KOBANELİLER AFAD'DAN KAÇIYOR

KOBANELİLER AFAD'DAN KAÇIYOR

Çetelerden, soykırımdan kaçan Kobane Kürtleri AFAD ve Devletin kendilerine asimilasyon (kendilerine zorla türkçe,arapça dayatıldığını), hapis hayatı dayattıklarını, AFAD çadır kamplarında ırkçılığın ve hırsızlığın had safhada olduğunu bildirdiler. Kendilerine yapılan yardımlarında engellendiğini iddia ettiler. Bundan dolayı birçok aile Suruç Belediyesinin oluşturuğu çadırlara geçmek için belediyeye mürcaat ettiler.

DAIŞ çetelerinin Kobanê ye saldırması sonucu Suruç'a göç edip AFAD'ın çadır kentine yerleştirilen Kobanêliler, oradan kaçıp Suruç belediyesinin kurduğu çadır kentlere yerleşiyor. Çadır kentlerde yer alan yetkililer, son günlerde yaklaşık 600 ailenin AFAD'ın YİBO bahçesindeki kampından çıkmak için kendilerine yer müracaatı yaptığını belirtti.

AFAD hapishanesi

Sınırdaki zorlu süreçten sonra Suruç'a gelip AFAD kampına yerleştirilen 36 yaşındaki Elî Ehmed, "AFAD'a çaresizlikten dolayı yerleştik. Gittiğimizde 4 gün boyunca yerlerde yattık. Yemekleri yenilecek gibi değil. Biz onların verdikleri yemekleri Kobanê de ineklere veriyorduk. Bir iş yaptığımızda, ya da çocuklarla oynadığımız da bile onlarca asker etrafımızı tutardı. Her taraf dikenli tellerle kapalıydı. Kendimizi hapishanede sanıyorduk" diyerek AFAD'taki yaşamını anlattı.

'Öldürseler AFAD'a gitmeyeceğiz'

AFAD'ın kampından kaçarak geldiği Şehid Gelhat çadır kentinde çok mutlu olduklarını dile getiren Ehmed, şöyle devam etti: " Şimdi Şehid Gelhat çadır kentinde soğuktan ölsek dahi bizim için onurlu olan yer burasıdır. Buradaki arkadaşlar öyle bir değer veriyorlar ki bize, 'bir şey lazım mı size?' diye sorduklarında utanıp evet diyemiyordum. Bize AFAD tarafından yeni bir kampın açıldığını ve oraya gitmemizi söylediler. Oraya gitmeyeceğiz. Biz onların yanına yerleşmek için Kobanê'den gelmedik. Biz burada açlıktan ölsek bile, oraya gitmeyeceğiz. Bizi öldürseler de gitmeyeceğiz AFAD'a."

'Şeker çalıyorlar'

AFAD'ta ki yaşamlarını anlatan Kobanêlilerden 30 yaşında ki Avdirrehman Mehmud, yemeklerin yenilemeyecek kadar kötü olmasından kaynaklı, son paraları ile dışarıdan yemek almak zorunda kaldıklarını ifade etti. Belediyenin açtığı Şehit Gelhat kampını duydukları gibi hemen çıkıp geldiklerini söyleyen Mehmud, "Bize kampta çay şekeri vermiyorlardı. Çoğu kez gece vakti çalışanların arabalara şeker bindirip çaldıklarını gördük" diye konuştu.

'Çocuklarımız Kobanê dediğinde askeler coplarıyla hemen orayı basıyordu'

AFAD kampında birçok oyunun döndüğünü dile getiren Mehmud, şunları aktardı: "Kızlarımızın geceleri askerlerle çıktıklarını söylediler. Biz aramızda toplanıp o kızları bulmak amacıyla tartıştık ve araştırma yaptık. Sonra ortaya çıktı ki geceleri yurttaşlar için kampa gelen yardımları çalmak için oynadıkları bir oyun. Çocuklarımız bazen dışarıda oynarken 'Kobanê' diye bağırıyorlardı. Onlarca asker, copları ve kasklarıyla çocukların etraflarını sarıp söylememeleri yönünde müdahalede bulunuyordu. Onlara sadece çocuk olduklarını söylüyorduk, ama bize 'yasak' dediler. Biz namuslu insanlarız ve kızlarımızın o askerlerin içerisinde bulunmasını istemiyoruz. Kamp içerisin de çöp yığınları oluşmuştu. Görevliler fakir bir yurttaşı bulup para karşılığında toplattırıyordu."

'Türkçe, Arapça eğitim'

AFAD'taki zorlu yaşamdan şikayetçi olan bir başka Kobanêli ise, 30 yaşındaki Xalise Berkel. AFAD'ın yardım yerine çocukları için aldıkları ayakkabıları kendilerinden aldığını söyleyen Berkel, "Çocuklarımız ayakkabısızdı. Ayakkabı için gittiğimde, hep çocuklara uygun numaranın olmadığını söylediler. Çocuklarımıza Arapça ve Türkçe eğitimler veriyorlardı. Biz bunu kabul edemezdik ve çocuklarımızı göndermedik. Biz kendi vatandaşlarımız içerisinde yaşamak istiyoruz" dedi.

' AFAD'a dönmeyeceğim'

AFAD kampındaki pisliklerden dolayı kendisinin ve çocuklarının hastalandığını söyleyen 63 yaşındaki Bozan Îso ise, " Onların yemeklerini ben hayatta yiyemem. Ben hastayım ve doktorun yanına gittiğimde bir hap verip çıkmamı söylüyorlardı. Konuşmalarımızı çeviren tercüman ise bizi dışarıya atar gibi 'çıkın dışarı' deyip yüzümüze kapıyı kapatıyordu. Ben Şehid Gelhat çadır kentine geldiğim için memnunum ve burada yerdeki çamuru yiyeceğimi bilsem dahi AFAD'a asla geri dönmeyeceğim" diye konuştu.

(ekip-mç/mö)

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Suruç Belediyesi’nin kurduğu 6 çadır kentte kalan Kobanêliler, asker zoru ile devletin kurduğu AFAD kampına götürülmeye çalışılıyor. Devletin Kobanêlilere kucak açmadığını, yaptıkları yardımında engellenmek istendiğini söyleyen Belediye Eş Başkan Vekili Salih Tekinalp, “Kobanêlileri zorla AFAD kampına götürmek istiyorlar. Kobanêliler gitmek istemediği gibi AFAD’tan 7 yüze yakın ailede yanımıza gelmek için müracaat etti. Bu ahlaki değildir. Kobanêliler zulümden kaçmış ama burada yeni bir zulümle karşılaşıyorlar” dedi.

DAİŞ’in zulmünden kaçarak Urfa’nın Suruç ilçesine sığınan Kobanêliler,  4 ay sonra devletin aklına geldi. DBP’li ilçe belediyesinin kurduğu 6 çadır kentte kalan Kobanêliler, AFAD’ın Urfa yolu üzerinde kurduğu 30 bin kişilik çadır kampa götürülmeye çalışılıyor. AFAD’ın mevcut tek çadır kentinde kalan 6 bin 200 Kobanêli, belediyeye müracaat ederek belediye ye ait çadır kamplarda kendilerine yer verilmesini isterken, devlet de Kobanêlileri Kürt siyasetinden uzak tutmak için belediyeye ait kampları boşaltmaya çalışıyor. Bu doğrultuda belediyenin açtığı son kamp olan Şehit Gelhat Çadır Kampı’na yasak getiren devlet, her gün askerler ile gittiği kampta baskı uygulayarak Kobanêlileri AFAD’ın henüz tamamlanmamış çadır kentine yönlendiriyor. Suruç Belediyesi Eş Başkan Vekili Serdar Tekinalp, devletin Kobanêlilere ikinci bir mağduriyet yaşatmak istediğini ifade etti. Tekinalp, kurdukları 6 çadır kenti de Kobanêlilerin ihtiyaçları çerçevesinde kurduklarını dile getirdi.

‘AFAD’A ZORLA GÖTÜRMEYE ÇALIŞIYORLAR’

Kurdukları tüm çadır kentleri belediye meclisinin onayı ile yaptıklarını söyleyen Tekinalp, “Şehit Gelhat Kampı, Maraş, Adıyaman, Antalya, Osmaniye ve diğer illerden kovulan Kobanêliler için yapıldı. Asker her gün gidip Kobanêlileri taciz ediyor” dedi. Devletin DAİŞ zulmüne maruz kalan Kobanêlilere yeni bir zulüm uyguladığını söyleyen Tekinalp, “Kobanêlileri zorla AFAD kampına götürmek istiyorlar. Kobanêliler gitmek istemediği gibi AFAD’tan 7 yüze yakın ailede yanımıza gelmek için müracaat etti. Şehit Gelhat’ın her gün elektriğini kesiyorlar. Bu ahlaki değildir. Bunlar zulümden kaçmış ama burada yeni bir zulümle karşılaşıyorlar” diye konuştu.

‘KuUCAK AÇMADILAR ENGEL OLDULAR’

Suruç’a Kobanêliler için dünyanın her tarafından gelen yardımlara dikkat çeken Tekinalp, “Tüm dünya Kobanêliler için ayağa kalktı. Her taraftan yardım geliyor. Bu yardımların ulaşmasında bile çeşitli zorluklar çıkartıyorlar. Yardım getirenler devletin tehditlerine maruz kalıyor. Devlet yetkilileri sürekli ‘Kobanêlilere kucak açtık’ diyor. Bugüne kadar tek yardımlarını görmedik. Bırakalım yardım etmeyi bizim yaptığımız yardımları da engellemeye çalışıyorlar” dedi. Tekinalp, uygulamaların barış süreci ile alakası olmadığını, Kobanêli kardeşlerine yardım ulaştırmaktan vazgeçmeyeceklerini ve ellerinden geleni yapmaya devam edeceklerini belirterek, “AFAD’ta kalanlarda kardeşimiz olmaya devam edecektir” şeklinde konuştu.