F-FRANSIZ İMAM

Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez'in katil zanlısı Ömer Güney'in akıl hocası emniyet imamı Kozanlı Ömer çıktı! İki Ömer, suikastten önce tam 7 kez Türkiye'de yüz yüze toplantı yapmıştı...
Bu haber 2014-03-15 20:54:40 eklenmiş ve 648 kez görüntülenmiştir.

F-FRANSIZ İMAM

F-ransız imam

Çözüm sürecini hedef alan paralel çetenin izi Fransa'ya uzandı! Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez'in katil zanlısı Ömer Güney'in akıl hocası emniyet imamı Kozanlı Ömer çıktı! İki Ömer, suikastten önce tam 7 kez Türkiye'de yüz yüze toplantı yapmıştı...

 

 

Tarihler 9 Ocak 2013'ü gösterdiğinde Paris sokakları derin kurşun sesleriyle yankılandı! Terör örgütü PKK'nın kurucularından Sakine Cansız, Leyla Söylemez ve Fidan Doğan, Gare du Nord'daki binada öldürüldü. Kürdistan Enformasyon Bürosu'nda gerçekleştirilen suikast çözüm sürecinde işlenince soru işaretleri de peşpeşe geldi.

 

'İKİNCİ AĞCA OLACAKSIN'

İşte Fransız makamları tarafından sürekli karartılmak istenen bu dosyada önemli bir iz tespit edildi. Türkiye karanlık suikasti aydınlatmak için devreye girerken yine paralel izler belirdi. Katil zanlısı Ömer Güney'in yolu, Gülen örgütünün 'emniyet imamı' Osman Hilmi Özdil nam-ı diğer Kozanlı Ömer ile kesişti. İddiaya göre Güney, paralel şebekenin Avrupa yapılanmasına istihbari bilgi sağlıyordu. Çözüm sürecinin başlamasıyla birlikte de Türkiye ziyaretlerini sıklaştırdı. Güney, Kozanlı Ömer ile 4 kez Ankara'da 1 kez de İstanbul'da biraraya geldi. Hatta bu sırada Osman Hilmi Özdil, "Sen ikinci Ağca olacaksın" diyerek Güney'i cinayetleri işlemesi için teşvik etti. Ve 3 PKK'lı kadın, 9 Ocak'ta Fransa'nın başkenti Paris'te öldürüldü.

 

HEDEFTE BDP'LİLER VARDI

Ancak çözüm sürecini hedef alan bu plan bitmemişti. Zira iddiaya göre suikastler sürecekti. Bu kez hedef cinayetleri incelemek için Fransa'ya giden BDP heyetiydi. İddiaya göre paralel örgüt heyette yer alan Aysel Tuğluk, Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş'a suikast düzenleyecekti. Ancak Güney'in baskılara rağmen bu cinayetleri işleyemediği kaydedildi. Çözüm sürecini her koşulda hedef alan şebekenin, Paris cinayetlerinin başarısız olması durumunda ise farklı bir planı vardı. Son suikastin hedefindeki isim PKK'nın üst düzey yöneticilerinden Sabri Ok'tu. Bu arada paralel örgütün Avrupa'nın bazı kentlerinde çeşitli militanları bulunduğu öne sürüldü. İddiaya göre bu militanlar suikastler için uykuda tutuluyordu.

 

FRANSIZ DESTEĞİ!

Oslo görüşmelerini Fransa istihbaratı üzerinden aldığı ses kayıtları ile sabote eden paralel örgüt, 9 Ocak'taki cinayetlerle yine çözümü hedef aldı. Ancak paralel çete, Paris cinayetlerini MİT'in üzerine yıkmaya çalıştı. Çetenin 'MİT imamı' Murat Karabulut vasıtasıyla 2 balya 'hologramlı kağıt' çaldığı da ortaya çıktı.

 

GARİP HIRSIZLIK

Paris suikastını araştıran anti terör yargıcı Jeanne Duye'nin evine geçtiğimiz Ekim ayında hırsız girdi. Hırsız veya hırsızlar, "hassas" dosyaların bulunduğu dizüstü bilgisayarını çaldı. Duye'nin yüksek güvenlik önlemleriyle korunan evine nasıl hırsız girdiği ise cevaplanamadı!

 

GÜLEN KANKALAR

Cinayetlerin en önemli sanığı konumundaki Ömer Güney'in doğrudan Gülen örgütü ile ilişki içinde olduğu belirlendi. Güney'in geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan ses kaydında görüştüğü kişinin ise Gülen örgütünün 'emniyet imamı' Kozanlı Ömer olduğu iddia edildi. Hatta Güney'in cinayet öncesi defalarca Türkiye'ye gittiği tespit edildi. Emniyet imamı ile Paris zanlısı, 2010-2013 yılları arası 7 kez bir araya geldi.

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

 

FETULLAH-MESİH

Siyonistlerin Ortadoğu'lu halklara karşı kurdukları kukla devletler dönemi R. Tayyip Erdoğan'la tarihe karıştı. CİA içinde siyon kanadın Yeryüzünde kullandığı devlet hükümet, baron, tarikat vb. tüm oyunlar bırakın Türkiye’de artık  dünya genelinde sorgulanmaya başlandı.

ABD halkı bizdeki paralel yapılanmanın daha derini olan kendi paralel yapılanmalarına yöneldiler.

 

Obama şu anda kitlenmiş nötr bir durum yaşıyor. 2 Metre boyundaki zenci kardeşler şok içinde, yakın bir gelecekte beyaz hırıstiyanlarla, latinilerle buluşacaklar… Hepsi siyonizmin insanlıkla nasıl dalga geçtiğini görüp hesap sormaya başlayacak…

 

Ve yine Yakın bir zamanda ABD'de Türkiye'dekine benzeyen kendi paralel yapılarıyla muhakkak hesaplaşacaktır. Bu çatışma Amerika'yla sınırlı kalmayacak, buradan Avrupa'ya sıçrayarak katil-kapitalizmi yerle bir edecek küresel boyutta büyük bir gelişmenin kapılarını çoktan açtı bile.

 

Ruslar (Asya’da) Ukrayna'da, Osmanlı Türkiye’de (Ortadoğu) küllerinden doğdu. Ortadoğu'lu halklar Siyonizmi dünya genelinde deşifre ederek katil kapitalizme büyük bir darbe vurdular. Bu saatten sonra ABD ve Avrupa halkı giderek kendi ülkelerini kuşatan ve kendilerini her alanda köleleştiren küresel çürümeye,ve yok etmeye tabi tutan katil-kapitalist sistemi çözmeye ve görmeye başladılar.

 

Taktiri ilahi bu ya Orta çağda soykırımdan kurtulmak için Ortadoğu'ya sığınmıştılar...

 

İnsanlık açısından fetullah gibi din simsarlarının, katil-kapitalizmin kurduğu din tarikatlarının, oyunlarının sonuna gelindi.

 

Bir başka deyişle Katil-Kapitalizm diş geçiremediği ve kullanamadığı Türkiye ve Rusya üzerinde oyun ve senaryolar kurmaya çalışırken kendi vatandaşlarını uyandırdılar. Bu kafayla devam edip insanlığı, milletleri hafife almaya devam ederlerse hepsinin kartondan kaleler gibi yıkıldıklarına hep birlikte şahit olacağız...

Bundan dolayı aklı selim Yahudilerin bir an önce kendilerini sapık Siyonistlerden kurtarıp normalleşmeleri lazım. Aksine dünya insanlık tarihinin göremeyeceği acılara gebe kalacak…

ABD halkı şu gerçeği artık net olarak gördü. Kendilerini kullanan Katil-kapitalizm dizayn ve kontrol edilemezse… insanlığın ilk çağlara dönüşünü kimse engelleyemez…

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Fethullah Gülen Hz. İsa mı?

Gündem 13 Mart 2014, Perşembe

Fethullah Gülen'in, “Ege’de talebe hizmetini en güzel yapan O'dur” diye tarif ettiği 20 yıl önceki talebesi Münip Erdem, Yeni Akit gazetesinde yayımlanan makalesinde Gülen'le ilgili şok bir gerçeği ifşa etti. "Fethullah Gülen Hz. İsa mı?" sorusunun cevabının verildiği yazıda Erdem, "Bu hususu 20 yıl sır olarak sakladım, fitneye sebep olmamak için hiç kimseye söylemedim" diyor. İşte çok konuşulacak o yazı...

 

Edirne’den Kestanepazarı’na geldiniz. Bavulunuzu yere koydunuz. Üzerinde cevşen vardı. Sizinle temasım o gün başladı. On yıl devam etti. İzmir’e geldiğinizde Risale-i Nur’u tanıyordum. Nur’un büyük kitaplarını okumuştun. İmkan bulduğum ölçüde va’zlarınızı ve evlerdeki sohbetlerinizi kaçırmamaya gayret ettim. Fevkalade istifade ettim. İç alemimi, daha doğrusu manevi yapımı meydana getiren binanın temel taşları Risale-i Nur’dur, sizden aldığım bilgiler de o binanın mütemmim cüzleri olmuştur.

 

Nokta Dershanesi’nde arkamda birkaç vakit namaz kıldınız. Daha sonra imamete geçmemi teklif ettiğinizde, “Hocam ben size namaz kıldıracak keyfiyette biri değilim” dedim ve imamete geçmedim.

 

"HİZMETİN METODUNU O'NDAN ÖĞRENDİM"

 

Talebelerle yapılacak Risale-i Nur hizmetinin tekniğini, metodunu sizden öğrendim diyebilirim. “Ege’de talebe hizmetini en güzel yapan Münip Hoca’dır” demiştiniz.

 

Bahsini yaptığım o günlerde Manisa Ulucami imamı idim. İzmir’den bir ağabey gönderip “Bergama’da hizmet var, mümkün olsa kendim gideceğim. Vazifeni Bergama’ya nakil yaptır” dediniz. Gönderdiğiniz ağabey Ankara Diyanet’teki Cemaleddin ağabeye hitaben yazdığınız pusulayı elime verdi. Hemen Ankara’ya gittim, vazifemi Bergama Şadırvanlı Camii’ne yaptırdım.

 

Bergama’da bir yıl kadar kaldım. Ara sıra Bergama’ya gelip va’z yaptınız, akşam Risale-i Nur dersi yaptınız. Allah’ın rahmeti üzerine olsun, Şahin Hocam gelip o da va’z ediyordu. O zaman İstanbul’daki Sami Efendi’ye bağlıydı. Va’zlarında “Tarikat, tarikat, tarikat” diyordu.

 

Daha sonra siz geldiniz, kürsüye çıkmadan evvel, “Hocam buraya Şahin Hoca geliyor, ‘Tarikat, tarikat, tarikat’ diyor” dedim. Yüzünüz sapsarı oldu. Kürsüye çıkıp va’za başladınız, va’zın ortasında “Şeriat, şeriat, şeriat” diyerek üç kere yumruğunuzu kürsüye vurdunuz.

 

Gözyaşlarımı tutamadım, ağladım, ağladım. Sevinç ve coşkudan bayılma derecesine geldim. Size olan sevgim ve saygım en üst seviyeye çıktı. Burada rahmetli Şahin Hocama rahmet vesilesi olsun diye kısa bir hatıramı nakletmek istiyorum.

Fethullah Hoca va’zını bitirip gittikten kısa bir süre sonra Şahin Hocam Bergama’ya tekrar geldi. Va’z kürsüsünde Risale-i Nur’lardan bahsetmeye başladı. Ben şaşırdım. Va’zdan sonra rahmetli Asım Bey’in evine gittik.

 

Kalabalık vardı, odalar dolmuştu. Nur’lardan bir bahis açarak mükemmel ve mükellef bir ders yaptı. Çaylar geldi, mola verildi. “Şahin Hocam” dedim, “Daha düne kadar ‘Tarikat, tarikat’ diyordunuz, bugün Nur’lardan ders yapıyorsunuz.” Aynen şöyle dedi: “Ben yıllardır çocuklarımıza Arapça okutuyorum.

Okuttuğum Arapça kitabında îlal bahsi var. Sayfalar geçiyor, tek Allah kelimesi geçmiyor. Çocuklar kalbinin ve ruhunun muhtaç olduğu iman dersini alamadığı için izne gittiğinde namaz kılmıyor. Ama gördüğüm en âmi bir Nur talebesi namazına son derece dikkatli. Çünkü Risale-i Nur’un her satırı iman dersi veriyor.”

 

"BAŞARILI İHL ÖĞRENCİLERİNİ KAMPA ALDIK"

 

Aylar sonra İzmir’de Hocaefendi’nin dershanesinde, bir gece Şahin Hocamla gecelemek nasip oldu. Sabah ayrılırken kapıda kendisine, “Şahin Hocam, devlet memurusunuz, polis takibinden korkmuyor musunuz?” dedim. “Ben Azrail Aleyhisselam’dan öyle korkuyorum ki, polis korkusu aklıma gelmiyor” dedi. Cenab-ı Hak beni ve sizleri şefaatına nail eylesin.

 

Bergama’da bir yıl kadar kaldım. Cenab-ı Hak Bergama eşrafından Nizameddin Turgut kardeşimizin Risale-i Nur’u tanımasına beni vesile etti. Bu fedakar kardeşimiz o günden bu güne Bergama’da cemaat ve hizmet adına hangi kuruluş varsa, maddi ve manevi yükünü omuzunda taşıdı ve taşıyor. Allah ondan razı olsun.

 

Bergama’da El Ezher mezunu, ne idüğü belirsiz, fotörlü Hüseyin Kaleli adında bir müftü vardı. Hizmetimize karşı çıkıyordu. Başımı derde sokmamak için vazifemi Aydın Bey Camii’ne aldırdım.

 

Deniz Gezmiş’in yakalanıp asıldığı yıllardı. Hocaefendi’nin en yakın talebesi Mehmet Tabanca kamp için bir yer bulmamı söyledi. Babamın daha önce imamlık yaptığı Aydın’ın Koçarlı kazasının Kızılkaya köyünde yaylada bir ev buldum.

 

Tabanca, Hüseyin Özbek, Nureddin ve birkaç kardeşle kamp yaptık. Köyün komünist öğretmeni Veysel şikayet edeceğini söyleyince oradan ayrıldık. Tabanca’yı Paşayaylası’na çıkardım, Aydın’dan ihtiyaçlarını karşıladım.

Daha sonra Buca kampı yapıldı. Aydın İmam-Hatip Okulu’nun iftihar listesindeki çocukları kampa götürdüm. Kamp sonunda Paşayaylası’na çıkardım.

Okulların açılmasına yakın İzmir’e götürüp Hocaefendi’ye teslim ettim. İsimleri şöyle: Necdet İçel, Nevzat Türk, Bahtiyar Ballı, Kadir Erdur, Hasan Erdur. Sonraları Necdet İçel cemaatin Akdeniz sorumlusu, Nevzat Türk Ege sorumlusu oldu. Uzatmamak için onlarca çocuğun ismini yazmıyorum.

 

Aydın’da Dursun adında bir müftü vardı. “İslamda şuculuk buculuk yoktur” diyerek murakıbı peşime taktı. Talebeyle yaptığım dershane hizmetini takibe başladı. Vazifemi Isparta Mimar Sinan Camii’ne naklettim.

İstasyon Caddesi’ndeki İbrahim Cire’nin evini tuttum. Öğrenci toplamaya başladım. İzmir’e gittiğimde Hocaefendi, Ali Candan’ı Isparta’ya göndereceğini söyledi. Ali’yi dershaneme aldım. Bir buçuk yıl beraber çalıştık. Zaman geldi iki tane 302 otobüsü, öğrenci ile doldurarak İzmir’e, dershaneleri görmeleri için gönderdik.

 

"GÜLEN'İN HZ. İSA OLDUĞUNU SÖYLEDİLER!"

 

Hocaefendi’nin ziyaretine gitmiştim. Hizmetini gören Mehmet Tabanca bana 'Hocaefendi’nin Hz. İsa olduğunu' söyledi. “Hz. İsa’nın anası babası yoktu, oysa ki Hocaefendi’nin anası ve babası var” dedim. “Ahir zamanda Hz. İsa’yı bir anne ve bir babadan dünyaya göndermek, İsm-i Rahim ve İsm-i Hakim muktezasıdır” dedi.

 

Bu sözün Hocaefendi’ye ait olduğunu söyledi. Ahir zamanda gelecek Hz. İsa’nın ancak Nur-u iman dikkatiyle bilineceğini, onun da ancak mukarrebini bileceğini söyledi. Anladım ki bugün Hocaefendi’nin yanında bulunanlar, onun Hz. İsa olduğu kanaatini taşıyorlar.

 

Peki bunun din açısından bir sakıncası var mı? Hayır yok. Yok, çünkü ahir zamanda Hz. İsa (a.s.m.) gelecek, peygamber olarak değil Efendimiz’in ümmeti olarak gelecek. Bu hususu 20 yıl sır olarak sakladım, hiç kimseye söylemedim. Fitneye sebep olmamak için.

GÜLEN, "HZ. İSA DEĞİLİM" DİYEMEDİ!

 

Bu Hz. İsa (a.s.m.) meselesini haftalarca düşündüm. İç alemimde sıkıntılar meydana geldi. Isparta’dan Hüseyin Kıymık ile otobüse atlayıp İzmir’e gittik. Hocaefendi’ye özel mesele hakkında görüşmek istediğimi söyledim. “Hüseyin sen dışarıya çık” dedi. Ben kendisine, “Siz Hz. İsa mısınız?” dedim. Yüzü kıpkırmızı oldu. Birbirini tutmayan cümleler sıraladı, “İsa’yım” diyemedi, “İsa değilim” de diyemedi. Öyle sıkıntılı bir duruma girdi ki, soruyu sorduğuma bin pişman oldum. “Ben sizi Hz. İsa olarak değil, Kur’an’ın hizmetkarı olarak seviyorum” dedim ve ayrıldım.

 

Isparta’ya geldim. Okulların kapanması yaklaştı. Ali Candan “Çocukları kampa götürelim” dedi. Ben de “Hayır burada kamp yapalım” dedim. Aramız açıldı, yollarımız ayrıldı. Ben civardaki ilçeleri dolaşarak takdirlik ve okul birincisi çocukları toplayarak Eğridir Yukarı Gökdere Köyü’nde kamp yaptım. Rahmetli Bayram Yüksel Abi kampımızı şereflendirdi.

 

"BİR DE İSEVİ CEMAATİ ÇIKABİLECEĞİNİ DÜŞÜNDÜM!"

 

Hz. İsa meselesinden dolayı Hocaefendi’ye itiraz etmemin iki sebebi vardı. Birinci sebep: Risale-i Nur cemaati içinden yazı cemaati çıktı. Hiç de hoş olmayan sıkıntılar yaşandı. Bir de İsevi cemaati çıkabileceğini düşündüm, karşı çıktım.

 

 

İkinci sebep daha mühimdi. Üstadım Bediüzzaman, “Lezzetli üzüm salkımlarının hasiyetleri kuru çubuğunda aranmaz. İşte ben de öyle bir kuru çubuk hükmündeyim. Ayrıca: Kur’an’ın baki hakikatleri, benim gibi fani direkler üzerine bina edilmez. Edilse hakikate zulüm olur” demiş, kendi fani şahsını ortadan kaldırıp, nazarları dikkatleri Kur’an’ın bu asra bakan Nur Risalelerine çevirmiştir.

ETİKETLER : F-ransız imam Güncel Mart 2014 Cumartesi GönderYazdırYorum Etiketler: Osman Hilmi Özdil Kürdistan Enformasyon Bürosu Sakine Cansız Leyla Söylemez Fransa PKK Ömer Güney önceki habersonraki haber
Diğer Genel-Güncel haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA