TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ IŞİD'E BAĞLI...

Türkiye Cumhurbaşkanını, Ak Parti ve Barzaninin geleceğini bu iki gücün Kürtlerle olan ittifakı dolayısıyla IŞİD belirleyecek...
Bu haber 2014-07-15 03:15:30 eklenmiş ve 1074 kez görüntülenmiştir.

Türkiye Cumhurbaşkanını, Ak Parti ve Barzaninin geleceğini bu iki gücün Kürtlerle olan ittifakı dolayısıyla IŞİD belirleyecek.

 

Ak Parti ve Barzaninin geleceği IŞİD'E dolayısıyla Işid'in arkasındaki güçlerle ilişkilerine bağlı. Nato'nun (Ki bu tür yapıların soykırımdan başka insanlığa vereceği başka hiçbir özellikleri yok) paramiliter gücü olan IŞİD ve Mezhep Savaşı Katil Kapitalizmin bölgemize dayattığı yeni kirli savaş biçimi...

 

1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı coğrafyasında halkların, dillerin, dinlerin katliamını yapan güçler, günümüzde başını NATO'nun, İsrail, ABD, Almanya, Fransa'nın çektiği  para militer güçlerle IŞİD, El-Kaide vb. adlarla tüm Ortadoğuyu sarmaya başladılar...

 

20 yüzyılın sonları, 21. yüzyılın ilk çeyreğinde NATO öncülüğünde geliştirilen bu savaşta en büyük düşman çocuklar. Kimi petrol varilli bombalarla, kimi israilin attığı füzelerle, kimi kimyasal-biyolojik saldırılarla, sahipsiz kalanlar ise IŞİD vb. kiralık katiller tarafından öldürülmeye, rehin alınmaya soykırıma tabi tutuldular. Tarih boyunca hiçbir firavunun aklından geçmeyen katliam yöntemleri Ortadoğulu çocuklara dayatılmaya başlandı...

 

Katil-Kapitalizim-Siyonizmin insanlığa soykırımdan başka vereceği hiçbirşeyi kalmadığı için başını Mossad ve CİA'nın çektiği paramiliter güçler Firavunu katbekat aşan  taktiklerle Ortadoğulu çocukları, sivil savunmasız insanları rehin almaya, insanlık tarihinde görülmemiş bir vahşet ve kelle avcılığıyla insanlığın binyıllardır kazandığı tüm değerleri yerle bir etmeye başladılar...

 

Katil-Kapitalizim'in BOP projesi ile  öngördüğü "Kukla Büyük Kürdistan" hayali Rojeva Devrimiyle suya düşünce,  IŞİD ile birlikte Katil kapitalizmin en büyük hedefinin Kürdistanın baştan aşağı yeniden işgali olduğu, hergeçen gün giderek netleşmeye başladı. Musulun işgali, mezhep savaşları çok önceden büyük bir plan çerçevesinde planladığı ortaya çıkmaya başladı.

 

Türkiye ve Kürtlerin kader birliği yaptığı bir süreçte Kobani (Rojeva) düşerse, düşürülürse bu Kürtlerin Ak Parti ile olan ittifakının da sonu olacak. Cumhurbaşkanlığı seçimi Ak Parti için kabusa dönüşecek, bir sonraki genel ve yerel seçimlerde ise Ak Parti tarih olup silinecek büyük bir tehlikeyi bünyesinde taşımaktadır.

 

Diğer ülkeler bir vatandaşlarının burnu kanadığında terörizme karşı operasyon yapar, savaşı göze alır. Onlarca konsolosluk görevlisi rehin alınmış, Türkiye ile kader birliği yapan Kürtlere saldırı giderek büyümeye başlamasına rağmen, Ak Parti iktadarlı devlet IŞİD terörüne karşı kılını kıpırdatamıyor.

 

Buda basında sürekli işlenen "Barzani-Türkiye,  ABD-İsrail ittifak yaptı"  yönündeki algıyı hergeçen gün güçlendirmektedir. Bu ittifakın somut hali ise IŞİD olmaktadır.

