"Kitle imha tohumları..

İBN-İ SİNA diyor ki; ‘Tıbb insanlara meslek olduktan sonra ilim olmaktan çıkmıştır.’
Bu haber 2014-09-19 08:51:10 eklenmiş ve 444 kez görüntülenmiştir.

Canlıların yaşamı için en vazgeçilmezlerin başında yer alan tohumun insanlığın ortak mülkiyetinden küresel birkaç gücün nihayetinde de biraz önce zikrettiğimiz iki ailenin mülkü haline getirilmesinin ilk adımı hibrit tohum teknolojisidir.

Tarım kimyasalları nedeniyle her yıl binlerce canlı türü yok oluyor. Bitkiler de yok oluyor, hayvanlar da.

İnsanlarda ise bu teknolojinin getirdiği kısırlaştırma ile ‘istenmeyen ırklar’ olarak tanımlanan bazı ırkların ortadan kaldırılması amaçlanıyor. 

Özellikle de kısırlaştırıldığı için çocuk sahibi olamayan milyonlarca ailenin geleceği karartılıyor.

Zaten en önemli hedeflerden biri savunma sistemi çökertilmiş, hastalıklı insanlar oluşturmak.

Sağlığı ile uğraşmaktan bilimle, düşünceyle, iktisatla, siyasetle ve gelecekle ilgilenmeyen toplumlar oluşturmak

Kısır hibrit ve hormonlu gıdaları yiye yiye,kısırlaştıkça büzüldük. Yedikçe çözüldük, edilgenleştik, kalabalıklaştık, sürü haline geldik.

Bilim büyük oranda insanlığın ortak faydasını artık kale almıyor.

Hibrit tohum nasıl elde ediliyor?

Platform kapsamında üzerinde odaklandığımız sözcük, Türkçe'de kavramsal olarak, yapıtaşı değiştirilmiş, kısırlaştırılmış bitki tohumları anlamına gelen “hibrit”tir. 

Hibrit, çeşitli sebze tohumlarının genetik olarak modifiye edilmesiyle (kırılmasıyla, melezleştirilmesiyle) elde edilir.

Hibrit tohumlar tür içinden (domatesten domatese gibi) laboratuar ortamında gen aktarımı ile yapılan, çalışmayı yapan şirketin mülkü haline getirilen, vitamin ve besin fakiri olmakla beraber zehir deposu ürünlerdir.

Hibrit doğal tohumlara göre daha pahalı fakat ürün verimliliği ve kalitesi daha iyidir.

Ama genleri değiştirilen tohumlardan mamül olduğu için insan sağlığına zararları vardır. 

Bu tohumlardan oluşan ürünlerden tohum elde edilmesi mümkün değildir. 

Yani, hibrit tohumundan mamül biber kurutup tohumu çıkarılamaz.

Türkiye'de bazı yörelerimizde “İsrail tohumu” olarak da bilinir. fakat başka ülkelerin de bu konuda ciddi gelişmişlikleri vardır. Fransa, Avustralya v.b.

Hibritin antioksidanı yoktur. Bağışıklık sistemine katkısı yoktur.

Örneğin, bir tek domates tohumundan 25 kilo domates elde edilebilmektedir. 

Hibrit tohumlar, üreticiler için ideal karlı ve kolay bir üretim yöntemidir. 
Dünyanın ilk hibrit tohum ekimini yapan üç ülkesinden biri Türkiye’dir. Diğerleri ise Pakistan ve Hindistan’dır.

bakın Türkiye, nereden nereye gelmiş ya da getirilmiş.

1924’de “Milli Mücadele”yi zafere ulaştıran yurtsever meclis, her nevi [yerli] fidan ve tohumun bedava olarak dağıtılmasını yasa haline getiriyor!

Ardından da, devlet arazilerinin fidanlıklar oluşturulması (yerli tohum üretilmesi) için Tarım Bakanlığı’na devrini hükme bağlıyor.

Bugünün pek sayın parlamentosu ise, aşağıda ki tarih ve numarasını vermiş olduğumuz kanunu çıkartıyor.

Kanunun ismi: TOHUMCULUK KANUNU.
Kanun numarası: 5553
Kabulü: 31.10.2006
Resmi Gazete numarası: 26340
Resmi Gazete tarihi: 08.11.2006


Nasıl oluyor da bir ülke bir tek kurşun atmadan böylesine işgal edilebiliyor?..

Görün, öğrenin ve eğer becerebiliyorsanız, gereğini yerine getirin.
İnanılır gibi değil.

Bu “kanun”da neler yazdığına geçmeden önce, size bir başka iki kanundan söz edeceğiz.

Bunlardan birincisi, ABDnin, Irakı işgal ettikten hemen sonra çıkarttığı

“ TOHUM YASASI''

1. Bu yasa ile, "Çok uluslu tohum şirketleri” Irak'ın tohum üretim piyasasına egemen oluyor.
Oysa bir ülkenin bitki örtüsünün biyolojik çeşitliliği ve bu çeşitliliğin güvenliği, o ülkenin geleceğidir ve egemenlik haklarının içinde yer alır.

2. Söz edeceğimiz ikinci yasa ise, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin 1925 yılında çıkarttığı bir kanun:

Kanun adı: Her nevi Fidan ve Tohumların meccanen tevzi ve devlet uhdesinde bulunan arazinin fidanlık ihdası için ziraat vekaletine ve idarei husisiyelere bilabedel teffizi hakkında ki Kanundur.

Kanun numarası: 682
Kabulü: 2.12.1925
R. Gazete numarası: 244
R.G. Tarihi: 14.12.1925

Şimdi sıra geldi parlamentonun yaptığı bu pek “değerli” kanununun, ne getirip, ne götürdüğü konusuna.

Bu kanun şöyle diyor:

Bundan böyle bahçelerinde domates, biber, lahana ve tarlalarında buğday, arpa, mısır, meyve bahçelerinde erik, kayısı, şeftali yetiştirenler, kendi ürettikleri [yerli] tohum ve fidelerini kullanamayacaklar !

Bu tohumları, belirlenecek olan çok uluslu şirketlerden ithal etmeye mecbur olacaklar.

Peki vatandaş bu kanunu dinlemediğinde ne olacak?

Kanunun ceza hükümlerini, açın ve OKUYUN.

Kendi gözlerinizle heceleyin bu kanunun maddelerini, HECELEYİN Kİ GÖRÜN , BİR ÜLKENİN NEREDEN NERELERE GETİRİLDİĞİNİ ...

Sonra da tartışalım, ağlanacak halimize, gülmeyi olurmu ?

DKMHABER/ Suat İncedere

ETİKETLER :
Diğer Kurdistan haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA