OYUN KURUCULAR AKILLI BİZ GERİ ZEKALIYIZ…
ORTADOĞUDA SAVAŞ ve ŞİDDETİN ANA NEDENİ SAHİPSİZ KÜRT PETROLLERİ, SAHİPSİZ KÜRT COĞRAFYASI…
ABD’nin Irak’tan çekilmeye başlamasıyla birlikte Türkiye ve Kürtlerin doğru politika geliştirememesi, kısır çekişmeler bölge halklarını kurbanlık koyun konumuna çekti. Bölge halkları uluslararası katil firmaların oyuncağına çevrildi.
Burada sorunu dış güçlerden arama yerine Türkiye Devlet olarak, Kürtler adına ortaya çıkan örgüt ve yapılanmaların ise çok daha geri bir konumda oldukları ortaya çıktı. Asıl saldırı ve sorunun kökeninde Türkiye Devleti ve Kürt örgüt ve Partilerinin öngörüsüzlüğü bu saldırıları adeta meşru hale getirmiştir.
Bölge uluslararası saldırı altındayken hala Türkiye devleti ve Kürtler adına ortaya çıkan örgütlerden melekler dişimi, erkekmi tartışması sürüyor. Bölge halkları ile dalga geçiliyor…
Sonuçta bölgede milyonlarca insan, halklar örgütleri, devletleri, katil-kapitalist saldırı karşısında koskocaman bir sıfır olduklarını ortaya koydular. Şu anda Kürtlere, Türklere, Araplara bölgenin diğer halklarına yapılan operasyonları bu halklar ABD ve Avrupa’da yapsaydı bu milletlerden tek bir fert bile oralarda dolaşmazdı. Koyun gibi keserlerdi. Doğduklarına pişman edilirlerdi.
Kürdistan ve Türkiye de ise durum tam bir rezalet, tam bir komedya:
Kürtler yüzyıllardır ellerinden alınan, yabancı nüfus yerleştirilen topraklarını ve sınırlarını bile bilmiyor. Yüzyıldan fazladır kendilerini tarihten silmeye çalışan İsrail, ABD ve AB firmalarının oyuncağına dönüştürülmüşlerdir. Kürdistanın her il ilçesinde bu firmaların ajanları cirit atmakta istedikleri işleri kotarmaktadırlar.
Türkiye’nin durumu da tam bir komedya. İsraili eleştirir, lanetler ama her ne hikmetse bu sorunların ana kaynağı olan İsraille bir türlü halkın beklediği şekilde ilişkilerini kesemez.
Dünyanın öbür ucundan katil firmalar, lejyonları coğrafyamızda oyun üstüne oyun, operasyon üstüne operasyon yapıp kaynaklarımızı, maddi, manevi değerlerimizi gasp ederken; hergün bize canlı canlı soykırım izletirlerken, kadınlarımızı, kızlarımızı pazarlarda köle diye satarken, evlerimizi başımıza yıkarken; Türkiye ve Kürt örgütleri ne yapıyor: Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyuyorlarmış, bir mış, mış komediyası almış gidiyor…
Birde çıkıp kahramanlık nutuklarını atan atana… Kobane’de –Afrinde, Şengalde şöyle böyle yaptık…
Uluslararası katil-kapital sadırı karşısında Kürt ve Türk halkı devlet ve örgütlerin geriliği ve öngörüsüzlüğü karşısında tuş olmuştur. Hem kendileri hemde bölgenin tüm halkları rezil bir duruma düşürülmüş. Bölgeye ihraç edilen terör çeteleri ile halklar aşağılanmış ve köleleştirilmiştir. İnsanlar hayvan sürülerinden beter bir şekilde avlanarak soykırıma tabi tutulmuşlardır. Suriye ve Iraktaki Kürt topraklarıında işgal ve terör son hızıyla sürmektedir. Bu aşağılık durumda kahramanlık ve başarıdan bahs etmek bölge halkları ile dalga geçmekten başka bir anlam ifade etmiyor.
Kürtler adına ortaya çıkan parti ve örgütlere, Türkiye Devletine baktığımızda ise karşımızda kahramanlar ordusu durmaktadır. Her gün canlı olarak gördüğümüz aşağılanma, işgal, köleleştirme… ve kahraman devlet - örgütler…
Kürt ve Türk halkı kısır çekişmelerin bir an önce bitirilip, bölgede terör üreten, sahipsiz kalan coğrafyalarının işgalden kurtulmasını istiyor. Peşmergler oyun kurucuların oyunlarını görüp düzelme bakımından önemli bir mesafe alırken, Ak Parti ve HDP bu tutumlarında, kısır çekişmelerinde ısrar ederlerse 5-10 yıl içinde tarih olurlar…
Suriye ve Irak bu halleriyle durdukça o topraklarımızı kendimiz kontrol etmezsek, uluslarası firmaların oyuncak ve manevra alanları olarak kaldıkça Türkiye’nin de Kürdistanın da asla geleceği olmayacaktır. Kürt örgütleri ve Türkiye devleti bu ANA SORUNA ODAKLANMALARI GEREKİRKEN, onlar melekler dişi mi, erkek mi kısır çekişmeleri ile halklarla dalga geçen konumlarını ya görmüyorlar yada hakikaten halkları aptal olarak görüyorlar…
Türkiye ve Kürdistanın geleceği yüzyıllardır içlerine sızan derin işgali, bu işgalin her bakımdan boyutlarının çözülmesi ile mümkündür... Komedi ve kölelik durumunda kahramanlık taslamak cidden komik bir durum…
Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Irak ve Suriye'deki Petrol Savaşının Haritası
Irak ve Suriye'deki petrol ve doğalgaz sahalarını gösteren harita, yaşanan şiddetin asıl sebebini bir kez daha gözler önüne serdi.
