Başbakan Erdoğan Tekirdağ'da

"Niye Güneydoğu'ya yatırımcı gitmiyor? Gitmez, çünkü bu güven olmadıkça, terör devam ettikçe gitmez. Para, civa gibidir kendisi için h...
Bu haber 2013-12-07 21:22:18 eklenmiş ve 598 kez görüntülenmiştir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Niye Güneydoğu'ya yatırımcı gitmiyor? Gitmez, çünkü bu güven olmadıkça, terör devam ettikçe gitmez. Para, civa gibidir kendisi için hep uygun olan yeri, limanı arar ve oraya kaçar onu oraya kaçırmamak lazım, o güveni, istikrarı temin ettiğinizde işte o zaman Güneydoğu'ya da benim girişimcim gider, teşvikse teşvik. Biz 6. bölge, 5. bölgeye çok ciddi teşvikler verdik. Arazi veriyoruz, vergi muafiyeti, enerji hepsi var, buna rağmen gitmiyor, sebep bu anlattığımız güven, terör bütün bunlar" dedi. Başbakan Erdoğan, Tekirdağ Valiliğinin onuruna verdiği akşam yemeğinde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, iş adamları ve diğer katılımcılara hitap etti. Erdoğan, Trakya için önemli bir adım olan Trakya Gelişim Projesi'nin (TRAGEP) adımlarını attıklarını ve bu proje için eski parayla 10 katrilyon lira kaynak ayırdıklarını belirterek, projeye bölge insanı ve iş adamlarının destek vereceğine gönülden inandığını dile getirdi. "Güven ve istikrar" kelimelerinin sırlı olduğunu her zaman söylediğini ve buna inandığını belirten Başbakan Erdoğan, "Eğer bir ülkede girişimci güveni bulamıyorsa, güveni görmüyorsa o ülkede istikrar olmaz. Önce güveni görecek, geleceğini yakalayacak ki ne yapsın istikrarı da bulsun. Geleceği göremiyorsa, güvenle bakamıyorsa, 'yarın kalktığımda acaba ne olacak' sorusunu sık sık kendine soruyorsa orada netice alamazsınız. Biz, güven ve istikrar noktasında attığımız bu adımla hamdolsun Türkiye bir değişim, dönüşüm sürecini yakaladı" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, Çözüm Sürecinde kardeşliğin muhafaza edilmesine vurgu yaparak, bunun başarılması halinde Türkiye'yi büyütmeyi sürdüreceklerini söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Niye Güneydoğu'ya yatırımcı gitmiyor? Gitmez, çünkü bu güven olmadıkça, terör devam ettikçe gitmez. Para, civa gibidir kendisi için hep uygun olan yeri, limanı arar ve oraya kaçar onu oraya kaçırmamak lazım, o güveni, istikrarı temin ettiğinizde işte o zaman Güneydoğu'ya da benim girişimcim gider, teşvikse teşvik. Biz 6. bölge, 5. bölgeye çok ciddi teşvikler verdik. Arazi veriyoruz, vergi muafiyeti, enerji hepsi var, buna rağmen gitmiyor, sebep bu anlattığımız güven, terör bütün bunlar. Bunu ortadan kaldırdığımızda inşallah hep beraber buna destek vermemiz lazım. Bir yıldır sıkıntı yaşamıyoruz, ama şurada 2 gündür yine Hakkari'yi karıştırmak isteyenler var, karıştırıyorlar. Geliyorlar kamu binalarına saldırıyorlar, özel bir öğrenci pansiyonunu işgal etme girişiminde bulunuyorlar, bunların bir defa ülkeyi sevmek diye bir derdi yok. Şimdi biz Şırnak'ta gittik havalimanı yaptık. Birileri 'Şırnak'ta havalimanına ne gerek var' diyebilir. Hayır arkadaş, heryerde yapacağız. Tabi fizibil olacak, biz bunların incelemesini yaptık, fizibil olduğunu gördük." Başbakan Erdoğan, Hakkari'ye de havalimanı inşaatı başlattıklarını hatırlatarak şunları söyledi: "Fakat bakıyorsunuz ki o bölücü terör örgütü mensupları müteahhit firmaları tehdit ediyorlar. Şu anda onu da bitirmiş olacaktık. Fakat müteahhit kaçıyor, iş yürümüyor. Şimdi yıl sonuna kadar yükleniyoruz işe, her şeye rağmen diyoruz 'orayı da bitireceğiz, orayı da açacağız'. Çünkü biz Hakkari'de de benim vatandaşımın yaşadığına, insan yaşadığına inanıyoruz, oraya da bizim hizmeti götürmemiz gerekir diyoruz. Çünkü birilerinin elinde biz koz bırakmak istemiyoruz. Bunlar hem terör eylemini yapar, bir taraftan da kalkar 'devlet buraya el uzatmadı' der. Ama bizim devletin oraya da el uzattığını bunlara göstereceğiz. Son zamanlarda bir tane şöhret arayışı içerisinde olan zat var. Bir gün Meclis'te şu ifadeyi kullandı, dedi ki 'acaba Tunceli'ye de üniversite yapacak mısınız, görelim' dedi. Halbuki bizim hiç aykırı bir düşüncemiz söz konusu değildi. Arkadaşlarıma verdiğim istikamet 81 vilayetimizin 81'ine de üniversite yapacağız. E yaptık, ne oldu. Gelip de aynı kürsüden bunu yapanlara bir teşekkür mü ettin. Yok. Aynı şeyi biz Hakkari'de de yaptık, orada da üniversitemiz var, o da devam ediyor. 780 bin kilometre kare vatan topraklarında biz her yere hizmeti götürmenin gayreti içinde olacağız." "Edirne'de ne varsa Van'da da o olacak, Sinop'ta ne varsa Hatay'da da o olacak" ifadesini kullanan Erdoğan, bütün şehirlerin hepsinde aranılan şeyin bulunacağını söyledi. Erdoğan, çocukluk dönemindeyken abisinin ve dayısının gemilerde çalıştığını ve kendilerine çikolata ve defter getirdiklerini anımsattı. Ortaokul yıllarında teksir notlarıyla okuduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bakın bütün bunların hepsi geride kaldı. Artık bizde hani AVM'lere karşı çıkanlar, belli yerlerde bilmem nelere karşı çıkanlar filan vesaire şu anda Türkiye'de arayıp da bulamayacağınız ne kaldı artık. Her şey artık ülkemizde var. Tam aksine, şimdi tekstil, konfeksiyona bakıyorsun benim ülkemdeki tekstil, konfeksiyoncu dünyanın markalarına biz gönderiyoruz, ama maalesef üzerinde tabi onun markası olduğu için biz bilinmiyoruz, bilinen o oluyor. Satılan mal aslında Türk malı. İşte bakıyorsunuz diyelimki Adidas, bizden alıyor ürünü, Nike bizden alıyor ürünü. Ama tabiiki üstünde Nike yazıyor. Yani altında 'Made in Turkey' yazmıyor. Yazılmış olsa iş kolay. O zaman Nike olsun Adidas olsun önemli değil. İşte onun içinde hep arkadaşlarımıza girişimcilerimize onu söylüyorum kendi markalarımızı meydana getirmemiz şart, kendi markalarımızda yürüremiz şart. Onun için şurada 2023'e kadar biz kalkalım 15-20 tane markayı üretelim, 15-20 markayı dünyada biz meydana getirelim ve bu markalarla dünya piyasalarında biz yerimizi alalım. Alır mıyız, evelallah alırız." Konunun piyasa meselesi olduğunu ve bu piyasaları oluşturmak gerektiğine işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "İtalyan kravatıyla sükse yapıyor. İnanın şu anda biz de kravat yapan arkadaşlarımız İtalyan kravatlarından çok daha güzelini yapıyorlar. Çok daha güzelini yapıyorlar ama kompleks, kompleks. Bakıyorsun bazıları marka olmuş diğeri diye gidiyor oradan kravat alıyor. Niye onu alıyorsun ya gel kendi kravatını al. Ama almıyor. İşte bu sürecin, bu bir kültür emperyalizmidir. Aslında bu kültür emperyalizmini bizim aşmamız lazım. Sizlerle beraber aşacağız bunu. Elele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz bunu da aşacağız. Asla disiplinden taviz vermeyeceğiz, mali politikalarımızdan taviz vermeyeceğiz. İnşallah kimseyi incitmeden kırmadan gönülleri yıkmadan yeni Türkiye'yi inşaa edecek 2023'e dünyanın ilk on ülkesi arasında bir Türkiye olarak gireceğiz. Tabii hedef sadece 2023 değil, 2053, 2071. Sadece kendimiz için hedef belirlemeyeceğiz, bizden sonra gelen nesillere de biz ufuk vereceğiz. Şimdiden ülkemizi oraya hazırlıyoruz ve hazırlayacağız." Göreve geldikleri dönemde Merkez Bankası'nın döviz rezervinin 27,5 milyar dolar olduğunu belirten Erdoğan, rezervin şu anda 135 milyar doların üzerine çıktığını söyledi. Erdoğan, Türkiye'nin IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu olduğunu hatırlatarak, bu borcun 14 Mayıs'ta sıfırlandığını ve IMF ile yapılan anlaşmayla IMF'ye 5 milyar dolar borç vereceklerini dile getirdi. Ziraat Bankası'nın çiftçiye verdiği kredinin yüzde 59 faizle olduğunu şimdi ise 0-7 aralığında olduğunu hatırlatan Erdoğan, esnafın da Halk Bankası'ndan yüzde 46 faizle kredi aldığını şimdi ise faiz miktarının ortalama yüzde 5 gibi bir noktaya geldiğini ifade etti. Bütün bu oluşumların Türkiye'nin nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından büyük önem arz ettiğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Ben şuna inanıyorum, eğer bizim bu gücümüz olmamış olsa inanın bütün bu kredi değerlendirme kuruluşları filan var ya, bunlar bizimle çelik çomak oynar gibi oynardılar. Ama onlar zaman zaman bazı bize yönelik siyasi kararlar aldılar. Bu siyasi kararları alırken biz de kendilerine çok açık söyledik, 'batan bir komşu ülke var, siz batan bir komşu ülkeye 6 basamak birden artırıyorsunuz. Bunu nasıl yaparsınız' dedik. Bunu yapıyorsunuz öbür tarafta bu kadar güçlü olan bir Türkiye var, güçlü olan bir Türkiye'ye hala dereceyi arttırmada hesapta bulunuyorsunuz. E ne oldu, dünyanın parasını aldılar Avrupa Birliği'nden, Avrupa Birliği'nin kendi kaynaklarından, yine hala belini doğrultamıyor, bakın hala hergün grevler, grevler devam ediyor. Bizde tam aksine işi sağlam kazığa bağladık. Emin adımlarla geleceğe yürüyoruz. Hergün attığımız adımları düşünerek atıyoruz. Asla suistimale, gayrimeşruluklara fırsat vermiyoruz." - Ankara
ETİKETLER :
Diğer haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA