Ardahan Üniversitesi’nde Ermeni Sorunu Konferansı
Son günlerde uluslar arası alanda yer edinmeye başlayan 1915 olaylarına ilişkin Ardahan Üniversitesi’nde ‘Osmanlı Tarihi Bağlamında Ermeni Sorunu’ isimli bir konferans düzenlendi. Yrd. Doç. Dr. Levent Küçük tarafından verilen konferans 24 nisan 2015 tarihi Cuma günü İBEF Kırmızı Salon’da gerçekleştirildi. saat 14.00’dan itibaren başlayan konferansa ARÜ öğretim üyeleri Prof. Dr. Roin Kavrelişvili, Prof. Dr. Suleyman Turduyevic Kayıpov, Yrd. Doç. Dr. Suat Vural, Yrd. Doç. Dr. Mayrambek Orozobayev, çok sayıda akademik ve idari personel ile öğrenci katıldı.
Küçük; “ Ermeniler 11. Yüzyıldan İtibaren Bölgeyi Kendi İstekleri ile Terk Etmeye Başlamışlardır”
Yrd. Doç. Dr. Levent Küçük konuşmasına, Ermeni sorununa nesnel bir şekilde ışık tutmayı amaçladığını belirterek başladı. Ermeni sorununa iki açıdan bakılması gerektiğini belirten Küçük, dış açının büyük devletlerin Türkiye’yi zayıflatarak ekonomik açıdan sömürgeleştirmeyi amaçladıklarını ifade etti. meselenin iç açısını ise Küçük, Ermeni burjuvazisinin sorunu kendi çıkarları doğrultusunda kullanması olduğuna dikkat çekti. Uzun yıllar Ermenilerin Güney Doğu Anadolu bölgesinde yaşadıklarını belirten Küçük sözlerine şöyle devam etti; “ Ermeniler 11. yüzyıldan itibaren bu bölgeyi terk etmeye başlıyorlar. Yani anlatıldığı gibi, Türklere ya da bölgedeki Müslüman devletlere yafta olarak yapıştırıldığı gibi 19. yüzyılda Türklerin bir deformasyon hareketi ile atılmadılar. 11. Yüzyıldan itibaren bölgedeki varlıklarını kendi istekleri ile ve ya bir takım coğrafyanın ekonomik ve sosyal problemleri yüzünden terk etmeye başladılar.” Küçük konuşmasının devamında ise Ermeniler’in bölgeyi terk etme nedenleri arasında ekonomik nedenler ve iklim koşulları olduğunu ifade etti.
Küçük konuşmasına elde ettiği sayısal veriler üzerinden devam etti. Bitlis ve Van bölgelerinde batılı araştırmacıların yaptığı araştırmalardan veriler sunan Küçük sözlerine şöyle devam etti; “ Türkler’in ya da Müslüman olan devletlerin değil, batılı araştırmacıların yaptıkları bir takım araştırmalar da Bitlis’in Hıristiyan ve Müslüman nüfus dengesinde Bitlis nüfusunun % 27’si Ermeni olarak hesaplanmış. Van nüfusunun % 25 ‘i hesaplanmış. Bu nüfuslar yine karşılarındaki Müslüman kitleyi ise ayrıştırarak, bölüştürerek sanki orası kozmopolit bir yapı, daha çok Müslümanlar’ın azınlık olarak bulunduğu ama gayrimüslim unsurların işte Kerdanilerin, Dasturilerin bile bu coğrafya da Türkler’den daha fazla olduğu tezine inandırılmaya çalışıldığı bir dönem oluyor. Batılı araştırmacılar bu nüfus dengelerini bu şekilde oynayarak, üzerlerinde bir takım kelime oyunları yaparak bölgede ki Ermeni nüfus varlığını yüksek gösterme gayreti içerisindedirler.” Ayrıca Küçük, Osmanlı sınırları içerisinde hiçbir zaman Müslüman nüfusun gayrimüslim nüfustan az olduğu bir bölgenin olmadığını ifade etti.
Batılı devletlerin siyasi çıkarları doğrultusunda Ermeni meselesini kullandığına dikkat çeken Küçük, önceki yıllarda Ermeni soykırımı yoktur şeklinde açıklama yapan siyasetçilerin daha sonra tam tersi şeklinde açıklama yapabildiklerine dikkat çekti. Küçük sözlerinin devamında, 1. Dünya Savaşı sırasında Almanya’nın doğu cephesini rahatlatmak için Osmanlı Devleti’nden Ermenileri techire zorlamasını istediğini, günümüzde ise soykırım ifadesini kullanarak Türkiye’yi zor duruma sokmaya çalıştığını belirtti.
Osmanlı Devleti’nde Ermeni bakanların, devlet adamlarının görev aldığına dikkat çeken Küçük, 1915 olayları sırasında uygulamada hata yapan yerel görevlilerin, techir sırasında insanların ölmesine neden olan kişilerin ise bizzat Osmanlı Devleti tarafından yargılanarak cezalandırıldığını belirtti. Soru-cevap kısmının ardından konferans tamamlandı.