İNCİRLİK ÜSSÜ HAKKINDA BOMBA İDDİA, ÜS RUSLARA VERİLECEK

İNCİRLİK ÜSSÜ HAKKINDA BOMBA İDDİA, ÜS RUSLARA VERİLECEK… SURİYE İLE BARIŞ AMA NASIL..

Küresel soykırımcı firmalara, siyonizme ve küresel derinden işgale karşı dünya halklarının, devletlerinin tek başlarına çıkış yapamaycağını ve bu anlamda Çarlıkla Osmanlının varisçilerinin işbirliği yapmaları gerektiğini 2000’lerden beri işliyorduk. Artık bu reel durumun nüveleri ortaya çıkmaya başladı. Türkiye sürekli soykırım ve yıkım oyunlarını yapan abd-israil siyonizmini  bu topraklardan def etmeye hazırlanıyor. Türkiyenin Brics ülkelerine ve Shangay 5 lisine fiili girişini anlamına gelecek olan ''İncirlik Hava Üssü NATO'ya kapatılıp Rus tarafına aktarılabilir” gelişmesi bomba gibi  gündeme geldi. 

Rusya'dan İncirlik Üssü hakkında bomba iddia

Rus siyasi lider Jirinovski, ''İncirlik Hava Üssü NATO'ya kapatılıp Rus tarafına aktarılabilir'' iddiasını ortaya attı.

RIA Novosti Haber Ajansı'nın ‘Rossiya 24’ televizyonuna dayandırarak verdiği haberde, Rusya Liberal Demokrat Partisi lideri Vladimir Jirinovski, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ülkesinin topraklarında bir Rus askeri üssü kurmaya hazır olduğunu ileri sürdü.

Jirinovski katıldığı programda, "Hemen İran ve Türkiye'den hava ve deniz üslerinin kurulmasını talep etmeliyiz" dedi.

"ERDOĞAN'IN KİM OLDUĞUNU BÜTÜN DÜNYA BİLECEK"

"Türkiye hazır, sizinle konuştuğum gibi Erdoğan'la konuştum. O Rusya'yla birlikte olmak istiyor, sıra bekleyip son vagonda AB'ye gitmek istemiyor" diyen Jirinovski, şöyle devam etti:

"O bizimle olmak istiyor. Çünkü bizimle birlikte Erdoğan'ın kim olduğunu bütün dünya bilecek."

"İNCİRLİK NATO'DAN ALINIP RUSLARA TAHSİS EDİLEBİLİR"

Rusya Liberal Demokrat Partisi lideri, daha sonra Türkiye'nin güneyinde bulunan İncirlik Hava Üssü'nün NATO'ya kapatılıp Rus tarafına aktarılabileceğini düşündüğünü söyledi.

Jirinovski, temmuz ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişisel daveti üzerine yemin törenine katılmak için Ankara'yı ziyaret etmişti.

SURİYE İLE BARIŞ AMA NASIL...

SURİYE İLE HER ALANDA BARIŞ ve İLİŞKİLERİN YENİDEN YAPILANMSI ABD’NİN SURİYE PLANLARINI BOZGUNA UĞRATACAKTIR…

Fırat Kalkanı Harekatı ile başlayan sahadaki askeri gerekliliğin siyaset düzleminde uygulanması gereği bugün her zamankinden daha fazla kendini dayatıyor. Rusya ve İran ile sahadaki eşgüdümün Suriye ile de yapılması zorunlu…

İncirlik Üssünün Rusyanın emrine verilmesi gibi hayal edemeyeceğimiz gelişmeleri konuşurken… Ortadoğu’da Rusya _türkiye ilişkileri iki ülke açısından tahminlerin üstünde bir gelişme seyri yaşarken, Türkiyenin ehr alanda Suriye ile barışı tesis etmesi de ABD’nin Suriy litikalrını boşa çıkaracak en önemli, gelişmelrden biri olacaktır.

KÜRT SORUNU SADECE TÜRKİYENİN DEĞİL BÜTÜN DÜNYANIN YUMUŞAK KARNI…

Burada Türkiye’nin Yumuşak Karnı Kürt sorunu.  Kürdistan coğrafyası genelinde Kürt Halkının geneli Türkiye ile sınırların kaldırılmasını ve hatta bütün Kürtlerin Türkiye’ye bağlanmasını istemektedirler.  Türkiye içinde, Suriye’de, Irak’ta Kürdistan coğrafyasında siyonist israile, ABD’ye ve onaların alan döşedikleri terör ordu ve örgütlerine karşı Türkiyenin yaptığı tüm operasyonlara da Kürt halkı amasız Tüğrkiye’ye destek sunmaya başladı. Fakat yüzyıllık ırkçı-inkarcı gelenekten gelen Türkiye bu desteğin tam hakkını verbilecek bir yetkinlik ve etkinliğe ulaşabilmiş değil. Ve bu dseteğin hakknı veremiyor.

Türkiye uygulamalarıyla deyim  yerindeyse Irkçılık, Kürt düşmanlığı ve korkusu neredeyse rejmin iliklerine dek işlemiş… Örneğin Afrin harketinden sonra Kürtler Türkiyenin davullu zurnalı bir şekilde Kürtçe eğitime Kürt halkının dil, din, kültürüne aidiyetine saygılı bir yapılanmayla Kürtleri kucaklayacağını beklerken… Tam tersi gelişmeler yaşandı. Irkçı-inkarcı eski TC’nin bütün hastalıkları Afrinde en koyu şekliyle sirayet etdi. Kürtçe ad tabelalar söküldü, kaldırıldı. Kürtçe eğitime son verildi. Arapça-Türkçe  insanlık suçu olan asimilasyon Türkiyeden öğretmenlerde götürülerek bütün boyutları ile hayata geçirilmeye asimilasyon daha da ağırlaştırılmaya başlandı.

TC kurulduğunda bu koyu ırkçılığın sadece  israil siyonizmine, abd küresel soykırımcı firmalarının işgal-sömürü amaçlarına  hizmet ettiğini, cia ve mosad projesi olduğunu Fetö teörüyle net olarak ortaya çıkmasına rağmen Türkiye hala ya içine düştüğü hatalardan ders alamıyor, yada bu ırkçı duruşuyla çaktırmadan siyonizme hizmet sunmaktadır. Fetö terörü Türkçe-türki olimpiyatlar vb., Türkçe eğitimle Afrikadan Orta Asyaya dünyaya yayılmıştı. Kulanılan Türkçülük ve ırkçılığın ise net bir şekilde dünya siyonizmine cia-mosada israile hizmet ettiği gün gibi ortaya çıkmıştı.

İşte Türkiye hem kendi içinde, hemde etraf coğrafyada din, dil, mezhep ve ırk üstü yeniden bir siyasal yapılanmaya gitmeyi beceremezse yarın-öbür n Ruslar kendilerininde dünya siyonizmi için kullandıkları bataklığına çekilmeye çalışıdığını analyacak ve bunun fatursaının ne kadar ağır olacağını kimse tahayyül bile edemez… Birbaşka deyişle Kürt halkının dil-din, kültürüne insani haklarına saygı duyulmadan geliştirlen her proje havada kalacağı gibi ilerde de daha büyük yıkım projelerine dönüşüp  bumerang gibi geri döneceklerini Rusyada Türkiyede … kavramak zorundadırlar…

Kürtleri yok sayan, asimilasyon vb. insanlık suçlarını barındıran yaklaşımların çıkacağı tek kapı vardır. Oda eski tc ve fetö olayında görüldüğü dünya siyonizmine hizmettir. Bölge halklarının çöküşüdür. Bu da bölgemizde normalleşme yerine halkların buluşması yerine kaos ve terörü daha da derine çekecektir… Rusya-Amerika vb. ülkeler dünya barışı açısından gerçekçi barış adımları atacaklarsa Kürt sorunun Türkiye-İran-Irak ve Suriye’yi bütünleştiren bir çimento olduğunu görmeliler. Mevcut ülkelerin Kürtlere karşı sürdürkleri ırkçılık ve asimilasyoncu tüm politiklarına set çekmek zorundadırlar. Bir başka deyişle TR, İran, Irak, Suriye ırk, dil,din,i mezhep üstü yeniden bir siyasal yapılanmaya gitmeyi beceremedikleri müdetçe … Hiç birinin geleceği olmayacktır. Siyonist oyun ve planlarla kullanılan çöpe atılan paçavralar olacaklardır… Şu anda TR’de baş gösteren en büyük tehlike fetöcülerin yerini ırkçıların ve atatapıcıların aldığı gerçeği.. Müslüman Türk Halkı, Ak Parti tabanı bu ölümcül tehlikeyi görmese ilerde Türkiye için yapılacak hiçbirşey kalmayacaktır… Yüzyıllardır süren ırkçılık dalgası bu dört ülkeyi de yutacaktır… Özellikle  Ruysyanın Kürt coğrafyasında –Mezopotamyada yukarda vurguladığımız ülkelerin nasıl derinden ırkçı bir siyonizmle kuşatma altına alındığını çözmelidir. Aksine bu derin siyonist plan çözülmese ABD ve İsrail siyonizmi karşısında  Rusya bugün olmasa yarın tarihin en büyük darbelerini almaya mahküm edilmektedir… Dediklerimizi bilimsel anlamda çözecek analiz edecek güce Rus, Çin, Hintli.. halklar fazlasıyla  sahiptirler. Dünya barışı ve insanlığın ve kendi halklarının geleceği adına derslerine daha iyi çalışmalıdırlar. Çünkü günümüzde insanlığın karşı karşıya olduğu sınav var olma –yok olma sınavıdır. Bu sınavın başarısının anahtarı ise Kürt sorununu ve siyonizmi doğru kavramada yatmaktadır…

ABDli israilli siyonistler yarın öbür gün 11 eylül newyork ikiz kule saldırısı gibi bir kumpasla önleyemediğimiz rus füzesi yada çin füzesi bizi vurdu senaryosu ile yada bir virüs saldırısı ile…amerikanın bir şehrini bir şehri bir bölgeyi yada eyaletlerini nükleer silahlarla, biyolojik-genom.. yok edip dünyaya her an saldırya geçebilirler…

Amerika ve İsrailin, dünyanın bu küresel soykırımcılara karşı başarılı olmasının yolu Kürdistana mezopotamyaya nasıl derinden sirayet ettiklerini çözmekle, planlarını boşa çıkarmakla mümkündür. Bu da Kürt sorununu anlam ve kavraa mümkündür…

Sonuç olarak Ortadoğuda ve dünyada taşların yerli yerine oturmasının ana yolu Türkiye-İran-Irak-Suriyenin yeniden ırk-dil-din, mezhep, görüş üstü yeniden siyal bir yapılanmaya gitmelerinde, aralarındaki suni-sahte sınırları kaldırmalrında siyasal-ekonmik birlikteliklerinde yatmaktadır. Bu durumda direkt olarak Kürt sorunu ve Filistin sorunuyla direkt bağlantıldılıdır. Derin siyonist ırkçı kripto yapılanma insani, islami, evrensel hukuk normlarını bertaraf ederek hem Başkan Erdoğanı hemde Rusya Federasyonunu boşa çıkarmaya çalışmaktadır. Kürtlere yakalşımda insani, islami evrensel hukuk normlarının devre dışı bırakılması… Bu ana ölümcül tehlikeler görülmezse kazanımların hiç biri kalıcı olmayacağı gibi geri dönüş sonuçları da  daha yıkcı birer silaha dönüşecek bütün dünyayı daha da kötü vuracaktır…