TARİHİN ÜVEY EVLADI: K-Ü-R-T-L-E-R
TARÄ°HÄ°N ÜVEY EVLADI: K-Ü-R-T-L-E-R
OrtadoÄŸu coÄŸrafyasını incelediÄŸiniz zaman Kürtlerin OrtadoÄŸu coÄŸrafyasında nasıl yerleÅŸik bir kavmi olduÄŸunu görürüsünüz. Özellikle bu son yüzyılda Ä°ran, Irak, Suriye, Türkiye coÄŸrafyasına yaÅŸamaktalar. Çünkü özellikle bu son yüzyıl savaÅŸlarında sınırlar cetvelle çizildi.
Bu sınırlar çizildiÄŸi zaman sınır çizgisinin öteki tarafında kalan aynı kanı canı taşıyan Kürtler bir anda baÅŸka bir ülkenin vatandaşı oluverdiler. Evleri bir ülkede, tarlaları baÅŸka bir ülkede kaldı.
Yüzyıl boyunce diktatör devletler onları asimile etmek için topraklarına sürekli yabancı nüfus pompaladı durdu. Saddam gibi diktatörler soykırım yapmakla yetinmediler. Nüfus populasyonlarını deÄŸiÅŸtirmek için her oyunu oynadılar. Esed diktatörü ise kimliksiz bıraktı. Türkiye ve Ä°ranın yüzyıllık karnesi aÅŸağı yukarı aynıydı. Ä°nkar, imha, soykırım…
Yüzyıl önce uluslararası saldırı kurdurulan diktatör devletlerle, günümüzde ise aynı uluslararası saldırı terör çeteleri aracaılığıyla yapılmaktadır.
OrtadoÄŸu kadim halkı olan Kürtler bölgenin en zengin kültürüne geleneÄŸine sahip olmalarına raÄŸmen Kürtler yüz yıllardır yok sayılmaya çalışılıp görmezden geliniyor. GeçmiÅŸte olduÄŸu gibi; kimse kimseye olayın çirkefliÄŸini itiraf edemiyor. Bu da aynı çirkefliÄŸin bu yüzyılda da nasıl devam ettiÄŸinin kanıtıdır.
Özellikle Kürtler OrtadoÄŸu’da tarihin üvey evladı olmaktan kurtulamamıştır. Tarihin barbar, vahÅŸi, kan emici vampirleri, katil faÅŸistleri kötü emel ve oyunlarını Kürdistan üzerinden eksik etmemiÅŸler.
Bu emellerini gerçekleÅŸtirmenin birinci yolu dili yasaklamak ve kültürünü yozlaÅŸtırmaktan geçtiÄŸini çok iyi biliyorlardı. Bunun için 20. yüzyılın başında sadece Kürtleri bölmek ve parçalamakla yetinmediler. Kürdistan da devlet adı altında kurudurulan diktatörlükler, diktatör ülkeler Kürtlerin varlığını yok saymak ve aslında öyle bir milletin olmadığını yani uyduruk bir masal olduÄŸunu anlamaları için bir sürü hikaye uydurdular. Bunu da tek tipleÅŸtirilmiÅŸ basınla, ordularıyla, eÄŸitimleri ile… dünya kamuoyuna servis etmiÅŸlerdir.
Bariz olarak Türkiye’de Osmanlıdan sonra inÅŸa çalışmalarına baÅŸlarken tek tipleÅŸtirme üzerine kültürleri yok sayıp yüzlerce kıyım yapmıştır. Halep’çe de, Zilan’da,Dersim’de ,Roboski’de ve sayamadığımız yüzlerce katliam.
Yani Kürt tarihine baktığımız zaman Kürtler hangi devletin sınırları içerisinde yaÅŸarsa yaÅŸasın her zaman katliamlara, sürgünlere ve soykırımlara maruz kalmışlardır.
Katil kapitalizmin uyduruk diktatörlükleri tarihte Kürtlerle baÅŸ edemeyeceÄŸini anladıkları zaman akabinde kendi egemen Kürtlerini yaratmışlar. Egemen güçler; ÅŸan, ÅŸeref, mevki, para pul, mal, mülk, mertebeyle belli baÅŸlı aÅŸiret liderlerini ve tebaasını soysuzlaÅŸtırıp Kürtleri itibarsızlaÅŸtırma, düÅŸürme ve bitirme yoluna gitmiÅŸlerdir.
Tarihte egemen güçlerin eliyle itibarsızlaÅŸtırılan aÅŸiret aÄŸaları, beyleri biat etmeyen onurlu Kürt halkına amir olarak atanmış. Çünkü egemen güçler merkezden uzak yerleri kontrol etmekte zorlanıyorlardı. Ali Osmaniye’nin bekası için soylu Kürdü soysuz Kürde amir tayin ettikten sonra biat ettiriliyordu.
Abdülhamit Han’ın Hamidiye alaylarını inceleyin bu günün koruculuk sisteminden hiçbir farkının olmadığını göreceksiniz. O günün koÅŸullarında kolluk kuvvetleri Kürtler idi ÅŸimdide Kürtler. Tarihte yıllar yılı egemen güçlerin bekası için Kürtler birbirlerini katletmiÅŸlerdir.
Kürtler kendilerini bildikleri günden beri yaÅŸadıkları ata topraklarında dışarıdan gelen tüm barbar kavimler tarafından kültürleri hiçe sayılarak vatan haini olarak nitelendirilmiÅŸler.
Açın tarihin gerçek belgelerine bakın, gerçek vatan hainleri orada sizi bekliyor olacaktır. Kanla, kılıçla, darbeyle, idamla, susturulmayan halklar demokrasi yalanları altında nasıl yok sayılıp sindirildiÄŸine tanık olacaksınız.
Bakın Nazım Hikmet ne güzel söylemiÅŸ;
Vatan kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliÄŸine devam ediyor hâlâ.
Mesih EROL/DoÄŸu medya
