SAHTE ZAFER SARHOŞLUĞU SOYKIRIM OLARAK GERİ DÖNDÜ...
Türkiye'de çözüm süreci başladığından beri sürekli dikkat çektiğimiz neredeyse her gün işlediğimiz bir konu vardı. Sahte zafer sarhoşluğu ve Siyonizm.
SAHTE ZAFER SARHOŞLUĞU SOYKIRIM OLARAK GERİ DÖNDÜ...
Türkiye'de çözüm süreci başladığından beri sürekli dikkat çektiğimiz neredeyse her gün işlediğimiz bir konu vardı. Sahte zafer sarhoşluğu ve Siyonizm. Hem Türkiye'de, hem PKK ve Peşmerge'de bir başka deyişle Kürt kanadında da sahte bir zafer sarhoşluğu almış başını gidiyordu....
Nihayet bu sahte zafer sarhoşluğu Arap soykırımıyla birlikte Türkmenlere, Ezidilere, Kürtlere ve Türklere soykırım olarak dönmeye başladı. Böyle giderse bu soykırım giderek büyüyecek, soykırım tüm bölgeyi saracak yakın bir zamnda İstanbul kapılarına kadar dayanacaktır. Ki soykırım yapan siyonist kelle avcıları ışid için cihad çağrısı yapan kılıçlarını keskin eyle etkinliklerine İstanbulun göbeğinde şahit olduk.
Bu soykırımın bir anda tüm bölgeyi vurmasının temel nedeni 1. Dünya savaşı ile başlayan Ortadoğuyu tüm kaynakları ile ele geçirme, halklarını soykırıma uğratma savaşı hiçbir zaman durmadı. Bölgede yaşanan durum İsrail hariç bölgenin tüm halkların düşürülmesi, soykırıma uğratılmasıdır. Bir başka deyişle bölgede yüzyıldır süren savaş hiç durmadı. 3.DÜNYA SAVAŞI ORTADOĞU VE RUSYA kuşatılarak olanca hızıyla sürmektedir.
Ne hazindir barbar Batı-Nato bölgemize bu soykırım savaşını dayatmasına karşın, hala bazıları Batıdan destek beklentisi içindedirler. Bu tiraji-komik bir durum.
Vahşi Kapitalizmin-Siyonizmin bilinmemesi. İhanetçilerin, işbirlikçilerin çağımızın bu yok edici- soykırımcı tehdidini gizlemeye halk kitlelerinin, halkların nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu sürekli manüpüle etmeleri.
Türkiye, PKK, Peşmerge... halklar, devletler adına ortya çıkanların durumu bizansın düşmesinde görülen tiraji-komik bir örneği çağrıştırmaktadır. Bizans düşerken rahipler "melekler dişimi- erkemi" tartışması içinde birbirlerini kesecek noktaya gelmişlerdi...
Siyonizm 1.Dünya Savaşı ile tüm Osmanlı-İslam coğrafyasında ırkçılığı hortlattı. Bölgeyi atomizasyona (parçalamaya), parçaların başına diktatör, soykırımcı, kişiliksiz hayvanları yerleştirdi. Halkları kırdıkça kırdı. Bu soykırım günümüze kadar şidetli bir şekilde artarak sürdü. Kürtleri 5 parçaya böldü. Bölmekle yetinmedi. Fiziki ve kültürel soykırımı dayattı.
Başta Musul Kerkük olmak üzere, Kürt halkının petrolleri kaynakları Siyonist firmalar tarafından ele geçirilidi, gasp edildi. Türkiye başta olmak üzere bölgenin tüm devletlerinin Başbakanları, genelkurmayları CİA-MOSSAD tarafından atanmaya başlandı...
Çözüm süreci ile birlikte bu durum tersine dönmeye başladı. Ama bölge halkları adına ortya çıkan devlet yada diğer kurumlar sahte bir zafer sarhoşluğuna girerek tehlikenin ne kadar büyük olduğunu bir türlü kavrayamadılar.
Irak'tan ABD askerleri çekildiğinde siyonizm soykırımcı tüm ağlarını çok sağlam bir şekilde döşemişti. Bögede ve Rusyada etkili olacak 3. Dünya Savşı çoktan başlatılmıştı. Türkiye ve Kürtler sahipsiz kalan topraklarına sahip çıkmayı becdermediler. Siyonistler boşluğu hızla doldurup para militer güçlerini doldurduldr. Maliki katili sunileri, Esed Katili Suriye Halkını, Sisi Katili Mısır Halkını, Soykırımcı Siyonist İsrail ise Filistin halkını soykırım çemberine çoktan almıştı bile.
Halklar bu şekilde soykırıma alınırken, soykırımın en katmerlisi Siyonist firmalar, arap petrol şeyhlerinin paraları ile Kürtler ve Türkler için hazırlanıyordu. CİA ve MOSSAD dünya genelinde ne kadar uzman paralı katil varsa yavaş yavaş bölgeye yığıyor, Saddam katili düşürüldüğünde nasıl tek mermi atmadan Irak'ı teslim aldıysalar benzer bir planla Musulu ve birçok yeri aldılar. Para militer teröristlerin emrine son sistem teknoloji, son sistem silahları verdiler. Tek bir hedef gösterdiler ayrımsız tüm halkların soykırımı. Ve bu soykırım dalga dalga yayılmaya başladı...
