DÜNYA YENİ BİR SİSTEME GEÇMEZSE PATLAYACAK..

Bütün dünya uluslarının, halklarının, milletlerinin, devletlerinin kaderinin birbirine bağlı olduğu, dünyanın küçük bir köye dönüştüğü, sınırların anlamını yitirdiği bir zaman dilimindeyiz. Bu gerçekten dolayı artık bütün dünya halklarının kaderi birbirine bağlıdır.
Bu haber 2019-02-21 07:19:46 eklenmiş ve 1222 kez görüntülenmiştir.

 

DÜNYA YENİ BİR SİSTEME GEÇMEZSE PATLAYACAK..

 

Rusya ve Çin’in kaderi Türkiye ve İran’a bağlıdır. İranın, Türkiye’nin, Mezopotamya ve  Ortadoğu’nun kaderi Rusya ve Çin’e bağlıdır. Bunu genişletirsek bütün dünya uluslarının, halklarının, milletlerinin, devletlerinin kaderinin birbirine bağlı olduğu, dünyanın küçük bir köye dönüştüğü, sınırların anlamını yitirdiği bir zaman dilimindeyiz. Bu gerçekten dolayı artık bütün dünya halklarının kaderi birbirine bağlıdır. Bunu halk dili ile  ifade  edersek ‘Cehen Ching’in  (Çinli) ve İgor Raskolnikov’un  (Ruslar),  Kaderi Mezopotamyalı Memo’nun  (Kürtler)..  kaderine sıkı sıkya bağlıdır.  Ve insanlık  en kısa sürede içine haps edildiği bu cam fanus, yada akvaryumdan (dünyadan) kurtulmak uzaya açılmak istiyor. Bu anlamda insanlığın içine haps edildiği kör noktalardan çıkış yapabilmesi için iki ana olguya ihtiyacı var: Bilimsel bilgi, düşünce özgürlüğü, özgür ve bilimsel bir şekilde yetişen erdemli-ahlaklı, insanlığın ürettiği binyılların değerlerine, ilahi-evrensel adalete saygılı birey. İnsanlık bu yönlü gerçekleri  kavrayamasa  dünya patlayacak.

 

Kördüğümün çözüm adresi ise Mezopotamyadır. Bütün bilgi-belge, maddi-manevi hazineler buradadır. Bütün dünya Medeniyetlerin çıkış noktasıdır. İnsanlık tarihi boyunca dünyaya hakim olmak isteyen  isteyen güçlerin mutlaka kontrollerine alamaya çalıştığı coğrafyadır. Üzerinde yaşayan Kürtler dünyanın sigortasıdırlar. Küresel kapitalizm dünyayı ele geçirmek için Kürt engeline takılınca son birkaç yüzyıldır Kürtleri millet olarak tarihten silmeye yöneldi. (kripto aileler, diktatöükler, coğrafyayı parça-parça yapma, dinli-dinsiz teror ordu örgüt ve lejyonlarıyla kumpasa alma, soykırıma çekme..  şeytanın aklına gelmeyen binbir oyun..) İnsanlık Kürtlerin dünyanın sigortası olduğu gerçeğini kavrayıp, diğer ulusların Mezopotamyaya inmesiyle.. planları suya düştü. Çünkü mezopotanmya düşerse bu zincirleme reaksiyon rusya-çin .. ve dünya gümleyecek tüm uluslar düşecektir..Bu görüldü..

 

Dünya şiddetli bir şekilde yeni bir sisteme gebe. yeryüzü dünyamız dünyayı babalarının çiftliği zaneden küresel soykırımcı aile ve firmalar tarafından yüzyıllardır süren oyun ve kumpaslar sonucu resmen bitirilmiş bulunmaktadır. Bu soykırımcıların ortaya koydukları sistem tamamen insanı bitirme ve insan beynini kitleme ve köleleştirmeye yöneliktir.

 

İngilteredeki kraliçe3nin çürük yumurtalarından soykırımcı rokifelerlara, roşidlerere, buradan Avrupa ve Ortadoğudaki kripto yapılanmalarına ..  kadar bilnen, bilinmeyen soykırımcı ve, köleci aile ve firmalarin, küresel emperyalizmin kumpas ve oyunları dünyamızı resmen patlamaya hazır bir bombaya çevirmiş bulunmaktadır.. Bir başka deyişle insanlık deccalın ordularına dönüşmüş, soyları çürümüş,  şeytanı ve pisliği, deccalı ilah edinmiş, kar, soygun, köleleştirme, soykırım hırsları tavan yapmış  çürük soyların güdümünde  dünya hızla uçuruma, kıyamete sürüklenmektedir..

 

Artık hiçbir ulus, hiçbir millet, hiçbir halk , hiçbir devlet  istisna bilim adamları ve düşünürler dışında yarının ne olacağını; insanlık açısından yarınların nasıl olacağını bırakın bilmeyi, doğru dürüst tahmin edememekte, fikir üretmeyi bırakın fikir dahi yürütememektedir. İnsanlık bir bütün olarak yarının ne olacağını bilmediği karanlık delhizlere çekilmektedir..

 

Robot bir silahla dünyayı bile yok edebilirsiniz..

 

Yazılım ruhtur, şimdi milyarlarca insanın duygu-düşüncesi, zekası zerre ufaklığındaki chip’lere yerleştiriyor. Yapay zeka ile bu chip (çip) ler kendi kendini geliştirme dönemine girdiler. Bunun bilimsel açılımı maddeye ruh giydirme olayıdır. Şimdi perde arkasında dünya ile oynayan küresel soykırımcılar rakibini yok edecek  robot silahlar geliştirmekle öyle bir meşgullerki 24 saat birdiğerini yok etmek için nefes almadan çalışma  moduna geçtiler.. Fakat bu robot silah modunun çıkacağı tek nokta harakiri durumudur. İngiliz bilim adamı Hawkinsin işaret ettiği insan soyunun tekamülünü tamamlamadan yok olma boyutuna girmesidir..

 

Hak ve halk  diliyle söylersek, ülkenizin, şehrinizin doruk noktasına, dağına, tepesine  konan bu yönlü bir robot silah,  yada nükleer silh vb. yok edemediği bir silah kendisini engelleyen bir silah olmadığından harekete geçtiğini düşünelim. Ateşleyeceği tek  bombayla isterse sizi maymun ve fareye dönüştürecek, istediği, tür yada kölelere dönüştürecek (Ki kutsal kitaplarda bu gerçeğe işaret eden onlarca örnek var. Soddom-gomera halkı balıklara çevrildi, filan soylar maymun ve fareye..  gibi ve insanlık tarihi en az yarım milyar yıldır var. Dünyamızda insan soyu  onlarca kez nükleer silahlarla, tufanlarla.. bir birine girdiler. Dünyadaki değerli madenler  ileri uygarlıklar tarafından  alınıp götürüldüler.. Sumer Tabletleri..) Bu gelişmiş silahlar-robotlar isterse toptan soyunuzu; yedi sülalenzile yok edecek..  Allah izin vermez diye mistisizme dalan  gerzeklere ise peşinen söyleyelim, birileri sizi ve yaşadığınız dünyayı 24 saat düşürmek ve yok etmek için vargücü ile çalışırken siz aklınızı, vicdanınızı kullanmadığınız, alt kafanızla düşündüğünüz  için çalışan kazanacaktır.. Yok olma, düşme.. kaçınılmaz sonunuz  olacaktır. Sağ litaretürde bu  ilahi adalet, sol literatürde ise evrensel adalettir. Ve kaçınılmaz olarak gerçekleşir.. Dini litartürle açıklarsak, Allahın yarattığı en üstün varlık insandır. Şeytan en üstün olduğunu iddia ediyor ve kıyamete kadar (içinde yaşadığımız uzayın ömrünün bitimi..) bunu ispat ve insanı düşürme için her oyunu oynayacaktır..Şeytanı insanın tüm kötü ve geri yönelimleri olarakta somutlaştırabiliriz…

 

Artık çocukların dahi bildiği bazı gerçekler, genom, yiyecek, içecek, hava-su-toprak-ateş.. herşey silaha dönüştürülmüş bulunmaktadır.. Bir başka deyişle soyları çürümüş tüm çürük yumurtalar, küresel soykırımcılar gezegeni ele geçirdikleri gibi.. tam bir harakiri ruh haliyle tohumdan toprağa, ilaçtan gıdaya, silaha, herşeye herşeyi hem tekelleştirme, hemde insan soyunu soykırım, köleleştirme ve düşürmeye açık açık saldırıya girişmiş bulunmaktadırlar.  Bu harakiri ruh haliyle hem kendilerini, hem dünyamızı, hemde insan soyunu ve gelişen nükleer silahlar da göz önüne alındığında dünyamızı toz zerreciklerine, magmaya çevirecek bir sona doğru hızla götürüyorlar..

