TC IRKÇILIKTA SINIR TANIMIYOR, İSTİKLAL MARŞINI KÜRTÇEYE ÇEVİRİN DİYEN AKADEMİSYENİN..

TC IRKÇILIKTA SINIR TANIMIYOR, İSTİKLAL MARŞINI KÜRTÇEYE ÇEVİRİN DİYEN ÖĞRETİM ÜYESİNİN  SÖZLEŞMESİNİ ANINDA FESH ETTİLER..

TC’de ırkçılık tavan yaptı. TC rejmi tarihi boyunca ortaya koyduğu en büyük başarı Kürtlere saldırma, kürt dili edebiyatı tarihi ve kısaca kürdü ve kültürünü yok etme üzerine kurulmuş, kurgulanmış dünyanın en faşist-siyonist rejimlerinden birisi.. Rejim dünya siyonizminin çizdiği “altlarında bir ağaç kalmayıncaya kadar kürdistanı yakıp yıkın”. Siyonist projesini yüzyıldır iki kanaldan kesintisiz yerine getiriyor:

a-     TC rejmi kurulduğundan beri en başarılı politikası kürtlere saldırma, Kurulduğundan beri kürtlere saldırmakla da yetinmiyor,  sahte-suni sınırlarla parçalıyor, yetinmiyor dil-din-kültür.. tarihten silmeye çalışıyor.. Fiziki ve kültürel soykırımı yapıyor. TC rejmi yarım milyona yakın kürdü soykırıma uğrattığı halde tek birinden bile hesap vermiş değil..

b-     TC devlet olarak giremediği alana ise terör lejyonları ile giriyor. TC  patentli pkk ile yarım yüzyıldır kürtleri kırıyor.. Ve kürdistanda tc inkar-imha politikası ile hergeçen gün  ortadoğuda   sayılmayacak kadar terör örgütünün oluşmasına da ön ayak oluyor, küresel katil siyonist güçlere alan açıyor.. Kısaca siyonist-terörist  israili besleyen ana politikaları başarı ile yüzyıldır tc ortaya koyuyor..

Doğru Haber, Doğu Haber, Doğu Medya.. Birçok dergi gazete, site, internet sistesinde de her gün makalelerini yüzbinlerin okuduğu ülkemizin yetiştirdiği en önemli bilim adamlarından, akademisyenlerden  biri olan Dr. Bekir Tank  İstiklal Marşının Türkçe Metnini Kürtçeye Çevirin diye verdiği  ödev nedeniyle  İstanbul Ticaret Üniversitesi akademisyenin işine son verdi! İstanbul Ticaret Üniversitesi değil istanbul acemi er kışlası olan bu tür ırkçı kurumların artık kapatılmaları gerek..

Adı İstanbul Ticaret Üniversitesi  olan fakat üniversite ile yakından uzaktan ilişkisi olmayan bu ırkçı yuvanlanmalar..  Kürt’ler başta olmak gerçek Müslümanlar, Solcular, Devrimci ve Demokratlar çocuklarını göndermemeli.. Eğitim adı altında insanların beynini yıkayan bu tür ıkçı-siyonist yuvaların yıkılması lazım.. Ki buralardan mezun olan hiçbir çocuk bir baltaya sap olamaz. Çünkü TC de evrenselliği, evrensel düşünmeyi yok eden, üniversiteye kışla kültürünü koyan bir anlayış  bütün üniversitelere hakim. Bu anlayıştan dolayı dünyanın jeo-stratejik ülkesi, dünyanın merkezi olan ülkemizde vatandaş açlık, yoksuluk, hastalık, soykırımla yok ediliyor..

Üniversite evreensellik demek, evrensel düşünmek demek, özgür irade ve düşüncenin özgürce ifade edildiği, bilimin üretildiği yer demek. Faşist tc de ise üniversite siyonist ingiliz emperyalizminin yalan-dolanları ile kurtarıcı edebiyatları ile, anır-ahır kabirlerle beyin yıkama yuvalarına dönüşmüş bulunmaktadır.. Yüzyıldır ulu türk gazları ile türk çocuklarını envai çeşit oyunlarla, kürt çocuklarınıda terör lejyonlarına iterek siyonist israille birlikte yok ediyorlar.. Kısacası rejim eğitim sistemiyle 80 milyonun beynini kitleyerek imahaya açık koyun sürüsüne dönüştürüyor. Ünv. Denilen kışlalar da rejmin bu ideolojisine hizmet ediyor..

TC’de üniveriste yerine yüzyıldır kemalist diktatörlüğü empoze eden, ilkokuldan başlayarak, lise, üniveriste adı altında faşist –ırkçı diktatöryel askeri kışlalar inşa edilmekte.. 21. Yüzyıl da hala 80 milyon insanın beyni kişiliği kemalist-faşist diktatörlüğün yalan-dolanları ile bombardumana tabi tutulmaktadır.. Bu saldırı ülkemizin insan kaynağını çürüterek 80 milyon vatandaşı yok etmektedir..

Benzer süreçleri vatandaşı bitirme-düşürme süreçleri yüzyıldır, bu ülkenin müslümanından devrimci demokratına tüm vatandaşları yaşıyor, yaşamaktadır.

(DKM-Editör)

‘Türkçe metni Kürtçeye çevir’ diyen akademisyenin işine son verildi! IRKÇILIK TAVAN YAPTI

NİZAMETTİN AŞKIN- İSTANBUL - Doğruhaber

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Öğretim üyesi olan Dr. Bekir Tank, öğrencilerine verdiği ödevde "İstiklal Marşı" ve "Gençliğe Hitabe" metinlerini Kürtçe’ye çevirmelerini istedi. Bunun üzerine üniversite yönetimi Bekir Tank’ı “bölücülük”le suçlayarak önce ders vermekten el çektirdi ardından işine son verdi. Aynı zamanda gazetemizin de yazarlarından olan Dr. Bekir Tank, yaşananlara dair gazetemize konuştu; “Neredeyse 100 yıldır can almakta olan bu hastalığın adı ırkçılıktır. Devlet başta olmak üzere kurumlarımız, kendimizi ırkçılıktan kurtarmadığımız sürece bu düşmanlık devam edecektir. Bu düşmanlık devam ettiği sürece herkes bizim gibi tüm zulüm ve haksızlıklara rağmen aklıselim davranmayabilir."

İstanbul Ticaret Üniversitesi Tarih bölümünde görev yapan öğretim üyesi Dr. Bekir Tank, öğrencilerine 13 Ocak 2017 tarihinde "İstiklal Marşı" ve "Gençliğe Hitabe" metinlerinin Kürtçeye çevrilmesi ödevi verdi. Ödevi gece yarısı sisteme yükleyen Tank, gece 3 sularında üniversite yönetimi tarafından aranarak söz konusu ödevi kaldırması istendi. Yaşanan gelişme sonrasında hakkında soruşturma açılan Tank, resmi olarak öğretim üyesi olmasına rağmen sözleşmesinin sona erdiği 31 Ağustos 2020 tarihine kadar hiçbir derse girmesine izin verilmedi. 31 Ağustos tarihinde sözleşmesi biten Tank, üniversite yönetimi tarafından sözleşmesi yenilenmeyerek işine son verildi. Aynı zamanda gazetemizde köşe yazarlığı yapan Dr. Bekir Tank, yaşanan süreci anlattı, verdiği ödev sebebiyle üniversite yönetimi tarafından bölücülükle suçlandığını söyledi. Tank, "13 Ocak 2017 tarihinde öğrencilerime 'İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe metinlerini Kürtçeye çeviriniz' başlığıyla bir ödev verdim. Bu ödevi üniversite yönetimi din, dil, ırk ayrımcılığı üzerinde tahrik edip ayrımcılık yapmak şeklinde yorumlayıp bölücülük diyebileceğimiz bir gerekçeyle soruşturma açtı. Aynı gün dersten el çektirdiler." dedi.

"AMACIM TÜRK-KÜRT ÖĞRENCİLER ARASINDA DOĞRUDAN BİR TEMAS, DOĞRUDAN BİR SICAK İLİŞKİ OLUŞTURMALARINI SAĞLAMAKTI"

Amacının Türk-Kürt öğrenciler arasında doğrudan bir sıcak temas oluşturmak olduğunu ifade eden Tank, “Bizim derslerimiz online yapıldığı için ödevi gece 00.05'te sisteme yükledim. Gece saat 03.20'de üniversite sekreteri beni arayarak sosyal medyada baskı oluştuğunu, ödevin mümkünse geri çekilmesini istedi. Bu bahaneydi. Gece yarısı bir öğrenci üniversite sekreterliğini arayamaz. Birileri böyle bir bilgilendirme yaptı. Onlar da gece yarısı aradılar. Ben de bir açıklama ile birlikte ödevi geri çektim. Tabi üniversite soruşturmada bunu yine 'bölücülük' olarak değerlendirip suçlamalarını o şekilde sürdürdüler. Ancak ben bunun kesinlikle bir bölücülük olmadığını, Kürtçülüğün, bölücülüğün bu şekilde yapılmadığını, yapmak istesek bile en azından bu şekilde yapmayacağımızı söyledim. Buradaki kastımızın hala gayri resmi de olsa devam edegelen inkar politikalarının öğrencilerimizin üzerinde de izleri olduğunu, hatta hala bir darbe artığı olan 'Atatürk İlke ve İnkılapları' dersinin inkar politikalarından nasibini aldığını, bu kitap üzerinden yakın tarihimizi öğrenen insanların bu yanlış bilgileri aldıklarını, bu bilgilerle önyargılar oluşturduklarını kendilerine (üniversite yönetimi) ifade ettim. Buradaki amacım Türk-Kürt öğrenciler arasında doğrudan bir temas, doğrudan bir sıcak ilişki oluşturmalarını sağlamaktı.” Diye konuştu.

