IŞİD’İN, TERÖR ÇETELERİNİN ARKASINDA KİM YADA KİMLER VAR
Türkiye Kürt petrollerini denizle buluşturduğu günün ertesi günü İşid ortaya çıkarıldı. Ardından Natanyahu, Arap ortaklarımızla birlikte teröre karşı savaşacağız açıklamasını yaptı.
Maliki Irak’ta, Esed Suriye ve Irak’ta de birer jiple talimat üzerine gelen İşid çetecilerine rüyalarında görmeyecekleri silahları teslim ettiler. Saddam ve Suriye’deki baasçı askerler bu yeni çeteye hemen katıldıkları gibi, tek mermi atmadan Amerikanın Irak ordusuna verdiği tüm ağır silahların bir tekini imha etmeden işide teslim ettiler.
Katil Esed’in babasını Mossad atamıştı, bu katilin işi gücü Suriye halkını kırmaktı. Katil ve siyonist uşak oğlu katliamda babasını katbe kat aşarak efendilerine Suriyeyi yok ederek devlet ve nizam bırakmayarak, terör çetelerinin oluşması için mükemmel bir ortam sağlayarak hizmetkarlığını üst düzeyde sundu.
Malikiyi de aynı güçler dizayn etdi. Bu kati her gün 100-150- 50 suniyi kırrarak Sunileri kurtarıcı arama moduna soktu. Amerikan patentli silahları, Sunni baasçı Irak ordusu kanadının ağır silahlarını işide teslim etmesinde baş rolu oynadı. Amerikanın ırak orusuna bıraktığı tüm silahlar pakket halinde terör çetelerine hediye edildi.
İşid ve uluslararsı çeteler için hazırlık 20. Yüzyılın başında bölge parça-parça yapılarak hazırlandı. Parçalanan coğrafyaya devlet diye yerleştirilen diktatörler sürekli halklara soykırım dayattılar. Günümzde ise 1990 Yıl'ında Saddam'a karşı başlatılan Körfez savaşı, ABD'de 11 Eylül 2001 tarihinde CİA ve MOSSAD'ın Newyork'ta bulunan ikiz kuleler binaların nükleer yıkım düzeneği ile yıkmaları, ardından tüm islam coğrafyasına saldırıya geçmeleri ile başlatıldı. Arap baharı, terör çete3leri ile dahada katmerlendirildi. Mısır örneğinde görüldüğü gibi halklar demokrasiye yönelip Mursi gibi kendi liderlerini seçince bölgeyi yüzyıldır dizayn eden güçler hemen harekete geçip tekrardan darbe yaptılar. Türkiye’de paralel darbe tüm gücüyle devreye sokuldu. İktidar ve devleti yıkacak eylemler meydana getirdiler.
Irak’ta Suriye’de artık diktatörler tutmamaya , bölge genelinde terör kaos katliam hertarafı kaplamaya başladı.
İsrail Gazza saldırısıyla Filistinli çocukları diri diri gömmeye başladı. Kimse ne sisi ne maliki, nede esed diktatörüne dokunamadı. Tüm dünya genelinde masum-müslüman gençler, Irak’ta Suriye’de soykırıma uğrayan sunni araplar ölüp ölüp dirilmeye, hergün yeni canlı bombalarla imha edilmeye başlandılar.
Katil-Kapital firmalar binlerce milyonlarca insanı kendi kendini imha edecek bir piskolojik ortama çekti. Bu ortam sağlandıktan sonra Mossad Ajanı Simon Eliot (İşid lideri Bağdadi diye yutturlmaya çalışıldı) çetenin başına, Kafkasyada, Türkiyede, bölge genelinde kendilerini, gürci, çeçen, türk-kürt diye yüzyıllardır Fettullah gibi kendilerini gizleyen siyonist yahudi kökenli aile çocukları ise en haşin mücahit ve müslümanlar olarak işid, kaide, horsani, nusra vb. çetelerin başına, komuta kademelerine geçerek, hilafet ve İslamiyet gibi ulvi bir din ve terimler kullanarak bölgeyi ablukaya aldılar.
Cihad için yanıp tutuşan onbinler İŞİD ve dünya genelinde kurulan terör çetelerinin arkasındaki İsrail-ABD Derin Devleti, İngiltere, Almanya –Fransa ve ülkeler ( Bu Ülkeleri ele geçiren siyonist firmalar) olduğu gerçeğini bilmeden bu örgüte dünyanın heryanından akmaya başladılar.
İşid’in komuta kademesi CİA, MOSSAD, M5 gibi uzman istihbaratçıların yanı sıra, dünya çapında çeşitli cephelerde kiralık savaşçı olarak yer almış uluslarası katillerden lejyonlardan oluştuğundan bihaber olan Müslüman gençler koyunun çobana itaat etmesi gibi bunların emrine girdiler.
İŞİD bir proje örgütü olduğu Türkiyedeki Çözüm sürecini hedef almasıyla ortaya çıktı. Herkes Bu çetelerin Şiilere yöneleceğini, güneye yöneleceğini beklerken bu örgüt güneye değil Kuzeye (Kürdistana) yöneldi. Kobani ile Çözüm sürecini bitirmek için tüm gücüyle saldırıya geçti.
