Kürtler için Trump mı Biden mı?


Bu makale 2020-11-02 11:54:08 eklenmiş ve 332 kez görüntülenmiştir.
Kurdistan Yazarlar

 

Kürtler için Trump mı Biden mı?

 Ceng Sagnic -Rudaw

Kürdistan siyasetinin ABD’nin yeni liderinin kim olacağı ile ilgili dillendirilen ve saklanan derin kaygıları var. Son üç yılda Kürdistan’ın iki parçasında yaÅŸanılan yıkıcı trajedilerin bıraktığı miras bu kaygıların eleÅŸtirel bir süzgeçten geçmesini engellerken Kürt siyasetini Kürdistan’ın geleceÄŸiyle ilgili gittikçe daha edilgen bir yaklaşıma sürüklüyor.

 

BaÅŸkan Donald Trump ile ilgili en derin kaygıların başında Trump’ın OrtadoÄŸu siyasetini çekilme üzerine kurgulaması ve iddia edildiÄŸi gibi Türkiye ile kiÅŸisel iliÅŸkilerinin olması geliyorlar.

 

Nitekim Kongre’nin Türkiye’ye uygulamak istediÄŸi yaptırımlara Trump’ın engel olduÄŸunun ve Türkiye’nin KuzeydoÄŸu Suriye operasyonuna ise yine baÅŸkanın onay verdiÄŸinin düÅŸünülmesi Trump’ın Kürtler arasındaki popülerliÄŸini oldukça düÅŸüren faktörler. Beyaz Saray eski Ulusal Güvenlik MüsteÅŸarı John Bolton’ın geçtiÄŸimiz aylarda yayınlanan yeni kitabında Trump’ın Kürtler ile ilgili düÅŸüncelerinin olumsuz olduÄŸunun yazılması da ayrı bir husus.

 

Trump’ın yönetimde olduÄŸu üç yıl içinde Afrin’den Kerkük’e kadar çok geniÅŸ bir coÄŸrafyayı kaybeden Kürtler için ABD baÅŸkanının kendileri hakkında ne düÅŸündüÄŸü ister istemez önem taşıyor.

 

Joe Biden ise hem Trump’ın OrtadoÄŸu siyasetini çok sert eleÅŸtiriyor olması, hem de seçimlerden çok önce sarf ettiÄŸi Türkiye’de Kürtler ve muhalefeti destekleyeceÄŸi yönündeki sözleriyle Kürtler arasında çok daha popüler.

 

Trump’ın OrtadoÄŸu’daki, hatta dünyadaki tüm “kötülükler” ile özdeÅŸleÅŸtirilmiÅŸ olması haliyle Trump’ın rakibinin de -en azından seçilene kadar- tüm “iyiliklerle” özdeÅŸleÅŸmesine yol açıyor. Kürt siyasetinin neredeyse tamamının bu konuya yaklaşımı da bu yönde.

 

Benim takip edebildiÄŸim kadarıyla Kürdistan siyasetinin Trump ile ilgili kaygılarını bugüne deÄŸin sadece HDP Washington temsilcisi Giran Özcan dile getirdi. Özcan, Trumpsız bir Amerika’nın “fabrika ayarlarına” döneceÄŸini savunduÄŸu bir röportajda ABD ve Türkiye arasındaki krizlerin Beyaz Saray engeline takıldığını, Trump sonrası dönemde ise ABD’nin Türkiye’ye daha ciddi yaptırımlar uygulamasını beklediÄŸini pek de alışık olmadığımız bir cesaretle dile getiriyor.

 

Her ne kadar Özcan dışındaki Kürt siyasetçiler genel olarak sessiz kalıyor olsalar da kiÅŸisel olarak görüÅŸtüÄŸüm hemen hemen tüm siyasetçiler Özcan’ın argümanlarının aynısını dillendiriyorlar.

 

Kürt siyasetinin sırasıyla 2017-Kerkük, 2018-Afrin ve 2019-Serêkaniyê/Girê Spî travmaları henüz canlılar. Tüm bu katastrofik yenilgilerin Trump döneminde yaÅŸanmış olmaları da yukarıda söz ettiÄŸim gibi “kötünün” Trump ile özdeÅŸleÅŸtirilmesine yol açıyor.

 

Halbuki, Kürt siyasetinin analitik deÄŸerlendirmelerden kaçmayı bir kiÅŸilik özelliÄŸi haline getirmiÅŸ olması ve suçluyu kendi yapısal sorunları yerine ya yeterince destek vermediÄŸini iddia ettiÄŸi halkta, ya ihanet ettiÄŸini iddia ettiÄŸi rakip hareketlerde ya da dış güçlerin müdahalesinde araması bahsettiÄŸim bu üç yıkıcı travmanın ABD-Kürdistan iliÅŸkileriyle ne kadar baÄŸlantılı olduÄŸunun anlaşılmasını engelliyor.

 

Hatta daha kısacası ÅŸöyle demek de mümkün: ABD’nin bu üç krizden birine ya da hepsine müdahale ederek durumu Kürtlerin lehine deÄŸiÅŸtirebilecek olmasının ABD-Kürdistan iliÅŸkilerinde ABD’den kaynaklanan bir eksikliÄŸin emaresi olduÄŸunu iddia etmek en hafif tanımla “tecrübesizlik” olarak deÄŸerlendirilebilir.

 

Öte yandan ABD-Kürdistan iliÅŸkilerini ABD’nin bölge devletleriyle olan iliÅŸkilerine endekslemek geçici olarak faydalı bir tutum olsa da uzun vadede ne büyük riskler içerdiÄŸini sanırım çok vurgulamaya gerek yok. Trump’ın iddia edildiÄŸi gibi ErdoÄŸan ile kiÅŸisel iliÅŸkilerinin olmasının Kürtler için ancak geçici rahatsızlıklar yaratması, stratejik sorunlara yol açmıyor olması gerekir. EÄŸer durum bu deÄŸilse, yani ABD’deki baÅŸkanın ErdoÄŸan ile özel bir iliÅŸkisi Kürtlerin siyasi durumunu koca bir çetrefil haline getiriyorsa Kürtler ya ABD ile ya Türkiye ile ya da ikisiyle de iliÅŸkilerini düzenleyemiyor demektir.

 

Trump-Biden çeliÅŸkisi için her iki liderin de Kürtler açısından farklı komplikasyonlar yaratmasının çok mümkün olduÄŸunu vurgulamak gerekir. Trump’ın Türkiye’nin sınır ötesi müdahalelerine karşı yine sessizliÄŸi seçmesi ihtimali kadar Biden’ın Ä°ran siyasetinde Obama’nın mirasçılığını yapması ihtimali de Kürtler için eÅŸit derecede problemli durumlar.

 

Obama’nın dış politika doktrinin Ä°ran, Türkiye, Katar gibi yasal aktörler ile Hizbullah ve HaÅŸdi Åžaabi gibi paramiliter grupları aynı dönemde güçlendirmiÅŸ olması gözden kaçırılmamalı. Biden’ın bu siyaseti Obama’nın bıraktığı yerden devam ettirmeye kalkması ile Trump’ın Kürtlere karşı giriÅŸilecek yeni saldırılara sessiz kalması arasında yıkıcılık düzeyleri açısından çok bir fark yok.

 

OrtadoÄŸu, SoÄŸuk SavaÅŸ döneminde dahi yaÅŸanmamış bir kamplaÅŸmayı yaÅŸamakta. Bir tarafta Köfez’in güçlü ekonomileri, Ä°srail ve Mısır dururken diÄŸer tarafta Türkiye, Ä°ran ve Katar her konuda uzlaÅŸmadıkları ama Körfez, Ä°srail ve ABD karşıtlığında yekvücut oldukları bir ittifakı kurguluyorlar. Bu kamplaÅŸmada ABD Körfez ve Ä°srail’in yanında yani Türkiye ve Ä°ran’ın karşısında. Fakat bunun Kürtler açısından ön açıcı olduÄŸunu söylemek kadar “çok tehlikeli” olduÄŸunu söylemek de mümkün.

 

Yeni seçilecek ABD baÅŸkanının bu kamplaÅŸmada ne yaparsa yapsın Kürtler için problematik durumlara yol açacağından emin olunmalı. EÄŸer Trump görevde kalır ve Türkiye-Ä°ran kampına karşı Körfez-Ä°srail kampını güçlendirmeye devam ederse Türkiye ve Ä°ran’ın Kürtlere karşı yıkıcı agresyonlara giriÅŸmesi de Körfez ve Ä°srail’i korumakla meÅŸgul ABD’nin bu giriÅŸimlere karşı sessiz kalması da ihtimal dışı deÄŸil. Benzer bir ÅŸekilde, eÄŸer Biden Trump’ın siyasetini Obama doktrini ile yeniden deÄŸiÅŸtirmeye kalkarsa bu defa da Ä°ran ve Türkiye güdümündeki proksi güçlerin Kürtlere karşı yıkıcı askeri ya da siyasi hamleler yapacak alanı bulmaları zor olmaz.

 

Anlaşılacağı üzere gündemdeki tüm ihtimallerin ortak noktası Kürtlerin ABD’nin dostluk ve himayesine önümüzdeki dönemde de ihtiyaç duyacakları ve bunu ABD baÅŸkanının kiÅŸilik özellikleri ya da dış politika hedeflerine indirgemenin riskli bir yaklaşım olduÄŸu. Belki bu makalenin konusu deÄŸil ama ABD-Kürdistan iliÅŸkilerini saÄŸlamlaÅŸtıracak faktörlerin başında ABD’nin Kürdistan’daki askeri, diplomatik, sivil ve ekonomik varlığının büyütülmesi geliyor. Bu da yoÄŸun bir mesai, ikna yeteneÄŸi ve analitik düÅŸünebilmek ile mümkün.

 

Diğer yazıları...
Köşe Yazarları
 â€¹ 
 â€º 
ArÅŸiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FÄ°RMALAR-Ä°Åž DÃœNYASI
STK-Ä°Åž DÃœNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOÄžU KÃœLTÃœR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAÄžLANTILARIMIZ
STK-Ä°Åž DÃœNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FÄ°RMALAR-Ä°Åž DÃœNYASI
DOÄžU KÃœLTÃœR MEDYA