Anadolu Ajansı'nın Twitter hesabından paylaştığı harita, son dönemde "din ve mezhep savaşı" adı altında yaşanan şiddetin, aslında petrol ve doğalgaz için olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi.
IŞİD'İN İLERLEYİŞİ HIZ KESTİ
Irak ve Suriye'deki petrol ve doğalgaz sahaları üzerindeki çekişme artıyor. Uzmanlar, iki ülkenin enerji sahaları üzerinde IŞİD tehdidinin sürdüğünü, ancak örgütün verdiği kayıplar nedeniyle ilerleyişinin hız kestiğini belirtiyor.
IŞİD, geçen hafta Suriye'nin Humus kentindeki Şaar ve Cahar gaz sahalarını ele geçirmiş, hafta sonuna doğru da Esed rejimine bağlı birlikler, sahaları geri aldıklarını açıklamıştı. ABD öncülüğündeki koasliyon güçleri de örgütün kontrol ettiği petrol, doğalgaz saha ve rafinerilerine yönelik saldırılar düzenliyor.
BEYCİ RAFİNERİSİNİN BULUNDUĞU İLÇE GERİ ALINDI
Örgütün kontrolündeki Deyr ez zor'da bulunan Tanak petrol sahasının, koalisyon saldırıları neticesinde IŞİD'den temizlendiği duyuruldu. Eşzamanlı olarak, Irak'ta IŞİD'i hazirandan beri ablukada tuttuğu Beici petrol rafinerisinden çıkarmak için de yoğun çaba harcandığı belirtiliyor. Irak Savunma Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Beyci rafinerisinin bulunduğu ilçenin geri alındığını ilan etti. Uzmanlar, iki ülkenin enerji sahaları üzerinde IŞİD tehdidinin sürdüğünü, diğer yandan örgüte verdirilen kayıpların arttığı görüşünde.
Washington'daki Wilson Center Irak Uzmanı Marina Ottaway, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "IŞİD tüm petrol ve doğalgaz sahalarını ele geçirmek zorunda çünkü temel finansman kaynağı. Ancak tek finansman kaynağı da değil, bu nedenle enerji kaynakları stratejisi tutmasa bile savaşmaya devam eder" dedi.
IŞİD'in Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (IKBY) sınırlarına dayanmasının sebebinin petrol olduğunu savunan Ottaway, "Peşmerge karadayken ve ABD de havadan saldırıyorken IŞİD'in amacına ulaşmasını beklemiyorum" ifadesini kullandı.
GAZ SAHALARINDA DA ÇATIŞMA VAR
Irak'ın Süleymaniye şehrindeki Amerikan Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Bilal Wahab, IŞİD'in Telafer'deki Akkaz gaz sahasına ciddi tehdit oluşturduğunu ancak kontrol etmesinin pek mümkün olmadığını söyledi.
Wahab, gazın petrol gibi depolanamayacağını hatırlatarak, "IŞİD, Irak'taki gaz sahalarını kontrol etse dahi petrol gibi kolay paraya çeviremez" diye konuştu.
Oklahoma Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi Direktörü ve Suriye uzmanı Joshua Landis de Suriye'deki son duruma ilişkin şöyle konuştu:
"Humus'taki gaz sahaları üzerinde çekişme sürüyor. Deyr'uz Zor ve Haseke'de de gaz sahaları var, ancak ya YPG'nin ya da hükümetin elinde bulunuyorlar. Bunları kimin kontrol ettiğine dair net bilgi yok. En büyük gaz sahası Ebu Rabah, rejimin elinde bulunuyor. Bunun dışında ülkenin güneyinde Kumkum, Sadad, Breyij, Deir Atiyeh, Balaas ve Fayd sahaları var.
IŞİD'İN HAKİMİYETİNDEKİ BÖLGELER
IŞİD, Suriye'de Mumbuc, petrol bölgesi Rakka ve Irak sınırına yakın Deyr ez-zor kentlerini kontrolü altında tutuyor. Örgüt, ülkenin en büyük petrol sahası olan ve günlük 75 bin varil petrol üretme kapasitesine sahip El Ömer'i de kontrol ediyor.
Örgüt'ün Rakka'da petrol üretimi yaptığı ve bu üretimin büyük bir kısmını Esed rejimine sattığına dair iddialar bulunuyor.
Irak'ta da Sünni Arap bölgesinin önemli bir kısmı IŞİD'in elinde. Anbar eyaletinin Felluce ve Ramadi kentleriyle ülkenin en büyük ikinci kenti Musul, Tikrit ve Telafer ile Selahaddin ve Diyala'nın bazı bölgeleri de IŞİD'in hakimiyet alanında.