İşidin elindeki silahların tümünün Amerikan silahları olması ve Obamanın İşid konusunda kötü kandırıldım itirafı JOE Bayden tarafından bu gerçeğin perdelenmeye, yalanlanmaya çalışılması ve İşid’e giden silahların Türkiyeden gittiği yönündeki yalanı, siyonistlerin dünya çlapında basın ve yayın yoluyla Türkiye’yi hedefe koyması ABD derin devleti ile ABD de bir iç savaş ve çekişme olduğunu ortaya koydu.
1990 Yıl'ında Saddam'a karşı başlatılan Körfez savaşı, ABD'de 11 Eylül 2001 tarihinde CİA ve MOSSAD'ın Newyork'ta bulunan ikiz kuleler binaların nükleer yıkım düzeneği ile yıkmaları, ardından tüm islam coğrafyasına saldırıya geçmeleri Ortadoğu başta olmak üzere dünya genelinde her geçen gün yeni bir terör çetesi çıkmasını da beraberinde getirdi.
Dikkat edilirse Nato-Batı Sisi, Esed vb. diktatörlere, soykırımcılara dokunmuyor. Sürekli soykırımcı diktatör ve terör çeteleri üreten bataklıklar oluşturuyor...
Arap baharı algısıyla diktatörler daha da güçlendirildi. Mısır, Irak, Suriye, Afganistan, Pakistan, Ukrayna, Filistin, Kürdistan gibi coğrafyalarda savaş ve çatışmalar olabildiğince şiddetlendirildi.
Saddamın bir değişik versiyonu olan Maliki Katilinin sürekli sunnileri avlaması ve soykrıma tabi tutmasıyla sunni araplar kurtarıcı beklentisine itildi. Bu kurtarıcı ise işid olarak şekillendirildi...
Ortadoğu’da terörizmin ve çetelerin bu kadar güçlendirilmesinin en önemli nedeni yüzyıllardır işgal edilmiş sahipsiz bırakılmış Suriye ve Iraktaki Kürt topraklarının çeteler aracılığıyla hemde “İslam Devleti” görüntüsü verilerek İsraile bağlanmaya çalışılması. Ana proje bu.
Kürt petrolleri Türkiye aracılığı ile denizle buluştuğu günün ertesinde hazırlanan işid projesinin piyasaya sürülmesi Kürdistana saldırıya geçilmesi İŞİD’in kimler tarafından ne için ortaya çıkarıldığını net olarak ortaya koymaktadır.
Türkiye ve Kürdistan bazında dikkat edilmesi gereken iki önemli husus var. Kürtlerin statüsüz bırakılmaması, Türkiyenin bu konularda korkmadan adım atması, PKK gibi Kürt örgütlerinin birer terör örgütü olarak işide benzetilmesi işidi ortaya çıkaranlara hizmet olacağı gibi, Kürtlerin içinde de Türkiye’yi dışlayarak , Türkiye ile birlikte teröre karşı hareket etmeyerek ABD-AB-İsrail- Nato üçgenine kürtleri çekmeye çalışan ihanetçilere azami derecede dikkat edilmesi gerekmektedir.
Suriye ve Irak’ın devlet vasfını kaybederek buralardaki Kürt topraklarının terör çeteleri tarafından kuşatılması, bu ağır ablukadan çıkılmasının tek yolu Kürtlerin her alanda Türkiye ile işbirliğinden geçmektedir.
Bundan dolayı bundan sonra Kürtleri bekleyen ana tehlike Kürtlerin içine sızan Kürtleri Türkiye ile çatıştırmaya, çözüm sürecini bitirmeye, Kürtleri başka kanallara çekmeye çalışan ihanetçi, siyonist damarın keşfi ve bertaraf edilmesi. Yüzyıllardır Kürtlerin içine sızmış, Kürt olarak alanı kaplayan bu derin damar çözülüp etkisizleştirilmedikçe Kürtler her zaman soykırım ve yıkımla karşı karşıya olmaktan asla kurtulmayacaklardır…
(Örneğin marksizim yada leninizmin kürtlerle ne ilgisi var. Siyonsit sembol ve şemalar Kürtlerin içine halkın anlamdığı bir şekilde kimler yerleştiriyor, Kurdi olmayan sembol ve şemaların yaygınlaştırılarak kullanılması, halkın bunları bilmemesi… Kürtler için olayları derinlemesine analiz etme sızıntıyı ortaya çıkarma hayati önemdedir…)
Sonuç olarak bölgemize, topraklarımıza karşı yüzyıllardır süren derin soykırımcı giderek ağırlaşan bir siyonist saldırı, derin bir savaş mevcut. Bu saldırılardan ne Kürtler, nede Türkiye tek başına çıkma gücüne sahip değil. Bu anlamda Kürtlerle- Türkiye’yi stratejik anlamda çatıştırma ortamına çekmek isteyen ve her iki yapıya da sızmış olan siyonist damarlar (ki Türkiye’de paralel yapı tesbit edilip çözüldü, darbe almaya başladı, ama Kürt kanadında büyük soru işaretleri mevcut…) tesbit edilip etkisiz kılınmadıkça belki bugün olmaz ama yarın yine felaketler, soykırımlar bizi hep kuşatmaya devam edecektir…
Doğu Medya/Analiz Haber