“İTHAL HAYVAN,İTHAL ET HAYVANCILIĞI BİTİRİYOR.
Ardahan milletvekili Ensar Öğüt; Ankara,da kurbanlık çadırlarını gezerek, vatandaşın sorunlarını dinledi ve kurbanlık getiren vatandaşlarla birlikte ithal eti protesto etti. "Kurban alırken kurban olmayın!
Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Öğüt; “Ülkemiz tarım ve hayvancılık ülkesi olmasına rağmen, hem tarım ürünlerini hem de hayvan veya et ithal ediliyor. İkisi de yanlıştır. Bu hem tarımı hem hayvancılığı bitirmektedir. Şimdi bunu herkes bilsin ve duysun diye buradan anlatacağız”dedi.
Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt; açılamalarına şöyle devam ett: Hayvancılık Genel Müdürlüğü, 17 Eylül 2014 tarihinde, internet sitesinde Besilik Sığır İthalatı yapacağını duyurarak Teknik Şartname ve Uyulması gereken Usul ve Esasları yayınlamış ve ithalat için kapıyı açmıştır. Teknik şartnameye göre, besiciler sahip oldukları besi hayvanının yüzde 40’ı kadar ithalat yapabilecektir.
ÜLKEMİZ BİLİNÇLİ ET İTHALINA MAHKUM EDİLİYOR
2010-2014 yılları arasında 261 bin üreticiye 8 milyar lira faizsiz hayvancılık kredisi verildi. Hayvancılığa verilen karşılıksız destek 3 milyar lira. Bu kadar krediye, yatırıma, desteğe rağmen Türkiye sık sık ithalata mahkum oluyorsa, uygulanan politikanın sorgulanması gerekmektedir. Anlaşılan birileri bilinçli olarak ülkeyi ithalata mahkum ediyor.
Yerli hayvanlarımız pahalı yemle besleniyor, yem hammaddesinin de büyük bölümü ithal zaten ediliyor. Böyle olunca karkas et pahalıya satılıyor, tüketici de yüksek fiyattan almak zorunda kalıyor.
“ET İTHALATI FİYATLARI DÜŞÜRMEZ”.
Çoban bulmak zor. Buna rağmen büyük zorluklarla yetiştirilen besilik hayvanlar maliyetine, bazen zararına satılıyor. Üretici eti ucuza satarken tüketici pahalıya tüketiyor. Birileri çıkıp 400-500 kiloluk bir hayvanda sadece bir iki kilo çıkan pirzolanın, bonfilenin fiyatını öne çıkararak, etin çok pahalı olduğunu, tüketicinin de et alamadığını öne sürerek ithalata zemin hazırlıyor. Defalarca ithalat yapıldı. Ancak fiyat düşmedi, düşmüyor. İthalatın çözüm olmadığı herkes tarafından bilinmektedir. Ama birilerine para kazandırmak için et ithalatı yapılıyor. Netice itibariyle ucuz diye ithal edilen et, tüketiciye pahalıya satılıyor.
İZİN’E GÖRE İTHALAT, SADECE BÜYÜK BESİCİLER YAPABİLİR.
Öyle bir izin çıktı ki, sadece belli büyüklükteki besiciler ithalat yapabilir. Çünkü bir işletmedeki hayvan sayısının yüzde 40′ı kadar ithalata izin var. Burada nasıl numaraların döneceğini tahmin etmek zor değil. İşletmesinde 100-200 hayvan olan bir besici 40 hayvanı veya 80 hayvanı nasıl ithal edecek? Ancak binlerce hayvanı olan işletmeler ithalat yapabilir. Onlara tanınan bu hak et fiyatını düşürebilir mi?
BESİCİNİN ELİ YANIYOR
Yem başta olmak üzere bir çok girdinin dışa bağımlı olması nedeniyle çok pahalıya mal oluyor. Amerika’daki besici mısırın tonunu 160 dolara alıyor. Türkiye’deki besici 320 dolardan. Türkiye’deki et fiyatı ile Amerika’da et fiyatı aynı olsun denilebilir mi? Dünyanın en pahalı girdileri de Türkiye’de.
Et fiyatı ile ilgili asıl sorun besicide yada yetiştiricide değil, sorun yüksek girdi maliyetleri ve nihai tüketiciye sunulan marketlerde denetlenmemesinde.
Bugün ülkenin doğusu Afrika hastalığı, batısı mavi dil hastalığı nedeniyle karantina altında. Her iki hastalığın da yayılmasında hayvan ithalatının ve sınırdan kaçak hayvan girişinin büyük rolü var. Bir ülkenin hayvancılığı için en büyük tehlike salgın hastalıktır.
İTHAL HAYVAN’DAN KURBAN OLMAZ
Ardahan milletvekili Ensar Öğüt ;son olarak şunları söyledi. "Ayrıca, ithal hayvanların hastalık taşıması bir yana “ithal hayvan kurbanda olmaz”. Çünkü, ithal hayvanlar domuz yağı ile yapılan yemle besleniyor. Dinizimce uygun olmamaktadır. Ayrıca, ithal ette nerede ve nasıl koşullarda kesildiği belli olmadığında yine sakıncalıdır" dedi.
