BEYKOZ AK PARTİ KONGRESİNDE BÖLGEMİZ YİNE ES GEÇİLDİ...
Beykoz Ak Parti 6. Olağan Genel Kurulu AK Parti Genel Başkanı , Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Onbinlerce Beykozlunun Katılımıyla Gerçekleşti.
KONGRE ÖNCESİ BEYKOZ'DA HALKA HİTAP EDEN CUMHURBAŞKANI, "TÜRKİYE ARTIK BİR ZİHNİYET DEĞİŞİMİNİ YAŞIYOR"
Erdoğan kongre öncesinde Beykoz'da halka hitap etti.
"Türkiye artık bir zihniyet değişimini yaşıyor." şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
"Bu zihniyet değişiminde kararı siz vereceksiniz. Bay Kemal CHP'si, onlar zihniyet değişiminden yana değil, hiçbir zaman olmadılar ki yine olmayacaklar. Ama biz artık bu makus talihi değiştireceğiz. İnşallah Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkaracağız."
BEYKOZ AK PARTİ KONGRESİNDE DOĞU GÜNEYDOĞU NÜFUSU-KÜRTLER YİNE ES GEÇİLDİ...
Diğer semtlerdeki kongre yönetimlerini tam bilmemekle birlikte Beykoz'da ki kongreye bölgemiz açısından baktığımızda Serhat Sivil Toplum Örgütlerinin bir yayını olarak Doğu-Güneydoğu Nüfusu Kürtler yine es geçildi. Beykoz'un geçmişte ki kongrelerinde olduğu gibi bu Kongrede de bölgemiz es geçildi, 24 saat sivil toplum ve toplumun içinde olan bir yayın olarak fikrimizi bile sormadılar. Yücel Çelikbilek ve ekibinin bölge nüfusumuza uyguladığı gizli ambargo aynı şekilde devam etdi.
Buradaki kongreye baktığımızda M. Hanifi Dilmaç'ın başkanlığa getirilmesi doğru bir karar ve seçim olurken; toplumsal alan, toplumsal muhalefetin temsilinde ise yine ahbap-çavuş ilişkileri yansıtan bir kongre oldu. Bölgemizden isimler olmasına rağmen, bölgemizi-halkı sivil toplumu temsil eden, halkla iç-içe olan bir tek ismi yönetimde görmedik. Bu yaklaşım Türkiye muhalefet partileri için bulunmaz bir nimet, yerel ve genel seçimlerde Ak Partiyi kötü aşağı çekecek bir yaklaşım olduğunu da şimdiden belirtelim.
KONGREDE YENİ YÖNETİME AŞAĞIDA Kİ İSİMLERDEN OLUŞTU...
Muhammed Hanefi Dilmaç
Av. Ahmet Deliak
Asiye Yasemin Kuvel
Cemile Sucuoğlu
Deniz Soytemiz
Duygu Erol
Ethem Çekiç
Fadime Aydın
Fatih Sağlam
Fatmanur Koparan
Av. Gökhan Kaplan
Hasan Yavuz
Hasan Karakaya
Mehmet Temel
Mesut Deniz
Mete Karabudak
Muhammed Talha Enis
Muhammet Kartal
Murat Yumurtacı
Mustafa Sargın
Şeymanur Ok
Yusuf Avşar
Ümit Kılıç
Yasemin Özen
Zafer Aslan
Yedek Yönetim
Ömer Gökdemir
Cengiz Kasaroğlu
Burhan Çak
Cüneyt Kaya
Ali Okumuş
Kemal Fındıkçı
Sinan Vurgun
Coşkun Coşkun
Umutcan Demirci
Hakan Hacıfeyiz
Ayşenur Altınoklu
Yunus Başer
Neslihan Çolak
İl Delegesi
Mustafa Gürkan
Muhammed Hanefi Dilmaç
Yücel Çelikbilek
Gaye Zayıf
Furkan Çeliker
Ali İbiş
Ahmet Hulusi Batu
Adem Sefer
Salim Kararmaz
Ahmet Kocadağ
Abdurrahman Kılıç
Murat Şahsuvaroğlu
Ömer Ayberk Cengiz
Aygün Karakaş
İl Delege Yedek
Necati Ak
Yalçın Çolak
Hayrettin Mert
Bahattin Keflioğlu
Mustafa Gümüş
İsmail Alataş
Engin Kartal
ERDOĞAN'NIN KONUŞMASINDAN SATIR BAŞLARI...
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti, şimdi metal yorgunluğunu ne yaptı?
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti, şimdi metal yorgunluğunu ne yaptı? Üzerinden attı. Şimdi, gençler, metal yorgunluğu gitti, yeni bir diriliş hareketi başladı." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Beykoz 6. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, kurulduğu günden bu yana Beykoz İlçe Teşkilatı'nda görev almış, Türkiye'nin istikbali, milletin barış, huzur ve esenliği için ter dökmüş herkesi tebrik etti.
Teşkilatın bütün mensuplarına, gençlik kollarından kadın kollarına dek 16 yıldır "AK davaya", "AK sevdaya" hizmet edenlere şükranlarını sunduğunu aktaran Erdoğan, ahirete irtihal edenlere Allah'tan rahmet diledi. Vefat eden Yusuf Dalgıç'ı da anarak Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, geride kalan ailesine de şükranlarını sunduğunu belirtti. Bugün görevi devreden teşkilat mensuplarına da teşekkür eden Erdoğan, yeni sorumluluk üstlenenlere başarılar diledi.
Salondaki gençlerin tezahüratları üzerine Erdoğan, Arif Nihat Asya'nın Fetih Marşı şiirinden, "Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan!/Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan/Elde sensin, dilde sen; gönüldesin, baştasın/Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın" dizelerini okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah Afrin'de Mehmedimiz destan yazdı. Fırat Kalkanı Harekatı'nda destan yazdı. Allah'ın izniyle bundan sonra da yazacak." ifadelerini kullandı.
Kadınlara da seslenen Erdoğan, "Ben şu anda karşımda Nene Hatunları görüyorum. Karşımda Şerife Bacıları görüyorum. İnşallah tüm hanım kardeşlerim, önümüzdeki yerel seçimlerde inanıyorum ki kapı kapı dolaşmak suretiyle, bütün hanım kardeşlerimize ulaşmak suretiyle bana 94 seçimlerini hatırlatacaklar. Şöyle birer kahve... 40 gram. O ne demek biliyor musunuz? Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır. Bunu söyleyeceğiz ve yola öyle devam edeceğiz." dedi.
Beykoz'un her zaman AK Parti'nin kalelerinden olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Mahalli idarelerden milletvekilliğine, halk oylamasından cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar son 16 yılda girdiğimiz tüm seçimlerde Beykoz, daima yanımızda yer aldı. 16 Nisan Halk Oylaması'nda da Beykoz, yüzde 53'le ülke ortalamasının üzerinde bir oranla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne 'evet' dedi. Ahde vefalarından dolayı Beykozlu kardeşlerime teşekkür ediyorum. Sizler, 16 Nisan'daki bu asil duruşunuzla demokrasimize güç kattınız, bürokratik vesayete ağır bir darbe indirdiniz. Sizler, ülkemizin geleceğine çok güçlü bir şekilde sahip çıktınız. İnşallah 2019'daki seçimlerde Beykoz'dan yine zafer bekliyoruz."
Salonda bulunanlara "Bu zafere hazır mıyız?" diye soran ve "Evet" cevabını alan Erdoğan, "Beykoz'un fedakar insanlarından şöyle düşmana korku, dosta inşirah olacak tarihi bir sonuç bekliyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadın ve gençlik kolları ile ana kademedeki gençlerden kapı kapı dolaşmaya hazır olmalarını istedi.
"Bu nesil seninle gurur duyuyor." tezahüratları üzerine Erdoğan, "Bizim nesil eli satırlı nesil değil. Bizim bu nesil elinde bilgisayarıyla, bilgisayarın tuşlarına ve kalbe dokunan nesildir. Farkı bu." karşılığını verdi.
Tezahüratların coşkulu şekilde sürmesi üzerine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu kutlu davanın mensuplarına işte böyle bir aşk ve coşku yakışır. Kardeşlerim; AK Parti olarak kongre maratonumuzun artık sonuna yaklaşıyoruz. İlçe kongrelerimizi tamamladıktan sonra inşallah 6 Mayıs'ta İstanbul kongremizi yapıyoruz. Biraz sonra Üsküdar'da son ilçe kongremizi yapıyoruz. Ardından da süratle büyük kongremizin hazırlıklarına başlayacağız. Bugüne kadar gittiğimiz tüm şehirlerimizde şu salondaki manzaraya hep şahit olduk. Hamdolsun kongrelerimizi tam bir muhabbet ikliminde, günden güne büyüyen, çoğalan bir sevda ikliminde gerçekleştirdik. Trabzon'dan Batman'a, Çorum'dan Sivas'a, Diyarbakır'dan Hatay'a, Aydın'a kadar ülkemizin her bir köşesinde kavga, gürültü, hakaret değil sadece dayanışma gördük. Kardeşlik, uhuvvet gördük. Kongrelerimizi derme çatma düğün salonlarında, 200-300 kişilik konferans salonlarında değil AK Parti'ye gönül vermiş, on binlerce kardeşimin katıldığı büyük spor salonlarında ve salonun dışında da adeta mitinglerle yaptık. Bu bir şeyi gösteriyor. Nedir o? Salonlara sığmıyoruz, inşallah gönüllere sığacağız."
"Fesat, fitne, fücur, bunları ayaklarımızın altına alıyoruz"
Erdoğan, sokaklara, caddelere taşan çok büyük coşku seliyle kongreleri gerçekleştirdiklerini belirterek, "Her gittiğimiz yerde şu gerçeğe defalarca şahit olduk. Milletimiz halen istikbalini AK Parti'de, AK kadroda görüyor. AK Parti, şimdi metal yorgunluğunu ne yaptı? Üzerinden attı. Şimdi, gençler, metal yorgunluğu gitti, yeni bir diriliş hareketi başladı. Buna ne diyorum? Bu bir diriliş müjdesidir diyorum. Her geçen gün daha da büyüyor, daha da güçleniyoruz." diye konuştu.
Allah'tan ramazan ayına ve Ramazan Bayramı'na kavuşturmasını, birlik ve beraberliklerini daim kılmasını dileyen Erdoğan, "Fesat, fitne, fücur, bunları ayaklarımızın altına alıyoruz. Birbirimizi Allah için seviyoruz. Dargınlık, kırgınlık, olmayacak. Bu bizim kitabımızda yok. Kitab-ı Furkan'da yok ve biz bunu yakalayacağız. Gençler, özellikle size sesleniyorum: Dargınlık, kırgınlık, fitne, fesat bunlar Feto Terör Örgütü'nün aramıza soktuğu virüslerdir. Bunlardan kurtulacağız ve birbirimizi Yaradan'dan ötürü seveceğiz ve yolculuğumuzu böyle devam ettireceğiz." dedi.
CUMHURBAŞKANI BEYKOZ AK PARTİ KONGRESİNDE KONUŞTU....
… en kalbi duygularla selamlarımı, şükranlarımı yolluyorum.
Maşallah, dışarıda da bu salonun iki misli kadar Beykozlu kardeşlerim vardı. Tabi onları selamlamadan salona girmek doğru olmazdı, o kardeşlerimle de selamlaştık, şimdi sizinle beraberiz.
Kurulduğu günden beri Beykoz İlçe Teşkilatımız altında görev almış, Türkiye’nin istikbali, milletimizin barış, huzur ve esenliği için ter dökmüş tüm kardeşlerimi gönülden tebrik ediyorum.
Teşkilatımızın bütün mensuplarına, İlçe Başkanlığımızdan ve başkanlarımızdan sandık müşahitlerine, Gençlik Kollarımızdan Kadın Kollarımıza kadar 16 yıldır AK davaya, AK sevdaya hizmet eden bütün yol arkadaşlarıma, gönüldaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Teşkilatımızda görev yapmış olup da ahirete irtihal etmiş kardeşlerimizi bir kez daha minnetle yad ediyor, kendilerine Mevla’dan rahmet diliyorum.
Tabi … gerçekten uzun yıllar beraber olduğumuz Yusuf Dalgıç ağabeyimizi unutmam mümkün değil, Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun inşallah. Geride kalan ailesine de özellikle tekrar kalbi şükranlarımı buradan yolluyorum.
Bugün görevi devreden Teşkilat mensuplarımıza ülkem ve partim adına teşekkürlerimi sunuyorum. Yeni sorumluluk üstlenen kardeşlerime de Allah’tan başarılar niyaz ediyorum.
Beykoz, önce ben yola bir çıkayım, ondan sonra size de gelin diyeyim, beraber gidelim, öyle olacak.
“Yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan,
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan.
Elde sensin, dilde sen, gönüldesin, baştasın,
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.”
İnşallah Afrin’de Mehmet’imiz destan yazdı, Fırat Kalkanı Harekatında destan yazdı, Allah’ın izniyle bundan sonra da yazacak.
Evet, ben şu anda karşımda Nene Hatun’ları görüyorum, karşımda Şerife Bacı’ları görüyorum. İnşallah tüm hanım kardeşlerim önümüzdeki yerel seçimlerde inanıyorum ki kapı-kapı dolaşmak suretiyle bütün hanım kardeşlerimize ulaşmak suretiyle bana 94 seçimlerini hatırlatacaklar. Şöyle birer kahve 40 gram; o ne demek biliyor musun? Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır, bunu söyleyeceğiz ve yola öyle devam edeceğiz.
Beykoz hep AK Partinin kalelerinden biri olmuş bir ilçemizdir. Mahalli idarelerden milletvekilliğine, halkoylamasından Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar son 16 yılda girdiğimiz tüm seçimlerde Beykoz daima yanımızda yer aldı. 16 Nisan halkoylamasından da Beykoz yüzde 53 ile ülke ortalamasının üzerinde bir oranla cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine evet dedi. Ahde vefalarından dolayı Beykozlu kardeşlerime teşekkür ediyorum. Sizler 16 Nisan’daki bu asil duruşunuzla demokrasimize güç kattınız, bürokratik vesayete ağır bir darbe indirdiniz. Sizler ülkemizin geleceğine çok güçlü bir şekilde sahip çıktınız. İnşallah 2019’daki seçimlerde Beykoz’dan yine zafer bekliyoruz. Bu zafere hazır mıyız? Beykoz’un fedakar insanlarından şöyle düşmana korku, dosta inşirah olacak tarihi bir sonuç bekliyoruz.
Şimdi buradan siz dava arkadaşlarıma sesleniyorum, şöyle ana kademeyi bir göreyim, ana kademe bir ayağa kalksın bakalım. Ana kademe, 2019’a kadar kapı-kapı dolaşmaya hazır mıyız? Bu ses pek hazır sesi değil. Kapı-kapı dolaşmaya hazır mıyız? Şimdi oldu.
Kadın Kolları… Bak Kadın Kolları ana kademeden iyi değil mi? Kadın Kolları, 2019’a kadar AK Partiyi tüm hanım kardeşlerimizin kalbine ilmik ilmik dokumaya var mıyız? Kahvelerle beraber. 94 yerel seçimlerinde her eve gittiniz, kahveler dağıttınız, 40 yıl hatırı vardır dediniz.
Sağ olun, Allah yar, yardımcınız olsun.
Şimdi gelelim Gençlik Kollarına; gençler 2019’a kadar liselerden üniversitelere, tüm üniversitelerde okuyan kardeşlerimize şöyle onları kucaklamaya hazır mıyız? Uzaklaştırmayacağız, kucaklayacağız, hepsini yanımıza çekeceğiz, tamam. Buna var mıyız? Maşallah.
Evet, bizim nesil biliyorsunuz eli satırlı nesil değil, bizim bu nesil elinde bilgisayarıyla, evet bilgisayarın tuşlarına ve kalbe dokunan nesildir, farkı bu.
Beykoz’u İstanbul genelinde birinci yapıyor muyuz? Yapıyor muyuz? Maşallah. Sizlere de ancak böylesi yakışır. Bu kutlu davanın mensuplarına işte böyle bir aşk ve coşku yakışır.
Kardeşlerim; AK Parti olarak kongre maratonumuzun artık sonuna yaklaşıyoruz. İlçe kongrelerimizi tamamladıktan sonra inşallah 6 Mayıs’ta İstanbul Kongremizi yapıyoruz. Biraz sonra Üsküdar’da son ilçe kongremizi yapıyoruz, ardından da süratle büyük kongremizin hazırlıklarına başlayacağız.
Bugüne kadar gittiğimiz tüm şehirlerimizde şu salondaki manzaraya hep şahit olduk. Değerli kardeşlerim; hamdolsun kongrelerimizi tam bir muhabbet ikliminde günden güne büyüyen, çoğalan bir sevda ikliminde gerçekleştirdik. Trabzon’dan Batman’a, Çorum’dan Sivas’a, Diyarbakır’dan Hatay’a, Aydın’a kadar ülkemizin her bir köşesinde kavga, gürültü, hakaret değil, sadece dayanışma gördük, kardeşlik, uhuvvet gördük. Kongrelerimizi derme çatma düğün salonlarında, 200-300 kişilik konferans salonlarında değil, AK Partiye gönül vermiş onbinlerce kardeşimin katıldığı büyük spor salonlarında ve salonun dışında da adeta mitinglerle yaptık.
Bu bir şeyi gösteriyor, nedir o? Salonlara sığmıyoruz, inşallah gönüllere sığacağız. Sokaklara, caddelere taşan çok büyük bir coşku seliyle kongrelerimizi yaptı. Her gittiğimiz yerde şu gerçeğe defalarca şahit olduk: Milletimiz halen istikbalini AK Partide, AK kadroda görüyor. AK Parti şimdi metal yorgunluğunu ne yaptı? Üzerinden attı. Şimdi gençler, metal yorgunluğu gitti, yeni bir diriliş hareketi başladı. Buna ne diyorum? Bu bir diriliş müjdesidir diyorum, her geçen gün daha da büyüyor, daha da güçleniyoruz.
Şimdi güzel de bir tevafuk oldu, Recep ayındayız, geliyor Şaban, arkadan Ramazan elhamdülillah. Rabbim bizi inşallah Ramazan’a ve Ramazan’la birlikte de mübarek Ramazan Bayramına kavuştursun. Ve inşallah birliğimizi, beraberliğimizi daim kılsın. Fesat, fitne, fücur, bunları ayaklarımızın altına alıyoruz, öyle mi? Birbirimizi Allah için seviyoruz. Dargınlık, kırgınlık olmayacak, bu bizim kitabımızda yok, Kitabı Furkan’da yok ve biz bunu yakalayacağız.
Gençler, özelikle size sesleniyorum, dargınlık, kırgınlık, fitne, fesat, bunlar FETÖ terör örgütünün aramıza soktuğu virüslerdir, bunlardan kurtulacağız ve birbirimizi Yaratan’dan ötürü seveceğiz ve yolculuğumuzu böyle devam ettireceğiz.
AK Parti büyüdükçe unutmayın ülkemiz de büyüyor, AK Parti güçlendikçe Türkiye de, Türk milleti de güçleniyor. Türkiye’nin bu kutlu yolculuğunu engellenme çalışmalarını, onların namlularını partimize de çevirmelerinin sebebi işte budur.
Önce bir defa Beykoz’u şöyle amatör kümeden bir yukarı çıkartın, öyle değil mi? Şimdi nerede, amatör kümede galiba, öyle mi? Neyse hatır kırmayalım, gençlerin hatırını kırmayalım.
Cumhuriyet mitinglerinden parti kapatma davasına, Gezi Olaylarından 17-25 Aralık’a, çukur eylemlerinden 15 Temmuz’a kadar hedefe demokrasimizle beraber AK Partinin de yerleştirilmesinin yegane nedeni budur. Bugün AK Parti milletimizle beraber milyonlarca kardeşimizin de umudu, sığınağı, gözbebeği olmuştur. Eğer yüzmilyonlar AK Partiyle yürüyorsa, bunun tek sebebi var, seviyorlar, bu hareketi seviyorlar. Bugün hanım kardeşlerim, AK Partinin kaderiyle ülkemizin kaderi tıpkı bir halat gibi örülmüş, etle tırnak gibi birbirine geçmiştir.
AK Parti geldiği nokta itibarıyla, Rabbime hamdolsun, Türkiye’de istikrarın, demokrasinin, toplumsal barış ve huzurun dinamosu olmuştur. Bunun için hepimizin çok dikkatli olması, uyanık olması gerekiyor. Önümüzdeki süreçte tüm teşkilat mensuplarımızın azami teyakkuz halinde bulunmaları önem arz ediyor. Zira her seçimde olduğu gibi, 2019 öncesinde de partimizin birlik ve beraberliğini örselemeye, gücünü azaltmaya, konsantrasyonunu bozmaya yönelik teşebbüslerin olması kaçınılmazdır. Özellikle kendi hastalıklarını, kendi kısır tartışmalarını bize sirayet ettirmek isteyenler muhakkak çıkacaktır.
Kardeşlerim: ne yazık ki denetimsiz ve alabildiğine serbest bir alan olan sosyal medya, son yıllarda bu tür operasyonların ana mecra haline gelmiştir. Nitekim Gezi Olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimlerinde FETÖ bu alanı pervasızsa, hoyratça, namertçe kullanmaktan çekinmemiştir. Haftalar, aylar boyunca şişirilmiş hesaplar, sahte karakterler üzerinden itibar suikastları düzenlemiş, yalan ve iftira üstümüze boca edilmiştir. Milli ve yeril tavır sergileyen kim varsa, FETÖ’nün tetikçilerinin hedefi olmuştur. Ana Muhalefet Partisi ve başındaki zat da meclis kürsülerini FETÖ’ye kiralayarak bu kalleş saldırılara kol-kanat germiştir. Hiç utanmadan, arlanmadan, zerrece yüzleri kızarmadan haftalarca FETÖ’nün linç kampanyasına destek oldular. Ana Muhalefet ortalığa boca edilen iftira ve montajlardan nemalanmaya çalışırken, biz bu ahlaksızlığa prim vermedik, FETÖ’nün sosyal medya terörizmine asla boğun eğmedik. Hayata geçirdiğimiz hukuki ve idari tedbirlerle FETÖ’nün linç ve karalama furyasının önünü kesmeyi başardık. Elbette bu süreçte hem içeriden, hem de dışarıdan çok ciddi eleştiriler de aldık.
Gençler, birileri çıktı, bizi demokrasiyi bilmemekle, özgürlüklere riayet etmemekle suçladı, başka birileri de mağdurların feryatlarına kulak asmadan yapılan linç girişimlerini haklı göstermenin, sosyal medya şirketlerini aklamanın peşine düştü. Hatta o dönem Anayasa Mahkememiz baskılara boğun eğerek vicdanları yaralayan bazı kararlara imza attı. Oysa meselenin ne demokrasiyle, ne özgürlüklerle, ne de hak ve hukukla hiçbir alakası yoktu. Bilakis onca kalleş saldırının yegane hedefi demokrasimizdi, özgürlüklerimizdi, bizi biz yapan köklü değerlerdi. Bugün şöyle geriye baktığımızda o zamanki tavrımızın ne kadar doğru, ne kadar yerinde olduğu çok daha iyi anlaşılıyor. Özellikle son günlerde bir küresel sosyal medya şirketinin usulsüzlükleri üzerinden yapılan tartışmalar bizim haklılığımızı ortaya çıkıyor.
Bizim o günlerde demokrasimizi sosyal medya teröründen korumak için aldığımız tedbirler, bugün Amerika’da, Avrupa’da, çok daha ileri seviyelerde gündeme geliyor. O zaman bizi antidemokratik olmakla suçlayanlar, bugün sosyal medya şirketlerinin sorumsuzluğu, hak ve hukuk tanımazlığı karşısında feveran ediyorlar.
Değerli kardeşlerim; her zaman ifade ettiğim gibi, yalanların panzehri hakikatlerdir. Şahsımız, partimiz ve ülkemizle ilgili yürütülen tüm operasyonlara verilecek cevabımız, sadece hakikatlere sarılmak, hakikatleri anlatmaktır. Atalarımız ne diyor? Sen doğru ol, kem belasını bulur. Bugün de, yarın da, 2019 seçimleri öncesinde de takip edilecek yol budur.
İftira simsarlarına prim vermeden ahlakımızdan, edebimizden, bizi biz yapar kadim hasretlerimizden bir bilim dahi sapmadan daha çok çalışarak, mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor. Mücadelemizi kırarak, dökerek değil, vatandaşımızın halini, hatırını sorarak, onun acısını, sevincini paylaşarak, derde düştüğünde imdadına koşarak yürüteceğiz.
Şu gerçeği aklımızdan bir an olsun çıkarmayacağız: Biz bugünlere medya operasyonlarıyla değil, manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. Biz bu günlere vesayet odaklarının desteğiyle değil, milletimizin hayallerini gerçeğe dönüştürerek geldik.
Biz AK Parti olarak, AK Parti teşkilatı olarak, kardeşliği büyüterek, dayanışmayı, paylaşmayı yücelterek hamdolsun bugünlere kavuştuk. Bundan sonra da yine bir olacağız. Beraber olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.
Enerjimizi iç tartışmalarla boşa harcamak yerine, ülkemize ve milletimize hizmet için sarf etmeyi sürdüreceğiz. Özellikle 15 yılda İstanbul’a ve Beykoz’a kazandırdıklarımızı insanımıza çok iyi anlatacağız, neler yaptık bunları anlatacağız. AK Partinin verdiği sözlerin teminatı 15 senedir hayata geçirdikleridir. Bizim en büyük referansımız, ilçemizin ve İstanbul’umuzun her bir köşesinde eserlerimiz, projelerimiz, icraatlarımızdır. Son 15 yılda İstanbul’a yaptığımız yatırımların en yakın şahidi milletimiz, sizsiniz.
Şimdi soruyorum, kardeşlerim, dünya çapında ses getiren Marmaray’ı acaba halkımıza tam manasıyla anlattık mı? Anlatmadık galiba, hiç ses çıkmadı. Anlattık mı? Şöyle bir sorayım bakayım, Marmaray’a binenler bir elini kaldırsın; maşallah herkes binmiş ya, binmeyen yok.
Peki, Avrasya Tünelini kullananların da bir göreyim bakayım elini; kullanmayanlar var.
Ne diyorum ben hep, benim dedem Fatih Sultan Mehmet Han karadan kadırgaları yürüttü mü? Biz dedik ki, bize de denizin altından Marmaray’ı yapmak yakışır, biz de denizin altından Marmaray’ı yaptık. Ama dedik bu yetmez, bir de ne yapalım? Denizin altından Asya’dan Avrupa’ya, Avrupa’dan Asya’ya otomobilleri de geçirelim. Bunu da yaptık mı? Bunu da yaptık.
Dedik ki, bu da yetmez, şimdi 15 Temmuz Şehitler Köprümüz var, Fatih Sultan Köprüsü var, ama ağır vasıtalar sıkıntı vermeye başladı, nerede? Fatih Sultan’da. Dedik ki, biz buraya bir köprü daha yapalım ki bu köprüden sadece ağır vasıtalar geçsin. Ne yaptık? Yavuz Sultan Selim Köprüsünü yaptık.
Ama dedik ki, biz bir adım daha atmamız lazım, nedir o? İstanbul’u İzmir’e bağlıyoruz, İstanbul’u İzmir’e bağlarken Kocaeli geçişini bir köprü de oraya yapalım, aynı zamanda İstanbul-Bursa arasını da 1 saat 15 dakikaya indirelim. Osman Gazi’yi yaptık mı?
Burada bir incelik yatıyor; Osmanlı’nın kurucu, bir diğer tarafta Fatih, bir diğer tarafta da ben Hakim-ül Harameyn değilim, Hadim-ül Harameynim diyen Yavuz Sultan Selim var, hepsi arka arkaya geldi.
Ve şimdi inşallah İstanbul-İzmir arası öyle hızla gidiyor ki, 3,5 saatte filan nereye varacağız? İstanbul’dan İzmir’e varacağız. Olay bu ve attığımız adımlar hızla devam ediyor.
Eğitimden sağlığa her alanda İstanbul’u tarihi yatırımlarla buluşturduk. Bu süreçte elbette Beykoz nasibini aldı. Eğitimde açtığımız okullarla, inşa ettiğimiz yeni dersliklerle ilçemizin eğitim altyapısını güçlendirdik. Kaderine terk edilmiş, yıkılmanın eşiğine gelmiş tarihi eserlerimizi yeniden ayağa kaldırdık. Geçen günü Beykoz’aydım, Abraham Paşa Çiftliğine geldim, son durumu bir göreyim dedim. Abraham Paşa Çiftliğimizi inşallah hizmete açıyoruz. Ama bak onun yanında da Türk-Alman Üniversitesini yapıyoruz, o da bitmek üzere. Bütün bunlarla inşallah güzel gelişmeler var. Tabi burası Paşabahçe, Şişe Cam’la nam saldığı için, inşallah Abraham Paşa Çiftliğinde hem bir cam müzesini orada yapacağız, ama aynı zamanda cam müzesiyle beraber orada bütün bu cam mamulleri nasıl üretiliyor, bunları da orada ustalar gelen turistlere gösterecekler, gerek yerli, gerek yabancı turistlere. Mesele mesafe almak, yeni yeni adımlar atmak.
İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy Şiir Evinin, Şeyh Ethem Sırrı Efendi Tekkesi Kültür Evi’nin, İncirköy Mahallesi Su Nazırı Sokağı’nın restorasyonlarını tamamlayarak Beykozlu kardeşlerimizin hizmetine sunduk.
Beykoz Belediyesi Meclis binasının, Soğuksu Gençlik Merkezi, Kanuni Ormanı Nikah Salonunun yapımları sürüyor.
Aynı şekilde İstanbulluların tabiatla buluştuğu Riva Deresi ve çevresini yepyeni bir çehreye kavuşturuyoruz. Kanal Riva projesiyle mevcut dereyi ıslah ederek Beykozlu kardeşlerimin güzelce vakit geçirdiği, spor, dinlenme, bisiklet ve yürüyüş aktivitelerini rahatça yaptığı bir turizm kompleksi yapacağız. Projenin tam olarak hayata geçmesiyle yaklaşık 5 bin kişiye iş ve istihdam sağlayacağız. Beykoz’da bunun gibi prestij projelerini hayata geçirmeye devam edeceğiz.
İnşallah Küçüksu Kasrı, onun önünde ne vardı? Eskiden Mısır kazanları vardı, orada biz mısır yemeye gelirdik ya, ey gidi günler ey. Nereden? Kasımpaşa'dan. Beykoz çayırına gelirdik, orada da vardı, orada da yerdik. Ama Küçüksu, orası, bunlar adeta cazibe merkezleri.
Sağ olun, var olun. AK gençler, AK kadınlar çok cevval.
15 yıllık hizmet ve yatırım kervanın akmasına, sendelemesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bunun için şimdiden bismillah diyor, 2019 seferimizi başlatıyoruz. Bu yolculukta ben Beykoz Teşkilatımızdan çok büyük gayret istiyorum.
Şimdi soruyorum, değerli kardeşlerim, bizim Rabia’mızı biliyorsunuz değil mi? Çok yoruldunuz, kalkın bakalım. Gençler, hazır mısınız?
Tek millet… Tek bayrak… Tek vatan… Tek devlet…
Tek millet 81 milyonla, ayrım yok, çünkü biz yaratılanı Yaratan’dan ötürü sevdik, ayırmayacağız.
Bir olacağız… İri olacağız… Diri olacağız… Kardeş olacağız… Hep birlikte Türkiye olacağız… Bu yola böyle devam edeceğiz.
Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, kongremizde yeni görev alacak kardeşlerime Rabbimden başarılar diliyorum. Bu yarışta bayrağı devredecek kardeşlerime bugüne kadarki hizmetleri sebebiyle çok ama çok teşekkür ediyorum.
Sağ olun, var olun, Allah yar, yardımcımız olsun.