Kolayca takip ediliriz, çünkü bize yolumuzu, güzergahımızı, önümüze gayet düzenli bir şekilde, sezdirmeden, fark ettirmeden sunarlar ve biz o yolda, o güzergahta,sezmeden, fark etmeden, uyumlu bir şekilde yürür, gideriz.
Hayatımızın "öz" düzensizliğini fark etmememiz için, gerekli düzenekler, bizler için "özenle" hazırlanmıştır. Aksi halde, mümkün değildir, hem "olanların" farkında olup, hem de uyumak !
Çünkü düzen, insanla çalışmaktadır. İnsan kullanmaktadır, insan yemektedir, insan yakmaktadır, insan öldürmektedir...
Oysa biz insanların yapısı, bunlar için hiç uygun değildir.
Çünkü insanın, bir bedeni, bir ruhu, bir de sosyal yapısı vardır ve bu üçünün bir arada olduğu, başka bir canlı yoktur yeryüzünde.
Olanlara bakarken "düşünen bir beyni" vardır insanın, bu düşünceleriyle "oluşan duyguları" vardır.
Sonra bu düşünce ve duygularla birlikte, içinde bulunduğu toplulukla, "ortak hareket edebilme" özelliği vardır her insanın.
İster bireyden topluma, ister toplumdan bireye doğru giderek, bu "ortak hareket etme" özelliğini, isterseniz bir düşünüp, etraflıca bir değerlendirin. Düşününce görülecektir ki, "sınır tanımaz" bir güçtür insanoğlu.
Bu, ancak insanlığın "toplu halde yok edilmesi" halinde, durdurulabilecek bir güçtür.
Ama düzen bunu asla istemez. Düzen bunu istemez, çünkü dediğim gibi, düzen insanla çalışmaktadır.. İnsan kullanmaktadır, insan yemektedir, insan yakmaktadır, insan öldürmektedir...
Yoksa tüm insanlığı bilmem kaç defa yok edebilecek güç, sabah akşam baş ucumuzdadır. Bunu biliriz ama unuturuz. Çünkü unutmamızı isterler.
Şimdi hatırlayınız, bütün insanlığı defalarca yok edebilecek güce sahip bir düzenin içinde, ne için yaşıyoruz ?
Bir arada yaşayan topluluklar, birbirlerine benzedikleri için bir arada yaşarlar. Olanlar karşısında aynı düşüncelerle düşünür, bu düşüncelerle duygulanır ve böylece bir arada harekete geçerler. Hepsi aslında tek vücutturlar ve gerekirse, aynı anda hatta, yine tek vücut gibi ölebilirler de !
"Korkutucu bir güçtür bu.
"Bütün düzeni bozar !!
Öyleyse, iyi davranmak gerekir insana, güzel şeyler, canlı canlı oyuncaklar, kifayetsiz uğraşlar vermek gerekir eline.
Güzel masallar anlatmak, güzel hayaller kurdurmak, güzel uykular uyutmak, mutlu rüyalar gördürmek, sürekli bir uyku hali ve masal dünyasında tutmak gerekir.
Ama ne olursa olsun, düzenin eli, Tanrı'nın eli gibidir, "hâşa olamaz".ama öyle değilmidir?.
"Demekki yapacak bir şeyimiz var. Kendimizle, özümüzü takip etmek..
DKM-HABER- Suatincedere@hotmail.com
