İSTANBUL / AMED
Alpaslan Aslan, Kemal Kerinçsiz, İbrahim Şahin, Levent Göktaş, Atilla Uğur, Zirve katliamcıları... Kürtleri, Ermenileri, Hıristiyanları, Alevileri ve solcuları katleden devletin ‘milli’ tetikçileri, Paralel yapının hukuksuzluğu sayesinde artık özgür!
‘MİLLİ’ TETİKÇİLER
‘Çocuktan katil yaratan’ sistem Türkiye’nin en kanlı cinayetlerinin sorumlularını aramıza saldı. Dink’in hedef olmasının sorumlusu Kerinçsiz, gırtlak kesen Zirve katliamcıları, Danıştay’ı basan Aslan, yüzlerce Kürt’ün katili Uğur, Şahin, Göktaş ve Eruygur tahliye edildi!

DARBE ‘KUMPAS’ OLDU
AKP, demokratik siyaset yapan 10 bin Kürt’ü rehin tutarken, kirli savaş artıklarını sokaklara saldı. 17 Aralık operasyonu sonrası savaş suçlusu Ergenekoncularla flörte başlayan AKP, ‘darbeci’ diyerek tutukladığı tetikçileri, ‘Milli orduya kumpas’ diyerek kurtardı.
HALKLARLA YÜZLEŞECEKSİNİZ
Yakın tarihi katliam, suikast ve siyasi cinayetlerle dolu Türkiye, katliam tarihiyle yüzleşmek ve adaleti sağlamak yerine tekrar ‘devlet adına kurşun atanlara’ sarıldı, birçok kanlı cinayette yer alan ve rol oynayan isimler dışarıya salındı. Cezaevlerinin Kürtler, devrimciler, gazeteciler ve siyasetçilerle dolu olduğu Türkiye’de, AKP’nin iktidarını sağlamlaştırmak için Türkiye’nin eski Gladio gücü Ergenekon’la giriştiği karanlık uzlaşma sonuçlarını veriyor.
Zirve Katliamı’nı gerçekleştiren 5 sanığın ve Hrant Dink cinayetinin azmettiricisi Erhan Tuncel’in ardından Sedat Peker, emekli albay Levent Göktaş, Danıştay baskını tetikçisi Alpaslan Aslan, Hrant Dink’in 301’den yargılanmasının ve hedef haline getirilmesinin baş aktörlerinden olan Hukukçular Birliği Başkanı Kemal Kerinçsiz, Kürt katliamlarında yer alan eski özel harekatçı İbrahim Şahin, İnternet Andıcı davasından hükümlü emekli albay Dursun Çiçek, Hasan Iğsız, Alaaddin Sevim, Şener Eruygur, Hasan Atilla Uğur, Muzaffer Tekin, Doğu Perinçek, Oktay Yıldırım için de tahliye kararı verildi. Ancak Çiçek ve Peker başka davalardan hükümlü oldukları için salıverilmeyecek. Yine tahliye edilenler arasında gazeteci Tuncay Özkan, Merdan Yanardağ ve Prof. Yalçın Küçük de bulunuyor. Mahkeme sanıklara yurt dışına çıkış yasağı koydu.
Gerekçeyi de açıkladı
Mahkeme heyeti tahliyeye gerekçe olarak, “sanıkların tutuklu kaldıkları süre, delillerin toplanmış olması ve karartılma kuşkusunun kalmaması, ikametgah sahibi olmaları, karar onansa dahi kesinleşebilmesi için geçebilecek muhtemel süre, kararın bozulması halinde telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere neden olabilecek olması, tutuklamanın tedbir olması, benzer konumda tahliye edilmiş sanıklar da bulunması nedeniyle bunun adalet duygularını incitebilecek olmasını’’ gösterdi.
İlk çıkan Özkan
Tahliye kararı sonrası cezaevinden ilk çıkan isim Tuncay Özkan oldu. Cezaevi çıkışında konuşan Özkan, “Şeytanla yatağa girdiler, çarpılarak çıktılar. Canımıza kıymak isteyenler Ankara’da Türkiye’yi yönetenlerin en yakınındadır” dedi. Özkan, İstiklal Marşı’nın dizelerine gönderme yaparak, “Yurdumuzda alçaklar ve hırsızlar var” diye konuştu.
|
|
Katliamcılara ev keyfi
Tutukluluk süresinin 5 yılla sınırlanmasına ilişkin yasanın yürürlüğe girdiği gün tahliye edilen Malatya Zirve Yayınevi katliamının 5 zanlısı hakkında savcılığın itirazı üzerine “konutu terk etmemek üzere elektronik kelepçe takılarak” adli kontrol kararı verildi. Böylece 3 kişiyi öldürdükleri için yargılanan sanıklar mahkemece karar açıklanana kadar ev hapsinde kalacak.
Yargıda Ergenekon kaosu
Özel Yetkili Mahkemeler’i kaldıran ve tutukluluk sürelerine dair düzenleme yapan yasanın yürürlüğe girmesinin ardından Ergenekon sanıkları avukatları aracılığıyla 5 yılı aşkın süredir tutuklu oldukları için yasadan yararlanmak üzere başvuruda bulundu. Avukatların mahkemeye yaptıkları başvurunun ardından sanıklar tahliye edildi. Ancak birçok Ergenekoncu’yu 13. Ağır Ceza Mahkemesi bırakmazken, 21. Ağır Ceza Mahkemesi ise tahliye yönünde karar verdi. Bu karar ortalığı karıştırmaya yetti. 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese, yaptığı açıklamada kararın oybirliğiyle alındığını söyleyerek, Özel Yetkili Mahkemeler’in (ÖYM) TBMM tarafından kaldırılmasının Anayasa’ya aykırı olduğunu savundu.
HSYK tepki gösterdi
HSYK ise 13. Ağır Ceza’nın yaptığı açıklamaya sert bir açıklamayla yanıt verdi. HSYK, kanunlar çerçevesinde mahkeme kurma ve kaldırma yetkisinin Meclis’e ait olduğunu açıklayarak 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararı “yetki gaspı” olarak yorumladı. Mahkemenin “Anayasa Mahkemesi’ne ÖYM’leri kaldıran kanunun iptali için başvurduk” ifadelerine de tepki gösteren HSYK, “Bir mahkeme bir kanunun iptalini isteyemez” dedi. HSYK 3. Dairesi, İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tahliye taleplerini reddetmesi üzerine inceleme başlattı.
Siyasetçileri bırakın
ÖYM’lerin kaldırılması ve tutuklu süresine ilişkin yasanın yürürlüğe girmesi ardından “KCK” ana davasının avukatları, tutuklu 92 Kürt siyasetçinin tahliye edilmesi için Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Dava kapsamında tutuklu yargılanan ve aralarında eski DEP Milletvekilli Hatip Dicle, Êlih (Batman) Belediye Başkanı Necdet Atalay, Wêranşar (Viranşehir) Belediye Başkanı Leyla Güven, Cizîr Belediye Başkanı Aydın Budak, Dêrik Belediye Başkanı Cağlar Demirel, İHD Amed eski Şube Başkanı Muharrem Erbey, Azadiya Welat Gazetesi eski Yayın Yönetmeni Tayyip Temel, Gün TV eski Genel Yayın Koordinatörü Ahmet Birsin’in de bulunduğu 92 Kürt siyasetçi için başvuru yapıldı.
‘Babam bugün tekrar şehit oldu’
Alparslan Aslan’ın tahliye edilmesinin ardından konuşan Mustafa Yücel Özbilgin’in oğlu Gökhan Özbilgin, “Babam yargı eliyle yine şehit oldu” dedi. Arslan, 2006 yılında bir kişinin yaşamını yitirdiği, üç kişinin ise yaralandığı Danıştay saldırısını düzenlemişti.
AKP de CHP de memnun!
Tahliye kararlarıyla ilgili hükümet kanadından ilk değerlendirme Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan geldi. Bozdağ, “İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, kaldırılmış bir mahkemedir. Karar verme yetkileri yoktur. HSYK’yi göreve çağırıyorum” dedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da, “Tuncay Özkan’ın tahliyesiyle ilgili son derece mutluyum. Tabii bu arada tahliye talepleri reddedilenler de var. Aslında tümünün tahliye edilmesi lazım. En büyük dileğim bu” ifadelerini kullandı.
Gerçek bir yüzleşme yaşanmadı
Demokrat Yargı Eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin: Yeniden başa dönmekte olduğumuzu düşünüyorum. Urla ve Fethiye’deki linç girişimlerini de göz önüne alırsanız, mevcut iktidar krizinin geleneksel tarzda yeniden çözülmeye çalışıldığına dair bir kanaat sahibiyim. Salıvermelere bakarsak bu davaların hiçbirinin ciddi hukuksal dayanağı yoktu. Ciddi bir perspektife dayanmıyordu. Tamamen gündelik siyasi çıkarlara dayalı olarak örgütlenmişti bu nedenle de gündelik siyasi süreçlere bağlı olarak dönüşmesi son derece doğaldır. Geldiğimiz noktada da hükümet yada iktidar krizinin tarafları açısından bu grupların serbest bırakılması, bu davaların artık bütün mantıksal tutarlığını yitirmesi kaçınılmazdır. Çünkü bu davalarda bu faillerle gerçek bir yüzleşme bu güne kadar yapılmamıştır, yaptırılmamıştır bunun yolu açılmamış, zemini oluşturulmamıştır. Bu nedenle dün toplanıp içeri attırılıp bugün dışarı çıkartılmasını tutarsız görmüyorum. Son derece mantıklı görüyorum. Gerçek bir derin devlet hesaplaşması içermediği görüyorum. Geldiğimiz noktada da ortaya çıkmıştır
.