“BANA OKULDA DERS VERDİRMEDİLER”

Üniversite yönetiminden bir grubun makul yaklaştığını ancak bir grubun ise ısrarla bölücülük yaptığı gerekçesiyle ders vermemesi gerektiğini savunduklarını belirten Tank, "Bu süre içerisinde İnsan ve Toplum Bilimleri fakültesi Dekanı sayın Prof. Dr. Mustafa Said Yazıcıoğlu her dönem başında ders hocası olarak bizim ismimizi yazıp rektörlüğe bildirdi. Maalesef her defasında bu talep karşılık bulmadı. İsmimiz silinerek bölümle, tarih dersiyle alakası olmayan başka hocaya ders verdirildi. Bu süreçte sürekli olarak ders talebinde bulundum. Uygunluğu nedeniyle Uluslararası İlişkiler dersine de girebileceğimi söyledim. Meseleyi kamuoyu ile paylaşmaktan kaçınmamın nedeni üniversitenin hatalarını er ya da geç düzelteceklerine dair taşıdığım düşünceydi. Maalesef üniversite bu kararında sabit kaldı. Sözleşmemi uzatmayacaklarına ilişkin yaptıkları tebliğde de 2018-2020 eğitim öğretim döneminde 'akademik yetersizlik' ifadesi gerekçe olarak gösterildi. Hâlbuki bu dönemde bana hiç ders verdirmediler.” diye ifade etti.

“IRKÇILIĞI DİRETEN HERKES BU ZULME, UTANCA ORTAKTIR”

2015-2016 eğitim öğretim yılında yine bir önceki dekanları olan sayın Gokhan Malçok'un onayıyla üniversitede seçmeli Kürtçe dersi verilmesi talebinin onaylandığını ancak pratiğe geçmediğini hatırlatan Tank, "Bu arada birileri bizi PKK terör örgütünü savunmak, propagandasını yapmak ve Türkiye Cumhuriyetini aşağılamak suçlamasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundular. Savcılık buradan hareketle istihbaratı harekete geçirmişti. İstihbarat üniversitede hakkımda bir çalışma yapmıştı. Güvenlikçisinden rektörüne kadar onlarca kişiyle görüşerek Kürtçülük yapıp yapmadığımı sormuşlar. Daha sonra ifadeye çağrıldım. Bana, yaptıkları araştırmada Kürt kimliğimi gizlemediğim ancak Kürtçülük de yapmadığım şeklinde bir kanaate vardıkları tebliğ edildi. Sağ olsunlar art niyetli olmayan insanlar bizi olduğumuz gibi anlatma erdeminde bulunmuşlar. Suçlama bu şekilde kapatıldı.

Neredeyse 100 yıldır can almakta olan bu hastalığın adı ırkçılıktır. Devlet başta olmak üzere kurumlarımızı, kendimizi ırkçılıktan kurtarmadığımız sürece bu düşmanlık devam edecektir. Bu düşmanlık devam ettiği sürece herkes bizim gibi tüm zulüm ve haksızlıklara rağmen aklıselim davranmayabilir. Bir kısım insanımız, çocuklarımız soluğu dağlarda veya emperyalist dediğimiz güçlerin birer neferi olmaya kadar gidebilirler. Bu ırkçılığı direten herkesin kendi imkân ve güçleri oranında payı vardır. Hepsi bu suça, bu zulme, bu utanca ortaktır. Bunu görmemiz gerekiyor. Biz bunu aşamadığımız sürece de bu sıkıntıları yaşayacağız. Irkçılık ve Türklerin kadim kardeşleri olan Kürtlere yapılan zulümler aslında Türklerin alınlarına sürülmüş kara bir lekedir. Bu bilinçle hareket ederek Türkler ve Kürtler birlikte bu sorunu aşmalıyız." diye belirtti.

Dr. Bekir Tank Kimdir

Ülkemizin yetiştirdiği en değerli bilim adamlarından biri olan Dr. Bekir Tank Kimdir Tıklayınız..