 

(burada da bir parantez açmak zorundayız, her musa firavunun sarayında çıktığı gibi bu çürümüş soyların içindeki musalarla ((peygamberliği kastetmiyoruz mücadele verecek aklı selim  insanları kast ediyoruz) birlikte, bunların çürümeyen fertleriyle birlikte insanlık başarırsa.. düze çıkabilecektir. Dünyanın yuvarlandığı uçurumu yada harakiri durumunu durdurabilecektir.. Dünyayı gözetleyen ileri teknolojiye sahip birileri varsa  ki varlar binlerce yıl önce dünyaya gelerek tüm altın vb. rezervlerin büyük bölümünü götürdüler (Bunlar Mezopotamyada ortaya çıktıklarından Kürtlerin ataları da diyebiliriz..) .. İnsanlık en azından yarım milyar yıldır dünya üstünde ve dünya şimdiye kadar onlarca kez nükleer silahlarla, onlarca kez tufanlarla canlı yaşam ve insan yok edildi. Şimdi insan gözetleniyor, yani bütün kutsal kitapların işaret ettiği gibi ağır bir imtihandayız.. Eğer  insan yok edici virüse dönüşme hastalığını yenemezse..  uzaya ve diğer galaxlere bulaşmaması için daha ileri teknolojiye sahip diğer uygarlıklar tarafından, dini literatürde ise meleklerle  toptan yok edileceklerdir. )

 

Bu durum  bir-iki  örnekle açıklayalım, yazılımla insana ait tüm hastalıkların bulaştığı robotlar  insan soyuna yöneldiklerinde geriye kalan tek bilim adamı, yada bilmediğimiz son insanlardan bazıları (çünkü şu anda insan beyninin küçücük bir yüzdesi çalışıyor, tehlike anında bu yüzde yukarı fırlayacaktır).. dünyayı güneş enerjisine denk bir reaksiona koyarak yok etmek zorunda kalacaktır.  Yada dünyayı gözetleyen ileri uygarlıklar uzayı ve galaxileri korumak için dünyayı toz ve duman bulutuna çevirerek yok edeceklerdir. Yani dünyanın milyarlarca yıllık ömrü insan denen iflah olması en zor virüs engellenemese, tedavi edilemezse.  bugün olmaz yarın son bulacaktır.. İnsanın ana sorunu budur. İnsan kendisi dahil herşeyi yok eden bir virüse dönüşmeden insan olmayı başarırsa başaracak.. Bu sorunu insana kavratacak eğitim-öğretim  sistemlerine hiyaç var..

 

KURTARICI EDEBİYATI , KÖLEŞTİRME-DÜŞÜRMENİN EN GÜÇLÜ FİKRİ ALT YAPISIDIR..

 

Şimdi bu düşünce jimnastiğinden Türkiye’ye geldiğimizde kemalist puta tapıcı rejim  adeta düşünen insanı yok etmiştir. Bir şahsın kurtatrıcı yapılarak, tuvaletlere varana dek heykelleri taşınarak,  milyonları koyun ve davar yerine koyan soykırımcı puta tapıcı sistem topluma öylesine ağır bir darbe vurmuşki.. İnsanlar artık kurtarıcı edebiyatında büyük bir uçurumun içine yuvarlanmış bulunmaktadırlar.. Bırakın kişi ve şahsı kurtarıcı yapma, sayıları binleri onbleri bulan küresel çürümüş ailelerin terör ordu-örgüt ve lejyonlarını kurtarıcı görecek kadar körleşen bir siyaset ve vatandaş tipi üretiliyor.  Kurtarıcı yapılan, putlaştırılan bir sistemden ve bu sistemin soykırımından yüzyıldır kurtulamayan halklar hala kurtarıcı edebiyatı, çürümüş ingiliz oyunları ile düşürülmektedirler..

 

Şimdi küresel kapitalizmin terör lejyonlarının bizi kurtardıklarını varsayalım, bırakın yüzyılı, insanlık ve halklar bin yıllarını kaybedecektir. Halkların arasına sınırların çekilmesi, ulus devletler, diktatörlükler, günümüzde terör ordu-örgütleri hepsinin toplamı eşittir faşizmdir. Gerçek faşizm budur. Ve halklar hala faşizmin ne olduğunu mevcut eğitim sistemleri yüzünden kavrayamamaktadırlar. Yukarda robot silah örneğinde verdiğimiz gibi küresel soykırımcı çürük kafalılar dilerse bizleri maymun ve fareye, dilerse istedikleri köleye dönüştürerek, isterse toptan yok ederek saltanatlarını sağlama alma ve insan soyunu düşürme için ellerinden gelen hertür operasyonu yapmaktadırlar.. engellenemezlerse daha fazlasını da yapacaklardır. Dünya hiçbir bilim adamının çözemeyeceği sınırsız durumlar var. Örneğin bir karıncanın sırtında taşıdığı bir mesajın, yaşam hakkını gasp ettiğimiz bir karıncanın, diğer canlı türlerinin  dünyamızda ve diğer uzay,  evren, diğer boyutlarda hesabının ne olacağını  nelere mal  olacağını çözebilen tek bir teknoloji ve bilim adamı günümüze dek çıkmamıştır..

 

Buna birde küresel emperyalizmin içini boşalttığı, insanı düşürme, kölelştirme  aracına dönüştürdüğü din alanını eklediğimizde dünyanın geleceği daha da belirsizleşmektedir. Papazlar, hahamlar, imamlar bilimsel anlamda imtihan sürecinin ne olduğunu mevcut eğitim sistemleri yüzünden kavrayamadıklarından kutsal kitapların taşıdığı mesajları, bu dünyadaki imtihan olgusunu, gerçeğini  insan soyuna taşıyabilecek yeti ve yetenekten yoksundurlar. Bu yoksunluğun yanı sıra küresel emperyalizm yetiştirdiği ajanlarını şeyhulislam, hahambaşı, katolik kilesinin, vatikanın  başına getirecek kadar da günümüzde din alanını da işgal edilmiştir. Din, bilim, silah, ilaç, sosyasl bilimler, ekonomi..  alanı küresel emperyalizmin kör çıkarlarına hizmet eden araçlara dönüştürülmüşlerdir. İşte faşizm bu dönüştürülmenin ta kendisidir..

 

Tekamül gelişim ve değişim ilahi adaletin, evrenin en temel gerçeğidir. Dünya insan soyu ile buluşmadan önce dinazorlardan değişik binlerce canlı türüne ev sahipliği yapmıştır.  Tekamül sürecini başarıyla tamamlayamayan türler sol literatürde doğal olaylarla, sağ literatürde ise meleklerle yok edilmişlerdir. Yani din ve imtihan alanı günümüzde bize taşındığı gibi bilim-akıl vb. dışında bir alan değil. Dünya insan dahil canlıların içine konulduğu bir cam fanustür. İnsan doğru bir tekamülle imtihan sürecini geçerse,  uzaya açılabilecek. Bu fanusün dışına çıkabilecek, İnsanın bu dünyadaki eylemleri, yaşayışı, öbür boyutlardaki yaşayışını belirleyecektir. Bu da aklını kullanmasıyla mümkün olacaktır. Dünyamızda insan  soyu yeme-yutma, yok etme hastalığını yenemese yok  edici virüse dönüşürse bu virüsün uzaya ve diğer galaxi evrenlere sıçramamsı için insan içinde yaşadığı akvaryumu (dünya) ile birlikte, dünyamız uzay-evrendeki ömrünü tamamlamadan yok edileceği bir olgudur, kaçınılmaz bir sondur.. İlahi ve evrensel adaletin özü, gerçek imtihan süreci budur. Günümüzdeki eğitim sistemleri din alanı, bilim  bu gerçeği mümkün olduğu kadar gizlemektedir. Yarım milyar yılı  geçen insanın dünyadaki yaşam serüveni 5-10 bin yıl gibi rakamlarla manüpüle edilmekte.. Küresel soykırımcılar nasa vb. organizasyonlarıyla insanlığı bilim adı altında düşürüp yalan-dolanlarla kandırmaktadırlar..

 

Dünyamızda tekamül ve değişim gerçeği küresel soykırımcı aile ve firmaların ortaya koyduğu vahşi kapitalist sistem nedeniyle insanı herşeyi tüketen yok eden virüslere çevirmektedir. Basit bir örnekle açıklarsak dünya sistemine yeni giren çin-rus vb. diğer uluslar küresel soykırımcılar gibi sadece kar marjıyla dünyaya dalarlarsa bin dünya olsa dayanmayacak. Ve dünya patlayacak, bundan dolayı Kanuninin bir cümleyle özetlediği gerçeği (dünya bir kişiye az, iki kişiye çok) kavrayarak canlı cansız yaşamı kapsayan bir sisteme dünyanın ihtiyacı var. Bu anlamda gezegenimizin yeni bir sisteme şiddetle ihtiyacı var.

 

Bu yeni sistemin ana maddesi ise artı değere el konulması olmalıdır. Yani bir firmanın yatırım, arge vb. bütün ihtiyaçları dışında kalan artı değerin insanlığın oluşturacağı sistemle insanlığın ortak hazinesine  geçireleceği bir sistem gerekmektedir. Aksi milyar doların kasasına aktığı insanın tanrılaşma duyguları kabarmakta.. Ve dünya haritasını önüne koyup, çevirip filan coğrafyadaki maden, yada petrol sahasını vb. ele geçirmek için talimat veren iki ayaklı gerzek ilah tipi ortaya çıkmakta..  Ve bu gerzek soykırım, gasp, cinayet .. herşeyi kullanarak hedefine kitlenen bir silaha dönüşmektdir. Bu olguyu kurdurulan uyduruk terör devleti israillde orataya çıkarılan üstünlük sosuyla, üstünlük psikolojisiyle birleştirdiğimizde dünya patalamaya hazır bir cehenneme dönüşmektedir. Üstün ırk afyonu ile afyonlanan yüzbinlerce insan safarideki hayvana dönüşmektedir. Başka insanları ulusları, canllıları yeme-yutmayı kendinde bir hak ve dini anlamda ise sevaba girdiğini zan edecek kadar hem gerzekleşmekte, hemde düşmektedir. Ve işin ilginç yanı küçülmenin son noktasına girdiği halde kendini üstün zan edecek kadarda alçalan, alçaldıkça da kendini üstün zan eden geri zekalı bir insan tipi ortaya çıkmaktadır. Kar marjı nedeniyle tanrı insan psikolojisi  bu gerzek üstün insan tipi ile buluştuğunda dünyamız pimi çekilmiş, patlamaya hazır bir bomya dönüştürülmektedir..  Ve bu insan tipi yiyecek-içecek dahil, herşeyin silaha dönüştürülmesi, rakibi yok etme.. hastlıklar büyüdükçe büyümeye ve günümüzde yaşandığı gibi dünyamızı patlama sınırlarına çekmiş bulunmaktadırlar..

 

Özetle insanın firavunlaşmasını engelleyemesek, ingiliz oyunlarını durduramasak  firavunlaşan insan soyu hem kendini hemde yaşadığı gezegeni, belkide uzayı yok edecektir.. İnsanın bu hastalığını onu inzivaya çekecek bir eğitim sistemiyle, peygamberimizin işaret ettiği nefsiyle, kendisiyle savaşa çekecek, özgür düşünceyi, aklı, bilmi.. öne çıkaracak bir sisteme insanın ve dünyamızın şidetle ihtiyacı var.. İnsanın temel sorunu insanın gidebileceği maddi-manevi sınırlardır. İnsanlık buna odaklanırsa her alanda çözüm üretecektir.. Yazıyı Niburudan (Planet X) Enlil-Enkinin mesajıyla bitirelim. İnsan bozuk genlerini tamir etmese yaşadığı dünyayla birlikte yok edilecektir..

 

DÜNYA, TÜRKİYE DE BAŞLAYAN NÜKLEER SAVAŞ MI YAŞADI?

 

 

 

 

ETİKETLER : DÜNYA YENİ BİR SİSTEME GEÇMEZSE PATLAYACAK..
Diğer DÜNYA haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
ÇOK OKUNANLAR
SON YORUMLANANLAR
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA