İSRAİLDEN TÜRKİYE’YE BİYOLOJİK SALDIRI.. TERÖRİST İSRAİL TÜRKİYE’Yİ BİYOLOJİK SAVAŞLA YOK EDİYOR..
ABD’nin biyolojik saldırılarının ardından ülkemize biyolojik saldırı terörist –siyonist israil kurulduğundan beri yapılmaktadır.. Türkiyenin tarımı, seraları, tohumu.. kısacası ülkemiz terörist israilin biyolojik savaşıyla yok ediliyor. Mevcut devlet-siyaset-basın yayın araçları siyonistler, siyonist çeteler tarafından kontrol edildiğinden ülkemiz yıkılıyor. İşin garibi vatandaş farkında değil..
İşin garip yanı doğru-dürüst stk olayı olmadığı içinde vatandaş bu tehlikenin farkında değil. TC devleti palavradan israil karşıtı görünerek, israilin tohum, toprak, ticaret yaparak ülkemizi çökertmektedir..
Nasıl ki jön türkler ve ittihat teraki siyonist yahudi paralarını alarak filistini sattıysalar.. Şu andaki mevcut tc rejmide siyonistlerden aldıkları dolarlarla, israille geliştirdikleriilişki ile vatandaşı yıkmaktadırlar..
Bu biyolojik saldırı ne iktidar nede muhalefet partilerinin gündeminde değil. Çünkü siyonistler, siyonist çeteler TC devleti kurulurken ele geçirdiler.. Devlet şu anda vatandaşın devleti değil siyonist çetelerin devleti, vatandaş şeytanın aklına gelmeyen oyunlarla yok edilmektedir.
TERÖRİST İSRAİLLE TÜM İLİ,ŞKİLER ACİLEN BİTİ,RİLMELİ. BU SİYONİST –TERÖRİST DEVLET YIKILMADAN HİÇBİR HALKIN GELECEĞİ YOK..
Eğer Türkiye toplumu bu büyük biyolojik saldırıyı görmese TC devletinin siyaseti ile kurumları ile kendisini nasıl soykırıma açık hayvan sürülerine dönüştürdüğünü anlamasa Terörist israil 80-90 milyon vatandaşı Türkiyeye soktuğu mallarıyla resmen hastalıklı hayvanalra çevirerek ülkemizi her alanda işgal etmektedir, vatandaşı hastalıklı hayvanlara çevirerek çaktırmadan ülkemizi işgal etmektedirler..
Tek kelime ile bu konuda 80-90 milyon vatandaş uyanmasa hepsi giderek fare ve maymuna dönüşmektedirler. Herkes ve kesim 7 sülalelesi ile yok edilmektedir.. Özetle kendi ülkesine sahip çıkmayı bilmeyen toplumlar yok olur. Türkiye toplumu halkı, halkları 200-300 yıldır yok edilyorlar. Ama toplum bir tyürlü uyanamıyor.. Filistinde ki bebeği kıran katil sana neden acıyacak bu basit gerçekten dolayı bie toplumun şimdiye kadar tc devletine karşı harekete geçmesi gerekirdi..
TC devleti 1950-60 larda Marshall Planı ile ABD’den getirdiği ürünlerle Türkiye toplumuna biyolojik saldırı yapmış, on binlerce çocuk maymuna dönüşerek (Brina Reş-Kara Ölüm) ölürken.. Türkiye toplumu ise düşünemeyecek geri zekalılar sınıfına çevrilmişti..
Günümüzde ise TC rejmi bu biyolojik saldırıyı terörist-siyonist israil eliyle yapıyor..
Sadece Dometes tohumuyla, seralrı, tohumu ve toprağı yok ettiler.. Vatandaş ise ne döndüğünü bilmediğinden tarımı, tohumu, toprağı yok edilyor vatandaş fasrkında değil. Vatandaş hala kutsal ineğe dönüşen kutsakl devletin kendisini koruduğunun modunda..
Siyonist israilden Biyolojik saldırıya ufak bir örnek. Bu domates örneği hastalığın yayılması ile görüldü.. Ya bilinmeyen, görünmeyen saldırılar.. İsraille ilişkiler bitirilmese 80-90 milyon vatandaş 7 sülalelesi ile bitirilmektedir..
Birilerinin toplumu uyandırması lazım. Kontrolsuz bir soykırım devleti olan terörist israil biyolojik, genom, tohum, toprak , ve diğer silah labratuvarı. 24 saat dünyanın diğer halklarını yok etmek için çalışıyorlar. Ülkemizi yöneten sergerdeler aynen jön türkler ve ittihat teraki gibi hepimizi aldıkları dolarlalarla satıyorlar..
Terörist israille, ticari-siyasi, ekonomik vb. bütün ilişkilerin derhal bitirilkmesi, bunlarla ilişkide olanların tesbit edilip derhal yargılanmaları gerekmektedir.. Aksi takdirde ülkemiz tarımı hayvanı tohumu ve insanı ile yok edilmektedir..
Domateste büyük tehlike. Jet hızıyla yayılıyor. Tonlarcası yakılarak imha edilecek
İsrail'den gelen tohumlarda ortaya çıktığı için 'İsrail virüsü' olarak adlandırılan ve korona virüse benzer bir şekilde kısa sürede diğer bitkilere de yayılan virüs Antalya'daki domates üreticisine sıkıntı yaşatıyor. Virüsün tespit edildiği seralar, 14 gün karantinaya alınıp, tamamen ilaçlanıyor, ürünler ise imha ediliyor.
Antalya'da domates üreticisi, İsrail'den gelen tohumlarda ortaya çıktığı için 'İsrail virüsü' olarak adlandırılan ve koronaya benzer şekilde kısa sürede diğer bitkilere de yayılan virüs sebebiyle sıkıntı yaşıyor.
Türkiye ekonomisinde turizm kadar önemli yeri olan Antalya'da üretilen yaş meyve ve sebzeler 40'tan fazla ülkeye ihraç ediliyor. İç piyasada da tüketilen bu ürünlerin büyük bölümünü ise domates oluşturuyor. Farklı çeşitlerle üretilen domates, kentteki sebze üretimin yaklaşık 3'te 2'sini oluşturuyor. Antalya Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün 2019 yılı verilerine göre, kentte 2 milyon 508 bin ton domates üretildi.
KORONA VİRÜS GİBİ YAYILIYOR
Sezon boyunca çeşitli hastalıklarla mücadele eden domates üreticisi bu yıl farklı hastalık türüyle karşılaştı. İsrail'den ithal edilen domates fidelerinde görüldüğü için 'İsrail virüsü' olarak adlandırılan hastalık, fideler büyüyüp, ürün verdiği süreye kadar belirti göstermiyor. Ürün alınacağı dönemde ise fideler, tepe kısmından kararıp, çürürken, domatesler de içten çürüyerek, kahverengiye bürünüyor. Ürünün tam olgunlaşmadan bir anda çürümesi, büyük verim kaybına neden oluyor.
YAKARAK İMHA EDİLMESİ GEREKİYOR
Virüs konusunda üreticinin en büyük endişesi ise hastalığın korona virüs gibi bitkiler arasında temas ve polen taşınmasıyla kısa sürede yayılması. Bitkiyi hastalıktan kurtarmak isteyen üreticinin uygulayacağı yöntemler ise sınırlı. Hastalıklı bitkinin sağlıklı olanlarla temas ettirilmeden sera dışına çıkarılıp, yakılarak imha edilmesi ayrıca özel ilaçlarla toprağın ve bitkinin dezenfekte edilmesi gerekiyor. Korona virüsteki gibi hastalığın tespit edildiği seralar, 14 gün boyunca karantinaya alınıp, tamamen ilaçlanıyor, ürünler ise imha ediliyor.
Aksu bölgesinde bulunan seralarda görülmeye başlanan virüse ilişkin mücadele yöntemlerini anlatan ziraat mühendisi Abdulhamit Yeter, “'Domatesin koronası' diyoruz bu virüse. Çok sinsi bir virüs. İsrail'den tohum ve fideyle girdi ülkemize. Sera içinde yapılan işlemlerle her yere yayılıyor. İsrail 5 yıl önce bu virüs nedeniyle çok zor zamanlar geçirdi. O dönem İsrail, üretim yapamayıp domates ithal etti" ifadelerini kullandı.
'HIZLA YAYILIYOR'
Meyvede çıkan kahverengi lekelerle virüsün kendini belli ettiğini ifade eden Yeter, “Tohum firmalarının, güvenli tohumları üreticilere vermesi gerekiyor. Sertifikalı ürün tercih edilmesi lazım. Karantina durumu ise 'eyvah' dedirtiyor. Ürünün hiçbir kısmına dokunmadan sera dışında yakıp imha etmelidir. Tabi bu da yeterli olmuyor. Sera toprağının ısıtılması ve 50 derecenin üzerine çıkarılması lazım. Şu anda başlangıç aşamasında ama böyle giderse 3 yıl içinde yiyecek domates bulamayız" dedi.
Bunlar buzdağının görünen kısmı.. terörist israil bizi içerde aldıkları dolara satanlar eliyle gıda-genom-toprak-tohum kısacası ülkemizi yok etmektedir..