37 STK Paris Anlaşması’nın Onaylanması için İmza Kampanyası başlattı..
Dünya İklim Değişikliği nedemiyle 2. Nuh Tufanı dönemine girerken, 37 STK Türkiyenin Paris İklim Antlaşmasını imzalaması için imza kampanyası başlatılar.. Türkiyenide Aralarında bulunduğu 6 ülke küresel sıcaklık artışını sınırlayan paris Antalşmasını imzalamayan ülkeler arasında. Ülkemizde 40 tan fazla STK Türkiyenin Paris İklim Antalşmasını kabul etmesi için imza kampanyası başlattılar..
Küresel sıcaklık artışını iki derecenin altında tutmayı ve daha fazla çaba sarf ederek 1,5 derecede sınırlamayı amaçlayan Paris Anlaşması’nı Türkiye’nin de onaylaması için sivil toplum kuruluşları TBMM’ye iletilecek bir imza kampanyası başlattı. Paris Anlaşması’na bugüne kadar 197 ülke imza attı, bunların 191’i anlaşmaya taraf olarak süreci tamamladı. Türkiye ise anlaşmaya taraf olmayan altı ülkeden biri.
Her geçen gün etkisini daha fazla hissettiğimiz iklim krizini durdurmayı, dünyanın ortalama yüzey sıcaklığındaki artışı iki derecenin olabildiğince altında tutmayı ve daha fazla çaba sarf ederek 1,5 derecede sınırlandırmayı amaçlayan Paris Anlaşması’na Türkiye’nin de katılmasını isteyen sivil toplum kuruluşları bir imza kampanyası başlattı. İmza kampanyasını destekleyen kuruluşlar, Paris Anlaşması’nın ilk imzacılarından Türkiye’nin, süreci tamamlayarak anlaşmaya taraf olmasını istiyor. Bunun için de söz konusu anlaşmanın TBMM’de onaylanması gerekiyor. Onaylama sürecini tamamlamayan ülkeler Eritre, İran, Irak, Libya, Yemen ve Türkiye. Türkiye, Paris Anlaşması’nı onaylamayan tek G20 ülkesi.
Dünyanın geri kalanı ise iklim politikaları açısından iddialı bir döneme girdi. Avrupa Birliği 2030 yılına kadar emisyonlarını %55 azaltmayı ve 2050 yılına kadar da karbon nötr olmayı hedefliyor. Çin, 2060 için karbon nötr olma hedefini; Japonya, Güney Kore, Güney Afrika ve Kanada ise sıfır emisyon planlarını açıkladı. ABD ise Paris Anlaşması’na geri döndü.
Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz karbonsuz yeni bir düzen kurulduğunu hatırlatarak, “Türkiye bu düzenin dışında kalıyor. En çok seragazı emisyonu üreten 20 ülkeden biri olan Türkiye’nin de hemen harekete geçmesi gerek. Kimse Türkiye’den tek başına dünyayı kurtarmasını beklemiyor ama evinin önünü süpürmesini istiyor. Türkiye petrol ve doğalgazda zaten dışa bağımlı, tükettiği kömürün de %60’ı ithal. Dolayısıyla, fosil yakıtlardan kademeli bir şekilde çıkıp yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğine geçmek zaten her açıdan Türkiye’nin lehine” dedi.
Anlaşmaya taraf ülkeler, “Ulusal Katkı Beyanı” adı verilen ve ülkelerin kendi şartları doğrultusunda hazırladığı bir plan çerçevesinde iklim krizine yol açan seragazı emisyonlarını nasıl sınırlayacaklarını ya da azaltacaklarını belirtiyor. Paris Anlaşması, ülkelere bir azaltım hedefi koymazken, taraf ülkelerin kendi iradeleriyle belirlediği Ulusal Katkı Beyanları’nın küresel ısınmayı iki derecenin altında kalacak şekilde iyileştirilmesi için müzakere edilmesini öngörüyor. Gelişen ülkelere ise gelişmiş ülkelerce teknolojik ve mali destek sağlaması isteniyor.
İmza kampanyasına bugüne kadar çevreyle ilgili çalışmalar yürüten 37 sivil toplum kuruluşu destek verdi. Toplanan imzalar, Paris Anlaşması’nın onay sürecinin tamamlanacağı TBMM Başkanlığı’na teslim edilecek. İmza kampanyasını başlatan kuruluşlar, Türkiye’nin Paris Anlaşması’na taraf olmaması halinde uluslararası iklim müzakereleri sürecinin büyük oranda dışında kalacağını da belirtiyor.
TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Ceren Pınar Gayretli ise, Güney Sudan’ın da anlaşmaya taraf olması ile Türkiye’nin, Paris Anlaşması’nı onaylayarak yürürlüğe koymayan altı ülkeden biri olduğunu hatırlatarak, “Türkiye’nin seragazı azaltım taahhütlerini iyileştirmesi ve sözleşmeye taraf olan diğer 191 ülke gibi Paris Anlaşması’nı onaylayarak yürürlüğe koyması gerekiyor. Türkiye, Paris Anlaşması’nı onaylamamaya devam ettiği takdirde, geleceğin siyasetinin, ticaretinin ve ekonomisinin çerçevesini çizen ülkelerin dışında kalacak, yön veren değil, izleyen olacak. Türkiye’nin bir an önce Paris Anlaşması’nı onaylayıp, iklim hedeflerini güçlendirerek küresel çalışmaların liderleri arasında yer almasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Xxxxxxxxxxxxxxxx
42 sivil toplum kuruluşu #ParisiOnayla diyor.
Türkiye, iklim değişikliğini durdurmak için tüm ülkeleri bir araya getiren Paris Anlaşması’nı 2016 yılında imzaladı. Ancak, aradan beş yıl geçmesine rağmen Paris Anlaşması TBMM’de gündeme getirilip onaylanmadı.
İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne taraf 197 ülkeden 191’i Paris Anlaşması’nı imzaladı ve onayladı. Onaylama sürecini tamamlamayan 6 ülke kaldı. Eritre, İran, Irak, Libya, Yemen ve Türkiye… Dünyanın geri kalanı ise iklim politikaları açısından daha iddialı bir döneme girdi. Avrupa Birliği 2030 yılına kadar emisyonlarını yüzde 55 azaltmayı ve 2050 yılına kadar da karbon nötr olmayı hedefliyor. Çin, 2060 için karbon nötr olma hedefini; Japonya, Güney Kore, Güney Afrika ve Kanada ise sıfır emisyon planlarını açıkladı. ABD ise Paris Anlaşması’na geri döndü. Karbonsuz yeni bir düzen kuruluyor ve Türkiye bu düzenin dışında kalıyor.
Sanayi Devrimi öncesine kıyasla dünyanın ortalama yüzey sıcaklığındaki artış 1,2 dereceyi buldu. İklim krizinin etkilerini her geçen gün daha fazla hissediyoruz; kurak geçen kışlar, şehirleri vuran dolular, sıcak hava dalgaları, sellerin yıkıcı etkilerini yaşıyoruz. Paris Anlaşması’nın asıl hedefi olan sıcaklık artışını 1,5 derecenin altında tutmak için fazla zamanımız kalmadı. Bunun için önümüzdeki 10 yılda emisyonların yaklaşık yarı yarıya azalması gerekiyor. En çok seragazı emisyonu üreten 20 ülkeden biri olan Türkiye'nin de hemen harekete geçmesi gerek.
İklim krizini önlemenin formülü biliniyor. Petrol, kömür ve doğalgaz kullanımını hızla en aza indirmek ve 2050 yılına gelmeden sıfırlamak; deniz, orman gibi karbon yutaklarını korumak ve iyileştirmek. Türkiye petrol ve doğalgazda zaten dışa bağımlı, tükettiği kömürün de yüzde 60’ını ithal ediyor. Yerli kömür ise hem kalitesiz hem de hava ve su kirliliğine yol açıyor. Öte yandan Türkiye’nin enerji verimliliği ve yenilenebilir kaynaklarla ekonomik ve çevresel bir dönüşüm başlatması mümkün. Enerjiyi daha tasarruflu ve verimli kullanmak, rüzgar, güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını önceliklendirmek hem iklimi hem de Türkiye’nin ekonomisini korur.
Bilimsel çalışmalar Türkiye'nin iklim krizinden en çok etkilenecek ülkelerden biri olduğunu gösteriyor. Tanıklık ettiğimiz sıcak hava dalgaları, sel baskınları, şiddetli yağışlar ve kuraklıklar yaklaşan felaketin ilk uyarıları. Bu felaketi önlemenin ve iklim krizinden çıkmanın yolu, bir an önce harekete geçerek Paris Anlaşması’nı onaylamaktan ve küresel iklim hareketinin bir parçası olmaktan geçiyor. Bu yüzden de Türkiye daha fazla beklemeden Paris Anlaşması’nı onaylamalı ve iklim krizini durdurma konusunda ilk adımı atmalı.
Siz de bu çağrımıza destek verin, sesimizi Ankara’ya ulaştıralım.
Destekleyen kuruluşlar
Antalya Ekoloji Meclisi
Ayvalık Tabiat Platformu
Bartın Platformu
Bergama Çevre Platformu
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
Bursa’ya Temiz Hava
ÇETKO-Adana
ÇYDD Oktay Ekinci Çevre Birimi
Doğa Derneği
Doğa Koruma Merkezi
Doğader
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP)
Ekoloji Birliği
Ekosfer
Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği
Fridays For Future Türkiye
Fridays For Future Bursa
Foça Forum
Foça Çevre ve Kültür Platformu (FOÇEP)
Greenpeace Akdeniz
İDA Dayanışma Derneği
İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği
Kadın Balıkçılar Derneği
Karaburun Kent Konseyi
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
Kazdağları Kardeşliği
Koza Dağcılık Kültür Sanat ve Spor Kulübü
Nilüfer Kent Konseyi Gençlik Meclisi
Sosyal İklim Derneği
Söke Çevre Platformu (SÖKEÇEP)
Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFİA)
TEMA Vakfı
TOHUM Eğitim, Kültür, Doğa Derneği
Validebağ Gönüllüleri
WWF-Türkiye
Yereliz - Yerel İzleme Araştırma ve Uygulamalar Derneği
Yeşil Düşünce Derneği
Yeşil Gelecek Derneği
Yokoluş İsyanı
Youth For Climate Turkey (İklim İçin Gençlik)
Yuva Derneği
Yuvam Dünya Derneği