 

Türkiye ve Barzani  Suriye ve Irak Kürtleri ile kendi aralarındaki sınırları kaldırıp Kürtlerle aynı cephede yer almazlarsa, Kürdistanın katil-kapitalizm tarafından işgaline göz yumsalar;  bu durum bu ittifakın yapıldığının delili olacak. Bu da Türkiye'de Ak Partiyi, Kürdistanda ise Barzaniyi tarihe gömecek bir gelişmenin kapılarını sonuna kadar açacaktır. Bundan dolayı IŞİD'e karşı tutum Türkiye'de Cumhurbaşkanını belirleyen en önemli gelişme olacaktır...

 

Burada kimse katil kapitalizmin silah ve teknolojisine güvenmesin. Dünya ve insanlığı çürüten bu yapı Ortadoğuda gelişen halkların kardeşliği, kader birliği ve yeni demokrasi konseptiyle kısa zamanda yeryüzündeki tüm katil-kapital kalelerin yerlebir olmasının kapılarını sonuna kadar açtı. Bir taraftan insanlığa soykırımdan başka birşey bırakmayan katil kapitalizm, diğer taraftan insanlığa barışı ve kardeşliği dayatan bir yaşam hareketi...

 

Tarih boyunca insanlığın yönünü belirleyen düşünce ve yöntemler hep bu coğrafyadan çıktı.  Şu anda Ortadoğuda Kürdistanda çıkan bu kıvılcım hızla dünyayı sarmaya, katil-kapital kaleleri kuşatmaya başladı...

 

Yüzyıllardır insanlığı esir alan katil-kapital firmalar bir bir dökülmeye, bir bir deşifre olmaya başladılar. Onlar nasıl IŞİD kelle avcıları ile Ortadoğulu çocukları avlıyorsa, av yaptıysa aynı şekilde onların da çocukları ve soyları av olacaktır. Ve tarih bu örneklerle doludur...

 

Ortadoğu'da (Osmanlı-İslam Coğrafyasında) yaşamla-ölümün, soykırımcılarla-halkların özgürlüğü ve kardeşliği için çarpışan iki gücün yüzyıllardır süren savaşında insanlık giderek finale yaklaşırken,  Ak Parti -Barzaninin geleceği bu güçlerden hangisinin yanında yer alacağı ile şekillenecektir...

 

Kobani-Rojeva düşerse Ak Parti ve Barzani de katil-kapitalizmle birlikte düşeceklerdir. Bundan dolayı Türkiye bölgeye dayatılan bu para militer güçlere karşı acilen harekete geçilmeli, saflar netleşmelidir...

 

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

 

Kobane Saldırıları İŞİD Ve İsrail işi

Irak Şam İslam Devleti-IŞİD adlı örgütün son Kobanî saldırısının rastgele düzenlenmiş bir olay değil de, kapsamlı bir planın önemli bir parçası olduğu anlaşılıyor. Özgür Gündem gazetesi yazarı Adil Bayram, bu haftaki gazete yazısında Kobene'ye saldırı planını konu edinmiş.

14 Temmuz 2014 Pazartesi 19:48Bu haber 712 kez okundu

Kobane Saldırıları İŞİD Ve İsrail işi

 Başta PKK Lideri ve yöneticileri olmak üzere yurtsever Kürt çevrelerinin gösterdiği sert tepki bu gerçeği ifade ediyor.

Adil Bayram yazısında bazı Kürt çevrelerinin verdiği bilgiye göre söz konusu planı ise şöyle özetliyor:

KOBANE'YE SALDIRI PLANI

Önce mevcut saldırılarla Kobane'nin direnci kırılacak, böylece Rojava ortasından yarılmış olacak, dolayısıyla Efrîn bölgesi etkisiz konuma getirilecek, yalnız başına kalan Cizîrê bölgesi ise yoğun saldırılar altında düşürülecek! Böylece Rojava özgürlük devrimi boğulmuş ve tasfiye edilmiş olacak.

Bayram yazısın devamında "Bu noktada Cizîrê Bölgesi'nin sonunun ne olacağı pek belli olmuyor" diyor ve bu bölge üzerinde iki temel yaklaşımın olduğuna dikkat çekiyor:

"Öyle anlaşılıyor ki, kendisini tüm İslam aleminin sahibi sayan IŞİD örgütü Cizîrê Bölgesi'ni de kendi denetimi altına almayı hesap ediyor. Fakat bu konuda başka bir hesap daha var. Bu da KDP'nin hesabı. KDP ise, IŞİD'in Rojava Devrimi'ni zayıflatmasını ve bu temelde Cizîrê Bölgesi'nin Güney Kürdistan'a bağlanmasını hesap ve umut ediyor."

Yani  Kobanî saldırısını fiiliyatta IŞİD yürütse de, gerçekte saldırının arkasındaki güçler ve hesaplar çok daha farklı.

Bayram bu güçler içindeki aktörleri şöyle belirtiyor:

"Kobane'den başlayarak Rojava özgürlük devrimini tasfiye etme planı aslında KDP-AKP ortaklığı tarafından yapılmış bulunuyor. Şimdilik bu planı ABD ve İsrail de destekliyor. Fakat ilerde ne tür politik değişiklikler olur, bu fazla bilinmiyor. "

Sözkonusu planın daha önce hazırlandığını ifade eden Adil Bayram,

IŞİD'in Kobanî'ye yönelik benzer bir saldırısı hemen 30 Mart yerel seçimlerinin ön gününde gündeme geldiğini hatırlatıyor.

O zaman da benzer planların yapılmış olduğu tartışılmıştı.

Fakat Kobane halkının Rojava'dan ve tüm Kürtlerden aldığı destekle söz konusu saldırıyı kırması mevcut planın uygulanmasını başarısız kılmıştı.

Ardından IŞİD'in Musul'a sokulması ve Irak'taki kaos durumunun ortaya çıkması ile

IŞİD bu kez yönünü Rojava'ya çevirdi.

Kobane ve dolayısıyla Rojava saldırısını başlattı.

Böylece Rojava'yı da hızla ele geçirme gayreti içine girdi.

Adil Bayram analizinde "IŞİD'in Kobane saldırısı Irak'la başlayan planın bir parçası ve yeni bir aşaması oluyor" diyor ve

"Yaptıkları plan çerçevesinde IŞİD'i Irak'a saldırtmış olan güçler, aynı plan çerçevesinde şimdi de Rojava'ya saldırtıyorlar" tespitini yapıyor…

Peki, IŞİD ve IŞİD'in arkasındaki küresel ve bölgesel güçlerin Kobane'yi düşürme planı tutar mı?

Özgür Gündem yazarı Adil Bayram analizinin devamında ise bu soruya yanıt arıyor.

IŞİD'in büyük bir yanılgı içinde olduğunu belirtiyor ve

Irak'ta ve Suriye'de IŞİD çetelerinin ele geçirdiği yerlerin başka güçlerin desteği ile alındığına vurgu yapıyor.

Adil Bayram, şu hatırlatmaları yapıyor;

 

ROJAVA ÜZERİNDEKİ KİRLİ PLANLAR

 

 

"IŞİD kendinden geçmişçesine insan kafasıyla top oynayarak tarihin en aşağılık vahşetlerinden birini sergiliyor. Halbuki gerçek bunun tam tersidir. Kapitalist modernite ilahları IŞİD'e "Yürü ya kulum" demişlerdir, IŞİD ise yürümeye başlamıştır. Yani sonunun nasıl geleceğini şimdilik kimse bilmez. Bir zamanlar Saddam Hüseyin de, Hüsnü Mübarek de böyle yürüyenlerdendi, ama sonu hiç de hayırlı gelmedi."

 

 

Ortadoğu'daki savaşta "plan içinde plan var" diyerek bölgesel güçlerin rollerine vurgu yapıyor ve şu uyarıları yapıyor:

"IŞİD'in Kobanî saldırısı ve bunun arkasındaki KDP-AKP ortak desteği açıkça gösteriyor ki, Ortadoğu'daki savaşta plan içinde plan var. Dolayısıyla herkesin olayları doğru anlaması ve bütünlüklü bir plan dahilinde hareket etmeyi başarması gerekiyor. Bu konuda özellikle Kürtlerin ve Türkiyeli demokratların çok bilinçli, planlı ve örgütlü olması büyük önem taşıyor."

"ABD-İsrail cephesinden bakınca, ortada yeni bir stratejik planlamanın varlığı gözüktüğüne belirten Adil Bayram yazısında İsrail'in Gazze saldırısının da aynı zamana denk geldiğine dikkat çekiyor:

 

"Dolayısıyla İsrail'in Gazze saldırısı da bir tesadüf değil. Yaklaşık yirmi beş yıldır "Yeni Dünya Düzeni" çerçevesinde ABD'nin Ortadoğu'da yürüttüğü mevcut rejimleri değiştirerek yeni bir egemenlik kurma stratejisinin Cenevre-2'nin iflasıyla birlikte başarısız kaldığı açıkça görülüyor.

Şimdi ABD yönetimi yeni bir strateji oluşturmuş ve uygulamaya koymuş bulunuyor. Bu da Ortadoğu'nun siyasi coğrafyasının yeniden oluşturulması, 1. Dünya Savaşı'nın belirlediği sınırların yeniden çizilmesi oluyor. Irak ve Suriye'nin parçalanması bu stratejinin başlangıç adımıdır. Yavaş yavaş bölgenin tümü için yapılmış olan parçalama stratejisi uygulamaya konacaktır."

 

Söz konusu plan doğrultusunda ilk adımı ise şöyle özetliyor;

 

 

"Bu planın ilk adımı IŞİD'in Irak ve Suriye'yi parçalaması oldu.

Şimdi ikinci adım, IŞİD eliyle Rojava Devrimi'ni tasfiye etme çabası oluyor. "

Planın bu bölümünün daha çok KDP ve AKP tarafından hazırlandığını ve  ABD tarafından da kabul edilmiş olduğu belirtiliyor.

Bunun çok tehlikeli ve riskli bir oyuna da girilmesi anlamına geldiğine vurgu yapan Bayram, riskleri de şöyle açıklıyor:

"Çünkü IŞİD'in Rojava saldırısının sonunun ne olacağı önceden bilinemiyor. IŞİD Rojava'yı kendi eline geçirmeyi hesaplıyor. KDP ise özellikle Cizîrê bölgesini Güney Kürdistan'a katmayı umut ediyor. Belli ki bu hesaplardan biri gerçekleşebileceği gibi, her ikisi de gerçekleşmeyebilir. Bir üçüncü alternatif olarak Rojava halkı IŞİD saldırılarını başarısız kılarak kendi özgürlüğünü pekiştirebilir. Bu sonuncu olasılığın gerçekleşme şansı ilk ikisinden az değil, tersine daha fazladır."

"Rojava'yı IŞİD'in ele geçirmesi herkes için bir felaket olacaktır" vurgusunu yapan Adil Bayram; bundan en büyük zararı ise Türkiye'nin göreceğini söylüyor.

Bu dönemde KDP'nin bağımsızlık ilan etme hevesinin ise ABD-İsrail planı olduğunu belirten Adilm Bayram

"Halbuki KDP'nin ayrı devlet ilan etmesi bir ABD-İsrail projesidir ve ardından ne geleceği şimdiden hiç bilinmez." diyerek uyarısını yapıyor.

Bütün bu saldırı planlarına karşı Rojava devriminin savunulması gerektiğini vurgulayan Adil Bayram analizini şu cümleler ile sona erdiriyor:

"Dolayısıyla şimdi tüm özgürlük ve demokrasi güçleri için tek hedef Kobanî'yi savunmak, Rojava özgürlük devrimini savunmaktır. Ortadoğu'ya yönelik tüm gerici ve emperyalist planları bozacak olan tek gelişme budur. Bu nedenle tüm özgürlük ve demokrasi güçlerinin kalbi Kobanî halkıyla atmalı, desteği Rojava Devrimi'ni savunmak için olmalıdır."

Haber Kaynağı: Özgür Gündem

 

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

 

IŞİD neden sürekli Kobanê'ye saldırıyor?

 

YPG kaynaklarına ve yerel yetkililere göre IŞİD muhtemelen saldırılarını Kürtlerin Kobanê’yi alışının ikinci yıldönümünde artırarak devam edecek

 

Irak ve Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) ele geçirmek istediği Kobanê'nin büyük bir önemi buluyor. Musul'da ele geçirdiği ağır ve gelişmiş silahları kullanan IŞİD'in bu kente girmesi demek hem doğu hem de batıdan geniş hareket alanı bulması anlamına gelecek.

 

Irak'ta Musul’u ve diğer birkaç bölgeyi ele geçiren Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) yeni ismi ile İslami Devlet (IS) 2 Temmuz’da Kobanê’ye büyük bir saldırı başlattı. Radikal’den Mutlu Çiviroğlu’nun haberine göre, 10 tank ve başka ağır araçlar tarafından desteklendiği bildirilen bu saldırılarını Kobanê’nin batısındaki bir kaç köy, özellikle de Cerablus için stratejik değeri olan Zormixar bölgesinin etrafında yoğunlaştırdı.

 

Son saldırıların önemli bir farkı ise IŞİD’in geçen haftalarda Musul ve çevresinde elde ettiği ağır ve gelişmiş silahları ve kullanmasıydı. Hatta yakın dönemde IŞİD’e dahil olan bazı Saddam dönemi Iraklı subayların da Kürtlere karşı saldırıları yönettikleri YPG kaynaklarınca dillendirilmekte. Durum böyle olunca Suriye ’yi yakından takip eden uzmanların merakla sordukları soru, YPG’nin böylesi gelişmiş silahlarla yapılan saldırıları püskürtüp bölgeyi elde tutacak imkânlarının olup olmamasıydı.

 

IŞİD gerçekleştirdiği 3.000 'den fazla havan saldırısından sonra, YPG güçleri Cuma günü Zormixar ve diğer köylerden çekildi. YPG’nin taktiksel bir hamle olarak duyurduğu bu geri çekilme, akıllara ‘bir yenilgi mi ?’ sorusunu getrdi. İki taraf arasındaki şiddetli çatışmaların ardından YPG güçleri Cumartesi günü Zormixar’ın yanı sıra Xirabato, Ziyaretê ve Cedide köylerini geri almayı başardı. Şu anda bazı küçük çaplı çatışmaların devam ettiği fakat bölgenin YPG’nin kontrolü altında olduğu ve oradaki halkın moralinin yüksek olduğu bilgisi geliyor.

 

YPG Basın Merkezi 6 Temmuzda yaptığı açıklamada IŞİD saldırılarının kırılmış olup 200’e yakın IŞİD savaşçısının öldürüldüğünü duyurdu. Yerel kaynaklar da bu sayıyı doğruluyor. Tarlalarda gömülmeden bırakılan IŞİD’e ait birçok cesedin içinde sarı saçlı ve beyaz tenli olanlarının da bulunduğu belirtiliyor. YPG’nin açıklamalarına göre son saldırılarda 20 civarında savaşçının hayatını kaybettiği görülüyor. Yine, IŞİD’e ait 2 tank ve birkaç ağır aracın YPG tarafından tahrip edildiği, birçok silah ve mühimmatın de ele geçirildiği YPG açıklamalarında dile getirilmekte.

 

IŞİD neden sürekli Kobanê’ye saldırıyor?

 

Bu saldırıların birçok nedeni var. Birincisi IŞİD Musul ve Irak'taki diğer şehirlerde elde ettiği başarılardan güven alarak Suriye toprakları üzerindeki kontrolünü de genişletmek istiyor. Bunun dışında Kobanê, şu an IŞİD’in kontrolünde bulunan Girsespi (Til Abyad), Cerablus ve Rakka’nın ortasında bir ada gibi duruyor. Kobanê’yi bu kendi kontrolü altındaki bölgeleri birbirine bağlamak için ve de yeni ilan ettiği "İslam Devletinin" bir parçası yapmak istiyor. Böylesi önemli bir şehrin kontrolünü ele geçirmesi demek, hem doğu hem de batıdan geniş hareket alanı bulması anlamına gelecek, yeni topraklar ele geçirmesini kolaylaştıracak.

 

Bunun dışında, Kobanê’nin ele geçmesiyle beraber Urfa’nın Suruç ilçesindeki Mürşitpınar Sınır Kapısı'nın kontrolünü de ele geçirmiş olacak. IŞİD’in özellikle ticaret, eleman ve mühimmat geçişi, hastaların tedavisi vb. nedenlerden dolayı sınır kapılarına önem verdiği biliniyor. Bu bağlamda önümüzdeki dönemlerde Kürtlerin elinde bulunan Serekaniye ve Til Koçer ile diğer İslami grupların elinde bulunan Azaz’daki sınır kapılarına saldırılar düzenlemesi muhtemel.

 

Bu saldırılarla IŞİD, ayrıca Kobanê’yi Kürt Dağı Bölgesi yani Afrin Kantonu ve Cezire Kantonlardan da koparmak istiyor. Şu sıralar üç Kürt Kantonu arasında gidiş gelişler oldukça zor. Yerel yetkililere göre birçok sivil Cerablus ve Til Abyad’da IŞİD tarafından rehin tutuluyor. Aynı şekilde IŞİD tarafından Minbiç yakınlarında kaçırılan yüzden fazla Kürt öğrenci bir ayı aşkın zamandır rehin tutuluyor. Gerek İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), gerek UNICEF ve de diğer kurumların tüm çağrılara rağmen bu çocuklar ve diğer siviller halen serbest bırakılmış değiller. Kobanê Kanton yetkilileri ve bölgedeki insan hakları savunucuları, IŞİD’in rehin tuttuğu çocukları ve diğer sivilleri YPG’ye karşı baskı oluşturmak ve arkasındaki halk desteğini yok etmek için kullandığını belirtmekteler. Bu kaynaklar IŞİD’in ayrıca YPG’nin elindeki üyelerini salıverilmesi konusunda bir pazarlık kozu olarak da sivilleri kaçırdığını iddia etmekteler.

 

Kobanê’nin IŞİD’in eline geçmesi, örgüte birçok avantaj getireceği için oradaki halka her türlü zulüm yapılmaktan kaçınmıyor. IŞİD siviller kaçırıyor, bazılarını alenen çarmıha gerip, işkenceyle öldürüyor. Birçok defa sivillerin evlerinin tahrip edildiği ve mal ve mülklerine de el konulduğunu yerel kaynaklar sıkça dile getiriyorlar. Hatta Kobanê’nin içme suyunun bile IŞİD tarafından birçok defa kesildiği de kamuoyu tarafından bilinen bir durum.

 

Devam eden bu saldırıların bir diğer önemli nedeni ise Kobanê’nin 19 Temmuz 2012’de Esad rejiminden kurtulan ilk şehir olması ve Rojavalı Kürtler için manevi bir öneme sahip olması. Kürtlerin bu şehri kaybetmesi büyük bir moral kırıklığı yaratacak ve elde ettikleri kazanımlara büyük bir darbe olacak. Yani Kobanê’ye yapılan saldırılar Kürtlerin Suriye’de elde ettiği başarılara da bir saldırı anlamına da geliyor. YPG kaynaklarına ve yerel yetkililere göre IŞİD muhtemelen saldırılarını Kürtlerin Kobanê’yi alışının ikinci yıldönümünde artırarak devam edecek.

 

Zaten hafta başından beri IŞİD’in hem güneyden, hem de doğudan yeni saldırılara başladığı haberleri de gelmekte. YPG, Kobanê’nin 35 kilometre güneyinde bulunan Kunheftar yakınlarındaki çatışmalarda 40’a yakın IŞİD üyesinin öldürüldüğünü, kendilerinin de 2 kayıp verdiklerini belirtmekte.

 

IŞİD’in, Kobanê’nin batısıyla birlikte eşzamanlı olarak doğudan yani Akçale’nin karşısındaki Til Abyad’dan yapmaya çalıştığı ilk saldırılar ise YPG, Kürt Cephesi ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)’ya bağlı bazı grupların da desteğiyle püskürtüldü. IŞİD bu saldırıyla YPG’yi her iki yönden kıstırmayı amaçlıyordu ki bunda başarılı olamadı. 7 Temmuz Pazartesi günü başlayan ve bugün Salı da yoğunlaşarak devam eden çatışmalarda ise, yine Til Abyad’dan saldırıya geçen IŞİD güçleriyle YPG arasında sert çarpışmaların yaşandığı haberleri gelmekte.

 

Şu an itibariyle görünen, IŞİD’in Irakta ele geçirdiği gelişmiş silahlara rağmen yüksek askeri kabiliyeti ve disiplini ile bilinen ve geniş halk tabanı olan YPG karşısında üstünlük sağlayamadığı. Fakat yukarda da belirttiğimiz gibi IŞİD’in önümüzdeki günlerde saldırılarına devam etmesi de oldukça güçlü bir ihtimal. Bu nedenle de hem Kobanê Kantonu yönetimi ve Salih Müslim, hem de KCK adına Murat Karayılan’ın açıklamaları dikkat çekici. Hiç şüphe yok ki Kobanê’nin geleceği hem Rojava’daki kazanımlar, hem de Kürtlerin tamamı için önemli bir role sahip olacak.

 

T24

ETİKETLER :
Diğer DKM-Analiz haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA