

Sezgin Baran Korkmaz – SBK ile holdingleşti. TC ve ABD iki devlet birden saldırıya geçerek hem tutukladılar, hem de ablukaya aldılar. Nereli Kars- Digorlu

Şimdi hemşerilerimize dadanan bu sistemlere bakalım. ABD Kızılderililerin soykırımı üzerine kurulmasını gecelim, dünya genelinde yaptığı askeri darbeleri de gecelim, günümüzde ortadoğudan dünyanın her yerine insanları kurduğu nazi-nato terör örgütü ile şehirleriyle yok etmektedir. (ukrayna, syria-Irak-Libya, Kurdistan  gibi.., istihbarat orgutleriyle cia—mosad-m-16 dünyanın en büyük uyuşturucu ticareti ve ağı kendi kontrollerinde..Ve Ak Parti iktidarına kadar da tc de her 5-10 yılda bir darbe yapmaktaydılar..) ABD halkın devleti değil,  siyon vahşi soykırımcı aileler firmaların devleti. Örneğin şu andaki başkanına bakın yürüyemeyen bir düşünemeyen bir hasta adam.. Yani amerikayı işgal eden firmalar bir kuklayı oynatarak  dünyayla oynamaktadırlar..

Buradan TC’ye geldiğimizde rejmin kuruluşunda Müslümanları ve Kurdleri nasıl soykırıma uğrattığını es gecelim, her 5-10 yılda bir yapılan darbelerde darbeciler her darbede yarım trilyon-1 trilyon dolar götürmenin yanı sıra toplumdaki yurtsever tüm gençleri de imha ediyorlardı. Götürdükleri para abd-terörist israile gizli taşıdıkları para anlaşılması için bir devlet götürüyorlardı.  Darbeciler hep kahramandı halk ve ülke yok ediliyordu, gençlik ve vatandaş terörize edilip yok edilyordu. Son 12 eylül göstermelik cezalar dışında ceza bu şerefsizlerin çoğu yerel-küresel ayakları ile hiçbir ceza almadılar..

Şimdi buradan Sezgin baran Korkmaza  ve Faruk Fatih Özer’e gelelim.. Korkmaz, kısa zamanda Kurdler içinde küresel bazda bir holding ortaya çıkararak halkın sevdiği bir örnek oldu. Ülke siyaset ve STK alanını belirleyecek noktaya hızla gidiyordu. İki devlet birden saldırdı.. Ablukaya aldılar.

Faruk Fatih Özer’e gelelim, Bu genç adam darbe mi yaptı, bu genç insanları şehirleriyle yok mu etdi. Bu genç adam çete kurup insanları mı kaçırdı. Hayır baktılar inanılmaz bir beyin çembere aldılar. Kripto piyasasında dünyanın en büyük firmasını kurma potansiyeli olduğundan kumpas kurarak akla zarar bir cezaya 11 bin 196 yıl hapis cezasına çarptırdılar. STK alanında zayıf olduğumuzdan rejmin  attığı yemleri zokaları yiyerek çocuklarımıza sahip çıkmayı bırakın daha bir basın açıklaması bile yapamayacak  kadar geriyiz..

Bu genç adamın tek suçu var doğduğu coğrafya – Mezoptamyadan kaynaklı tarihten gelen üstün gen-kan özellikleri. Kripto Para alanında dünyanın inanılmaz, ulaşılmaz bir zeka ve beyin gücüne sahip olması. Kripto para alnında Küresel soykırımcı firma ve aileleri, onların tüm poflarını cebinden çıkarması.. Bunlar Faruk Fatih Özer’le karşılaştırıldıklarında hepsi embesil ve geri zekalı kalıyorlar..

Kısacası biz toplum olarak, halk olarak, STK olarak geri olduğumuzdan sistem, sistemler, rejimler çocuklarımızı yemekte bitirmektedirler.. Bir an önce bu kör uykudan uyanıp kendimize çocuklarımıza ülkemize sahip çıkalım. Bunun yolu da bulunduğumuz yaşadığımız yerden yerele kamuya devlete girme kendimizin kendimizi yönetmesi.. Bu da derneklerde örgütlenmeyle mümkün. Burayı kesmek içinde ya içimizden bir iki davar bulup kravat ceket, cebine üç krş koy toplumu düşür-düşür yapıyorlar,  yada en donanımlı etki ajanlarını bu alana sürerek bizden gözükerek bizi imha etmek içi her yol yöntem denenmektedir.

Dikkat edin bizim değindiğimiz konulara ne bizim adımıza ortaya çıkan siyasi partiler, nede stk lar dokunmuyorlar. Neden çünkü bu alanlarda halkın çocukları yerine etki ajanları, yada kullanılabilir basit insanların önü açılarak toplumsal örgütlenmeye set çekilmektedir..

Yani şunu bilince çıkaralım. Sezgin Baran korkmaz, Faruk Fatih Özer sensin benim.. Onların düşürülmesini, yiyilmesini görmüyorsak hepimiz yemiz demektir.

(kaza ayrıntılar dipnot altta x-2)

Bunun bilincli bir saldırımı yoksa kazamı olduğunu bilmiyoruz. Bildiğimiz bir gercek varsa sistemin içindeki karanlık güçlerin Ardahanlıların, toplumumuzun örgütlenmesini istemedikleri gerçeğidir. Buna binlerce örnek verebiliriz. Ama Beykozdan 1-2 örnek verirsek, Panig derneğimizin arabsının yakılması, raşit olmayan çocuklarımızın yine raşit olmayan bir kız çocuguyla bir eve kapatılarak Ardahan halkına cocuklarına taciz-tecavuz gibi kumpasların kurulması, örneğin 30-40 yıllık gazeteciyiz bunların iktidar ve muhalefetinin Doğu Medyaya gram ilan vermeyişleri, gençlerimizin birbirine vurdurulması.. vb. örnekler sistemin bizi nasıl ablukaya aldığına can alıcı gerçeklerdir.

Bu vahim kuşatma sadece bulunduğumuz alanda değil, İstanbul genelinde gençliğimizin örgütlü bireyler olması yerine, kumara, içkiye uyuşturucuya yönlendirilmeleri, kısadan köşe dönme hastalıkları ile çetelerin, uyuşturucu çetelerinin yemlerine çevrilmeleri.. tetikçi ve bekçi olarak kullanılmaları bu anlamda gençlik başta olmak üzere vatandaşın büyük bir düşürülme çemberi altında olduğunu emniyetin yayınladığı raporlardan da net anlaşılmaktadır.  Bu anlamda bu yönlü kaza bu yönlü olayları belirtmeden geçemiyoruz. Bu nalmada birilerinin bizleri toplumumuzu düşürmek için sürekli pusularda yattıklarını hiçbir hemşerimiz bir an olsun bile aklından çıkarmamalıdır.