TÜRKİYE ENERJİ DEVİ OLURKEN MUAHALEFET KRİZ TELALLI DEVİ OLUYOR...
Türkiye ile oynamak isteyen güçler sürekli kriz tellalığı yaparken, Türkiye giderek enerji devi oluyor. NATO'nun Ukrayna krizi ve savaşıyla Rusya'yı ablukaya alarak vurmaya çalışması, Rusya'nın Ukrayna'yı gözden çıkarmasına neden oldu. Benzer senaryolarla kuşatılan Türkiye ve Rusya son yüzyıllarda aldıkları benzer darbeler nedeniyle (Osmanlı ve Çarlığın yıkılarak parça parça edilmeleri) kaderleri onları stratejik ortak yaptı. (Bu stratejik ortaklığı T.C tarihinde rahmetli Adnan Menderes hayata geçirmeye çalışmış fakat hayatı ile ödemişti.)
Rusya'ya sınır Avrupa birliği ülkelerinde Rusya ile ekonomik ilişkilerde AB yaptırımlarıyla karşılaşma ihtimaline karşı Rusya stratejik bir hamle yaparak gaz ve Petrolunu Türkiye üzerinden dünyaya pazarlama kararı aldı. Ve bu anlamda anlaşmalar yapıldı.
Bunun yanında Azerbaycan ve Gürcistan'da dünyaya enerji anlamında açılma koridoru olarak stratejik konumu nedeniyle Türkiye'yi seçtiler. Botaş'ın ortak olduğu Tanap projesinin temelleri atıldı. Gerekli anlaşmalar yapıldı.
Birileri kriz tellallığını yaparken Türkiye dünya enerji koridorunun dağıtıldığı, kesiştiği kilit ülke oldu. Stratejik ve ekonomik gücüne güç kattı. Süpergüç olma yolunda çok önemli adımlar atmaya başladı.
Türkiye'nin ekonomik anlamda bu stratejik yapılanmayla ortaya çıkması, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel anlamda da büyük gelişmelere neden olmaya başladı.
Bu stratejik gelişmeler 400-500 yıldır Kafkaslardan Avrupa'nın doğu sınırlarına kadar uzanan devasa coğrafyada yaşayan halklar için de Türkiye'yi çekim merkezi haline getirdi. Yüzyıllardır hücrelerine kadar bölünen, ayrıştırılıp çatıştırılan halklar özellikle Kürtlerin yüzyıldır kesintisiz verdikleri mücadelenin de etkisiyle ilk defa bütünleşmenin gücünü görmeye başladılar.
Türkiye yeni Türkiye olarak yeniden şekillenirken başkanlık sisteminin hayata geçmesiyle yakın bir gelecekte Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan gibi ülkeler birer eyalet olarak Türkiye ile bütünleşme aşamasına geçecekler. Bir başka deyişle Türkiye'nin kapsayıcı gücü Çinin sınırlarından Rusya sınırlarına, Buradan Avrupa ve Kudüs'e, oradan Afrika'nın derinliklerine uzanma noktasına doğru evrilmeye Türkiye tarihi mirasına ve misyonuna sahip çıkmaya başladı.
Türkiye'de bu stratejik gelişmeler yaşanırken, en azından muhalefetin Tanap Projesi nedeniyle hükümeti tebrik etmesini bekledik. Fakat muhalefet burada hükümeti, devleti tebrik etmeyi bırakın kriz ve Ak Parti'yi zayıflatma üzerinden siyaset yapmaya devam ediyor. Buda muhalefete oy veren aklı selim tüm vatandaşları çileden çıkarıyor. Muhalefetin durumu bu stratejik gelişmeler karşısında da tam bir komediyi andırıyor. Muhalefet, kendi ülkelerinin gelişmesinden rahatsızlık duyan bir yapılanmaya kayarak, katil baronların maşası paralel yapının maşalığına soyunarak maşanın maşası olmaya doğru hızla yol almaya başladı.
Bu gidişle Türkiye Muhalefetinin Türkiye'yi kavraması ve anlamsı bir yüzyıl sürebilir. Çünkü başka bir boyutta yaşıyorlar. Pek azına dokunduğumuz (ayrıca Bkz... http://www.dkmhaber.com//kose-yazisi/9004/kuresel-savasin-merkezi-turkiyede-muhalefetin-komik-pozisyonu.html) gelişmelere baktığımızda Ak Parti rakipsiz ve muhalefetsiz olarak Türkiye'yi daha uzun yıllar tek başına idare edecek tek siyasal hareket olarak karşımızda durmaktadır.
Su uyur düşman uymaz gerçeğinden hareketle Türkiye'nin bu gelişmesini nasıl durdurabiliriz kumpasları binbir oyun, senaryo oynanmaya bakılacaktır. Türkiye halkının her zamankinden daha çok uyanık olması gerektiği bir zaman dilimine de girmiş bulunmaktayız.
Eskiden Kürtleri çökertmek için devletler-uyduruk diktatör devletler Kürtlere saldırı üstüne saldırı geliştirirken; ajanlar bir o aşiretten bir o aşiretten birini vurarak kan davalarıyla Kürtleri boğuyor, nefes alamaz hale getiriyorlardı. Türkiye'yi yıkma, kontrolde tutmak içinde bir sağcı bir solcu vuruyorlardı. Şimdi bu ihanetçi güçlerin elinde birçok silah bitti. Borsa ile, kur ile oynama, Mezhep ve Irk gibi silahlar kaldı.
Bir Kürt-Bir Türk, yada bir alevi-bir sunni vurma oyunları... Nihayetinde Tekirdağ ve İzmirde Ünv. öğrencilerini vurarak bu niyetlerini açıkça ortaya koydular...
MHP-HDP'de ırkçılık tellalığı yapanlar, toplumu mezhep üzerinden kışkırtanlar çıkarsa halk ve STK2lar bunların ajan olduğunu kavramalı, tüm boyutları ile deşifre edip ablukaya almalıdır. İşi sadece devlete bırakmamalıdır. Çünkü Türkiye sırat köprüsünden geçen bir zaman dilimini yaşamaktadır...