SURİYE –TÜRKİYE SINIRINDA, BÖLGE GENELİNDE TAM BİR REZALET YAŞANIYOR

SURİYE –TÜRKİYE SINIRINDA, BÖLGE GENELİNDE  TAM BİR REZALET YAŞANIYOR

Bayram gibi kutsal bir günde kelle avına çıkan, soykırım yapan çeteler cirit atıyor.  Katil-soykırımcı çeteler  insanların evlerini başlarına yıkıyor, tecavüz ediyor, öldürüyor.  Devlet, demokrasi, insan, hak-hukuk … bittiği bir çağ. Film seyr eder gibi seyrediyorlar. Taki kendi kelleri gidene kadar.

Terör çeteleri çıplak tosun ve uysal koyun gibi topluca yakaladıkları insanları kurşuna diziyor. Savaşarak ölmeyi becermeyen binlerce koyun oluşmuş.  Bu coğrafyada Kürtler de olmazsa herkes herşeyinden vaz geçecek bir konuma çekilmiş, düşürülmüş; insanlıktan çıkarılmışlar…

İnsanlık tarihinde görülmeemiş bir barbarlık her tarafı kaplamaya başladı. Ne namus, ne din nede iman kalmadı. Bölge tam bir safariye dönüştü. Vahşi hayvanlara hakaret bir durum yaşanıyor. Vahşi hayvan avını yiyip doyunca saldırmıyor. Vahşi hayvanlardan beter terör çeteleri çocuk –yaşlı demeden kana doymuyor.  İnsanların evlerini topraklarını ilkel çeğların barbar sürüleri gibi işgal ediyorlar. Birde bunu din –iman adına yani dini de bir barbarlık ve vahşet aleti aracı yaparak gerçekleştiriyorlar.

Suriye sınırında, Ortadoğu bölgesi genelinde tam bir rezalet yaşanıyor.  Büyük devlet Türkiye iddiasında olanlar daha dün kendi vatandaşları olan Kürt-Türk-Arap-Türkmen ahalisine yapılan bu barbarlığa ses çıkarmadan seyrediyor.  

Burada korkunç bir şekilde Türkiye vuruluyor. Halkların bel bağladığı, son kale olarak görmeye başladığı Türkiye giderek bir hayal olmaya doğru hızla aşağı düşüyor. Bu tutumuyla derin siyonist-soykırımcıların uysal oğlanı rolu gittikçe belirginleşiyor. Ha kobani-ha urfa ne farkediyor. Bu farkı görmeyecek, yada görmemezlikten gelenler Türkiye’yi idare edemezler. Er yada geç bunun hesabına çekileceklerini,  sorgulanacaklarını bilmelidirler…

Bu gelişmeler de net olarak şunu gösteriyor. Devlet, demokrasi, insanlık hak-hukuk çağımızda bunların hepsi birer palavra.  Dünya tamamıyla terörist ve barbar çeteleşmiş firmaların kontrolunde. Devletleri idare eden ricaller ise halkları, insanları uyutan; bu barbar çetleşmiş firmalara yem eden aracılara dönüşmüş. Bu firmalar da tüm dünyayı, halkları herşeyiyle tehdit eden barbar-çeteci soykırımcı yapılar olarak çağımıza damgasını vurmaya başladılar.

Kürtler ve bölge halkları da bu gerçeğe göre örgütlenip kendilerine bu tuzakları kuran  firmalarla yerli işbirlikçileri ile hesaplaşmadıkça  dünya durdukça bu oyunlar başlarından eksik olmayacaktır. Soykırım, tecavüz katliamlar tüm bölgenin bölge halklarının kaderi olmaya devam edecektir.

Vahşi terör çeteleri  suretinde şekillenen çağımızın barbar-soykırımcı siyonist firmalarına karşı  oyunları onların kurallarıyla oynanmadıkça yapılan tüm hamleler yüzyıllardır boşa çıktığı gibi yarında yüzyıllar bounca da boşa çıkacaktır.

Büyük halk önderi  Abdullah Öcalanın deyimiyle “düşman çocuğunu öldürüyorsa, evini başına yıkıyorsa, coğrafyanı, ülkeni yakıp yıkıyorsa  aynısını düşmana, o katil-kapital firmalara yapmadıkça onlar bu barbar terör çeteleri ile daha da keyif alarak saldırmaya, soykırıma devam edeceklerdir.

Koyunlaştırılmış, kişiliksizleştirilmiş, düşürülmüş yığınların aksine Kürtler çağın gerktirdiği savaş ve stratejiyi geliştirip dünya çapında kendileri ile oynayan bu katil-soykırımcı tüm yapılanmaları adan zye çözmedikçe, savaş ve stratejide onaları yakalmadıkça, onların anladığı dilden cevap vermedikçe asla ve asla gelecekleri olmayacaktır. Yüzyıllardır sürdüğü gibi soykırım koşulları hep sürecektir. Kafkaslardan –Doğu Avrupa kıyılarına sayıları 350-400 milyonu bulan Aryen kökenli halklar kendilerine yönelen soykırım tehdidini tam çözüp karşı atak-önlem-plan-program geliştirmezse bir sonraki yüzyılda hiçbirinin soyu kalmayacaktır. Çağımızın Katil-Kapital firmalarının İşid’le ortaya çıkan durumu bu halkların uyanmasına vesile olmazsa, bu halkları uyandıracak hiçbir şey kalmamıştır demektir. Canlı olarak izlediğimiz gibi hepsi koyun gibi kurşuna dizilip bitirilecek günü bekleyeceklerdir…

Sık sık belirttiğimiz gibi dünya Kürtleri anlamazsa dünyanın geleceği olmayacaktır…

Mesih Erol –Doğu Medya/ Analiz