Çözüm süreci ile birlikte bu soykırım denkleminin dışına çıkan Türkiye ve Kürtler ise sanki başka bir gezegende yaşıyormuşcasına sahte bir zafer sarhoşluğuna kapıldılar. Bu aşamada Siyonist-Fetullahçı Paralel darbe az daha Türkiye'yi düşürüyordu. Son anda atlatıldı. Erdoğan ezici bir şekilde Cumhurbaşkanlığını almazsa bu tehlike hala kapıda demoklesin kılıcı gibi bekliyor...
Bu siyonist soykırım çemberini tam kavrayamayan Türkiye Devleti ve Barzani bu süreçte Türkiye, Suriye Kürtlerini savaş konusunda ki tecrubesi dolayısıyla HPG'yı yanlarına alarak birlikte bu çemberi nasıl yaracaklarını planlayacaklarına aptalların dahi yapamayacağı hareketleri yaparak Suriye Kürtleri, Kürtlerle Türkiye ve Irak Kürdistanı arasına hendekler döşediler, tel örgüler çektiler. Barzani sömürge valisimi dediğimzde ise çok kötü eleştirilmiş hatta tehdit edilmiştik...
Yarımyüzyıla yakındır vahşi-kapitalizme karşı savaşan PKK ise tam mansıyla sınıfta çakıp kalmıştı. Öcalanın bize 30 yıldır saldıran NATO'nun gizli kanadı-gladiosu (siyonizm) olduğu cümlesinden tek bir kelime bile anlamadıkları yaşanan gelişmelerle ortaya çıkmaya başlamıştı.
Bizansın çöküşünde nasılki papazlar "melekler dişimi, erkek mi" tartışması, Ortadoğu'da ise Türkmü, Kürtmü... tartışmasına çakılıp kalmıştı. Bu kafayla gidilirse ortada Türkünde, Kürdünde kalmayacağını görmeyecek kadar körleşmişlerdi...
Kürt ve Türk halkının azami dikkat etmesi gereken bir konu var. Derhal siyonizmi kavramaları. Siyonist tehlikeyi es geçenlerin, gizleyenlerin sanı ünvanı ne olursa olsun gerçek hainler olduğunu bilince çıkarmaları.
Türkiye, Kürtlerle, Kürtler bölgenin diğer halklarını örgütleyerek saflarınaçekmeli... Bölgede 1. Dünya savaşından beri savaş ve soykırımın durmadığını, 3. Dünya savaşının yaşandığını, savaşın giderek şidetlendiğini halklar kavramalı. İhtilafları bir kenara bırakıp CİA ve MOSAD'ın bölgeye doldurduğu paramiliter güçleri tesbit ve imha operasyonunu acilen hayta geçirmesi. Filistine silah insan, teknoloji ne gerekiyorsa azami düzeyde yardım yapılmalıdır.
Dünya genelinde devletler ve halklar nezdinde o bebekleri ve halkları katl eden finansman sağlayan, siyonist firmaları, dolar şeyhleri, bölgedeki işbirlikçiler deşifre olmaları hesaba çekilmeleri için olağanüstü bir savaş verilmelidir...
Kürtler, Türkler, Ruslar ve bölgenin diğer halkları şu gerçeği iyice kavramalıdır. 300-400 yıldır Evangalistler, moon tarikatı, fetulahçılar vb. tarikatlarla milyonlarca beyni yıkanan bir yapılanmayla siyonizm Mezopotamya, Rusya ve Türkiye'yi kuşatma altına almıştır. Önce Mezopotamya, ardından İstanbul, ardından Moskova 1.hedefleridir...
Bu soykırım saldırısını bertaraf edilmezse, Çarlık ve Osmanlı ailesini, aileleri, sulaleri, firmaları nasıl yok ettiyseler bölgenin halklarıda aynı şekilde yok edilmektedir...
Halklar basit kürt-türk vb. çekişmelerden acilen çıkarak siyonistlerin bölge genelinde ne kadar yayıldıklarını, siyasi ekonomik... hangi alanlarda ne kadar yayıldıklarını, siyonistlerle onların firmaları ile ticaret vb. alanlarda kimlerle işbirliği yaptığını yaşadığı yerden başlayarak sorgulaması, mallarına ambargo koyması, yasaklaması...
Savaş stratejisi siyonizim üzerine kurulmadıkça, düşman gerçek boyutları ile kavranıp çözülmedikçe yenilgi ve soykırım kaçınılmaz olacaktır. Yüzü kapalı kiralık bir katil bugün olmazsa yarın muhakak kapınıza dayanacak çocuklarınızı katledecek karınızı elinizden alacak... Siz hala bizans rahipleri gibi melek dişimi erkemi gafletinden uyanmadan hem bu dünyanızı hemde öteki dünyanızı kayb edip cehennemin dibini boylayacaksınız.
Av olmamak, soykırıma uğramamak için mahllemizden başlayıp tüm dünyaya yayılmalı, savaçılar ortadoğuda bu katillerden bir tekini bırakmamalıdır...
DOĞU MEDYA/ANALİZ
